Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İnsanlar, ilk toplumlardan günümüze kadar fala ve falcılara ilgi duydular. Fala bakmak için akJa hayale gelmedik şeylerden yararlandılar. Kitaplar da insanların bu hevesine aracı olmaktan geri kalmadı. Ortaçağlarda kitap falcılığı museviler arasında pekyaygındı. Kutsal kitaplapı olan Tcvrat'ı gelişi güzel açarak bilinmesini istediklerigizli şeyleri öğrenmeye çalışıyorlardı. ARSLANKAYNARDA6 Kitap falı nsanlar, ılk toplumlardan günümüze kadar falâ" ve falcılara ilgı duydular. Fala bakmak için akla hayalt1 gelmedik şeylerden yararlandılar. Kitaplar da insanlaıınbu hevesine aracı olmaktan geri kalmadı. Ortaçağlarda kitap lalctlığı mııseviler arasındapekyaygındı. Kutsalkııapları olan Tevrat'ı gelişi guzcl açarak bilinmesini istediklerı gi/.li şeyleri öğrenmeye çalışıyorlardı. Bizde de Kur'an'dan vebaşka kitaplardan fala bakıldığını biliyoruz. Hasan Ali Yücel 1950'lerdeki yazıların danbirindeAbdülbakiGölpınarlı'nın Kur'an çevirisinden fala baktıj,ını yazıyordu. Gazeteci yazar Hüseyin Cahit Yalçın Malta Hatıraları'nda, ünlü tutııkevi Bekirağa Bölüğii' nde kaldıkları sırada arkadaşlarından birinin Kur'an ile fala bakarak, geleceklerinin ne olacağını öğrenmeye çalıştığını söylemektedir. Fal olayına değinen şair Mehmet Akif, kutsal kitabın önemi ve anlamındaki derinliği belirtmek isteyerek şöyle diyor: I • şair kefeli Hüseyin Efendi üzerine bir kiTarihle ve günümüz yazınında., tap bununkaleme alemışibile tır. Falcılık ile geçinen edebiyatçılar vardı. Örneğin divan şairi Zâti, İstanbul'da Beyazıt Camii avlusundaki küçük kitabında talcılıkla geçiniyordu. Onun falcılığı ilkel falcılık değil, kitaplarla ilgili olan bir falcılıktı. Zâti'nin dükkânı daha çok, zamanın değerli bilgin ve şairlerinin toplandıkları bir yer durumundaydı. Burada bilimden, şiirden sözediliyor, tartışılıyor, karşılıklı şiirler söyleniyordu. Gençler usta şairlerden yararlanıyorlardı. Bir aralık bu genç şairler arasına Bâki de karışmış, kendi değeıını az zamanda Zâti'ye lanıtmıştı. Kski edebiyatçıların kitap falıyla ilgileri lıakkında şöyle bir öykü anlatıIır: Bilgin Benli Mahmut Efendi, bir gün ahbaplarıyla oturmuş sohbet ederken şair Nâbi'nin öldüğu haberini getirnıışlcr. MeclisteherkesNâbi hakkında düşüncesini söylemcye, "cennete girerdi, girmezdi" diye tartışmaya başlamış. Mahmut Efendi, "durunuz" demiş; "bir kez de divanından tefe'ül edelim" () Divandan gelişigüzel bir sayfa açkutsal kitaplar değildir. Dıvanlar, mışlar, şu beyit çıkmış: özellikle İran şairi Hafız'ın divanı fal açmada sıkça kullanıhrdı. Mevleviler Mesnevi'den ve Divanı Kebir'den fal "Kimdirbizimeneyleyecekdârıcibaktıklarını söylerler. Hafız Divavandarı nı'ndan açılan fallar birçok edebiyat Mevzusu pcderdir, gireriz, hâne kitaplarında sözkonusu edildiği gibi bizimdir" (Cennete girmemize engel olan kim dir? Babadan mirastır o ev, gireriz, bizimdir.) Bu fal âdetinin günümüz yazarları arasında da unutulmadığını görmek hoşıtma gitti. Melih Cevdet Anday bir yazısında (2) "Okurlarından birinin çcx:uğuna ad ararken öztürkçe Sözlük'ü fal bakar gibi iki kez açtığınıkarşısına "Yanıt" ile "Sürem" sözcüklerinin çıktığını" söylüyor. "Oğlan olursa "Yanıt", kı^olursa "Sorem" koysunlar" diyor. Söz kitap falından açılınca, geçenlerde, Fransız filozofu Diderot'nun yaşamöyküsünü okurken gördüğüm şu satırları buraya almadan edemedim: "Vımeennes Kalesi'nde otuz günden beri hapistim" diyor Diderot. Eskilerin falları aklına gelmiş Cebinde Yunan filozofu Plaiun'un küçük bir kitabı varmış. Kitabı şöyle bir açıp, gözüne çarpan ilk parçaya bakarak, hapiste daha ne kadar kalacağını öğrenmek istemiş. Dediği gibi de yapmış, karşısına çıkan ilk sayfanın uzerinde şu satırlar yazılıymış: "Çabucak bitecekbiriştir."Gülmüş,geçmiş.Birçeyıek saat kadar sonra, hücreııin kapısi açılmış. Polis müdiirü ertesi gun hapisten çıkacağını bildirmeye gelmemiş mi?" Yukardaki satırlar, bir maddecililozotun bile zor kuşullarda fala baktığını göstermekten çok, faldaki "insancıl" ve psikolojik yöne işaret etmesi bakı mından ilgiçekicidir. Onun için isterseniz, bu yazıyı okuyup bitirince, siz de sevdiğiniz bir kitabı alın, rastgele bir saylasını açarak falınızı uğrenin. Bakalım ne çıkacak? Bu işi arkadaş meclislerinde yaparsanı/, güzel veyararlıdakikalargeçirecek.kitapları daha çok seveceksiniz. • 1) Safahat / (Ertuğrul Düzdağ Yay ı nı, 1987, Sayfa 144) 2) Melih Cevdet Anday / Okurlarla /Cıımhuriyet (6.9.1991) "Kaydında değiliz hiçbirimiz mânanın Ya açar N azmı Celil'in bakarız yaprağına Yahııd iifler geçcriz bir ölünün toprağına İnmcmiştir hclc Kur'an bunu iyi bilin, Ne mezarlıkta okunak, ne de fal bakmak için (1) Bu amaçla kullanılan kitaplar yalnız C U MH U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 5 9 AbdulbakıCöipınarh M e h m e t Akif SAYFA 5