05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ayin ekmeğiaşk ayin ekmeğiBaşkası ve Kİmbilir hangi dui Kaçar dil içime ağızdan girmesi için yaşamanın O tatlı şarabı Theâtre/Roman, 1974 BÎTİŞ SÖZCÜKLERİ Vakit güpe gündüz ve bir boşluk içimde kimse yok kollarımda Kimseyi sarmıyorum I Iiçbir ten bedenime dokunmuyor Hiçbir Yankı hiçbir bakış hiçbir çağrı yok Ağzımın içinde bir dil yalnızca işe yaramaz ve parça parça Sözcükler Suskun sözcükler Dişlerimin arkasında iskelet O tek yalnızlık Harap olmuş bir sabahım ben Bir mezarlığım Hiçbir şev Benzemiyor bana enkaz halindeki Bir antik tiyatro kadar Bir tiyatro ki taştan ve perdenin olmadığı devirden kalma Duvarlarında silik yazıntılar Katmersiz bir gün uzanıyor önümde yaralı bir nefer gibi Ve işte sustu içimde aniden o boş söylem Sonsuza dek yalnız olmanın o hep yalnız kalmanın söylemi Bir yalnızlık ki Kumluk tepelerde oynayan Bir çocuğun unuttuğu oyuncak kadar yalnız Ah! uzun zamandır ve hâlâ gibi yaptığım Yasamak Oyun oynadım Yalnış iz sürdürdüm Kazandığım ne ki Bozuk Paradan Daşka üstelik kendime ait olanı Hepsi bu işte Yaşamımın tükenişini dinliyorum içimde Damla damla Musluk tamircisi ne yapsın ki buna • Ey duvarlar ölememenin ey duvarları Her kim ki durur önünüzae yitip gidecektir îçimde yakamı bırakmayan bir tuhaf gök görültüsü Ben ki hiç ama hiç oynamadım Birini hiç kimseyi Yemin ederim Olmadım bu ıssız çölden başka hiçbir şey Ne de bir tarih sahnesi Hiçbir şeyin yankısı kendi sesini bastıran Ayak seslerimden başka Zamanı ayarlayan Çamın boğazladığı kumdan baska ölmeyi bekliyorum beceriksiz bir aşık gibi Şu korkunç hiçlik kavşağında Randevusuna hep geç kalan Bir ses duyma umudunun bile olmadığı bu yerde Derin bir yakınmanın iniltisinin bile duyulmadığı Pencerelerde gezinen bir bakışın bile olmadığı Fırtınalara sonsuzca tutkun bir ağaç gibi Bütün kuşlar kaçıştılar dallarımdan Kuruyor terkedilmiş yuvaları Gözyaşları gibiYanaklarda Resmimin durduğu tuvalden ressam da ayrıldı Sanki bir örümcek gibi Sanki pişmancasına Neyin resmini yapıyor ne çiziyor o Kuşkusuz gençliği Ve mutlu ülkeleri ve bir gün günlerinin benimkisine benzemesindçn Öylesine korktuğum insanları Ne çizerdi ki bir ressam nesnelere yeni rengini vermekten başka Sizleri güzel çocuklar kuşkusuz sizleri yani bizleri mutsuzluğa mahkum edilmiş bizleri Mutluluk mevsimini avuçlarından kaçıran siz çocukları Yüzlerinde o katıksız rolü oynamaya inat eden sizleri Yitip gidişi gibi her şeyin içimde her şey silinip gidiyor O hep vahşi duran mutluluk hariç Çekip gidişinden sonra da. Tbeâtre/Roman, 1974 CUMHURİYET KİTAP SAYI 3 6 8 Hiçbir şey benzemiyor bana enkaz halindeki bir antik tivatro kadar' LOUIS ARAGON 1897'de, Paris'te, evlilik dışt bir ilişki sonucu doğdu ve bu yüzden annesini uzun süre ablası olarak tanıdt. Breton, Eluard ve Soupbult'ya birlikte önce Dada'nın içinde daha sonra da gerçeküstücülüğün kurucuları arasında yer aldı. 1927 ytlında bir daha kopmazcasına Fransız Komünist Partisi'ne kaytt oldu. Bir yıl sonrasında bir aşk acısından dolayı Venedik'te intihara girişti, bu olaydan iki ay kadar sonra Elsa'yla tanıştı ve Dünya aşk şiirinin en güzellerinden birini onun için yazdı: Elsa'nın Gözleri. Ömrü yazmakla geçti. Hem birçok roman hem birçok şiir hem de birçok deneme yazdı. Ikinci Dünya Savaşı strasında direniş hareketinin öncülerindendi. Savaş bititninde Stalincilikle itham edildi. Şiirleri "chanson poetique" türünde büyük sükse yaptı. 1970 yılında Elsa'yı yitirdi. 1974'te yazdığı son romanı için "hayatımın bilançosu" der. Bu yıldan sonra eşcinsel oldu ve basının karşısına maskelerle çıkmaya başladı. 1976 yılında kendi özel arsivinde bulunan tüm yapıtlarını, elyazmalarınt, yazışmalartnı Bilimsel Araştırmaîar Ulusal Merkezi'ne (C.N.R.S.) bağtşladı. 1986'da Paris'te öldü ve Yvelines'de Elsa'nın mezarımn yamna defnedildi.Daha sonra bu banliyöye Aragon adt verildi. AŞK DA BÎR TÎYATRODUR Perde kapanır ve artık açılmaz Seyirciler hiçbir şey seyredemeyecekler Salon boş Oyuncular rollerini ezhere biliyorlar Ama başka türlü Ezbere diyorsam sunun için y Konuşma güzergânına geldik diye Oyuncular Konuşma güzergânına geldik Inanıyorlar söylediklerine I l öldikli S Söyledikleri zaman Ezbere Bilinmiyor uzun zamandan beri yıllardır kime aittir Hangi kör Homeros'undur metin ve zaten bellidir Bunun Folklor olduğu hem de sürekli yenilenen Önemi yoktur hiç Yorumlamanın ve alkışlanan yorumlayıcıdır yalnızca Yaratıcı sözlerinden dolayı her defasında Sözcüklere ihanet etmek salt bir yetkidir insanda Yüzyıllardan beri kullanıla kullanıla Selin sürüklediği ebedi çakıllardır onlar Zamanın suyunda kayganlaşırlar berraklaşıncaya kadar O uzun sel gibi dilin derinliğindeki ışıkla Karanhk ve mutluluğu anımsatan yavaş geçen bir günün Ansızın gelen ateşiyle O çok hızlı solgunluğuyla Bütün bedeniyle Alevleriyle Ama oyuncu oyuncular çıkınca o avin avlusuna Benzerler harikulade tereddütleriyle Tramnlenin üstünde ruhlarını gösteren dalgıçlara Ama bu vahşi oyunda hâlâ rol alanlar Ve kucaklarında törensi kuralları Sevginin O garip duasına uyarak Tek bir Tanrı olacak Sevgililer Az sonra Çıkaracaklar kostümlerini Çırılçıplak Yıkamışlar hayali Bir soğukta çehrelerini Güneşje birlikte yürüyecekler sokaklarda Ya da yağmurla Binecekler Her günkii metroya Olacaklar Herkes gibi SAYFA 18 Korkunç bir biçimde yalnız kalacaklar bir çocuk gibi Peri oyununun sonunda Yasamak ne zaman gerçektir söyleyin bana Yalvanyorum size Yasamak ne zaman gerçektir ne zarrtan daha gerçektir yaşamaktan Ölmek ne zaman Gösteridir Ne zaman yalan sövlemektir ve tiyatrodur O tek ve engin süslü gerçek Kadın ve erkeğin beraberliği değil midir Neye yarar haykınrsam sizlere yazamadığım şeyleri lçimde taşıyorum onları bir sevgi depremi gibi Hiçbir şey iflah olmaz ilerleyen yaşla hiçbir şey sönüp gitmez Saçlara yağan kar volkanlan dindirmez Ey kor yığını Içimdeki kurtlar Kemiriyorsunuz içimi Yeniden okuyorum kendimi anlıyorum ki ne garip Bir şiir yazmak ve elimi atıyorum boynuna Kendi görüntüm güven veriyor bana yakıp yıktıktan sonra Yeniden okuyorum kendimi bir başkası bu pekala benim kendim ya da G a r i p ki ne kadar çok kişi olmuşum yazdıklartmda Ama yine de hiç haketmemiştim yalnız bırakılmaya Louis Aragon/ Şiirler/ Çeviren: Bahadır Gülmez Her tiyatro öncelikle bir sabırsızlıktır Ne olacağının sabırsızlığı sürprize gelince Onunla aramda şiddet vardır Her ikimizin içinde aniden aniden Bekleriz Başdönmesini ve rüzgâr dönüşür çözülmüş saçlara Ormanlardaki en uzak yesillikler Parçalanırlar delinirler gölcyüzünün beyazlığıyla Renksiz uzamında bulanıklığın Ben mi bulandırıyorum onu bukleleri ya da pencereleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle