23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ve 37 ınsan. Coşkun bu son ka>bı, tarihscl perspcktil le, kentin oluşumun dan bugüne uzanan süreçtc toplumsal, siyasal, kültürcl dokıısundaki cvrimin ışığında analiz ediyor. Bu da gerçeklen bir "Otcki Sivas"ın varlığmı göstcriyor: Kcnt, İ.O., 34. yüzyıllarda Persler'in kurduğu Kappatukya Satraplığı'nın merkezlerindcn biridir. Bizans döncminde "thema" denen eyalet sisteminin Anadolu'daki ilk uygulama sahalarından bi2 Temmuz 1993 Madımak oteli yangınında, Azlz Nesln de yakılarak öldürülmek Istenenler arasındaydı. ri yine Sıvas olarak çıkıyor karşımıza. Selçuklular'da ikinci başkent: Darphayeniden bakmayı deneycbiliriz." sözle"Bu kitap, sonuçta bir 'kaybettiklerinc, sultan sarayları, "darülşifa" denen riylc bitiriyor sıınuş yazısını. miz lcitabı'. () kayıplardan yangına kadöncmin tıp fakülteleri, medreseler Kitap, daha doğrusu şehir gerçektcn dar neden ve ııasıl geldik sorıısunıın orada kurulmuş. Selçuklular'ın yıkımı bir kayıplar bilançosıı sergiliyor. Görüyanıtını araştırmaya çalıştım ' diyor. da yine Sıvas sınırları içindeki Kösedağ nürde son "kayıp" 2 Temmuz yangmı "Bclki buradan şehrc ve kendimize bul'a gelcnlerin çogu kapıcı. Mcvsimlik göçlerle gelenler amelc vb. geçiei işlerde... Kapıtılık, kişisel bağımlılığın, boyuneğişin en bclirgin olduğu hizmet kolıı. Bunun veıdigi Sıvaslı imgelcmi itaatkâr, kanaatkâr. Derken, "lacileri çekmiş Sıvaslılar" beliriyor. Parti delegesi, ilçe ve büyükşehir belcdiye başkanlıklarını alıyorlar. Imgelem şu: "Magandalar şehri yönetiyor!..." Dünkü kapıcıların, işçilerin, gecekonducularnı "hcmşericilik" güdüsüyle toplumsalsiyasal agırlık oluşturması bir türlü hazmedilemiyor. Sözcn, cleştiriIirken "Sıvaslı Nurettin" diye anılıyor. Bunlar, merkezin Sıvaslı'ya dışarıdan bakışı. 2 Temmuz a gelindi^inde de bu bakış de£ismiyor. Yaygın yaklaşım, orada Aleviler bir toplantı düzeıilemiş, Pir Sultan'ı aıınıa toplantısı. Şehir içindeki Sünniler buna tepki gösteriyor. A/.i/ Nesın, Şeytan Ayetlel'i şu bu talv rik, provokasyon, sonuçta da 37 insan yakılarak öldürüliiyor. Bu da dışarıdan ve "Aleviler Sünniler" kodııııa ycrleştirip, şehri, şehir insanını dişarıda bı rakan bir bakış. Aıııa böyle bakarsam/ diyelini Isianbul'ıın Cîa/.i Mahallesi'rıde, Umrani ve'de, Sıvaslılar'ın vogunlııklu oldıık1 aıı yerlerde vasanan olaylaıı da anlavamazsını/. Selçuklu döneminin en büvük lıalk harekclı olan XIII. yüzyıldaki Babai ayaklanmasının, XVI. yüzyıldaki Osmanlı içsavaşı denebilecek Celali ayaklanmalarının neden Sıvas'ta odaklandıgını da sormazsınız, bilmezsiniz. 1921 Koçgiri Kürt lsyanı'nı da... Oıııın için de 1967'nin KayscrisporStvasspor maçında ölümler, ardından çıkan olaylar, 1978'in sağsol çatışması, 9 kişinin öliimü, 2 Temmuz hcp "spontan olaylar" gibi görünür, yaşanır, ürkülür ve tınııtıılur. Ve bunlar hcp devanı eder. Oysa bütün bunlarda ortak gösterge yüzyıllardır bu şehir insanının hemen ncr merkezi iktidarı ve onların uygulamalarını reddetmesidir. Merkez, orayı ve onları dıştalıyor. Yöre insanı için bir türlü kapanmamış hesap gibi, tarilısel bir ötleşnıcmişlik var sanki... Durağan göriinümiin altında sürcn ic gerilim... Patlama noktası lutbol, ideoloji, mezhcp vb. olabiliyor ama gerilim ve patlama hali hcp sürüyor. Kildpta "rövtiıışldşma" olarak ııitclıyoYuıtııız buntı Ncyiı/, hiıııin kimlc rö vdnşı? Şehir, eklemleıımeye calıştığı ama eklemlcnemediği, tutunamadığı merCUMHURİYET KİTAP SAYI 334 kezle rövanşla^ıyoı. llep kaybedileıı rövanş... Oyfe ki diine dek şehrin simgesi, sesi olan Pir Sultan'la da ariık rövanşlaşılıyor. Pir Sultan'ın "Sıvas ellerinuc sazım ealınır" dizesi, ezgisi gurbctteki Sıvash'nın sesiydi. Pir Sultan'ın Aleviligi kimscnin aklına gelnıezdi. Ama artık o reddediliyor Sıvas'ta. Heykeli yerlerde sürüklcnip parealanı yor. Diine kadar Pir Sultan ve ezgileri Sıvaslı için releranstı. Şimdi onıınla rövanşlaşılıvor. Devletfe ilişki de öyle. 4 Eylül Kongresi'nden dolayı Mustafa Kemal'in deyimiyle "eumhuıiyetin temellerinin atıltlığı" yertlir Sıvas. Şehirli bu kiınligi betıimsemişti. Dükkânına, işyerine, siıketine 4 Eylül adını vermişti. () da bir releranstı. Tıpkı Pir Sultan gibi şimdilcrdc rövaiüjlajjilan bir relerans. Kimse artık "4 Eylül" adını vermiyor isyerine. Tam tersi, "(iıımhuriyct burada kııruldu, burada yıkılaeak" slogan ları yükseliyor şehirden. li// Jiiııiişünıiiıı nvtlvıılcrı nclcr'J Sadecc Sıvas'ta degil ülke geııelin de yaşanıyor bu. Temelde ılüzcntlen, sistemden, hayatın gitli^atından ho%nutsuzluk yatıyor. Sıvas'ta bclki bira/ dalia yogun. (Jünkü sürekli "kaybetme", gerive dü.şme hali yaşanıyor. () zaman da en yakınmdan; iccriden baij layarak bütün sistemle, onıınla bağlan tısını oluşturan referanslarla hesapla^maya; rövanslaşmava girişiliyor. l3ikkat çckici olgu şu: Adeta kacış boyutunda yogun bir göe var şchircle. 1960'lardan beri 30 yıldır artan bir ivmeyle sürüyor bu. "lçeride" kalanlar, gittikce içe kapanıyor, savunma hattı gibi bir "yerlieilik" üretiyor. Bu din olabiliyor, mezhcp olabiliyor, milliyet olabiliyor.... Unutulmasın ki, Türkiye'de mezhep tcmclindcki ilk siyasal parti Alevi cemaatin oylarma yönelen Birlik Partisi'dir. 1966'da kurulan BP'nin katıldığı ilk seçimlerde ülke genelinde en yüksek oy aldığı yer Sıvas'tır. (Jenel Baş kanı Timisi, Sıvas'tan meclis'e girer... Kendisini dinsel temelde ifade eden Sünni çoğunlu^a seslenen öteki mczhep partisi MSP/RI3 geleneği de yine Sıvas'ta her zaman ülke genelinin çok üstünde oy oranına sahiptir. Milliyet(,i akım; MHP de öylc. Milli ve dini reaksiyonlan bir dünya düzeni olarak tanımlanıa yolundaki " liirk İslam LHküeüleri" de en verimli kitleyi yine Sıvas'ta bıılur. Adıyla bile Alevi Icr'in Birlik Partisi'ne reaksiyon gibi goıünen Büyük Birlik Partisi de lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nu Sıvas'ta buldu! Merkez/sistem karşıtı hareketlerin ^ehirde güclü destek, hatta öncülcr bulması, oranın ve insanlannın farihsel ödcşmcmişli^in, rövanşlaşma çabasının gostergesidir. 2 l'cmmnz'ci Jöncrsek, ncdir bu olavı yarataıı faktörler vc neden Sıva\ 'ta? Hiçbir şeyi tekil olarak alamayız. Yerel olana bakıyoruz evet ama, genelin içinde nerede o yer, niye öyle? Salt ülke degil, dünya içinde neredeyiz, ne yapıyoruz, ncdir bu, sorularını sormak zorımdayız. "Yeni dünya düzeni, küıeselleşme" sözleıi edilirken yerel kimliklerin öne çıkması neden? Kültür, ekonomi, siyaset ııluslaraşın boyutlar alırkcn neden ctnik, dinsel rekabet ve çatı^malar yaşanıyor. 2 lemmuz'a gelince, görünür kı iki etmen var: biri Pir Sultan onun şahsında Alevilik, öteki yine dinsel reaksıyona kaynaklık eden bir roman, îjcytan Ayetleri. Ilki 16. yüzyıldan gelen bir siıııge. Oteki postnıodern bir roman... Sıvas'taki insanlar ne her gün Pir Sultan'la yatıp kalkıyor, ne de îjeytan Avetleri'ni görnıüş. okumııs,. Aytıı şckildc romanın ya/arı Küsdi'nin de dünya Müslüman eemaatiyle bir alıp vcremcdiği yok. Ama bütün bu etmenler 1993 temmuzunda, Sıvas gibi "küresel" alanın epey dışında kalmı^ bir yerdc "tahrik, çatışma" unsuru olarak ortaya çıkıyor! Modern çagtn pek de uğramadığı bir yer Sıvas. Ama görülüyor ki postmodern oluşıımlardan da etkilenen bir yer... Şehre bakaıken bütün bunlarla birlikte bakacağız. Çalışmanızda bu dıkkat çekiyor, Tarih, sosyolojı, siyasel, ekonomi, folklor, cdcbiyat vibi farklı bilgi türlcrinı bir arada kulîaıııyorsunuz. Sizcc kıtabımz haiîgi tiirc girıyorJ Bu bir şehir kitabı. Earklı disiplinleri birlikte kullanmam biraz da daha önce örneğinin olmamasindan kaynaklanıyor. Şu kadarını söyleyeyim, bu çalışniadan önce yayınevinin "Memleket Kitapları" g\m bir proiesi yoktu. Aynı şekilde, kitaba nasıl bir kapak yapılacağı konusunda da epey zorlanıldı. Bunca kcntlcşnıc, ijiı bu laflarına rağmen şehre ilişkin yazılı düşünsel gelenek yok. Akadcmik çalışmaıar bir yana bırakılırsa şehrin ilgisi yok. 13i 1 gisine sahip olmadığımız yerle ilgimiz, irtibatımız da yoktur. • Savasi'nın ardından gclnıiş!... () ılo nennie bülün bölgede aşırethaneılan tüni merke/i vönetınıleı \ .ıı ken Sıvas, Selçııklıılar'ın vıkılın.ısınd.ın sonra K;i dl Burhanetldin'le bir tıiı "şehir dcv let" olarak ortava çıkıvor. S,ehirdevlel Osmanlılar başta olmak ıı/ere, Memluklular, Temurlar gibi bölgedeki hemen bütün büyük devletlere dircnebiliyor. XV. yüzyıl başında, 1400 yılında Tımur o direnci Sıvas'ı bastanbasa ya karak cezalanclırmış... Seıçuklular ın Sıvas yakınlarınılaki Kösedağ Savaşı'nın ardından yıkılması gibi ()smanlı tarda Timur'un 1400de Sıvas'ı alma sından sonra bilindiği gibi 1402 Ankara Savaşı'yla 14 yıl sürcn bir dağılına ("F'etret") dönemi yaşamıştır. Coşkun, bu kronolojik süıcci aktarırken kcntin o dönemdeki siyasal, totilumsal ve kültürel konumunu da analiz ediyor. Sıvas, ortacağda yörenin önemli merkez kentlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor: XIII. vüzyılda Venedikli Ier'in "ticari konsolosluk" kuracakları kadar önemli, konut ve işyerlerinin kiralandığı dcvingen bir toplumsal vc ekonomik yapı söz konusu kentte. Onasya ve Ortadoğu'daki diğer mcrkezlcr gibi Sıvasda ortaçağ sonrasında bütün bu ö/.elliklerini yitiriyor. Yazar bunu kent özelinde "yitirilmiş iktidarların ödeşmesi ve öfkesi hiç bitmez" sözleriyle yorumluyor. Cîerçekten Sıvas XVI. yüzyıldan iti baren bir "çatışma merkezi" olarak karşımıza çıkıyor. Yazar, "Osmanlı'da mezhep sorunu sanki Sıvas'ın 'intika li'nden sonra başlamış gibi'Vlir saptamasını yapıyor. (s. 79) Bayezıt (Sünni)Timur (Şiir) çatışmasının ardında da bir mezhep ayrımının ayrılığına işaret edilerek üsmanlı'nın yine Şü devletleri olan Akkoyunlu ve Safaviler'le savaslarının kent üzerinde odaklaşması dikkat çekiyor. XVI. yüzyılda mezhepsel munalcfct biçiminde ortaya çıkan daha sonra toplumsal güçlerin çatışması ni teliğini alan (iclali ayaklanmalarının da vine Sıvas'ta başlaması yazarın tezini haklı çıkarıyor. 2 Temmuz yangınıyla bugün de bir çatışma aktörü görünümü taşıyan Pir Sultan kimliginin söz konusu dönemde ve Sıvas'ta ortaya çıkması da dikkati çcken bir başka olgu.^ Yazar, "İlkçağlardan ()smanlılar'ın sonuna" dek olan dönemi "Oün" ba.şlı g gıyla kitabının birinci böliimünde inceli ivor. Aneak "diin " incelemesi, sürekli "bııgün'e eşlik ediyor. Orneğin bölüm "Uçlarda bir şehir" başlığıvla açılıvor ve çözümleme, (aınılnırbaşkam Süfcyman Demirel in "Sıvaslı ya dikkat edin, kav gibidir" sözüyle başlıvor. Kitabın 2328. sayfalarındaki "Uçlarda bir şe hir" bölümü, kcntin 1990'lara uzanan tarihscl, siyasal, toplumsal panoraması nı içeriyor. (ioşkun'un sürcçlc ilgili de f*crfendirmcsi şöyle: "Kuşbakışı tarih taraması gösteriyor ki Sıvas bir 'yangm yeri'dir. Yüzyıllar boyunca yaşanan baskınların, kuşatmaların, kırımların, alevler altındaki korkuların, kaygıların, direnmelerin toplumsal bir travma yaratmaması düşünülemez. Travmaya teşhisi Demirel koydu: 'Sıvaslı'ya dikkat edin, kav gibidir'." İnsanını "kav gibi" yapan kent için de şunlar söyleniyor: "Bir sınır şehir. Coğrafi konumu yanıltmasın. Coğrali konum onu ortada gösteriyor. Ortada olduğu için uçta. Ortada; merkezde olduğu için hep 'uç'ta olmuş, 13u konumu hem bir itibar, hem de bu nedenle bir ceza kaynağı Sıvas için. Vücuttaki sinir uçları gibi her tür etkiye açık. (...) Kimi zaman kendi başına bir iktidar odagı. Daha çok da iktidaıiarın yöneldiği odak. Bclki bu ikili konumgerilim nedeniyle neredeyse hiçbir zaman kinı se tam iktidar olamamış Sıvas'ta." C^oşkun, kcnte ilişkiıı değerlendirme SAYFA 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle