Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 Teınmuz Sıvas yangını, Tiirkiye topluımmun ieinde bulunduğu "yüksek gerilimin" her an ateşli bir patlamaya dönüşebilcceğini ortaya koyan önemli bir gösterge. Ancak bu son dcrecc önemli vc trajik gösterge, siyasal ve düşünsel çevreîerce ycterinee analiz edilmemiştir. Islami kesim başta olmak üzere, devlet organları (siyasal çevreler ve yargı) olayı "tahrikprovokasyon" teşhisiyle geçiştirmiştir. Cumhuriyctçi, Kemalist, sol ve Alevi çevrelerce de olay "laisizm karşıtı" bir kalkışma girişimi olarak değerlendirilmiştir. Aleviler, her 2 Temmuz'da "şehitler"ini anıyorlar, Cumhuriyetçi ve laik Kemalistler irtica girişimlerini lanetliyorlar. Ote yandan radikal Islamcı çevreler de 2 Temmuz'u' "şanlı Sıvas kıyımı" olarak niteliyor. Toplumsal düzcydeki yüksek gerilim hattı varlığını koruyor. Zeki Coşkun'un "Oteki Sivas" adlı kitabı, hcnı kent olgusunu, hem de 2 Temmuz'u bir toplumsalsiyasalkültürel gösterge olarak tartışma merkezine almasıyla gcnel eğilimlerden, görünümden farklılık taşıyan bir araştırma olarak ortaya çıkıyor. YALÇIN YAĞIZARSLAN iyasct vc toplumbilim kuıamcılan, tarihçilcr, "kent" olgusunu araştırmalaımın merkezine verleştirirlcr. Çiinkü kentlcr loplumsal y.apının analıtantlır. (loıdon Childe, l.O. 3. bin yıllarında Mısır, Mczopotamya ve t n J ü s Vadisi'nde boy göstcren "kcntsel devrim'i uygarlığın başlangıcı olarak nitelcr. Dcvrimin kaynağındaysa söz konıısu dönem vi" bölgede insanla insanın, in Zeki Coşkun'dan "Aleviler, Sünniler ve...ÖtekiSıvas" Bir kente nasıl bakmalı? Kemalistler irtica girişimlerini lanetliyorlar. Ote yandan radikal Islamcı çevreler de 2 Temmuz'u "şanlı Sıvas kıyımı" olarak niteliyor. Toplumsal düzeydeki yüksek gerilim hattı varlığını koruyor. Zeki Coşkun'un "Oteki Sivas" adlı kitabı isc, hem yazımn başında dcğinilen kent olgusunu, hem de 2 Temmuz'u bir toplumsalsiyasalkültürel gösterge olarak tartışma merkezine almasıyla yukarıda belirtilcn genel eğilimlerden, görünümden farklılık taşıyor. Kitabın üstbaşlığı "Aleviler, Sünniler v c " , Gerek bu üstbaşlık, gerekse onu izleyen "Oteki Sivas" adlandırması, yazarın sorunsalını da ortaya koyuyor. Çünkü 2 Temmuz Sıvas yangını, kamuoyunca bir "AleviSünni" çatışması biçiminde algılandı. Bu mezhcpsel aynm vc çatışma, aynı zamanda kent kimliğini oluşturan etmenler olarak sunuldu. Söz konıısu etmenler güncel siyasal ortamdaki Sünni Islami hareket (RP) ve rcsmi devlet idcolojisi (laiklik, onun sayesinde kendilerine mcşruiyct alanı bulan Aleviler) arasındaki çatışmanın tarafları olarak konumlanıp sunuldu. Oysa bu mezhcpsel inanç farklılıkları kadar onları "çatışma öğclcri" halinc gctiren tarihsel, toplumsal, siyasal süreç vardır. Bunların üzerinde cercyan cttiği coğraıyanın yinc söz konusu etmclerin dışında ve onlarla birliktekcndi içgeıçekliği, dinamikleri vardır. Zeki Coşkun görüncni (Aleviler, Siinnilcr'i) anıp, "()u ki Sivas'ı çalışma sının anabaşlığı olarak sunmakla, göruncııın oicsı ol duğlına da baştan işarct ediyor. Yazar, önsöz niteliğindeki "Bir Şehre Bakmak " başlıklı giriş yazısıyla da asıl sorunsalının kent (kendi deyimiyle şchir) olduğunu ortaya koyuyor. "Bu çalışma bir zorlamanın, zorunluluğun ürünüdür" diyor: "Tiirkiyc ve Sıvas, Madımak Otcli yangınmı yaşadı 2 Temmuz 1993te. Olayın sıcağı içinde sınırlı birkaç gazeteciîik çalışması dışında her ncdcnse şehrc bakma gereği duyulmadı. Yaşadığımız yer(ler)e yakından bakmadıkça, oranın gerçekliöini incelcmedikçc, tartışmadıkça dana çok yangınlar yaşayacağız." "Elinizdeki kitap bu zorluluğun ürünü olarak doğdu. Ama bir '2 Temmuz' ya da 'Sıvas Yangını' kitabı dcğil. Yangına değil, şehre bakmaya çalıştım." diyor yazar. Şchir sosyolojisinin, tarihçiüğinin, kültür incelemesinin yokluğundan vc Sıvas'ın her biri için "son dcrecc rcnkli manzaralar" sunacağını öne süren (Coşkun, sunuş yazısında şehrc bir de "gönül gözü"yle bakılabilcceğini anımsatıyor. Anlaşılan o ki kencıisi "yok" dcdiklcrinin eksiğini tamamlamaya çalışıyor. S,ehir sosyolojisi, tarihçiliği, siyaset bilimi ve diğer "disiplinler'le birliktc clcştirsc de olmasını arzuladığı "gönül gözü"yle bakıyor şehre. Sonuçta derlitoplu, Türkiye'ıle örncği pek olmayan, özgün vc önemli bir kitap çıkıyor ortaya. Zeki Coşkun, sanla çevrenin ilişkilerindeki değişim vardır. Childe, "kcntsel dcvrim'le in sanların basit çiftliklerden oluşan topIuluklar halinde yaşamaktan çıkıp farklı nıeslek vc sınıfları içcren devletler kurctuklarını söyler. (Bkz: Kcndini Yaratan Insanlık) Yinc birçok kurameıya göre, merkezi devletler kentlerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Kentlerin ilk ortaya çıktığı Ortadoğu ve Mczopotoamya yöresi, "tarih öncesi" olarak nitelenen dönemde uygarlığın merkezi ikcn, kentdevlettcn merkezi devlete geçiş büyük öl çüde Batı'da gerçekleşmiş, "uygarlığın merkezi" olma konumu da oraya taşınmıştır. Doğu toplumlarının "uygarlık " ve "mouernleşme" sorunları çoğu kez Ba tı'nın kentsel yapılarmı taldit etnıe, oradaki yapıyı kendi içlcrinde gerçekleştirme sorununa dönüşmüştür. Türkiye de bu sorıınu en yakıcı biçimdc yaşayan ülkeler arasındadır. Bir yandan kırsal nürus kentlere akarken ötc yandan kentscl dokular de kırsal yaşamın değerlerine, renklcrinc bürünmektcdir. Bu gcçişmc sürecindc kırsal yapı kadar kcntsel yapılar da "çözülmc"yc uğramakta, bu da yer yer "toplumsal çözül me" işaretleri vermektcdir. Ulkenin nüfus yönünden en büyük merkezi tstanbul bu türılcn sancılar içinde kıvranırkcn örncğin Orta Anadolu'da, Sıvas'ta da 2 Temmuz 1993'te 37 kişinin vakılarak ölmcsiylc sonuçlanan toplumsaldinsel dcğcr vc inanç çatışnıala rı vaşanmaktadır. Kentin ve yaklaşımın farklılığı S 2.Temmuz Sıvas yangını, Tiirkiyc tonlumunun içinde bulunduğu "yüksek gerilimin " her an ateşli bir patla maya dönüşebileceğini ortaya koyan önemli bir göstergedir. Ancak bu son derccc önemli ve trajik gösterge, siyasal ve düşünsel çevrelerce yeterince analiz edilmcmiştir. Islami kesim başta olmak üzere, devlet organları (siyasal çevreler vc vargı) olayı "tahrikprovokasyon" teşhisiyle geçiştirmiştir. Cumhuriyetçi, Kemalist, sol vc Alevi çevrelerce de olay "laisizm karşıtı" bir kal kışma girişimi olarak değerlendirilnıiş tir. Cıüncel hevccanlar yatıştıktan sonra da her şey olduğu gibi dcvam clmcktcdir. Aleviler, her 2 Tcmnuız'da "şehitlcr "ini anıyorlar, Cumhurivctçi ve laik İ. Temmuz'un kentsel ve toplumsal göstergeleri Zeki Coşkun'la "Oteki Sıvas' üzerine "Modern çağın pek de uğramadığı bir yer Sıvas BİLCAN TÜRKMEN NcJcn Sıvas, ya da "Ötckı (iörüntü çağında olanıngcıçcgin ycrini gösterilen alıvor. CJazetelcrin, TV'lcrin gösterdiklcri bir Sıvas imgelemi var, 2 Temmuz'un, birkaç saatin Sivas'ı: "AlevilerSünnilcr", "vahşct", "kıyam", "tcrtip", "tahrik " deniıı kapatılan bir imgeleııı. Pcki, niyç orada oluyor bunlaıv Örncğin o "Islami kalkışma"claki Pcrs kültürü vc aicşperestlik izlerini kimsc görmez, bilmcz. Kısmen bugüniin bilgisiylc donanmış olanlar Persler lalıyla lıenıen lıan'ı anlayacak ve "2 Temmuz'da şeriatçılar Iaikleri yaktı" mesajını alacaktır. Hayır, öyle değil! Persler, İO 43. yüzyıllarda Sıvas'ın da önemli merkezlerinden olduğu Kapadokya Krallığı'nm egemenleri. Ateşe tapma dinini yörcye yerleştirmişler. Ustclik o döneme görc son dcrcce ileri bir stıatejiylc: Kılıç zorundan çok ekonomik yündrım... (")zelliklc 1989'da RP'nin yerel yönetimi almasından sonra Sıvas'ta Sünni cemaatın stnnejisi incelenirse, 2 Temmuz'da Madımak Otcli önündc toplaşan kitlcnin "yak yak" temposu tutturnıası, "Cchhennem ateşi bu" nidaları, Persler'in getirtliği atcş kültüyle karşılaştırılırsa, başka bir "şeriat" ve başka bir şchir çıkar karşımıza. Sivas" '•> Aynı şekilde dünüıı birçok olayı larklı gestergeler içerir ve bugiinü hazırlar. Orncğin, Timur 14(K)'dc şehri yakıp Sıvaslılar'ı atcşlc ıslah ederkcn Şii atcşini dışa vuruyordu. Ya da Sıvaslılar 1967de Kayseri'de bir hıtbol ıııaçında 40'a yakın ölü vcıince ncdcn şchirdc Kayseıililer'in işlettiği işyerlcri yakılıyor? 1978'de şchir içi idcolojik catışmada, 2 Temmuz'da yükselen alevlerlc, tarihtcn geletı "oteki "ni atcşe vcrmc arasında bağ yok mu? Kısaea, görünenin ötesinde bir şchir ve onun hayatı, havatları, gerçekliği var. Bu şehir ilkçaglardan 15. yüzyıla kadar kendi başına bir mcrkczsc, aradan yiizyıllar gcçse de o halin yörc insanına getirdiği bir saltanat havası, tııtkusu var mıclır, kendi tlışmdaki nıcrkezlerle, ikfidarlarla sürekli boy ölçüsme tutkusu nereden geliyor araştırmak gerekir. Türkiye Cumhuriyeti'nin "be ka sendromu'nu andıran sürekli kay betme korkusu Sıvas'ta da var. Bu bakımdan Sıvas, Türkiye toplumunun bir prototipi, toplumun sinir uçlannın jçıkta dmâuu,u bir yer /,»ibi. 2 Temmuz Sıvas yangını, Türkiye toplumunun icinde bulunduğu "yuksek gerilimin" her an ateşli bir patlamaya dönüseblleceğlnl ortaya koyan önemli bir göstergedir. SAYFA 10 Kısaea, görünenden farklı bir şehir var. Aynı Jıırıını Sıvaslılar için dc gcçcrlı mi? Elbcttc. Şchir 2 Temmuz'la ülke gündeminc gclmeden önce de çcşitli Sıvaslı imgclcmlcri vardı. Aralıksız göçlerle büyük şehirlere tasınan Sıvaslılar'ın yarattığı imgelcmlcr bıınlar. 19601980 döncminde özelliklc Istan C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 3 3 4