07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

rarlanılması gerektığını savunan Dur rell'ın yaptığı çıkışın "buyuk bır anla mı" olduğunu behrten Akşıt Gok turk'un de "modernı/me" bır tepkıy le değıl de yararlanmayı amaçlayan bır serınkanlılıkla yonelınmesı gerektığı nc ınandığını belırtır Ve şu anlamlı tumcesını dc okuruz Memet Fuat'ın "Bır sanat turunde devrımcı deneyler yapılınca gelenekselleşmış uygulama Iar son bulma/ Yapılan devrımcı de neyler olumlu sonuç vcrırlerse, gele nekselleşmış uygulamaları etkılerler" Sanatta "devrımcı deneylerden" so zetmışken yazarın "şıır sanatı"na ılış kın kımı değerlendırmelerıne dc dc ğınmcden geçmek olmaz sanıyorum Mcmct Fuat, Rımbaud'nun dunya şı ırının geçmışten gelıp geleccğe gıdışın de çok onemlı ve etkılı bır yan alan ol duğunu saptadıktan sonra, yıne de dunya şıırınde ona uğramadan ana yo lu ızlcmış sayısız şaır olduğunu soyle mckle bır anlamda şaırın evrensel kımlığını bulma sureeinın neredcn vc neydcn sonra anlamlı olduğu sorunu na da ışık tutmuş olmaktauır "()rhan Velı, Nâ/ım I lıkmet'ın açtığı yan alana uğramadan gelen bır şıır anfayışından yola cıkmış, aralarındakı ben/erlıklcr ancak 1940'larda oluş muştur " Memet Fuat, şıırın (sanatın) yolunu, ne kadar başarılı olursa olsun hıçbır şaırın (sanatçının) kesemeyeccğıne ınanmaktadır Devrımcı deneylerle etkılı, guçlu, yaygın olunabıleeeğını, onculuk nıtelıklerı edınılcbıleceğını, bır sanatın en gclışmış omeklerının ortaya konulabıleeeğını duşunen Mcmet Fuat, yıne dc bırılerının o devrımeı deneylere bak madan, o yan alana uğramadan, geleneksel ana yoldan geçıp gıdebıleceğı nı dc soylcyebılmektedır "Herhangı bır sanatın ana yolunu tıkayıp o yolu kendı açtıgı yan alandan surdurebıle cek guçte bır sanatçının" olabıleccğı nı duşuncmeyen Memet Fuat, yan alanlardan yan yollar açanlar olsa da bır yerden sonra bıı vollann ana yolla bııleştıklerının gorulebıleeeğını belır tırkcn 'Ln buyuk başarı ana yolu bı ra/ daha genışfetebılmektedır" de dı yebılmıştır So/ edılen anayolun genışletılmcsı çabalarının en onemlı tohumlarından bırının Adam Sanat ın Kasim 1994 ta rıhlı 108'ınei sayısında yayımlanan 1 nıs Batıır Ronı Maıgulıes, Mehmct Yaşin ın katıldığı, lurgay Fışekçı'nın yonetüğı 80 Sonrası Şurımızde Yenı lıkçılık" adlı aeık oturumla atılmış ol masını Mehmet H Doğan'ın dadcyı mıyle Aralık 1994 veOcak 1995 tarıh lı dergılerdc yayımlanan konuyla "ılgı lı yazıların" da gosterdığı açık olmak la bırlıkte, Mcmct Fuat'ın andığımız, "En buyuk başan ana yolu bıraz daha genışletebılmeKtedır" goruşunun "ıl gılıya/ılardan" 19 Aralık 1994'tebırın cı sayısı yayımlanmış Dorduncu Yenı Şıır Dcrgısı'nde yer alan Dorduncu Yenı Şıır Manıfestosu'ndakı bızım oza nın kendını "sınırlamamakla da sınır lamaması" gerektığı goruşumuzle açık ve net bır uyum ıçınde olduğunu kım yadsıyabılır'' Kuşkusuz ana yolun gcnışletılmesı donemımı/ın buyuk bır şaır yetıştırebılmış olup olmadığı sorunuyla ılgılı dırbıra/ela 'Şaırenllasyonuna" kar şın"şaırın olamayışı sorununa bıraz da Memet r ııat'ın Şıır Fatlaması baş lıklı ya/isina eleğınerek dokunalım Soz konusu ya/ısında dcrgıcılık seruvenın kımı uğraklarından so/ cden Memet I uat şunları aktarmaktadır SAYFA 9 " 1980'lerın ılk yarısında Yazko Ede bıyatı yonettığım gunlerde de boyley dı Dosyalar dolusu şıır Oner Cıra voğlu, Turgay Fışekçı, Huseyın Hay dar, gclen şıırlerle başedemezdık Oturcîuğum masanın arkasındakı du vara dayayarak ust uste koyduğumu/ şıır dosyalar! dı/ boyunu geçerdı 'Sıyasal etkınlıklcr yasak, dergıler, derneklcr kapalı, herkes kendını şııre verdı' ciıye duşunurduk 'Yazko Ldebıyat'ın on bının ustun deydı satışı Yasaklı gunler gerıde kaldı Yazın dergılerı normal satışlarına, ıkı bınlı sayılara elonduler, ama şıır bır turlu durulmuyor" Bu ılgınç yazısını kımı mektuplardan yaptığı alıntılarla surdurcn ya/ar yır mı dokuz yaşındakı bır şaır adayının dergılere gonderdığı şıırlerın 'torpıh' olmadığı ıçın yayımlanmadığını soyle dığını akıarırken, şu ıçten tumcelerı de sarfedcr "Belkıoyledır, bılemem Ama toptan suçlama doğru olma/ kanısın dayım Bence bu 'torpıl' olayı ancak yetersız yapıtlar ıçın soz konusudur Ayrıca 'torpıllı'ler kotu şıırlennı dergılerde yayımlatsalar da nereye varabılır ler kı' Şıırın kamuoyu dıye bır şey var, onu kımse kandıramaz " Rasgele altını çı/dığım bır tumceyı de aktararak yukarıdakı konuda bır alıntı yapmama daha ızın vermenızı ıs tıyorum "Insanlarılışkılennde kendı lerıne ayrıcalık ısterlerse, bunu elde ct melerı çok guetur" Bır atasozu gıbı değıl mı? "Torpıl konusuna gelınce Yapıtını gonderırken araya bır adam sokmak, dergı yonetıcılerıne, eleştırmenlcre ya pılamlecck en ağır hakarettır, kanım ca (juvcnmıyorsanı/ cn doğrusu gon dermemektır Durust ınsanların vonet medığı bır dergıde ne ışınız var* Cîu venıyorsanı/, o /aman araya adam so kup karşını/dakını de, kendınızı de kuçultmeyın Altını çı/dığım bır paragraf daha "Dergılerın aynı yazarlarla çıkması ıse kotu değıl, ıyı bır şey benee Kımı, nerede bulacağını/ı bılırsınız Kotu olan, bır ya/arın butun dergılerdc go runme her ycre dalma o/lcmıdır Adam Sanat'a ılışkın bır beneıllığı deyansıtmayan ya/ar butun dergılerın ortak bır hızmet verdıklerı gereeğını de anımsatmak durumunda du> umsa maktadır kendını Kıtaba adını veren Ozgunluk Avı başlıklı yazıya geldığı mızde de kıtaba bu adın verılış gerek çelerını dc kendı kendımıze sorgula madan edemıyoruz Ya7i onemlı bır soruyla başlıyor 'Sa natçı yaratırken (ya c\â uretırkcn) sana tının gcreklerı dışında kaygıları olma yan bır ınsan mıuır'" Vc sanatta ama torluk profesyonellık dıye ayrılabıle cek ıkı donemden soz edcn yazar, pro fesyonellığın kımı aşamalarını ortaya koyduktan sonra "Artık protesyonel sınız 1 Iem ışını/ın ustasi, aranan kışı sı olduğu ıeın, hem de gorduğunuz ıl gıparayadonuşturulebıleceğııeın" dı yebılıyor Burada paranın sanatın gcreklerı ıçınde olup olmadığı sorunu bır yana, ışın başında olan sanatçının adını du yurma çabaları ıçındeyse " Ilgı çckmek ıçın ne yapmalıyım ? " sorusunu sordu ğunu, profesyonclleşmış olanının ı\d "Bu ılgıyı yıtırmcmek ıçın ne yapmalı yım''" sorusunu sorduğunu anımsatan Mcmet Fuat, sureklı gundcmde kalma yolları aranırken, sanatın gcreklerı dı şında bır yarışmanın baslaması tehlıke sıne dc ışaret etmekteuır Sanatın ge rcklerı dışındakı yontemlerle pompa lanan ılgılerın sanatçıya şu hazın soru u sordurması aşamasına da dıkkat çe er Memet Fuat " Yıtırdığım ılgıyı ye nıden kazanmak ıçın neyapmalıyım?" Memet Fuat'a gore bu huzunlu do nemde sanatsallbır kotuleşmeden soz edılemez, "sanatlara eklenen ılgınçlık lerın eter gıbı uçup gıtmesınden daha doğal bır şey yoktur" Bır patlama bıçımınde ortaya çıkıruş buyuk başarıların bır sure sonra ılgısız lığe duşmuş gorunmelerı, sanatın ge reklerı dışındakı yontemlerın fazla ış letılmış olmasına bağlanmakla bırlıkte, dığer yandan son yıllarda yenı yetışen yazarların değışık, aykırı, alışılmış şeyler yazma ozlemlerı, ozgun olmak ıçın çırpınmalan, ılle bır patlama yaparak ortaya çıkmak ıstemelerı de Memet i uat'a gore buyuk bır yanılgı olarak nıtelendırılmektedır Onları sanatlarının gercklerı dışındakı kaygılara fazla duşkunluk gosterdıklerı yolunda eleş tırır Bır "ozgunluk avı" surdurmek, kışı lıklerın ozgunluğunun yapay ozgunluklerm çopluğunde yok olup gıtme sıne yol açaDilecektır Yazar, sanattakı koklu, sureklı başarıların, gerçek oz gunluklerın sanatın gercklerı dışında kı kaygıların en aza ındırılmesıyle sağlanabılcceğı kanısındadır Akşıt Gokturk'ten Uğur Mumcu'ya, Asım Bezırcı'den Metın Altıok'a mı marlıkta betonlaşmadan, "bızde eleş tırmen olup olmadığına", "yapısalcı lık, gostergebılım, alımlama estetığı derken, eleştırmenlerın deneme yazar lığından, yanı sanatsal nıtelıklerden uzaklaştıkları, bılımsel yontemlerle ça lışan kuramcılara, araştırmaeılara, ın celemeeılere donuştuklerının ı/lcndı ğı' olgusuna 'geneı yaşlısıyla yazarla rımı/ın eleştırıye saygı gostermeyı ılke edınmczlcrse yarın obur gun, guncel elestınvı bır alışkanlık olarak surdur nıekte olan I ethı Nacı, Mehmct H Dogan gıbı guçlu dayanıklı eleştır menlerı de çok arayaeaklan" sonueu na, Cemal Sureya'nın F nıs Batur un yazdıklarından çok şey oğrenmış oldu ğunu ıtırar etmış olmasına, AhmctOk tay ın eleştırmenhğının şaırlığını geçtı gıbı gorunmesme kıtap eleştırısınde kısa va/manın çok guç olduğuna, bız dekı turden kıtap tanıtma vazarlannı herkesın sevebıleeeğıne, kıtap eleştırı sı yapanların îse aneak clcştırmcnler kadar sevıleeeğıne, ama onların yarar lı olduğuna butun dergılerın araların da anlaşıp kıtap tanıtma yazılarına kar şı tavır almalarının, kıtap eleştırmenlı ğını kısa sureele gelıştıreeeğı ıımııdu ı; 1 lığı'nı değerlendırdtğı 30 sayfalık yazı sında (121 150) kıtabın butununu gu vensızlıklerle orulu olarak nıtelemesı, acaba tarıhsel sorumluluğun dayanıl maz ağırlığı karşısında, sorumsuzluğu, geçıcı tadları seçenlerın, sonunda hep ulaşacakları o "dayanılmaz hafıflık" yazgısını ıçıne sındırememesınden mı 1 kaynaklanmaktadır' " sorusunu da sormadan edemıyorum Lıse yıllarında Balzac, Dostoyevskı, Tolstoy, Zola okumuş olan, en çok Zo la'yı seven, o donemlerdejermınal ıçın uzun bır şıır yazmış olan Memet Fuat, (Attıla Ilhan'ın arada bır kullandığı, Yaşar Nabı'nın 'Varlık' dergısındckı oğutlerı o şıır uzerınedır) notuyla bır lıkte, bu ozcllıklı kıtabın son tumccle rınde "Her şeyı bılcn, tepeden konu şanları scvmem dıyemem, onların da ayrı bır tadı vardır, ama onlar gıbı ol mak ıstemem Uk deneme kıtabımın adı Duşunee ye Saygı ıdı Bu sozu bır lıberal olarak değıl, ırk, soy, dın, ulus ayrımı gozet meden, butun ınsanların mutluluğu nu ozleyen, baskıya, somuruye, savaşa, kargaşaya karşı bır ınsan olarak soyle mıştım Otuzyıl sonra gene'Duşunee ye Saygı' dıyorum Bugun bu sozu soylemenın çok ko laylaşmış olması benı sevındırıyor' sozlerını 1989 yılında ya/ılmış olabıle cek olan Alpay Kabaeah'nın Cumhu rıyet gazetesınde yayımladığı bır yazı ya kaynak olmak uzere aktarmış oldu ğunu açıklarken gerçekten ıçtendır Duşuneeye Saygı bır yana "Memet Fuat'a Saygı"yı yazmadan üzgunluk Avı'na çıkmak, bu 1986 1993 vılları arasinda yazılmış ınceleme, tartışma ve değını yazıları ıle konuşma vc soruştur ma yanıtlarını ıçeren kıtapta keyıfle ge zınmek, bızler ıçın bır gorev olsa gerek ()zdemır tnee nın Tabula Rasa'sında yakalanan kısa ama ıçtenlıklı ılgınç yargılara, bır sanatçının bır şaır eleş tırmcnın sıcak yaklaşımına, şaır eleştır menlcrde bu sıcakhğın hcp olduğuna, gcncllıkle sevdıklerı sanatçılara yone lerek scvelıklermı gızleme gereğı duymadıkJarına, tartışmalara gırdıklennde de ofkelerını gızlemcdıklerıne Memet I uat, daha bırçok konuda bı/lerı yokluyor ve bır Turk Lleştırı Tarıhı'nın ya/ılması, eleştırı antolojıle rı du/cnlcnmesı gcrektığını belırtcrek, obur turler gıbı bu ture de eğılmeyı sa lık verıyor Boyleee vurdumuzda eleş tırmenın olup olmadıgının anlaşılabı leeeğını, gelışmesının dc buyuk oranda hı/lanaeağını duşunuyor Mcmct Fuat va/ıneımızea" en a/ından 'ya/ın okurunea" dıkkate alınması gereken O/gunluk Avı adlı yapıtıyla bır ağırlık daha koyuyor omu7İarımı/a "Ya/arın Mılan Kunde ra'nın Varolmanın Dayanılmaz Hafır na Memet Fuat ın bı/dekı turde kıtap tanıtma vazarlannı herkesın scvebıle eeğıne, kıtap elestırısı yapanların ıse ancak eleştırmenler kadaı scvılceeğı ne, ama onların yararlı olduğu" yargı sına dayanarak bır ıkı noktayı daha be lırtmekte yarar goruyorum 1 Mcmet 1 uat'ın Nâ/ım \ lıkmet ı "serbest nazım ' denen tar/ın oneusu sayması yargısını eleştırımız bıraz da MustafaOneş'ın Oğlak Yayınlan'ndan çıkan (Temmuz 96) Şaır / Şıır Yazıla rı'ndakı şu tumeelerınden kaynaklanı yor "Ahmct Haşim'ın Turk şıırınc katkısı yalnızea ıçerıkte kalma/, O, CJOI Saatlerı'nın bır bolumunu oluştu ran 'Serbest Mustezât Nazımları'yla bıçımscl bır ycnılık de getırır Kcndınden sonrakı kuşaklar Serbest Muste/ât'ı heee olçusune uygulamış gıdcrck olçuyle uyağı tumuyle kaldır mıştır Nâzım'ın Kız Çocuğu şıırı tıpık bır 'hece olçusu şıın'dır Ustelık Nâ/ım olçunun, uyağın (tum çeşıtlerıyle) ve de bıçıme çekmenın (tum çeşıtlerıyle) kullanılması gerektığını savunmuş, "Hıçbırı afaroz edılmeyecektır" de mıştır 2 Huseyın Conturk de Eleştırme den Once (1958) adlı yapıtınela, Nu rullah Ataç ve Fethı Naeı'ye yonelık kımı eleştırılerındcn sonra, ıeleal bır eleştırmecının bır şıırı ıneclerken neler Sonuç yerine "zorunlu bır açıklama" yapılabıleceğını uzun u/adıya anlatan Hvman (1948)'ın goruşlerını kısalta rakaktarırkcn 'Mcmet Hıat'ın (1954) 'dev' dıye sozunu ettığı eleştırmeeının bu 'ıdeal' eleştırmeeı yanında bıra/ eu celeşır gıbı olduğunu hıssetmemcmı/ mumkun mu''" sorusunu sormaktan çekınmemıştır • KİTAP SAYI 403 CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle