04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

1992 yılı ağustos ayında bilgisayar sistemine geçen Süleymaniye Kütüphanesi'nin en ilgi çekici yönlerinden birisi de Türkiye'nin ilk ve tek "Kitap Hastalıkları Hastanesi"ni bünyesinde bulundurmasıdır. Kitap cildi ve tamiri konusunda uzmanlaşmış kişilerin hizmet verdiği "Cilt ve Patoloji Servisi"nde tamire muhtaç, özellikle çeşitli kitap kurtları tarafından dantel haline getirilmiş, rutubet dahil çeşitli tabiat ve diğer faktörlerin etkisiyle dağılmış, kırılmış, yırtılmış, kirlenmiş, solmaya yüz tutmuş eserlerin yaprakları büyük bir itina ile onarılıyor, tedavi ediliyor. OR. ILHAN AKBULUT ılım ve kultür hayatının temel taşı olan kitap, basılı kağıt yapraklarının bir araya getirilmesiyle ortaya çıkan yazı destesidir. Kitap bugünkü haline gelinceye kadar çeşitli biçimlerden geçmiş, uygarlık tarihi ile birlikte gelişmiştir. Eski zamanlarda yazılar taş, maden gibi çok dayanıklı ağır malzeme üzerinc kazılırdı Sonra, tahta, kil tabakası gibi daha hafif, taşınabilir malzeme kullanıldı. Çinliler ipek kumaş kullandılar. Nil kıyılarında, yaprak haline getirilmiş papirüs lifleri kullanıldı. Kitaplar, ağaç bir silindire sarılmış ağır tomarlar biçimindeydi. Yazı, papirüsün yalnı/. bir yüzüne fırça ile yazılırdı. Bılinen ılk kitap örneğinin M.ö. 1100'lerde Mısır'da papirüs yaprakları üzerine yazılan ve dini metinleri içeren "ölüler Kitabı" olduğu sanılmaktadır. Mısırlılar ve tbraniler, kitaplarda papirüsün yanı sıra, deri de kullanmışlardır. Kitap hastalıkları ile mücadele Ilk ve tek kitap hastanemiz, Süleymaniye Kütüphanesi bünyesinde çalışıyor B 1992 yılı ağustos ayında bilgisayar sistemine gecen Süleymaniye Kutuphaneslnln en llgı çeklcl yönlerinden blrlsl de Turkıyenın ılk ve tek "Kitap Hastalıkları Hastanesl'nl bünyesinde bulundur masıdır Ayrıca kitap cıldl ve tamiri konusunda uzmanlaşmıs klsiler hizmet vermektedir bir kazanç yolu idi. Dönemin önde gelen yönetici ve zenginlerinin yazı ustalarını korumaları, özendirme ve ödüllendirmeleri sunucu, yazma kitap sayısı hızla artmış, evlerde özellikle dinsel konulan içeren kitaplıklar kurulmasını sağlamıştır. Yazmakitapları yazı, susleme, resim ustaları ortaklaşa üretirlerdi. Bunlara sırasıyla hattat, müzehhip, nakkaş denilirdi. Bu alanda ün yapmış çok kıymetli ustalar yetişmiştir. Bu ustalar, toplumun her kesiminden büyük ilgi görmüş, devlet yöneticilerince korunup desteklenmişlerdir. Yazılı belgeleri saklama, kitaplık oluşturma düşüncesi yazının tarihi kadar eskidır. Yazılı belgeler, özellikle kil tabletler, önceleri tapınaklarda saklanırdı. Ninova kazılarından anlaşıldığına göre, Asurlular kil tabletlerini özenle korumuş, uygarlık tarihinin en eski kıtaplarının temelini atmışlardır. Büyük Iskender'in Mısır'da kurdurduğu lskenderiye Kütüphanesi, papırüs tomarlanndan oluşuyordu ve burada kütüphanecilik teknikleri uygulanmıştı. Günümüzde, ülkemizin en zengin yazma koleksiyonu şüphesiz Süleymaniye Kütüphanesi'ndedir. 1557 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın, isteğiyle Mimar Sinan'ın inşa ettirdiği Süleymaniye Külliyesi'ndeki birinci ve ikinci medreselerde bulunan Süleymaniye Kütüphanesi, sahip olduğu 117 koleksiyonla dünyada en büyük tslami elyazmaları merkezi olarak hizmet vermektedir. Süleymaniye Kütüphanesi'nde 100.000 elyazması csermevcut. Buraya bağlı kütüphanelerden Atıf Efendi, Köprülü, Nuruosmaniye, Koca Ragıp Paşa ve Üsküdar'daki Hacı Selim Ağa kütüphanelerindeki 25.000 eserle birlikte Süleymaniye koleksiyonundaki yazma eserlerin sayısı 125.000'eulaşıyor. 1992 yılı ağustos ayında bilgisayar sistemine geçen Süleymaniye Kütüphanesi'nin en ilgi çekici yönlerinden birisi de Türkiye'nin ilk ve tek "Kitap Hastalıkları Hastanesi"ni bünyesinde bulundurmasıdır. Kitap cildi ve tamiri konusunda uzmanlaşmış kişilerin hizmet verdiği "Cilt ve Patoloji Servisi"nde tamire muhtaç, özellikle çeşitli kitap kurtları tarafından dantel haline getirilmiş, rutubet dahil çeşitli tabiat ve diğer faktörlerin etkisiyle dağılmış, kırılmış, yırtılmış, kirlenmış, solmaya yüz tut Türk kitap elyazması döneminin Uygurlarla başladığı bilinmektedir. Bunlar "tamar" ve "kodeks" biçimindeydi. Çoğu deri üzerine yazılmıştı. Elyazması kitapta asıl gelişme Islam kültürünün benimsenmesinden sonra görülmüştür. Cilt ve ciltçilik, süslemecilik de kitaba bağlı olarak geiişmiştir. Elyazması kitap üretimi OsmanUlar'da büyük bir hız kazanmıştır. Medrese hocaları, öğrencileri ve din bilginlerinin bu işe büyük katkıları vardır. Oğrenciler ders kitaplarını yazarak çoğaltıyor, hocalar ve din bilginleri de çoğaltma yoluyla kitap üretmeyi günlük işlerinden sayıyorlardı. Yazma kitap üretimi aynı zamanda önemli SAYFA f« muş eserlerin yaprakları büyük bir itina ile onarüıyor, tedavi ediliyor. Bu işlemden sonra tamir edilmiş yapraklar bir araya getiriliyor ve şirazesi örüldükten sonra da cilt servisine sevk ediliyor. Cerrahlar gibi çalışan bu uzmanlar, eski kitapları gerek kurt yeniklerinden ve gerekse zamanın tahribinden kurtarıyor ve nesiller boyunca kalıcı olmalarını sağlıyorlar. Kütüphanecilerin bu konuda, en büyük yardımcısı çağımızın teknoloji harikası bilgisayarlar oluyor kuşkusuz. Bu sayede bilgisayar hafızasına kaydedilen eserlerin, asla yok olmaması sağlanıyor. Eski bir kütuphaneci olan Muzaffer Gökman, "Kitabın Sağlık Bilgisi" adlı eserinde, kitapları delen ve içlerine girip beslenen haşerelerin 67 çeşidinin bulunduğunu belirtmekte ve bazılarını şöyle anlatmaktadır "Bunların başlıcaları "Anobiums" halk dılinde "Vrilette"dir ki bunların en tehlikelisi "Vrilette du Pain", kitabı burgugibideler. Sonra "Thysanouves"ler gelir ki bunların içinde "Lepisme" yahut "Poisson d'argent" küçük beyaz kabuklu ve parlak fevkalade seri bir böcektir. Bunlardan başka yıne bu kabil tehlikeli olanlardan "Lepisme de sucre, Blatte veya Ravets" yahut "Cancrelats" gelir. Fakat bunların en müthişi "Fourmis blanches"dir ki en sert maddeler bile buna dayanamaz. Ve kısa bir zamanda mahvolur Asalak hayvanlarda mücadele ve bunların yok edilmesi içın asırlardan beri dünya bilginlerinin çok yoğun çalışmalarına rağmen netice pek de memnuniyet verici değildir. Bibliyotek ilminde en ileri gitmiş olan Almanya'da bile birçok araştırmalara rağmen müsbet bir netice elde edilememıştir. 18. Asrın ikinci yarısında Avrupa'da bu kitap düşmanlarını öldürecek veya tesirsiz hale getirecek çareleri bulanlara mükâfat vaat edilmiş ve bir demüsabakaaçılmıştı. 1900 tarihinde de yine Paris'te bu konu üzerinde Milletlerarası bir kongre toplandı. Fakat bir netice elde edilemedi. Bu müthiş kitap düşmanlan arasında "Anobium poniceum" cinsinden bir dişi senede 800.000 yavru çıkarır ki kitaplıkların ne kadar müthiş bir düşman karşısında bulunduğunu anlamak güç değildir. Bu asalaklarla mücadele için muhtelif terkiplerde hazır ilaçlar kullanılmış, kokusu böcekleringelişipbüyümesineengel olduğu düşüncesi ile etejer ve dolap rafları servi ağacından yapılmış, bir kısım şark kitaplıklarında da yazma kitaplar arasına pelin yaprakları yerleştirilmişse de olumlu bir netice elde edilememiştir. (Pelin: Suyu.sıtmayı iyileştirici ve kuvvetlendirici sayılan acı ve güzel kokulu bir bitki.) Son zamanlarda bütün dünya basınında methini işittiğımiz ve birçok sahalarda da olumlu tesiri görülen DDT, bu asalaklar üzerinde bir şey yapamamıştır. Bu vaziyet karşısında bu insanlık düşmanlarıyla mücadele an C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 » 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle