Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Gece Geçilen Şehirler (ya da şiirler) kitabında yirminci yüzyılın en ilginç İngiliz şairleri, Eliot, Tecl Hughes ve Philip Larkin ile Tanpınar'dan Yahya Kemal'e Türk şairleri Altınel'e yol gösteriyorlar; yeni şiirler, Kraliçe Viktorya'nın Düşü'nde olduğu gibi, yazarların ağzından monologlar olarak değil de içselleştirilip üstün gelinmiş şiirler olarak görülüyor. » rışımlan ilk şiir kitabı Kraliçe Viktorya'nın Düşü'nde birbiri ardından sıraladığı Conrad, Eliot, Turgenyev ve Nabokov üzerine şiirlerinde de görmüştü okurlar. Son yüzyılın en iyi Batılı yazarlarından bazılarına uğrayan bu ge/.i Gccc Geçilen Şehirler'de daha ustaca, daha karanlık ve daha incelikli bir biçimde veriliyor. Gece Geçilen Şehirler (ya da şiirler) kitabında da yirminci yüzyılın en ilginç İngiliz şairleri, Eliot, Ted Hughes ve hl Philip Larkin ile Tanpınar'dan Yahya Larkin ile 1 anpı Şavkar Altınel ikinci şiir kitabı "Gece Geçilen Şehirler"i yayımladt. Zor ve heyecanlı yolculuklar S MURATSEÇKİN avkar Altınel'in ikinci şiir kitabı Gece Geçilen Şehirler (Korsan Yayıncılık, 1992) şaj şılacak bir scssizlikle karşılan dı. Belki de şair bu tcpkiyi bekliyordu: " Ars Poetica" adlı şiirinde, şaire "Şiirinin sıcak olmamasına dikkat et yalın ve acıması/ bir huz mızrağıymışçcasına saplansın yüreya da bırak insin sonbaharın ölümü hatırlatan serinliği gibi" öğütiinü veren kişiy i Allınel kuşkuy la dolu olarak şöyle yanıtlıyor: "Evet, ama," dedim, "ya gelenek? Böyle bir şiirin sevilmediği bir ülkeye karşı direnebilir mi? Dilin kendisine ters düşen bir şey olmaz mı bu?" Kemal'eTürk şairleri Altınel'e yol gösteriyorlar; yeni şiirler, Kraliçe Viktorya'nın Düşü'nde olduğu gibi, yazarlarııı ağı/.mdan monologlar olarak değil de içselleştirilip u'stün gelinmiş şiirler olarak görülüyor. "Ateş 38" adlı şiirin ilkdizeleri: sözlerini "çahp" şiirine malzemeyapacak olan kendine mi? En korkıınç olasılık ise, onların hayatından parçalar çalan, o insanları önce yaratıp sonra da bu saçma sözleri söyleten Î8 derece ateşli şairkişiliği mi? Şavkar Altınel'in özgeçmişi bize şiiri hakkında belirli ipuçları veriyor: Roni Margulies ile Larkin ve Hughes çevirileri, Istanbul, Chicago, İskoçya ve İngiltere'de geçirilen hayat ve yolculuklar; çeviri arkadaşı ve kendisi de iyi bir şair olan Margıılies'in şiirlerini anımsayınca Gece Gece Şehirler daha anlamlı olmaya başlıyor. Margıılies'in "poliglot" şiirinde görülen "Anlamsız bir çaba ama, iki dilde yazıyoı/ ve üç dilde konuşuyorum insanlarla " (Gün Ortasında, Istanbul: Korsan Yayınları, 1992.) dizeleri Altınel'in "çam" şii rinde şöyle yankılanıyor: Manş'ın ortasıda bu görüntü sürgündebirşairin bir çam ağacma hitaben yazdığı, onun da o diyarda biryabancı olduğunu söyleyen dizeyi hatırlatıyor hayal meyal bana; amayıllardır iki dilde okunmuş onca şeyin doldurıluğu aklım ne şairin adını, ne de dediğini tam olarak çıkarmama elvermeyecek kadarkanşık. veo ağaç gerçekten çam mıydı zaten, ondan da emin değilim artık. Doğduğu ülke yaşayan, birden fazla dil ve kültürle içiçe yaşayan şairlerden biri oluyor Altınel; ama burada aldı çizilmesi gereken şair sözcüğü; şiirin başka şairlere gece çıkılan, tam anımsanamayan yolculuklar sonurda üretildiğini şiir olarak anlatan daha iyi bir şair düşünemiyorum. George Steiner'in "extraterritorial" (smır ötesi) adını verdiği yenilikçi şiiri en iyi anlayan, bu şiirle ilişkilerini en iyi bir biçimde yaratıcılığa dönüştürenlerden biri Şavkar Altınel. Eliot'un nesnel bağlılaşık olarak niteleyebileceği yolculuk, yalnızlık ve Larkin'den alıntılanmış "hiçbir yerde olmamak" temaları ülkeler, diüer ve kültürler arası zikzak göndermelerle somııtlaşıyor. Şiirlerde görülen nesnel bağlılaşıklar, bu duyguları her işleyişinde biraz daha farklı olarak yeniden uyandırarak kitapta bir bütünlük duygusu da saglıyor. Okuyucusunu, "sürtiişmeli" ya da "garip" tamlamam dediği ("Yeni Cami'de") şiirsel bölgeyebu kadar inceliklerle dolu bir biçimde davet eden şaire ancak onun şiirlerini okuyarak teşekküredebiliriz. • Gece Geçilen Şehirler / Şavkar Altınel/Korsan Yayın/48s. C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 1 5 9 SavkarAltınel Şiirinin sıcak ya da soğuk olması ile Türkiye'de "sıcak şiir" geleneği olup olmadığı tartışmasiokuyucuyu bir anda Yenilikçi İngiliz şiirinde T.S. Eliot tarafından gündeme getirilmiş temel kavranılarından biri olan "nesnel bağlılaşık" (objektivecorrelative) ilekarşilaştınyor. Bu kavram ilk kez 1919 yılında "Hamlet' adlı denemede ortaya atılmıştır; Eliot "sanatta duyguyu vernıenin tek yolu ona bir nesnel karşılık bulmakla olur; başka bir biçimde söylenirse, bir dizi nesne, bir durum, bir olaylar zinciri belirli bir duygunun for ınülü olacaktır," diyerek Yenilikçi İngiliz ve Amerikan şiiri ile eleştirisinin yönünü değişürmiştir. Duyguların sanat olarak ortaya konulması için onlara nesnel ya da duyusal alandan bağlılaşıklar bularak bu duyguların yalnızca bağlılaşıkları ile çağrıştırılmalarını gerekli görür Eliot. Victoria dönemi şiirinde görülen, nesnel bağlılaşıktan S A YFA 8 yoksun duygusal karmaşaya, ya da "Ars Poetica'nın deyimiyle "vıcıklık"a, karşı geliştirilen bu Yenilikçi tepki, bu şiirde "Akdeniz duyarlılığı'na benzetiliyor; en azından şiirdeki ikinci ses bunları dile getiriyor. Altınel ise ters düşmekten korktuğu Türkçe gelenek ile Ingili/ce'deki Eliot geleneğininçatiştığıyeıdeşiirinikoruyor. Şavkar Alıınerin şiirlerinde görülen en belirgin şey coğratyasının genişliği: "Gece Geçilen Şehirler" adlı kitaba adını veren şiirde Kütahya'dan Cleveland'a ve Napoli'ye uzanan gece otobüsü yolculukları okuru Avrupa ile Kuzey Amerika kıtalarında nefes nefese gezdirip Türkiye'ye bağlantısım kuıuyor. Kabaca söylenirse, bu haritaya Altınerin nesnel bağlılaşıklar dizgesi de denebilir. Türkiye'de Batılı eğitim görmüş insanın bilincindeki dünya haritasında yapılan bu yolculuklar her an yer değiştirmelerle Altınel'in şiirlerini zor ve heyecanlı yapıyor. Altınel'in T.S. Eliot'ı çağrıştıran ikinci yönü isc entellektüel boyutları son derece zengin şiir yazması; ama bence şiirleri güzel yapan bu entellektüel genişlik ve derinliğin okuyucuya ders verir ya da onu ezer gibi değil de sanki rasgele, sıradan bir bilgi birikimiymişgibi verilmesi. Altınel'in ders verme gibi bir iticiliğine hiç düşmeden yarattığı güzcl çağ Sokak lambalarının san ışiğında kar birikiyor pencerenin pervasında, içeridekaloriferlerçıtırdıyor, beya? badanalı duvarlar, hafif bir ilaç kokusu, dergi yığınlarıyla örtülü alçak bir masa ve plastik iskemlelere oturmuş fısıldaşanlar okuyııcııyu bir anda Eliot'un "J. alfred Prufrock'un Aşk Türlüsü"nün san şııklı sokaklarına, ilaç kokusu çağrışımlarına ve fısıltı ile konuşmalarına götürüyor. Ancak Altınel'in olgun ustalığı yalenız bu gösterişçilikten uzak göndennesi ile ölçülmemeli: başka bir şiirden alınan imgeleri alaturkalaştıran "badanalı duvarlar" ve "çıtırdıyor" söztükleri ile başlayan bildiğimiz imgeler bir anda "kaloriferler çıtırdıyor" ile değişip biz okuyuculara yabancılaşıyor. Alaturkalaşmayı bir yaratıcılık olarak kullanan Altınel, şiiri doktorun bekleme odasında duyulabilecek bayağılıkları bize aktardıktan sonra anidengelenpatlamailebitiyor:'" Birhırsız var aranızda' diye/ bağırmak istiyorıım onlara,/ 'parçalarçalıyor hayatınızdan.'" Bu dizelerdeki güzellik sanırım Altınel'in en iyi yanlarından birini gösteriyor: bağırmak isteyen şairkişiliği acaba konuşan insanların tüketim toplumunun gereklerine uyarak vakitlerini bu tür bayağı isteklerle (Windsor'a yolculuk ya da bulaşık makinesi gibi) ve sözlerle geçiremelerine mi kızıp onlara (ve okuyuculara) hiddetleniyor. Yoksa kendi halinde hastaların •«s.