Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vitrindekiler '? & 1, ile yapmış olduğu söyleşiler aynı zamanda kültürel coğrafyamızın görünümünü de sergilemektedir. On yıllık bir çabanın ürünü olan bu kitapta söyleşilen şair, yazar ve düşün insanlarının yaşam serüvenlerini, yazınsal/düşünsel dünyalarının boyutlarını, yaratıcı kimliklerinin sözden yazıya dönük yanlarını bulacaksınız. Söz Uçar, Yazı Kalır kültür sanat yaşamımızın yazınsal bir göstergesidir." diyor Feridun Andaç. Aynalı Binalar Nöbetçi Mimarlar/ Gürhan Tümer/ Mimarlar Odası Bursa Şubest Yayınları/ 213 s. "Bu kitaptaki yazıların atası, Mimarca Değinmeler. Bu yazıların AYNAU BİNALA* NÖBMTÇİ MİHUUtUU kimileri, daha önce, bu başlık altında, Yapı ve Arkitekt dergilerinde yayımlandı. Ama bunların çoğu, bu kitaba girerken, aradan geçen zaman içinde yaptığım eklemelerle, değiştiler, uzadılar, genişlediler. Kimileri, ilk yazıldıkları gibi küçücük, güdükçe kaldılar. Kimileri ise, yepyeni; bu kitap için yazıldılar, ilk kez okunacaklar. Bu kitapta toplamaya karar verince onları, ilkiyle sonuncusunun adını birleştirip Aynalı BinalarNöbetçi Mimarlar koydum bu kitabın adını. Ama yine de, bu yazılar, Mimarca Değinmeler aslında. Onlara, Mimarca Denemeler de diyebilirsiniz. Biraz da, tarihçesinden, gerekçesinden sözedeyim bu yazıların. Okurken, düşünürken, birtakım notlar düşüyordum kâğıtlara. Bu kırıntıların kimileri gelişebiliyordu, makale olabiliyordu, kitaba dönüşebiliyordu. Ama kimileri de, dosyalarda bekliyordu. Onlara acıyordum. Onların öyle kalakalmalarına gönlüm elvermiyordu., Onları değerlendirmek istiyordum. Bir de, bıkmıştım biraz da çok "bilimsel" ve pek asık suratlı "araştırmalardan", "tezlerden", öyle yazılardan, kitaplardan. Daha bir özgürce kullanmak istiyordum kalemimi. Sonra, zaten yapıyordum bunu başka konulardaki başka yazılarımda. Başkaları da yapıyorlardı. Sonuçta, okunası denemeler çıkıyordu ortaya. Dedim ki: Neden konusu mimarlık olan böyle yazılar yazmayayım? Yazdım. Aslında, konuları mimarlık olan bu tür birçok yazı yazmadım değil daha önce de. Ama yine de, bunlar başka sanki." diyor Gürhan Tümer. Ubeydullah Efendi'nin Amerika HatıralarıSıradışı Bir Jön Türk/ Ahmet Turan Alkan/ tlettjtm Yayınlart/271 s. + 12s Albüm Ubeydullah Efendi (18581937), sarıklıcübbeli bir Jön Türk'tü. Onun çelişkilerle dolu kişiliği, Jön Türkler'in türdeşlikten ne kadar uzak oldukları hakkında fikir vericidir. II. Abdülhamid, Ubeydullah Efendi'yi (bugünkü Libya'nın güneyinde, Büyük Sahra'da bulunan) Taif'e sürmüş, Ittihat ve Terakki ise Ikinci Meşrutiyet'te üç defa mebus seçtirmişti. Ubeydullah Efendi ayrıca hapse de girdiği ("Sultan Hamid devrinde bir buçuk sene hapis, beş buçuk sene nefiy, on sene kaçaJc olduğumuz için tecrübei didegândan sayılıyoruz") Abdülhamid döneminde sultana jurnaller vermiş, Ittihatçıları kıyasıya eleştirmiştir. Mütareke'de (iki kere) Malta'ya sürülmüş, Cumhuriyet'te Beyoğlu Evlendirme Memuru olmuştur. 1931 ve 1935'te, dönemin tek partisi CHP'nin Beyazıt milletvekilliğinde bulunmuştur. Dünyanın birçok ülkesini gezen Ubeydullah Efendi'nin 189395 yılları arasında iki buçuk yılını geçirdiği Amerika'ya ilişkin anılarını hem zevkle, kimi zaman hayretle, hem de yararlanarak okuyacaksınız. Ubeydullah Efendi, yakın tarihimizin fazlasıyla renkli ve özgün kişiliklerinden biri. Onunla, 188688 yıları arasında niçin gittiğini bilemediğimiz Paris'te beraber olmuş Ali Kemal'in şu sözleri bu kişilik hakkında aydınlatıcıdır: "Nereden geliyordu? Nereye gidiyordu? Ne yapmak istiyordu? Nasıl ne kudreti ilmiyede, ne fikirde idi? Bilinmezdi. Paris'te idi ne için? Iş için mi? Hayır. Tahsil için mi? Yine hayır. Irat, servet sahibi mi idi? Hayır. Nasıl yaşardı, anlaşıl1 Kırmızı ve Siyah/ Nahıd Sırrı Örik/ Yayına Hazırlayan M Kayahan ÖzgülVahide Bilgı/ Hikâyeler 2/ Oğlak Yayınları/ 186 s Oğlak Yayınları tarafından daha önce "Kıskanmak", "Eski Zaman Kadınları Arasında", "Yıldız Olmak Kolay mı?", "Sanatkârlar" adlı kitapları yayımlanan Nahid Sırrı Orik'in bütün yapıtlarını yayımlamak konusundaki çabalar sürüyor. Uzun yıllar okurun ilgisinden haketmediğj biçimde uzak kalan Nahid Sırrı Örik ve dünyası yeniden basımlarla, bir kez daha gün ışığına çıkıyor. Türk Edebiyatı'na "uzun hikâye" tanımını gerek yapıtları gerek edebiyat tartışmaları ile sokmuş olan Orik'in Hikâyeleri'nin 2. cildi olan Kırmızı ve Siyah'ta da, aşkı, kadını, erkeği, cinselliği, şehveti, ihaneti, safiyeti herkesten farklı algılayıp farklı aktaran bir yazarın kırgın, kızgın, bıkkın, kıskanç, sinsi, candan, ama mutlaka ilginç sevgi yorumlarını bulacaksınız. Jacob'un Odası/ Virginia Woolf/ Çeviren • Fatıh Özguven/ Oğlak Yayınları/ 205 s. 20. yy edebiyatının kilometre ta§larından biri olan ve yeni romanın kuruculan arasında en önde gelen yazarlardan biri olarak anılan Virginia Woolf'un edebiyatında dönüm noktasını oluşturan kitabı "Jacob'un Odası" Fatih Özgüven'in titiz çevirisi ile yayımlandı. Virginia Woolf bu kitabı ile ilgili olarak günlüğüne şöyle not düşmüştü: "Kendi sesimle bir şey söylemeyi kırkında öğrenmeye başladım." Önceki iki romanı ile geleneksel romana bağlı kalan Woolf, "Mrs. Dallovvay", "Dalgalar", "Deniz Feneri" gibi dehasının zirvelerini oluşturan yapıtlara giden yolu ilk kez Jacob'un Odası ile araladı. Hayatın iç içe geçmiş, kınlgan, korkutucu ama bir o kadar da gözalıcı, heyecan verici akışı, dokunduğumuz anda yitiriverdiğimiz uçuculuğu izleniyor Woolf'un satırlarında. Yakup Kadri'den HasanÂli Yücel'e Mektuplar/ Hazırlayan. Canan Yucel Eronat/ Yapı Kredı Yayınları/ 68 s Canan Yücel Eronat'ın hazırladığı bir kitap "Yakup Kadri'den HasanÂIi Yücel'e Mektuplar". HasanÂIi Yücel, "193537 yılları arasında yazınımızın yakın tarihini yazmayı tasarlar. Dönemi edebi portrelerin özellikle bir fîkir ve sanat adamının, çok yönlü bir kişiliğin çevresinde toparlamayı düşünür. Kararını verir; en uygun kişi Yakup Kadri'dir. Onun bütün ömrünce üstünde durduğu birey ve toplum, derdi günü olaylar ve insanlardır." Oğlu şair Can Yücel'in deyişiyle "çağın en güzel gözlü maarif müfettişi" ve efsanevi milli eğitim bakanı HasanÂIi Yücel ile "zoraki diplomat" ve gönüllü romancı Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun yıllarca süren mektuplaşmaları 1937 yılında böyle başlar. 1995 yılında, babasının dedesi olan Ertuğrul süvarisi Ali Bey'in karısı Ayşe Hanım'a gönderdiği mektupları (Ertuğrul Süvarisi Ali Bey'den Ayşe Hanım'a Mektuplar, YKY) derleyen Canan Yücel Eronat, bu kez de Yakup Kadri'nin babasına gönderdiği mektupları bir araya getirmiş. Yakup Kadri'den HasanÂIi Yücel'e Mektuplar'da insan ve yazar olarak Yakup Kadri'nin yanı sıra, HasanÂli Yücel'in bir CUMHURİYET KİTAP SAYI 308 eğitimci olarak ülkemiz için taşıdığı önemi daha ilk günlerde anlamış ve anlatmaya çabalamış düşünce adamı Yakup Kadri'yi de bulacaksınız. Saklı Su/ Doğan Hızlan/ Yapı Kredi Yayınları/ 302 s Doğan Hızlan'ın çağdaş Türk edebiyatı ile ilgili kuramsal yazılarını Doğan İîızlân ve eleştirilerini bir araya getiriyor sakh su "Sakh Su". Doğan Hızlan 1937 yılında îstanbul'da doğdu. Hukuk öğrenimini yarıda bıraktı. İlk yazısı 1954 yılında yayımlanan Hızlan, çeşitli dergilerin sanat sayfalarını / yönetti. Birçok gazete ve dergide eleştiriler yayımladı. Halen Hürriyet gazetesi yazarlarından. Yazıîı Ilişkiler (1983), Günlerde Kalan (1983), Sanat Günah Çıkarıyor (1992), kitaplarından sonra, geçtiğimiz aylarda yine YKY'den Kitaplar Kitabı'nı yayımlayan Hızlan aynca, Ercümend Behzat Lav'ın Bütün Eserleri'ni yayına hazırlamıştı. . Saklı Su, Peride Celal'den Ece Ayhan'a, fütürizmden Anadolu'ya, Sait Faik'ten Melih Cevdet Anday'a pek çok şairyazardan yazı alanına geniş bir yelpazeyi kucaklıyor. Kitabın adı olan Saklı Su, Behçet Necatigil'in bir şiirinin adı. Doğan Hızlan'ın deyimiyle söylersek; "eleştirmenlik de saklı suların ortaya çıkarılma çabasıdır." ... Saklı Su, eleştiri durağında önemli bir başvuru kitabı olmaya aday. Alıntılar/ Tabsin Yücel/ Yapı Kredi Yayınları/ 357 s. Tahsin Yücel'in 19941996 yıllan r~Tahsii) Yücel 1 arasında Cumhuriyet gazetesinde I uhnttlar ' yazdığı köşeyazılarından oluşuyor ~ "Alıntılar". Tahsin Yücel; 1933 Elbistan doğumlu. Fransız yazını ve göstergebilim alanında uzman. Halen Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Fransız Dili ve Edebiyatı profesörü. Kuramsal yazılarıyla olduğu kadar yazdığı hikâye, masal, romanları ve çeviri kitaplan ile de Türk yazın tarihinde önemli bir isim. Kendisini, bir yazısında, bir sanatçı değil bir yazın işçisi olarak yorumlayan bu alçakgönüllü yazarın son olarak kitaplaştırdığı Alıntılar da yine bir kültür ve yazın adamı prizmasından geçen gazete yazıları. Tahsin Yücel Alıntılar'da politika, dil, kirlenme, değişim, para, utanç, roman, yazın, kültür ve pek çok konuda geçerakçe ya da artık geçmeyenakçelerle ilgili yazıyor. "Ölçünün durduğu yerde her şey her şeye dönüştürülebilir" diyen Tahsin Yücel bu coğrafyada ve bu çağda olan biten, eksilen değerlere ışık tutuyor. "Alıntılar", hiçbir zaman bir yazın adamı kimliğini unutmadan kaleme alınmış, güncelliği de taşıyan sıkı köşe yazılarından oluşuyor... Söz Uçar, Yazı KalırBugünün yazın ve kültür coğrafyası/ Ferıdun Andaç/ Toplumsal Dönüşüm Yayınları/564 s "însanlığın belleği yazıyla başlar diyebiliriz. Kil tabletlerdeki çivi yazısı söz'ün ilk tutanaklarıdır adeta. Yazı bir tespit, bir belirlemedir, sözü kalıcı kılandır. Sözün birikimiyle varolan yazı düşün dünyamızı da biçimler. Söz izsiz, uzsuzdur. Sesler vardır, uçup kaçıcıdır. Sürekli bir sonsuzluğu simgeler. Yazı kalıcıdır, bizi düşüncenin enginliklerine götürendir. "Söz Uçar, Yazı Kalır" sözden yazıya uzanan bir serüvenin tanıklığını içeren söyleşiler toplamından oluşuyor. Feridun Andaç'ın yazın ve kültür yaşamımızın seçkin adlan SAYFA 21