23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

b e 1 e m a r e n o s t BELGE YAY1NLAR1 20 YAŞINDA ESKİ KİJRT ÖYKİÛLERİ Derleyen: İlhami Yazgan 1 9 . YUzyılda Kürdistan'a geziler düzenleyen ve orada Kürtler ve diğer halklar hakkında araştırmalar yapan Avrupalı misyonerlenn kitaplanndan yapılan çevirilerle oluşan bu derlemede 21 öykü yeralmakta. Cano isimli SUryani'den derlenen öykülerle ilgili olarak Alman Eugen Pryme ve Albert Socin şöyle diyorlar kitaplannın önsözünde: "Cumartesı ve pazann dışında Cano ile günde 7 saat çahşma fırsatını yakalamıştık. ...Bazen öyküleri anlanrken yorgun dUştüğUnde onu birkaç duble rakıyla canlandınyorduk. Cano'nun okuması ve yazması olmamasına rağmen çok güçlU bir belleği vardı." MAIIHSİZNVEDİN Kurtuluş Teolojisi Meydan Okuyor Michael Löwy " 1960'lar Latin Amerika'sında direnen halk katmanlan arasında yükseldi 'KurtuluşTeolojisi'. Kılisenin bağnnda ezilenlerden yana lavır altna yanlısı güçlü bir akım gelişti. Vatikan bunu bastırmaya çalışıyor hâlâ. Kolombiya'da Rahip Torres gibi ömekler doğrudan savaşa kaülırken, El Salvador'da yoksullann sesine kulak veren Başpiskopos Romero hUkllmet güçlerince katledildi. Nikaragua devriminde, Somoza diktatörlUğünün yıkılmasında rahip/ozan Emesto Cardenal gibi 'inançlı' devrimci aydınlann bilyük katkısı oldu... Elinizdeki kitap genel olarak marksizm ve din arasındaki sorunlu bağlantıyı tartışırken, Latin Amenka'daki farklı bir yaklaşımı da irdeliyor..." GUnUmüz Türkiyesindeki din, laiklik tartışmalanna değişik bir bakış getireceğini düşündüğümliz bu kitabın önemli bir boşluğu dolduracağına inanıyoruz. »CşClK Y ©GUNIXTKJ U ÇAT1ŞMA Ilan Edilmemiş Savaş Derleyen: Jochen Hippler ABD'nin geliştirdiği "Düşük Yoğunluklu savaş" ya da "düştlk yoğunluklu çatışma" esas olarak ÜçilncU DUnya Ulkeleriyle ilgilidir. Orta Avrupa çatışma alanımn ABD tarafından bir süre sözde ya da gerçekte abartılmasından sonra, ABD'nin kendi askeri güçlerini yeniden UçüncU DUnya'da kullanıma hazırlamasına hizmet etmesi amaçlanmaktadır bu konsept ile." Bugün, Almanya, birlikten sonra akalan elındeki Doğu Alman silahlannı, dünyadaki "düşük yoğunluklu çatışma" alanlanna aktardı. Bunlar arasında ilan edilmemiş bir savaşın sUrdüğU Türkiye'de vardı. Elinizdeki kitap emperyalist melropollerin ÜçüncU DUnya halklan için hazırladıklan yeni savaş konseptini tartışıyor... B İ R O1MUR KAVGASI Cizre'den Strasbourg'a Yeşilyurt Dışkı Yedirme Davası Hasip Kaplan TUrkiye ve dünya kamuoyunda "dışkı yedirme" davası olarak bilinen "Yeşilyurt Davası" çok konuşuldu, yankılan çok oldu. Hukuk tarihimize en ilginç davalardan biri olarak, silinemeyecek izler bıraktı. Cizre'de başladı, Ankara'da surdü, Strasbourg'ta son buldu. UlusalüstU hukuk ve yargıya girerek dünyaya mal oldu. Birçok köşe yazan bu konuda yazılar yazdı. Politikacılar meydanlarda, Meclis kürsüsUnde konuyu işlediler. Mizah dergilerinde, karikatürlere konu oldu, birçok kitapta yer aldı, gazetelerde dizi yapıldı, liyatrosu yazıldı, oynandı. Yeşilyurt Davasının başlangıcı neydi? Olay nasıl gelişti? Olağanüstü Hal Bölge Valiliği, Asayiş Komutanlığı neler yaptı? g b e 1 g r u m b e HEMŞİN GİZEHfl Hamşen Ermenileri Tarihinden Sayfalar Levon Haçikyan Bugün Hemşinlilerin bir bölümü anadilleri olan eski Ermeniceyi konuşmaya devam ederken, bir bölümü de TUrkçe konuşuyor. Anadolu KUltür Mozaiğinin önemli bir parçasını oluşturan Hamşenlilerle ilgili araştırma için Profesör Payuyr Muradyan, "Yanyana yaşayan iki halkın, Ermenilerin ve Türklerin birbirini resmen tanımaya mahkum olduklanna inanıyorum..." TELÖRENİZAK Panait Istrati "Kendinizi Karadeniz'den aşağı koyverdiniz mi, varacağınız yer Iskenderiye Limanrdır... Boğazlar ve Ege Uzerinden Akdeniz'i aşarak... Bu, Romanya'dan Mısır'ın kozmopolit kenti Iskenderiye'ye savrulanlann öyklisü... lnsanlar doğduklan yere tutkundurlar, ama sürülürler, savrulurlar, kaybolurlar ve . denizlerin liman kentlerinin cazibesi ile bilinmedik yerlerde tutunmaya çalışıriar..." 1 g e y a a m Ş u l k e l e r b o l g e l e r h e 1 e •• g "Yayınlama ve Basın Özg&rlüğii, egemen devletlerin çoğunluğunda, rnınifn drmokratik slstemin ayrılntaz bir parçası ve temel Insan haklanndan biri olarak , kabul edllmektedlr. Ancak ne yazık kl, bn dzgfirlük kiml rejlmlerde glyasal, dlnsel ve tlcarl açıdan üârekll baslu.altında tuktulabbUmektedtr ve blrfok yerde ' açıktan saldırıya uğramaktadır. Bu «adece mesleğimİMs onun bütuhs«lllğine yönelik bir tehdlt olarak lt^lffinıwnVfw, aynı^uımanda serjtest bllgl aluşını ve'her ' ynrttaşın okuma ÖKgürlfiğanün eageUrnaıesi anlamına gelmektedlr" DÜİVYA YAYİIVCILAR İ î t R l İ Ğ l , 1 9 9 5 (*) Belge Yayjnlannın son bir ay içinde 3 kitabı yasaklaridı: Lissy Schımdt, ÖZGİ^fUJÜGÜNBEDEU; Haluk Gerger, TÜRKrYE'NJNDVZENÎ VEKÜRTıSpRVNU; V Haydar Işık, DERSİM TER.TELESİ. EŞİTlJKÇİ TOPLimAR Sömürüsüı birgelecek için antropolojik inceleme Mustafa Cemal e a n l a r b e 1 g e k u r a m b e l Y azar, tüm devrimlerin sorunlanndan hareketle, özellikk de eşîtlikçî bir toplumun olabilirliği konusunda olumlu bir yaklaşımı benimseyerek, antropolojik araştırmalann sunduğu olanaklarla zorlu bir kavramsal sorgulamaya gırişıyor. Kapitalizm sonrası toplumu tartışmak için, işe ilk loplumlann kendisinden, değişimin, ailenin ve hiyerarşinin kökenlerinden başlıyor. Üreülmiş zenginliğin nasıl Uretildiğı, el değiştırdiği ve bölUşüldüğU sorulan yanında, dolaysızca insanın nasıl üretildiği vecinslerin birbirini nasıl bölüştüğü sorulanna yanıt anyor. A. Kadir Konuk " B i r d e n esmedi rüzgar, birden başlamadı ftrtına. Uzun yıllar boyunca alttan alta saldınldı devrimlere. Sonra duvarlar çöktü birbiri ardından, saraylar yıkıldı. San bir tipiydi sırça saraylan yerle bir eden. Burada devrime küfür aranmasın boşuna. Burada savunulan şey devmnin öncelikle insanın kendi iç dünyasında gerçekleşmesidir. ŞAKAYIK Süleyman Okay Şakayıklar basınca ovalan buralarda duramam vazolara koyamam seni sığmazsın acılann, sevdan alınterin sığmaz Parklarda banklara kazınır adın anılann kalır anaç bir çınann göğsUnde... tstanbul'da Diyarbakır'da AZALHU&EN Yelda Bir zamanlar dedemin evinin bulunduğu Ziya Gökalp tlkokulu Sokağı'ndaki kasap bugün aynı yerinde duruyor. Dilan Sineması'nın altındaki Paris Terzisi, arük Paris değil ama, yine terzi; Süryani Hanna'dan söz etmem tuhafına gidiyor. Lokantaki yemekler lstanbul'dakinin aynısı, yanında pet şişede su. Hadi, babakanuç, tırşik, meftune mevsimi değil... Ya açığ ekmek? Pide?... Yerel külturümüze ait özellikler siliniyor, yok oluyor. Globalleşme bu herhalde, egemen kültUrün alünda ezilip yok olmak! Egemenin de egemeni var tabii; Ermeninin, Keldaninin, Süryaninin, Yezidinin kökü kunıtulunca geri kalanlar da, en azından kUltürel olarak, kunımuş... ...1934 Trakya Olaylan, Varlık Vergisi, Yirmi Sınıflık Askerlik, 67 Eylül 1955... Bu ırkçı mirası devralmak istemiyorsak, nostaljik bir hatırlama değil; itiraf, özUr, gereğini yerine getirme... Hepimizin arkadaşlığı için Tilililililü... Dönemin lçişleri Bakanı, Başbakanı, Cumhurbaşkanı, Bakanlan, yetkilileri, insan haklan savunuculan neler söyledi? Tanıklar hangi korkuyu yaşadı? Sanık neden korktu? Bilinmeyen yanlan nelerdi? Köylüler haklannı aramak isterken ne tür baskılarla karşılaşular? Davanın avukatına, savcılara, hukukçulara yönelen tehditler nelerdi? Ne tur bir yargılama yapıldı, nasıl karar verildi? Strasbourg'a neden gidildi, orada neler oldu? Avrupa İnsan Haklan Komisyonu'nda etkileri neydi? Devlelin yaklaşımı ne oldu, suçlu korunmak istendi mi? Halkın tepkisi ne oldu? ÖnümUzdeki yıllarda da konuşulacak, şimdiden Universiielerde okutulan bu davanın kitabı TUrkiye'de adil bir ortam ve banşa katkı sunacaksa, amacına ulaşmış sayılacakiır... NEDEN KARDEŞİM HÜSNIJ Yorgo Andreadis * ' ~ ^ 0 yıldan fazla bir suredir bilmediğıniz bir erkek kardeşiniz olması mürakün mü? Yaşamım süresince pek çok garip şey geldi başıma. Bu ise en garip olanıydı..." 1 P o e t e SAKJTfcPİ k a b e 1 V Al\ GÖI.tPTVDE Y I L A M J B İ R GİJNIIN ESRARI Hasan Bildirici g e m ı t o s 1 " G ö l çevresinde sayısız insan yaşar. Sen de öyle vebiz hepimiz bu gölün çocuğuyuz. Fakat bu insanlar için göl, herhangi bir şeyden, işe yaramaz kaya yığınlanndan, dağlardan ve her hasadın ardından san bir yalmzlıkla savnılan tarlalardan farksızdır. Çünkü göl onlara bir şey sunmaz; onlar da istemesini bilmezler. Benim içinse göl hayaün sımdır; gölün gök rengindeki ebedi berraklığma bakükça yaşamakia olduğumu anlanm, beni var edenlerin sonsuz hayat içindeki varlıklannın bu gölle birlikte varolduğunu düşünürüm. Her kum taneciğinde onlann ayak izlerini görür, her su damlasında onlann tenlerinin bulaşmışlığını hissederim. g e a n l a t ı b e 1 g e ö y k BELGE ULUSLARARASI YAYINCILIK/Divanyolu Cad. Binbirdirek Han No: 15/409 Sultanahmet ÎST. Tel/Faks: 517 44 53 Tel: 638 34 58
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle