28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

LEVENDKIUÇ ir ülkenin sineması, teknoloji olarak sanat ve sektör olarak o ülkenin sahne sanatları geleneğinin hıraktığı mirasin olanaklarıyla gelişir. Sinemanın bu geleneği izlenıesinde yine bu amaca yönelik eğttimöğretim etkinlikleri çok önemlidir. Okullardaki öğretimin ötesinde, sinema salunları gibı toplumun geneline yayılmış cğitinı şemsiyesi altındaki öğeler film sanatının gelişmesi için or tam oluştuiur tllkemi/de universite düzeyinde sineınaöğretimı yapılırken toplumayayılmiijeğitimdensözetmek olanaksızdır. Bu amaçla toplumumuzun geneliııe yayılmış bir eğitim gcrçekleştirmiş olabilseydik ülkemizde çok farklı düzeydc bir f ilın sanatı olurdu. Ülkemi/in genelinde, sanatçılar sahnedc ketıdi sesleri ve çevrelerindeki nesnelcrin sesleriyle birlikte gösteriler sergilenebilseydi acaba sessiz çekilen lilmler bu kadar rahathkla "sinema eseri" diye gösteıilebilir miydi:' Ya da her kasabamızda bir üyatro salonu olabilseydi, acaba, yazdığı bir mcini benden başka bunu kimse sinemaya uyarlayamaz diyerek kendine yönetmen payesiverenkişi, toplumun karşısina çıkabilir miydi? Sahne sanatlarını izleme eğitimi toplumumuza yayılmış olsaydı, acaba, bir yönetmen aynı filmde hcm yapımcı hem kameraman hatta oyuncu bile olmak durumunda kalabilmesimümkünolabilir miydi? Film sanatı ile ilgili yazılı kaynaklar (kitaplar, dergiler) eğitim anlamında çok önemlidir. Bu sanatın toplumun geneline yayılınasında itici bir güçıür. Beyaz perdeye yansıyan görüntülerin ardındakileri, yönetmenlerin, senaryo yazarlarının, görüntü yönetmenlerinin dünyalarını bizlere ulaştıracak olan kitaplar ve dergilerdir. Bu nedenle her yeni kitabı özellikle de dünya literatüründen dilimize kazandırılan eserleri alkışjamak gerek. AFA Yayınevi de Sinema Kitapları serisi ile bu alkışi hak eden bir kuruluş. Ocak ayı içinde AFA Yayınları arasında And rzej Wajda'nın filmleri kadar ünlü bir kitabı piyasayaçıktı. Wajdanm "Sinema ve Ben" adlı bu kitabını dilimize çeviren ise ünlü Sovyetler yönetmeni Ândrey Tarkovski'nin "Mühürlenmis, Zaman" adlı eserini (maalcsef bu ünlü eser ülkemizde bak ettiği yeri bulamadı) Türk okuruna kazandıran Füsun Ant. Genellikle, kıtapların arka kapakla rında yer alan ve kitapla ilgili kısa bilgilere hep kuşkuyla bakmışımdır. Bu fiyonk kıırdclalı cümlelerin çoğu zaman, kitabın satışını arttırmaya yönelik olduğunu insan kitabı okuyunca anlayabiliyor. Tabiikibunun istisnaları yok değil. "Sinema ve Ben" debu is B narından köşesinden bulaşan herkesin okumasını öneririm. Ülkemin, film sanatında, yaşamakta olduğu teknik ve estetik sorunları düşünerek kitaptaki bazı konulan anmak istiyorum. "Benim gençliğimde lilmde yer alan diyaloglara zorunlu bela gözüyle hakiliii.ii. (îörüııtüler tek başına konuyu ilade etmeye yetmedi mi birkac; sözlü bilgi ekleniverdi."(s.31) "Polis: Kaç yaşındasın? Genç:Yüz. Polis (bir tokat atar): Kaç yaşuıdasın? Genç: Yüzbir. "Diyaloglar yalnızca sözcüklerden oluşmaz, bu sözcüklerin yararttığı »essiz tepkileri de kapsar. Bunu göstermenin en iyi yolu her iki konuşmaanm tüm sahneyi çeşitli açılaıdan oynanıa sıdır."(s.94). "Oyuncuların gözlerinde her şey vcniden yansır, ruhun tam bir aynasnlır lar. Sinemadagözleryeterinceaydınl.ı tılma/.larsa bu aynaların neyi yansııuk larınıseyircikestiıemez." (s. 105) "Bitmiş bir tilmi seslendirmek için elimizde sayısıv ıcknik imkan var (...) ama kaydın doğallığının yerine j',c\c cek bir şey bence heııü/. kejfedikme Bütün bunları ömrünün kırk vılını Hlın sanatı ile guı,iınıiş usta bir yöneımen "Sinema ve Ben" adlı kitabuul.ı söylüyor. Fransızca aslından dilimi/e çevrilen bu kitabı elimdcki Doııble Vision My Life in Film, Faber and l'.ıber, London, I')SL) tngili/ceçevirisiyle karşılaştırmanıtı Jüğru olmaya.agı inancındayım, ama yine de kolay anlaşılır bir dille Tiırk okuruna sunulmıı; olduğunu belırt mek isterim. Ayrıca metin akışı ve Hlın yapımyönetim süreci içinde doğrııluğuna inandığım birkaç noktayi da be lirtmek isterim. Senaryo (Ing. Scıipt) beyaz perdeye uyarlanacak olan konunun, metin olarak yazılı şekline verilen addır. Çekim Senaryosu (İng. Shoo ting script) ise senaryonun film teknolojisine uyarlanabilmesi için film dili ile yeniden yazılmasıdır. Doğal olarak d;. senaryo ve çekim senaryosu kavramla rının senaryo metni (s. 78) diye kulla nılamayacağını sanıyorum. 59. saytanın üçüncü satırındaki cümlenin "Bu çekim yöntemine 'sekans' adı verilir" şekliyle, aynı sayfada üçüncü paragraftaki "sakansların" sözcüğü yerine "çekimlerin" gelmesiyse daha doğru ola cağına; 123. sayfadaki alttan ikinci pa ragrafın ilk cümlesinin "...1954 yılında ses doğrudan film üzerine kaydedilirdi." ve yine aynı sayfada bir sonraki paragrafın ilk cümlesinin "magneük bant üzerine ses kayıdının keşfedilmesinden sonra" şekliyle yazılmasının daha bilgi verici olacağına inanıyurum. Wajda "Bir Chaplin'in evrenselliği ne artık yer vok.. Herkese seslenen bir sinema yok artık" diyor, onunçıra ğı Polanski'ye göre de "her film biı kibrit alevi"dir. Ama yine de beya/ perdedeki yanılsama sanatına ve oradan sıçrayarak çağın yanılsama sanatları ile uğraşmak isteyenler için "Sinema ve Ben" her zaman temel bir kitap olacaktır. • Sinema ve Ben / Andrzej Wajda I Çevircn: Füsun Ant lAfa Yayınalık I 160 s. SAYFA 11 Sinema ve Ben tisnalardan biri. "Wajda bu küçük kitapta yönetmenin kafasından doğan ilk likirden başlayarak adım adım bir tilmin nasıl yapılacağını anlatıyor. Adeta bir ders kitabı. Sinemacıların, sinema öğrencilerinin ve sinema severlerin çok yararlanacaklan vc büyük bir zcvkle okuyacakları son dcrece önemli bir kitap." Evet, "Sinema ve Ben" adlı kitabın arkasında yazdan bu açıklama bana göre külliyen doğru. Sinemaya meraklı olup ünlu Polonyalı yönetmen Andrzej Wajda'yı tanımayan yoktıır. "Küller ve Elmaslar", "Vaadedilmiş Toprak", "Mermer Adam", "Demiı Adam", "Dantorı" gibi filmleriyle sinema severlerin gönlüne taht kurmuj olan Wajda, okullu bir yönetmendir. 1 lem eğitimöğretim sistemi hem de yetiitirdiği ünlü sinemacılarla taninan Polonya'nm Lodz Devlet Sinema Akademisi'nden mezundur. "Sinema ve Ben" düşünceden beyaz perdeye ulaşana kadar film yapımyönetim sürecini anlatan bir kitap. Uygulamadan gelen ünlü yönetmenin yazdığı bu kitabı, sinema sanatına ke Sıncma ustası Andrzcj Wajda kendini ve sinemasını "Sinema ve Ben" düşünceden beyaz perdeye ulaşana kadar film yapımyönetim sürecini anlatan bir kitap. Uygulamadan gelen ünlü yönetmenin bu kitabı, sinema sanatına kenarından köşesinden bulaşan herkesin okuması gerekir. Ne dost bir oyuncu ne de bir asistan bu cevapları bulabilir. Bu, ancak iyi bir yazarın işiolabilir." (s. 33). "Bir tiyatro sever bir gün bana şöyle demişti: 'Yeteneksiz oyuncularla çalışmakla iki hata birden yaparsınız.Yeteneklioyuncularsizibeklerken siz vaktinizi boşa harcamış olursunuz. (s.41). "Tiyatroda oyuncunun seyirciyle doğrudan ili^kisi vardır.IIer ak^am, bu btünülük içinde rolünü geliştirip mükemmelleştirir.Film ç,evirdiğinde ise karşihintla kamera vardır, bir demir vecamyığını, nebircoşku nebirşey." (s.46). "Prova çekimlerinin işlevi, konunun, senaryonun, bir biitün olarak filmin özelliklerini işleyip kotarmaktır." (s. 5152). "Sahne tasarımcısı bu yüzden sinema konusunda derin bir bilgiye sahip olmalıdır. Senaryoyu okuyup mali açıdan değerlendirebilmelidir. Mimar ve tasarımcı, sinemadan anlayan birine, bir sinemacıya dönüşmelidir." (s. 6465). C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 159
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle