04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Samim Kocagöz'ün ardından MUZflfFER UYGUNER 5 Eylül 1993 günü yitinniştik... eylül günü Samim Kocagöz'ü yitirdik. tlk yapıtlarını 1940 ydlarında veren, 40 kuşağı denilen kuşaktan sayılan Kocagöz, Türk öykü ve roman yazarüğında önemli yeri olan bir yazarımızdır. Toplumcu gerçekçi yazınımızın önemli yazarlarından biridir. Anadolu insanının ve özellikle Ege bölgesinde, Söke çevresinde yaşayan insanlarımızın yoksunluklan, acıları, bunalım içinde geçen yaşamları, zaman içinde değişen koşullarla yaşamlarını sürdürmeleri onun öykü ve romanlarında karşımıza çıkmaktadır. Sanat alanında izlediği izleği şöyle belirtmiştir: "Benim çabam toplumu, toplumun içindeki kişiyi, toplumla kişinin ilişkilerini sorunlarıyla birlikte daha iyi, daha güzel anlatabilmektir." Söke'nin büyük toprak sahibi Kocagözoğullan'ndan biriydi. îstanbul Edebiyat Fakültesi'ni bitirmiş, bir ara yurtdışında kalmış bir kişiydi. Herhangi bir devlet hizmetinde çalışmamış, Söke'ye dönerek bir süre traktörlerle tarım işlerinde çalışmıştır. Bu çalışmaları sırasında çevresindeki insanları daha yakından tanımış, onların karşılaştıkları güçlükleri görmüştür. "Her yazar gibi ben de yaşam öyküm ve anılarımdan yapıtlarımı ortaya koyarken çok yararlandım. Zaten yazar, hikâye ve romanlarındaki tipleriyle okurlarının arasına girmelidir. Girdi mi, anılannı, kendini yazmış olur" derken bu durumu da belirtmiştir. Anılannı okurken bu yakınlığı gorüyoruz. Söke ovasındaki doğal durumların insanlar üzerındeki etkileri, ürünün doğal değişimlerden etkilenmesi bütun yapıtlarında yer almıştır diyebiliriz.Onun öykülerinden bırı olan "Sam Amca" dünya çapında bir başarı kazanmıştı. Bir kitabına da ad olarak verilen bu öykü, bir yabancı ülkenin ülkemiz üzerindeki görüşlerini, bu görüşlere uygun politikasını ortaya koymuştur diyebiliriz. Ilk öykü kitabı Telli Kavak, bunu izleyen Sam Amca, Ci 5 Samim Kocagöz, Türk toplumunun belirli bir yörede yaşayan insanlarının tarihsel boyutlardan başlayarak güncel sorunlarına kadar her şeyi ile ilgilenmiş ve toplumumuzun belirli bir yöresinde çağdaş düzeydeki oluşumunu ve gelişimini çeşitli yönleriyle ortaya koymuştu. han Şoförii ve Ydan Hikâyesi'nde Söke çevresinin insanları, özellikle de köylüleri görülür. Tarımda bilinçsiz bir anlayışla geliştirilen makineleşmenin etkileri, sakıncaları ile 1950 yıllarında başlayan demokratikleşme hareketinin yankılarını, olumsuzluklarını buluruz bu öykülerde. Samim Kocagöz'ün öykülerinde köy ve köylü yanında kent ve kendi insanımızın da sorunları ele alınmıştır. Yağmurdaki Kız, Alandaki Delikanlı adlı gelişimleri, insanımızın kadularını çok sağlam bir kurgulama ve anlatımla anlatmıştır. Çevrede o yıllarda yaşamış insanların anlattıklarından ustaca yararlanıp gerçek oluşumlara dayanmıştırbuyapıtları. Kocagöz, politikaya da atılmış ve Türkiye îşçi Partisi'nin Merkez Yönetim Kurulu'nda görev yapmıştır. politika konusunda şunları söylemişti: ".. bir ara politikaya girmem bana çok şey öğretti. Güncel politika neymiş, öğrendim. Zaten yazarlar bir bakıma politika eleştirmenidir, öyle de kalmalıdır. Bir yazar olarak bundan böyle benim için bir partiden, bir fikirden yana olmak, evet. Ama, politikacı olmak, hayır." Boylece, bir süre yaptığı etkin politikacılıktan çabuk ayrılmıştır. Son yapıdarında politik konulara ağırlık vermesinde bu görüşün etkili olduğu söylenebilir. Izmir'in tçinde adlı romanmda 27 Mayıs'taki olayları ve oluşumları anlatmıştır. Tartışma'da 12 Mart 1970 olayı ele alınıp irdelenmiştir. 1986 yılında yayımlanan ve Bolivar'ın 200. doğum yılı için yazıldığı belirtılen SimonPepete adlı uzun öyküsünde ise (Mor Ötesi ile birlikte yayımlanmıştır) 1980 yılındaki askerî hareket ve sonrası anlatümıştır diyebiliriz. Güney Amerika'daki bir "darbe"yi ele alıp beş kişiden oluşan yöneticilerin yönetimini, davranışları nı ve halkın hareketlerini anlatan bu yapıtında çok ustaca yapılmış bir kurgulama ve anlatım uyarlaması yapıl mıştır. 1988 yılında yayımlanan Eski Toprak'ta ise 1900 yılından günümüze kadar olan yıllardaki sol hareket üzerinde durmuştur. Yıllar boyu süren gelişimler de bu kitabında iyi bir uyarlama ile ortaya konulmuştur. Samim Kocagöz'ün yapıtlarındaki dili, anlatımı beğenmeyenler vardır. Anlatıma özen göstermediği söylenmektedir. Böyle bir durum özellikle ilk yapıdarında vardır diyebiliriz. O, anlattığı konuya ağırlık vermiş, o konunun toplumdaki sorunlarına önem vermiştir. Biçim güzelliğine fazla önem vermediği bu ilk yapıtları da bugün gene çok anımsanan yapıdardır. "Sam Amca" öyküsünün dünya çapında ödül kazanması da anlatımı boşlamadığınınbirbelirtisidir. Son yıllardaki öykülerinde ve romanlarında ise konu kadar anlatım ve kurgulama da başarılıdır. Yapıtlarında fazlaca süsten kaçınmış olup yalın ve herkesçe kolayca anlaşılır ve okunabilir bir örgü çıkmaktadır karşımıza. Samim Kocagöz, Türk toplumunun belirli bir yörede yaşayan insanlarının tarihsel boyutlardan başlayarak güncel sorunlarına kadar her şeyi ile ilgilenmiş ve toplumumuzun belirli bir yöresinde çağdaş düzeydeki oluşumunu ve gelişimini çeşitli yönleriyle ortaya koymuştur. • \ kitaplannda bunu gorüyoruz. Bu gibi yapıdarmda da Söke'deki gözlemleri ve izlenimleri yer almıştır. Bu yapıtlarında tarihsellik ortamı temel alınarak bir zamanki kurtuluş savaşımları üzerinde durmuştur. Kalpaklılar ile Dolu Dizgin adlı romanları, Kurtuluş Savaşımızın sürdüğü yıllardaki durumları, C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 8 » SAYFA 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle