Katalog

0 K U R L A RA "/ manlur, ılk tophımlardan günümuze hıhhır jala ve Jalalura ilgi dıtydular. Fala bakmak için akla hayale gehmdik şeylerden yararlandılar. Kitaplar da insanların bu hevesine aracı olmahtan geri kdmadı. Ortaçağlarda kilap jalcıhgı musevıler iiraunda pek yaygtndı. Kutsal küaplan olan Ycvrat'ı gelişt guzcl açıirak. bilinnıcsım ıstedikleri gizli jcylcn öğreıımeye çalışıyorlardı." Aslaıı Kaynardag agaheyınnzın htapfalına ilişkin yazısı bdyle başlıyor falın farkh bir baktlış şeklifii > anlatıyordu. Briylecc kapak konumuz da belirlenmış oldu. • Dergimizc katkıda bulunmaya başlayan yazarlammzın sayısı bır hayli arttı. Bunun sonııcu olarak da önumüzdeki haflalarda sızlcre oldukça değişik kotıtdur ve zcngin içcrikli dergıler sunabilecegiz. } laftaya buluşmak üzcrc bol kitaplı gunler dileğımizi lckrarlıyoruz. "Solan Fotoğraflarda Kenklenenler "değişik bir albüm Renklenen fotoğraflar I Yusuf Doğar,l9%yrtmda Adıyaman'ınBesnıdçesındedogn/ıtj. İlkveortaokuluBesni'de, lıseyiHskışt'hır'dc bitımıi^. Şımılı dış hehımt. Rcsinıçaltşmalarmd hıçukyaşlarda başladı. Bııgunc kadur, rfhı 1 V71'tc llshi^hır'deobnak uzvre, htanbul, Ankara, îzmir ıv Silifke'de 15 kıçısel Kergt açtı, bırçok karnıa scrgıyc katddı. (îorsd bır dencrııv ulan elımızdckı kitap, sanalçının l 'J76 yılında Bcsnı ve çevresntdcn ç cktığı sıyab beyaz fotoğrafları /wv/c/ bnya ile rehklendiriHCii sonucuoluşturduğuçalışmalarıiçcriyor.Buçalışmayı YusufDoğar'ın kendındvn dıırfcydtm * "1976 yılında çfktiğimsiyahbeyaz ioioğraf ların yıllar sonra sarardığını hırkettim. Gönlüm razı olmaılı, öyle kalmalarına Ben de onlarıpaslel boyayla rcnklendırdi. l l),S7 vılıydı Dışhekimleri Sanat Çahşmaları Sergisi düzenlemiştik. F(v toğrafçı mcslcktas;im Nevzat Çakır da iotoğratların sergilcncceği bölümle ılgılcniyordu. Obölümekoyulmasıiçinbirikisiniverdım. Ama o anki yü/ ifadelerini göretcktiniz Sanki fotoğrahn namusuna dokunınuş gibi biı edayla suçlandım ve de fotoğrafların oldu^u bölüme alınmadı. Ne rcsiındi ne de fotoğraf. Foloğraf olarak yola çıkılmıştı ama, ınsarı eliyle rcnklendiriİmişti. Ne kadar ilginc, değil mi.' Makina renklese fotoğrafın namusu korunacak, insan eli renklendirirse; namusu kirlenecekti. Ben de o insanlarında sararıp solnıaktansa renklenerek lotoğrafın namusuna dokunalım daha iyi dediın.Ben ^unu gördiim, insan müdahalesi azalan bir çalışmanın o oranda da sanatsal değerden yoksunlaştığını. Fotoğrafın da sanatsal de ğerler taşıması, insan ınüdahalelerınin yı>ğunluğuna bağlıdır. Teknolojik aygırlarla tespit edilmi^ an; insanlar üzerinde, o anı belgdemekle sınırlı kalan bir dııygu bıraka biliyor Oysaresimdedurumdahafarklı. İnsan üzerinde gcçmişten geleceğe uzanan duygu akımını oluşturuyor. Fotoğraflardaki bu insanlar, yapılar, bcniın olu^umumda büyük rolleri olmuşlardır. Bunlar sırt fotoğraflar da değil yaşamının her anında ya^amışlar, renklennıi^lerdiı. ünun için bunu bir görev bilerek, beni nasıl ki renklendırdiler; ben deonlan renklendirdım.Çunküonlar, yaşamıngerc,ek mimarla rıdrrlar ve renklenerek yaşamaları da en bü yükhaklarıdır." • Solan Fotoğraflarda Rcnklenenlcr / Ymuf Doğar/SanalAl/SOs. Hayalet Gemi DERVA NÜKET ÖZER aska bir diınya olduğuna yemin " D edebileceğiniz o açık denizlerin gecesinden (,ıkıp gelen hayalet geminin sisli şehir caddelerinde, köy mezarlıklarının tarlalarla kesistiği boşluklarda, çocuk parklarında ve kurgusu bu^almış lunaparklarda, sandalyeleri ters çevrilmi^ meyhanelerde, okuyucuları (,oktan yok olmuj kütiiphanelerin ıssız koridorlarında gezindiğini mutlaka binleri fısıldamı^tır kulağınıza. Hatta geteleyin birdenbire havlayan kopeklerin neden ürktuklerini o /aman hissetmi^sinizdir. Ya da tüm bunlar uyku ile uyanıklık arasında ya^anan tiirden bir hayalet..." diyerek yayına başlamıs "Hayalet (iemi"nin tayfaları Cesur oldukları kuşkusuz. Dergicilik gibi /.orlu bir denizde yelkcn açmış ilerliyorlar. "Hayalet Gemi", 10 gencin amatör bir heyecanla ama amatörce denmeyecek kalitede D ImtıyazSahibl BerlnNadi Bdsım CumhurıyetMatbadCilık ve Gazetecılık A S Yayımlayan Yenı Cun Haber Ajansı Basın ve YayıncılıkAS GenelYayın Yönetmenı ÖzgenAcar Cenel YayınKoordinatöru Hlkmet Cetinkaya Yazı Islerı Muduru CelalBaşlangıç YayınYönetmenl TurhanCünay T/U çıkardıkları bir ürün. Ken dileri "Hayalet Gemi"yi "kültür dergisi", "sanat dergi si", "yazın dergisi" gibi kategorilere koy mamakta ka rarlılar. Derginin ilkesi "her sayıda bir tema" ve bu tema çerçevesinde yer alan denemeler, /aman /aman şiir, öyku, iotoğraf, resim. ama ağırlıkla denemeler Ekim 1992de yayımlanan birinci sayının teması "Illüzyon"du. Bunu "Yüzler", "Zaman", "Mekanlar" ve son yayımlanan ijubat 1993 sayısında "Kayıp" izledi. Programa göre Mart "İs>yan"a, Nisan "Gelenek ve Süreklilik"e ayrılmiş. Bence derginin renkliyanı ayın temasını isleyen metinlerin psikoloji, sosyoloji antropoloji, tarih, bilim felsefesi, fizik, matematik, müzik, sinema ve edebiyat gibi son derece değişik noktalardanyolaçıkışları. Şubat ayının teması "Kayıp'ta Sedef Erkman kentlerin yeraltı dünyasına iniyor, telefon kabloları, su ve kanalizasyon borularından ibaret bu kayıp kentin kayıp insanlarını hatırlatıyor; Pınar Türen beyaz adamın renksizleştirdiği bir kayıp dünyadan soz ediyor, Mehmet B. ölumsüz matematik diyor. Murat Gülsoy, Ergun Kocabıyık, Ilalide Velioğlu, Ayça Abiral, Selçuk Akman, Sadık Türksavas, Helen I laste, Kaan Yazıcıoğlu, Zarife Biliz ve Ferhat Aktan başka kayıplara değiniyorlar. Kayıp aşklar, değer yargıları, insanlar, kenıler ve zaman. Acısını duydu ğumuz ya da iarkında bile olmadığımız nice kayıp. Elimizdeki 5. sayının tümüne baktığımızda farklı formasyonlara sahip, tarklı açılardan bakan yazarların ürünlerinin ortaya koyduğu özgün tad duyuluyor. "Hayalet Gemi", kısacık geçmişine rağmen, kimliğini kazanmış, rotasını çizmiş bir dergi. Haydi kolay gelsin! • S A Y F A 3 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 159