02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Doğan Katırcıoglu dan ikikitap: OlurBöyle Vak'alar, Yer Altında Sesler Var Gögükteki cmlıklar Yılların gazetecisi DoğanKatırcıoğlu, yıllar önce bir işçi olarak Zonguldak'taki kömür ocaklarına inmiş, orada yaşanan gerçeği dizi röportaj halindeyayımlamıştı. Katırcıoglu şimdi bu röportajını kitap haline getirdi. Kitabı okuyunca da Zonguldak'ta yıllardır pek bir şey değişmediğini görüyoruz. MUZAFFER BUYRUKÇU azetecilik, hem saygın, hem er: demli, hem zevkli, hem de konumu gereği her çeşit tehlikeyi I özünde barındıran bir meslektir. Yazılan bir haber, bir fıkra, bir röportaj, çekilen bir fotoğraf bir yandan kamuoyunu bilgilendirip aydıniatırken bir yandan da saklanan bazı önemli gerçeklerin açıklanması nedeniyle kimilerini tedirgin eder, kulaklarına kar suyu kaçırır...ve kulaklarına kar suyu kaçanlar da, tıkır tıkır isleyen çıkar mekanizmalannın hedef seçilmesinden çalışmasının yavaşlatılmasından ya da uğradıkları hesapsız zarardan ötürü gazeteciyi, gazetecileri, 6u onun görevidır sözlerini akıllarına getirmeden susturmaya, sindirmeye kalkışırlar, ortaya koyulanları yalanlarlar, mahkemelere başvururlar, dava açarlar, bu işlemlerle yetinmeyenler, tehditleryağdırırlar, öldürürlcr, kiralık katillere öldürtürler. tşlerinikarıştırdı.düzenlerini bozdu diye pek çok gazetecinin canına kıymışlardır silah kaçakçıları, uyuşturucu şebekeleri, soyguncu çeteleri. Ûlkelerin hepsinde gazetecilerle 'öteki'lerin arasındaki durum, belirttiğim gibidir. Bu konuyla ilgili romanlar yazılnııştır, filmler çevrilmiştir, çevrilen filmler televizyonlarda, sinemalarda göstcril miştir ve 'biz'e yüreklerimizi burkan acılar tattırmışlardır. Ama hiçbir olumsuz koşul, hiçbir olumsuz ortam gazeteciyi hak bellediği yoldan geri çevirememiş, yıldıramamış, ilerlcmesini engelleyememiştir. Doğal olan dabudurzaten. Gazeteciliğin mutfağında iş bitiren ama öne çıkamadıkları için varlıkları hemen hemcn hiç farkedilmeyen kesimlerden biri polis adliye muhabirleridir. Bir sürü haberle birlikte toplumdaki kavgaları, cinayetleri, hırsızlıkları, intiharları, aile dramlarını okura iletirler ve bu iletişin yarattığı gerilimlerle, yarattığı öfkelerle onlara toplumsal ve bi reysel ilişkilerin yapısını yeniden gözden geçirmelerini sağlarlar. Ben 1945 yılında Babıali'ye geldiğimde gördüm bir ayakları gazetelerde, bir ayakları polis müdiriyetinde olan, ordan oraya koşan, dur durak bilmeyen özverili, çalışkan basın emekçileSAYFA 8 rini. Gazetelerin arasındaki rekabeti körüklemek amacıyla didinirler, gizlice öğrendikleri bir habcri arkadaşlarına duyurmamak için yırtınırlar, atlatırlardı. Haberin yayınlandığı gazetenin nıuhabiri öviilür, alkışlanır, yayınlanmayan gazetenin muhabiri ise yerilir, cezalandınlırdı. O dönemin polis muhabirlerinden en iyileri Ferdi Öner'di, Vedat Akın'dı, Muzaffer Celasun'du, Vasfiye Özkoçak'tı, Ali Karakurt'tu, Kemal Savcı'ydı... derken bunlara Doğan Katırcıoglu da katıldı. Doğan Katırcıoglu, içtenlikli, sıcak kanlı, cana yakın dış bakışlarıyla, gülümsemeleriyle yaşamın içinden kopardığı ve özümlediği bir öyküyü bir an önce coşkuyla anlatmak, o 'an'ı deneyleriyle, bilgileriyle zenginlcştirmck ister gibiydi. Ve isteklerini gerçekleştiriyordu konuşunca. Yaşamındaki bu tavn; içerikleri çok geniş alanları kapsayan, kökleri, çok derinlerden akan sularla beslenen sıkınıılı, üzüntülii kapkara haberleri 'haber' kimliğinden kurtarıp anı ve röportaj kalıplarına dökme başarısıyla sürdü. Karşılaştığı ve tanık olduğu, hatta 'bizzat' oluşumunda bulunduğu yüzdeyiiz gerçek, yiizdeyüz yaşanmış olayları "Olur Boyle Vak'alar" kitabında topladı. Oğlunun morga götürüldüğünü ve ölmediğini öğrenen babanın dramı ile yersizlik yüzünden onbeşgün önceevlendiği karısıyla yatamayan, yatacağı otele girince de ahlak zabıtası taratından yakalanan bir karıkocanın trajikomik öyküsü çarpıcıdır. Bunlara benzeyen epey olay vardır. "Olur Böyle Vak'alar"da habercilik anlayışı hakkında şöyle demektedir Doğan Katırcıoğlu. "Köpeği ısıran adamın peşinde değil, olayın içindeki 'Bit'in peşinde koştum. Ve 'Bit' yeniğini gördüm." Doğan dizisinde bunun başarılı örneklerini sergiler. Önce gazeteci gerçekçiliğine başvurur. Doğru olan da budur zaten. Gider, sıradan bir Zonguldaklı gibi başvurur maden ocaklarına. Ince elenip sık do kunarak ışe alınır O andan başlayarak, Doğan Katırcıoglu, artık bir maden işçisidir. Başında ölü ışıklı kaskı, elinde kazması, bil mem şu kadar metre yerin dibinde kömür kazıp çıkaran bir maden ışçısi. Bundan sonraki gözlemleyerek bize anlattıklan, dısardan gözlemlenerek anlatı lanlar değildir. tçinde 'bizzat' yaşanarak, yazılana karşı gelme düşüncesinden uzak, bir lokma ekmek ve 'viran olası hane' için tartışılmaz bir boyun eğişle, saatler ve saatleri kazma sallamanın hikâyesidir. Kitabı okursanız, başlangıçta; bağışlanniaz bir kusuru var.. diyebilirsiniz. Nedir bu kusur? Doğan Katırcıoğlu'nun bu röportajının çok, çok eski yıllarda yapılmış olmasıdır. Fakat... Okuyun, sonuna kadar getirin Doğan Katırcıoğlu'nun anlattıklannı ve durup düşünün bakalım. Durup düşünün ve sorun bakalım kendi kendinize: Zonguldak'ta, o madenocaklarında, o maden ocaklannda çalışan maden işçilerinin yaşamlarında o günden bugüne ne değişmiştir, ne kazanılmıştır, kim ne zaman ve nasıl, neyi değiştirmiştir? Dünya dönüyor ve değişiyor. Doğru. Dünya ile insanlar da, değil mi? Peki, ama, Zonguldak niçin değişmiyor, niçin başka bir gezegendeymiş gibi bunca değişimlerden ne kent, ne maden ocakları, ne maden işçileri etkilenmiyor, etkilendirilmiyor? Doğan Katırcıoğlu'nun kitabı ile güncelliğini yılların ötesinden eksiksiz olarak gündeme getirdiği bu soruyu, kim cevaplandıracakdersiniz?B SAYI 237 Doğan Katırcıoglu'nun kitabı ile gündeme gelen soru: TARIK DURSUN K. onguldak'a hiç gitmedim, yolum ıltişmedi. Zolanın "Germiııal"inden bu yana maden ocaklan• ı da, maden işçilerini de hep meı .ık etmişimdir. Bir yazar olarak, bir gazeteci olarak (buraları konu kumkumasıdır) hem görmeye hem yazmaya değerdirbence. Bugün pek azımızın bildiği hikâyeci Ahmet Naim (Çıladur) Zonguldak'lıydı ve bize hikâyelerinde madencilerle maden ocaklarını anlatmıştır. Birdönem içindeyajayan bir başka çağdaş Türk hikâyecisi, Mehmet Seyda da aynı konuyu edebiyatımıza taşıyanların bajında gelir. Kuşkusuz, Ahmet Naim'de de, Mehmet Seyda'da da Zonguldak'ın ve Zonguldak insanın gerçekleri vardır, ama, yine deonların anlactıklannda hikâyeciromancı yanları ağır basar; kimi gerçekler romanın ya da hikâyenin kurallarına uydurulup kurgulanırvekimikezdesaptırılır. Bu.edcbiyatınkaçınılmazgereğidir. Gazeteci, olaylara ve insanlara edebiyatçı gibi bakmaz. Zaten ne görevidir, ne işlevi. Çıplak gözle görür her şeyi. Boyamaz. süslemez, yeniden biçimlendirmez. Ûstelik rcnkli totoğraf gibi de değil, siyahbeyaz örneği aktarır, katkısız sunar bize. Evet, biliyorum, kurudur, kimi zaman yavandır, hatta itici bile gelir. Ama gazeteci dediğimiz kışi budur, yapacağı da, yapması zorunlu olan da budur. Bu eksiklıktcn kaçan, kaçabilen yok mudur? Vardır. Bir dönem Fikret Otyam, Yaşar Zonguldak ölii kent mi? Insanları başka gezegenden mi? Kemal, kısa aralıklarla Orhan Kemal, Cengiz Tuncer, Halit Çapın, Mete Akyol ve Nail Güreli gazeteci yanlarını edebiyatla payandalamış, edebiyattan güç almışlardır. Ne var ki, zaman zaman edebiyata verdikleri ağırlık nedeniyle, belgeselliklerinden olmuşlar, aşırı süslemecilikleri; anlattıklan olguyu bir çeşit 'hafife indirgemijtir. Doğan Katırcıoglu, (şükür) edebiyatçı değildir, gazetecidir. Bütün gazetecilik yasamı polisadliye muhabirliği ile geçmiştir. Meslcğin ilginç fakat (bcncc) hâlâ en zor dalı, bu polisadliye muhabirliğidir. Sınıfınızdan ve çevrenizden koparsınız. Toplu mun dışladığı ya da dışlamaya hazır olduğu insanlarla karşı karşıyasınızdır. Toplumsal konumunuz ve insan yanınız onlara neyandaş olmanıza izin verir, ne düşman kesilmenize. Bir tek yararı vardır, kimsenin erişemeyeceği bir insan sarrafı kesilir, insan dediğimiz yaratığı gizliaçık bütün yönlcriyle gözlemlersiniz. Gazetecilik mesleğinde, bu, çok azımıza 'müyeıser' olmuştur. Gerçekten ağır bir insan sarrafı olarak Zonguldak'a giden Doğan Katırcıoglu, yazı CUMHURİYET KİTAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle