18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Filiz Nayır Deniztekin'in özenle çevirdiği "Anncmi Bir Daha Görebilsem" kitabını insana değer vcrcn, insanın yücelmcsini istcyen ve bağnazlığa karşı olan herkes okumalı vc şeriatla yönetilcn ülkelerdeki Araplar'ın kendilerindcn olmayanlara fırlattıkları taşları; kötülüklcri sergileme konusundaki cşsizliklerini; tüylcr ürpcrten acımasızlıklarını; insanlık dışı aşağılık davranışlarını görmeli ve o ülkcler hakkındaki bilgilerini tazelemeli, yeniden, ycniden düşünmeli. anda bcliren pişmanlık duyguları yükleniyor benliğine; bu tatiıin ıımdıığu gibi neşeli, tatlı geçmeyeceğini düşünüyor. Evet, sevinçler Ingiltcre'de kaldı, şimdi burda bol bol karamsarlıklar, bol bol üzüntüler üretilmektedir. Anıa bunlar hiçbir şeydir, dcvedc kulaktır, asıl şok dalgaları birbiri arkasına, solıık aldırmadan Abdııl Khada'nın cvic e ne vardıgmda gelecektir. Gcnc d " Y " mcn toprağına ayak bastığı anda bazı değişme bclirtilcri, Zana'yı kızdıran belirtiler sıralanacaktır. "Gümrük biııasına yaklaşırken, kuvrukta bcklcyen ınsanlarm ınatla bana baktıklarını fark ediyorum. Goze baran bir tarahm yok, oysa bakışlar oldukça ısrarlı. 'Ne diye bana öyle bakıyorlar?' Abdııl Khada .sırıtıyor. 'Dert etme, buralarda scnin gibi giyinen kadınlara pck rastlanmaz. Annemi Bîr Daha Görebilsem MUZAFFER BUYRUKÇU Zana Muhsen'den şeriatın karanlık yüz'ü Y eryüzünün her yanında ticaret egemen; yaşamın en devinimli, en verimli, en renkli ama bir o kadar da sorun ürctcn, bcla üreten bir eylcm alanı. Milyarlarca kişi alışverişle uğraşıyor ama bunlardan ayrı bir böfümü, ayrı bir topluluk, alışverişi iş edinmiş, boyıına bir şeyler satıyor. Söz gelimi ev satıyor, arsa satıyor, otomobil satıyor, gemi satıyor, ııçak satıyor, silah satıyor, uyuşturııcu satıyor, gizli bilgileri satıyor, gözlerini satıyor, böbreklcrini satıyor...satıyor da satıyor. Karılarını, kızlarını satan anababaların öykülerini okuyoruz gazetelerde.izliyoruz televizyon programlarında. Kimimiz yadırgıyoruz bu durumıı, isyan cdiyoruz, kimimi/Jn kılı bile kıpırdamıyor düzensiz, dengclcri altüst olmuş toplumlarda böylc şcylcr olağandır düşüncesiyle. Geri vc uydıı rcjimlerin hepsinde karşılaşırız bu 'harika' manzaralarla! "Anncmi Bir Daha Görebilsem" kitabı da bu cins bir satışın iistüne kurulmuş. Kitabın yazarı Zana Muhsen, bizim aslan Türklcr'in Avrupa'yı, şimdi dc Asya'yı mesken tutmaları gibi Yemen'den lngilterc'yc çalışmaya giden köylii dininc, gclcneklerine, törelerine bağlr, karacahil, bağnaz, değişmemek, ileri bir adım atmamak komısunda ayak dircycn bir babanın yedi (ikisi lngiliz toplumunda bo/ulmasın, kcndi memleketinin safkan bir vatandaşı olsun diyc yıllar önce Yemcn'c yollanmış, yollanmış değil rcsmen atılmış, terkedilmiş...) cocuğundan biri, en biiyüğü. Birmingham da doğmuş, büyü müş onbcij yaşında bir kı/.dır. Evlcrındc babasınm aracılığıyla zaınan zanıan boğucu bir gclcnck, görenek f'ırtınası estirilmcsinc karşın Zana, o fırtınadan pek ctkilcnmemektcdir, Birmingnam'daki cıvıl cıvıl, doyurucu ve çok çcşitli yaşamın çckimindedir, onlar gibi yiyip i(,ıiHkl(.\ giiliıp sriylemekte, onlaı gibi davranmaktadır. Birtakım kaynaklardan tüjkıran la/.e gii/clliklerlı.' bcslcnmckte, gcnçliğinin altyapısını Batı uygarlığmm ıleğcrlcriylc olıışturmaktadır. Okıımaktan, nıü/ik dınlemektcn, dans ctmokten, sigara içmcktcn, scvgilisi Mackonzic'yia gt>zip tozmaktan, öpüijtnekten hoşlanmaktadır. Hcr şey bu cizginin iki vanındaki sınırlardan akıp giderken okullar k.ıpanır ve tatil baslar. Babası Zana'yla Nadia'yı altı haftalığına Yemcn'c göndcrmeyi tasarlar, tasarısım kızlara acar vc memleke tini ö\e övc göklcrc çıkarır. "Ycmcn'in lıarika bir ülke oldıığıınıı söylüyordu. Cıörüntülcrin güzclli^ini, deve sırtında 8 geçilen çölleri, yalıyarlara dikili vc masmavi denize egemen olan evleri, altın kumları, palrhiyeleri, güneşi, kum tepelerinin üstündcki ijatoları, rengarcnk evleri... Bu ülkeyi, soda ya da çikolata reklamlarındaki harika dckoıları andıran düşscl bir yer olarak canlandırıyordıık hayalimizde." O sırada evlcrine gelen babasınm arkadaşı Abdııl Khada ilc oğlu Muhammed, Yemcn'c gideceklerinden Zana'yla Nadia'yı onlar götüreceklcrdir yanlarında, gözkulak olacaklardır. Bir aksilik Nadia'nın yolculuğunu geri bıraktırır, Zana'ya Yemen'de katılacaktır. "Zana... Arkadaşım Abdul Khada'ya saygılı davran, ailcsinin yanında tcrbiydi ol!/ Arkadaşım Abdul Khada'ya cmanetsin, cvindc çok saygı gören biridir o, sana nc söylerse dinie ve itaat et. Scni davet etmesi büyük bir cömertlik." Sımrsız hayaller Hcyecanlarla, sınırsız hayallerlc doludur Zana'nın içi, mcrak öğclcriyle doludur ve yolculuk başlar. "Kendimi ^imdiden güneş altında, gözlerim gökyüzünde, ayaklarım Kızıldeniz'in içindc görüyorum. Inanılmaz bir kum, stı ve güncş banyosu ol.ıcak. Nadia ikben, akasya a^acının balı gibi altın tenli ve uzun süre yetecek kadar sıcaklık depolanmış olarak döneceği/ geri." Uçak Suriye'de mola verdiğinde dogduğundan beri karşılaşmadığı ve varlığını tcninde hissetmedigı sıcakhgın yapış yapüjlığı bıınaltıyor Zana'yı ve o alışkın dcf*illcr. Ancak kentlerde modern kadın çok, hem onlar senden de beter giyiniyorlar!' Benden de beter öyle mi? Demek ki bcn kötü, ahlaksızca giyinmişim. Çabucak şurdan bir kurtulsak, hem ben çölü görmek istiyorum. Çöl dc zatcn düş kırıklığına uğratıyor. I'ilmlerde göriip karşılaşmayı umduğum romantik, dalga dalga görüntüden, kum tepelerinden eser yok. "Düş kırıklıöı, toz toprak, pislik, gördüğü yıkıntılar, yoksulluk ve gerilik Zana'nın sinirlerini iyice geriyor. Her an patladı patlayacak bir bombaya dönüsüyor. laiz'dc, Abdul Khada'nın bir arkadaşının cvindc geceleycccklcr, ertesi günü de yola düşecekler Abdul Khada'nın köyiine gitmek için. Zana yıkanır, paklanır, tcmiz giysilcr giver, rahatlar...evde iic kadın vardır, onfar Ingilizce, Zana da Arapça bilmediğinden duygularını, düşüncelcrini aktaramazr lar birbirine, bakışjarıyla, davranışlarıyla zihinlerindekileri sezdirmcye çabalarlar. Zana duygularının baskısıyla bosalıyor birden." Ben a^ladıkça anne de hüzünleniyor, o da benimle birliktc a^lamaya ba^lıyor./ Bu kadının bakışından yoğıın bir merhamet akıyordu. Çünkü o, 'siliyordu'. Tehlike konusunda beni uyarmak istcmiş olmalıydı. Kcndisine tcşekkür borçluyum, ama ne vazık ki artık iş işten gcçmişti. Kendimi hâlâ tatilde sandığım o 1980 haziran gününde tu/.ak kurulmuştu, artık hiçbir şey beni kıırtaramazdı. Tek bir yarLİım olanagı yoktu. I\ızağa yakalanmıştım. Ve bunıı bilmiyordum. "Zana uvıımuş vc dinlcnmıştir; yola çıkmaya nazırdır. Land Rover'le yapılan bir yolculıığıın sonunda köyc varıyoılar ama Abdul'ıın evi 'dünyanın tepesi gibi' uık\ık bir \crdedir." Bu lanet kayanın üstünde lanet eve ulaşmak yarım saatimizi alıyor. Terden sırılsıklamım, dizlerim kanıyor, ellerim kanıyor, kaslarım tamamcn gerilmiş dıırumda. Aşağıya göz atıyorum ve başım dönüyor. "Ve Abdullah Khada ailcsinin içine giriyor, kızlar, çocuklar kalabalık; ayaklarında tokyolar, saçlarmda renkli eşarplar..." Bana söylediklerine göre sokakta ya da alışverişte giderken kadınların saçlarını açık bırakmaları kesinlikle yasakmış. Aile dışından erkeklerle karşılaşma olasılığı varsa, kara bir çarşaf altına gizlenmeleri gcrckiyormuş. "Ve ahır kokan o evde 'çilc doldurmava, yaşanıına kan doğravaıak tatili geçirnıeyc' koyuluyor. Knada oğlu Abdııllah'la tanıştırıyor Zana'yı. Abdullah scnin kocan. Peki ama, nasıl kocam olabilir? Beninı kocam vok. Evlenecek yaşta değilim. Neler ofuyor? Ne demcK istiyorsunuz? Her şeyi baban düzenlcdi. Babam mı? Nevi düzenlcdi? lngıltere'de evliliğinizi. Hem senin hem de Nadia'nmkini. Nadia mı? O da mı evlendirildi, peki kiminle? Govad'ın oğluyla. Doğru dcğil bu. Doğru. Evlilik cüzdanları elimizde./ Yüzergezer gibiyim, sürekli kendi kcndime yineliyorum: 'Mümkün değil, mümkün değil.' Baban seni evlendirdi. Bunun için ona para vcrdim. 'Para mı verdi?' Ben satıldım mı? Olamaz. Babam bunu yapmış olamaz, babam o benim, babalar kızlarını satar mı hiç? Doğru değil bu. Para vcrdim diyorum sana. 100.000 riyal ödedim..." Bu bir sürpriz mi, bir karabasan mı, yoksa genç bir kızın yaşamını paramparça eden bir kılıç darbcsi mi? "Annemi Bir Daha Gorebıl.sem" kıtabı asıl bu bölümdcn sonra yeni bir anlam, yeni bir boyut ve yeni bir içerik kazanıyor. Zana Muhsen, çok uzun sürecek tutsaklığını öfkeli, sert, saldırgan ve kahredici bir dille anlatırken ki bu dili kullanmakta haklıdır insanı şeriat hükümlerinin karanlığında boğmak istcyenleri, bu görevi de Allah adına yaptıklarını övünerek ortaya koyanlan, şu kadarcık acıma, şu kadarcık vicdan azabı duymayanların dcfolıı portrelerini, usta bir yazar gibi çiziyor. Korkunç kişiler Zana'ya kan kusturanlar, çok korkunç! 'Zorla güzellik olmaz' deyiminin alcsinin doğru olduğunu kanıtlarcasına didiniyorlar vc 'olma/'ı 'olur'a dönüştürme işlemini başlatıyorlar. Dövüyorlar Zana'yı, aç bırakıyorlar, ağır işlerde çalıştırıyorlar, kilitliyorlar, sokağa çıkmasını, evden on adım öteye gitmesini yasaklıyorlar, kcndilcrindcn kurtulmaya yemınli Zana'nın dircnciııi kırmak amacıyla yapmadıklarını bırakmıyorlar. Her an i/livorlar, her an gözetliyorlar...sohık aldığı alanlart daraltı yorlar, dayanak noktalarıtu çökertivor lar. Eiliz Nayır Deniztekin'in özenle çevirdiği (Annemi Bir Daha Görebilsem) kitabını insana değer vcrcn, insanın yücelmesini isteyen ve bağnazlığa karşı olan herkes okumalı ve şeriatla yönetilen ülkelerdeki Araplar'ın kendilerinden olmayanlara fırlattıkları taşlan; kö tülüklcri sergilenn konusundaki cşsizliklerini; tüyler ürpcrten acımasızlıkla rını; insanlık dışı aşağılık davranışlarını görmeli vc o ülkeler hakkındaki bilgilcrini tazelemdi, yeniden, yeniden düşünmeli. • Annemi Bir Daha Görebilsem/ Anlatıl Zana Mubscıı/ Ç.cvırcır Filız Ntivır Dcnızti'hııt/ Varlth YaytııLırı/ 2 56 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 339 Şeriat hükümferinin karanlığı Inglltereye döndükten sonra ilk gunlerını bir otelde geçlren zana Muhsen annesi ile bırtıkte. SAYFA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle