27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

"Lazların Tarihi" ve Ruşen Çakır'ın yazısı üstüne Ne zaman baskı yapıldı? Ruşen Çakır, Kitap ekinin 131. sayısında , "Lazlar'ın Tarihi" üstüne kaleme aldığı yazısında dünyadaki ve ülkemizdeki son gelişmelerin ışığı altında Türkiye Lazlar'ını bekleyen sorunlara değinmişti. Çakır'ın yazısı okurlarımız arasında yankılara yol açtı. Sütunlarımızda bir okurumuzun mektubunu yayımlıyoruz. Sayın yetkililer uhammct Vanilişi ve Ali Tandilava tarafından 1964 yılında yazılan ve Hayri Hayrioğlu tarafından Türkçe'ye çevrilen "Lazistan" diğer adıyla "Lazlann Tarihi" adlı kitabın gazetenizde yer alına şekli bir Laz olarak beni oldukça rahatsız etti. "Lazların Tarihi" adlı kitabı yazan ve Laz olduklarını iddia eden, ancak bizce Gürcü propagandası yapan, Giircü olan yazarlar, Lazları ayrılıkçı emellerine alet etmek amacıyla, hiçbir bilimsl temele dayanmadan bu kitabı kaleme almışlardır. 21. yüzyıla girmeye hızırlanırken bu M R U Ş E N ÇAKIR NE Y A Z M I Ş T I Korkuya gerek yok Kendisi de bir Laz olan Ruşen Çakır, 131. sayımızda yer alan ya/isında Lazlar'ı, kendi kimliklerini yeniden keşietmeyc iten olgulardan birinin de Sarp sınır kapısının açılması olduğunu belirtiyor, iki taraf Lazlarının karşila&malarının kültür şoklarına neden olduğunu söylüyordu. Çakır yazısının sonuç bölümünde şu noktalara parmak basıyordu: 1 "Lazlar'ın Tarihi" kitabının açtığı kapıdan çok sayıda telif ve çeviri eser geçecektir. 2 Gürcistan'da, Laz dili, kültürü üstüne yapılan çalışmaların Türkiye'ye aktarılrnasının önünde engel kalmamıştır. 3 Batı üniversitelerinde yapılan çalışmalar Türkçeye çevrilecektir. 4 Kültürel canlanma, paradoksal olarak, Türkçenin aracılığıyla ve Laz yerleşim birimlerinin uzaeındaki kültür merkezlerinde, Istanbul, Ankara gibi kentlerde merkezileşecektir. 5 Lazca, büyük şehirlere göçmemiş genç Lazlar için, Sarp kapısının açılması nedeniylc yeniden cazip hale gelebilecektir. Not: "Lazlar'ın Tarihi" Anl Yaytnları araunda çıkmi}ltr. dünyadaki anlaşmazlıklara ayrılıkçı ve kışkırtıcı politikaların sebebiyet verdiği bilinirken, gazetenizin bu zihniyetteki insanların art niyetlerine alet olması daha büyük üzüntü kaynağıdır. Kitabı okuduğunuz varsayımıyla hareket ederek bu mektubu yazıyorum. Çünkü kitapta yer alan bazı iddialara önce Türk olarak ve sonra bir Laz olarak tepki gösteriyorum. Aynı zamanda da asılsız dayanaksız ve saçma iddialaı karşısında da hayrete düşüyorum. Ayrıca27 Ağustos 1992 tarihliCumhuriyet Kitap'ta yer alan konuyla ilgilı yazısında Ruşen Çakır, kitaptan ne denli memnun olduğunu artık La/ lar'ın kendi kültürüne, diline, tarihinc sahip çıkacağına kimliklerini bulacaklarına büyük sevinçle yer vermiş. Yazısının sonunda da "Kürtlerde yaşandığı gibi, ama dillerini bilmeyen, mcmlckctlcrindcn uzaktaki Lazlar da, bir yolunu bulup Lazca öğrenme isteğine kapılabilirlcr. Artık korku yenilmek üzeredir. Bir başka deyişle korkuya gerek olmadığı kültürel farklılıkların toplumların, insanlığın zcnginliği olduğu anlaşılmaya başlanmıştır" denmektedir. Kültürel farklılıkJarın insanlığın zenginliği olduğuna ben de katılıyorum. Yüzyıllardır uygarlığın beşiği olmuş Anadolu'da bu tür zenginliğe rastla mak ise her zaman mümkündür. Ancak iddia edildiği gibi Lazca konuşmak hiçbir zaman yasaklanmamış bu konuda baskı da yapılmamıştır. Esas amaç, Laz kültürünü ve dilini yaşatmak olsa, bu tür yayınlar zevkle ve herkes tarafından okunur ve takdirle karşılanır. Ancak bölücü, kışkırtıcı ve asılsız propaganda amacı taşıyan bu tür yayınların sizler tarafından böylesine dar çerçeveden ele ahnması gazetenizin objektif olma özelliğine gülge düşürmektedir. Bu yüzden tanıtımını dahi yaparken bir kitabın içeriği hakkında az çok bilgi sahibi olmak gerekir sanıyorum. EMEL MRIMU "Kültür ve Sanat "ın 1J. sayısı yaymıtandı Manazan Mağaraları Türkiye Iş Bankası Kültür Yayınları taraîından çıkarılan "Kültür ve Sanat" dergisinin Eylül 1992 tarihli 15. sayısı yayımlandı. Genel Yayın Yünetmenliğini Dr. Mehmet ö n ıicı m vaptığı "Kültür ve Sanat" dergisi kuşe kağıda basılı renkli resimlerle süslü 96 sayfadan oluşuyor. Anadolu'nun tarihi ve toplumsal zenginliklerinden örneklerin sunulduğu elimizdeki sayıda yer alan bazı konu başlıkları şöyle: Şu Konya'nın Meram'ı / Prof. Dr. Saim Sakaoğlu; Kapadokya'da Bir Alman Sanatçı: Kurt Link / Doç Dr. Yüksel Bingöl; Erzurum I'abyaları / Doç. Dr. Nusret Çam; GüneyBatı Anadolu'da Karaçadır / Yrd. Doç. Şerife Atlıhan; Su Ürünleri Müzesi / Işık Soytürk ... Dergide yer alan ilginç konulardan biri de kaya mezarları ve halıları ile ünlü Taşkale üstüne kaleme alınmış tanıtım metni. Yrd. Doç Dr. Hasan Ozönder'in yazdığı yazıda Karaman'ın 48. km. Güneydoğusundaki Taşkale'nin bugüne kadar yeterince tanınmamış, tanıtılmamış tarih, kültür, sanat ve folklor zenginliklerine değiniliyor. Yeşildere Vadisi'nde kurulu olan Taşkale çevresinde geç Roma, erken Bizans, Selçuklu, Beylik ve Osmanlı dönemlerinden kalan eserler yer alıyor. Taşkale'de bulunan tarihi değerlerin başında "Manazan Mağaraları" geliyor. Kayalara oyulmuş odacıkiardan meydana gelen mağaralar, kat sisteminde, toplu bir mekân özelliği gösteriyor. Ürgüp ve Göreme yöresiyle büyük benzerlikler taşıyan Manazan mağaralarının katlarını kasabanın yaşlıları çeşitli adlarla anıyorlar. İlkine Kumkale; ikincisine At Meydanı; usttekine ise ölü Meydanı diyor TaşkalelUer. S A Y F A 7 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SA Yl J36
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle