Katalog

ıtrın Atlantis/Murry 1 lope/Çevıren. Sibcl Ozbudun/Mıllıyet Yaymlan/245 s. Platon'un kayıp kent Atlantis üzerine aktardığı bilgiler, insanlık tarihinin en gizemli öykülerinden biridir; acaba bu efsane gerçek olaylara ışık tutabilir mi? Kısa bir süre öncesine kadar bilim adamları, dev bir kara parçasının arkasında hiçbir iz bırakmadan batmış olabileceği kuramına karşı çıktılar. Ancak Murry rlope'un geniş kapsamlı araştırmalar yaparak hazırladığı bu kitabında görüleceği gibi, Dünya ekseninin eğimindeki değişiklikler ve dev göktaşlarının Dünya'ya çarpmasıyla ilgili kuramlar (ki 1989'da benzeri olaya az kalsın tanık oluyorduk), Atlantis'in yok olmasıyfa ilgili geçerli nedenler öne sürüyor. Kitap aynca Platon un betimlemesindeki gariplikleri, Atlantis dininin ve biliminin özelliklerini ve yerleşim bölgelerini ayrıntılı bir biçimde anlatıyor. Kan gruplarıyla ilgili araştırmalar, And Dağları'ndaki kent kalıntılarının yarattığı soru işaretleri ve Afrika'daki bazı kabilelerin astronomiye inanışlarmda görülen bazı ortak noktalar, Atlantis gerçeğini gözler önüne seriyor. Ayn ayn de alındığında, bu noktalardan belli bir sonuç çıkarmak zor gibi gözükse de, hepsi birlikte ele alındığında, tarihönecsi dönemlerdc 'birden çok" ileri uygarlığın bulundugu varsayımı oldııkça güçleniyor. Tarihe, sanat larihine, arkeolojiye ilgi duyanların Murry \ lope'un kitabını kesinlikle okumaları gerekiyor. Son Osmanlı Hahambaşınm Mektuplun/Bsther Benbassa/Çevıren. îrfan Yalçtn/Mıllıyet Yuyınlan/211 v "Yer: bizdeki tarih el kitaplarınııı o bitmez tükenmez Doğu sorununa avnlmış bölünılerinue adı 'has ta adam' değildi olarak geçen bir ımnaratorluğun merkezi; îstan bul." Ve "... 1914 öncesinde, Avruna'da siyasal bir denge kurmaya çalışan altı imparatorluk arasında, geniş bir toprak bütünlüğü üstünde kurulmuş ve bir ölçüde hırgiir süz bir örgütlenmeye sahip altı, ycdi yüzyılhk bir Avrasya modeli" sergileyen Ösmanlı împaratorluğu. "Zaman, l'ransızların, halkların hak ilkesinc dayalı ulus devlet modelinin Avrupa'daki büyük imparatorlukların başını ağrıttığı XA. yy'ın başları." Kişi; "Sona eren bir imparatorluğun son hahambaşısı; Türklerin ve Yahudilerin ayrıcalıklı arabulucusu, diplomat ve politikacı, levanten stadlan; ne gerçekten saray Yahudisi, ne gerçekten ucvlct Yahudisi. Bütünleşme çabalarıyla Batı nın çağrısı arasında sallanan ve bir geçiş dönemi yaşayan Yanudiliğin simgesi... 1 layim Ilahum veya diplomatların en hahamı ve hahamlann en diplomatı."diyor kitabın yazarı Esther Benbassa. Günaydın Müzün/h'rançoıse Sagan/Çeviren: Nihal Önol/AD Yayınaltk/134 s Görkemli bir villa, yakıcı bir yaz, Akdeniz ise çok yakın. Cecile on yedi yaşında. Onun için aşk, öpüşmelerden, kaçamak bııluşmalardan ve bıkkınlıktan ibaret. Ama gerçek aşkla tanışması gecikmeyecek. Dııl babasının ilişkileri hep gelip geçici. lkisi birlikte çok eğleniyorlar, kimseye ihtiyaçları yok, mutlular. Gururlu, zeki ve soğukkanlı bir kadının onların arasına katılması bu tallı anıa düzensiz hayatı değiştirecek. Bu lehlike nasıl uzaklaştırılabilir.' Akdeniz güneşinin altında acımasız bir ovun başlamak üzere. XX. yüzyılın ikinci yarısı başlıyor. Vicdan azabı ve sınır ranımaz aşkların arasında kalan genç kızın bir aynası olacaktır bu yüzyılın ikinci yarısı. Mor (Bütün Şiirler)/Coıgız llckta^/Doruk Yayınla1%0'da I'azıl Hüsnü Dağlarca nın "Türkçe" deıgisinde ilk .şiirleri yayımlanan Cengiz Bektaş, İİK şıirlerinden itibaren ne geçici izleninılerle ne de dü^leıle oynamayı seven sözcüklerin kararsız imgelerinin titreCUMHURİYET KİTAP SAYI 459 şımlerıylc ugraştı. Yapay sozdı zünlerinin belirteçlerine ve eylemlerine yapışıp anlamsızlaşan sözcüklerin yerine, dinlemeyi ve işitmeyi ögrctcn, yaşamımızın DÜtün ötelerini" seçen sözcükleri kullanan şair, söylendiği gibi "sözcük tutumluluğuna aayanan somut şiiri ortaya koymuştur." Ccngiz Bektaş'ın şiiri, özellikle de sözcüklerin aynı anda hem insanın mekanı, hem insanın sözü, hem insanın varlığı olarak nasıl işlendiğini gösteriyor. Bugünden geriye baktıöıınızda Ük şiirlerinden başlayarak dönemsel gelgitlere kapılmadan, insan kavramının hiçbir degerinden vazgeçmeden, kibirc ve gösterişe arkasını döncrek, kendine özgü dilindeki istikranndan ve ilkelerinden hiç vazgeçmiyor Cengiz Bektaş. Su Belleği/Ce«g«: BektaşfDoruk Yayınları/y) s. Cengiz Bcktaş/ın 'Bütün Şiirleri'nden sonra yayımladığı yeni şiirleri yer alıyor "Su Belle|*i".nde. Kitap; "Görece", "Manisa Üçlemesi' ve "Bergama Uçlüsü" adlarını taşıyan üç bölümden okışuyor. Toplanı k.ırk yedi şüriıı yer aldığı "Su Belleği", Bektaş şiirinden noşlananların kaçırmaması 1985 ilkbaharında topluca tutukIanma, 1987 yılı sonbahannda tahliye kimlikli bir kız (Ceren, 1989). Türkiye'de yaşama inadı. Inadın kırıbşı. 1991 sonunda topluca Almanya'ya göç. Siyasi göçmen kimliği ile yaşam, mülteci yurtları, pansiyonumsu evler, Almanca öğrenmclcr, çcviri dcnemeleri. tnşan I Iakları savunuculuğu, Af Örgütü'ne üyelik, halihazırda Köln de ırkçılıga ve ayrımcılığa karsı faaliyet yürüten "Öffentlicbkeıt gegen Gewaît / Şiudete Karşı Kamuoyu" adlı kuruluşta çalısmakta. Doğan Akhanîrnm ilk romanı "Kayıp Denizler" ana başlığını taşıyor. Üç ciltten oluşan 'Kayıp Denizler"in bu elimizdeki ilk DÖİümü 'Denizi Beklerken" adını taşıyor. Kuşlar Sanatı/Pablo Nemda/Çeviren: ErdalAlova/Milliyct Yayınları/95 s. Nobel Edebiyat ödülü sahibi Pablo Neruda'nın çocukluğu, doğduğu Şili'nin göz kamaştırıcı Göller Böıgesi'ncfc ve yağmur ormanlarına komşu yörelerde geçti. îlk dcfa 1966'da Şili'de yayımlanan "Kuşlar Sanatı" (Arte de Pajaros) şairin dogup büyüdüğü toprakların kuşlarını kendine özgü imgelemiyle anlattıöı bir kitap. "Kuşlar Sanatı""nda Neruda Gezgin Albatros'tan "kayaliKta pençelerini bileyen" akbabaya, "serinligin tenoru" papağandan, "gül a|*acı boyıınlu" flamingoya kadar, göriip bildiği çeşitli türden kuşları, duyularının ışığıyla yansıtır. Elimizdeki kitabın son bölümünde şairin kendi düşscl kuşları yer almaktadır. Yaşadığımı Itiraf Ediyorum/Pd/'/o Neruda/Çcviren: Ahmct Arpad/Milliyct Yaytnlan/462 s. Neruda, 1974'te yazdığı "Yaşadığımı Itiraf Ediyorum"la zamanının mücadeleci bir tanığı olduğunu ortaya koyııyor. " Yaşadığımı Itiraf Ediyorum", hem Neruda'nın ünlü şiirlerinin yaratılış sürccini, hayatının önemli dönemlerini, şair tfostlarını (Lorca, Alberti, I iernandez, Eluard, Aragon) ve Salvador AIlende'yi ve trajik ölümünü Nerutla'nın anılarındaki izleriyle okuma lırsatı, hem de gemi heykellerinin, kuşların, böcekle • rin, madencilerin balta girmemiş ormanlardaki tehlikeli yolculukların, şişe gemilerinin, Uzakdoğu'nun gizemli maskelerinin hikâyesi. Yaşayan Bir Efsane: Arafat/Marco Koskas/Çevire». / lalaun Rayrı/Milliyet Yayınları/222 s. Vaser Arafat kimdir? Gözü kara bir gerilla ve usta bir politikacı, mouern terörizmin öncüsü ve kurnaz pazarlıkçı, sürgündeki göçebe ve efsanevi lidcr... Filistin halkının yazgısını yönlendiren kişi. Arafat nasıl oldu da tek başına Filistin davasının simgesi haline geldi? Yaser Arafat, Mısır'da geçen çocukluöundan itibaren nep bir "bağımsız Filistin" hayal etti. Onun ve nalkının yazgısını başlangıçtaki bu sır belirleyecckti. Işte Marco Koskas'ın yazdığı bu usta isi biyografi, ilk başkaldırıdan 1993'teki Oslo anlaşmalarınalcadar, «layla rın birbirine eklenerek yarattığı bu şaşırtıcı liderin izlediğiyolu ve vardıgı noktayı gözler önüne sermekte. }Iem lsrail'in hem Arapların tertiplediği yüzlerce su ikasttan kurtulan, birlikte yola çıktığı birçok politikacıyı eskiten Arafat, tartışmasız bir meşruiyete sahip. Yaşayan efsane Yaser Arafat'ı elimizdeki kitapta umulmadık bir ışık alrında yepyeni bir açıdan görüyoruz. Gülecek Bir Şey Göremiyorum/Uphraim Kishon/Çevircn: Halc Kuntay/Milliyet Yayınlan/206 v "Bir gün özgeçmişimi yazacagımı hiç düşünmemiştim. Hiçbir insan yaşadiKİarını aynen aktarama/ gibi gelirdi bana. Aynca beşiğimin ne rede dıırmuş olduğu kimi ilgilerıdirir, diyordum. Eşlerin en iyisi ile üç evladım, ilk' de özgcçmişimi yazmalıymışım diye tutturdukla rında bile kararımdan dönmemişrim. F,şim başta olmak üzere, hepsi Ortadoğu'da dünyava gelnıiş oN duklarından, ailc rcislerinin olaylı çocukluK ve gençlik SAYFA 21 gereken bir kitap. Ölü Yüzlet/Alı Özenç Çağlar/AD Yayınctltk/518 s. Ali Özenç Çaglar, 1947'de Akhisar'ın Mecidiye köyünde dogdu. I973'te işçi olarak Alnıanya'ya gıtti. Almanya'da ve '['ürkiye'de çeşitli dergi ve gazetelerde descnleri, kankatürleri, şiirleri ve öyküleri yayıınlandı. "Kurtuluşun Düşleri" (1979), "Kürt Şoreş" (1985), "Leke" (1986) adlı öyküleri çeşitli yarışınalarda ödüle dcğcr görüldü. "Gece Sabaha Durdu" (şiirler, 1987), "Korkunun ütesi" (öyküler, 1989), "Hıçkırıklar Kuş Kanadı" (dörtlükler, 1990), "Destanca* (şiirler, 1994) adlı kitapları basıldı. Kitap, Nihat Behram'ın tanımlamasıyla "hayatın tanımını, toprağından kan sızmavan bir dünyanın özlenıiyle" arayan Ali Özenç Çağfar'ın ilk romanı. Çaölar, romanında, Ege Bölgesi'nde Antikaçağ'da Apollonis adıyla anılan Mecidiye köyünün tarini anatomisini veriyor. Kurtuluş Savası sonrasından başlayarak köy yaşamını, yoksul köylülerin yaşam koşullarını, insan ilişkilerini. ülkenin değişen siyasi havasının bu ilişkilere ve köylünün yaşamına etkilerini yalın bir dille anltıyor. Seviyorum Geziyorum/'idr/^ Minkari/AD Yayınalık/205 .s. Prof. Dr. Tarık Minkari'nin "SeÜ H I ' MlKf All viyorum Geziyomm" adlı kitabı Seviyorum iki bölümden oluşuyor. Birinci gestyorum bölünıde, Porto l<iko'dan San Juan; St. Thomas'ta Charlotte Amalie; Curacao'da Willemstad; Panama Kanalı; Kosta Rika'da Kaldena, San (ose ve Corecia; Meksika'da Acapulco ve Mexico City; I lavvaii Takımadaları; Ohau'da Honokılu, Waikiki ve lVarl I larbor; Maui'de l.ahaine yer alıyor. Çeşitlemelerden oluşan ikinci bölümdeyse, Prof. Dr. Tarık Minkari, gezip görmüş olduğu yerlerin tarihi ve kültiirel özelliklerini ve bııralarua başından geçen ilginç olayları kendine özgü uslubuyla okurlanna aktarıyor. Kayıp Denizler I Denizi Beklerken/Do^d// Akhanlı/ttclgc Yayınlun/2HG s Dogan Akhanlı 1957 Şavşat dogumlu. 12 liyliil 1980 giinü Trab/.on I7atih Eğitim Enstitüsü son Miııfı ög rencisi. Sonrasında garson, ocakçı, balıkçı, müzik aletleri zanaatkârı. Yeraltında Ayşe ile evlilik (kayıtsız ve kuyutsuz!) kimliksiz bir ogul ((>an, 1984),