Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yavuz Yıldırım'ın şiirleri: Bir Anlarm Kaltrsa Hayat Yalnızlığın ikrarı ve isyan Bir Anlamı Kalırsa Hayat Yavuz Yddırım / Gece Yayınları / 55 s. YÜKSEL EKŞİOfilU 1983ten bu yana zaman zaman dergilerde yayımlanan şiirleriyle okur önüne çıkan Yavuz Yıldırım'ın daha önce yayımlanmamış yirmi şiirini bir araya getiren "Bir Anlamı Kalırsa Hayat" adlı kitabı Gece Yayınları'nın yirmi üçüncü kitabı olarak yayımlandı. Bu geçikmiş kitap üzerine bir şeyler söylemeden önce, gecikmenin nedenlerine inmek, Türkiye'de sanaiedebiyat dünyasının işleyiş biçirniyle; yazınsal üretimin, yazarın kalemin,den çıkıp okuyucuya ulaştığı aşamaya dek duğal süreçlerinden kopartılmasına ilişkin söylenecek şeyler var. 12 Eylül'ü izleyen günlerde boşaltılan toplumsal muhalefet arenasını doldurabilmek amacıyla birer birer ortaya çıkan dergiler gündcmlerini 'gönülsüz de' olsa sanat edebiyat sorunsalı ularak •••1 belirlediler. "Muhalefet" eyleminin bu yeni biçimlenişi hirçok bakımdan yüreklere sıı serper görünümdeydi. Çünkü, Eyliil öncesi vc sonrası ideolojikpolitik yapılanmaların sanat edebiyata bakışlarındaki tutarsızlığın bir 'özelcştiriyi' gerçekleştirdiği düşüncesi, doğrusıı bu alanda sancdı olanlan sevindirici bir patlatna umuduna dönüşüyordu. Ancak, bu umut 'demokrasiye geçiş' ile yerini şaşktnlığa bıraktı. Pek çok yayınorganı edebiyaısanat yoğunluğunu bir sekişte atlayıp; politik alana sıçrayıverdilcr. Edebiyat ve sanatın bir kez daha dibınde dinlenilen bir ağaç gölgesi olarak kullamldığı görüldü. Türkiye pratiğinde siyasi ile sanat arasında bir çatışma nedeni olarak, ötedenbeı ı süren "kapsanıa" sorununa yeni yaklaşımlarla yeni çözümler getirme gereği vardır. Politik olmayı düzeysizleşmc nedeni olarak gören ve bundan kendi kendine bile itiraf etme cesareti duynıadığı nedenlerden dolayı kaçan 'sanatçı' ile edebiyat ve sanatı ancak kendi alanında devinebilecek bir altdisiplin olarak gören ve bir paravan olarak kullanan 'düşün ve eylem adamı' arasındaki bu kördövüşüne son verilmesi zorunluluğu da sözünü ettiğimiz "boşluk" nedenlerinden sayılmalıdıı. Kültürel temellenme hem politik ve ideolojik yapılanmada hem de edebiyatsanatın ulusal biçimlenmesindebü\ük öneın ta^ıyor. Ülkemizin rafine kültürel değerleriyle, <,ağdaş dünyanın artrk evrenselleşen kültürel değerlerini aynı potada işleyip biçımlendirecek bir vayınanlayışına gereksinim sürüyor. Şiir üretıminin gereksendiği elik, esletik ve poetik bütünselliği es geçen ve insanları alt alta yazıltnış birkaç, tümcenin şiire ve bu yaklaşımla yazılmış birkaç 'şiirinde'şair olmayayettiği yanılsamasına götüren "Türkiye'de her üç kişiden dördii şairdir" gibi fantastik söylemlerle dile gelen anlayışlar ve "şiir yayımlamasalar ne olur?" sorusuyla edebiyat, sanata yaklaşımları ciddi bir ic, hesaplaşmanın muhatabı olan politik dergiler, bu siireçte, edebiyatsanatın yaijama çaresi olarak gördüğü estetik kaygıyı yine aynı 'demokrasiye geçiş' büyüsüyle birlikte kirlenmiş bir gümlek gibi çıkarıp atıverdiler. Tüm bu eğilim ve yakla^ımlar bu süreç,te sorunun ne olduğunu bilenşiirini güncel kaygıların ve 'rant' beklentisinin peşine takmayanlar için zorlayıcı bir etkenoldu. Şiir yayımlama konusunda seçici ve gerekçeli olmayı düşiinenlerin özeni edebiyat pratiğinde aynı özenli kar^ılığı bulamadı. Bu olumsuzluğu hazırlayan en önemli etkenlerden biri de tutarlı bir çizgi izlemeyi becerebilen edebiyat dergilerinin kalıcıhğı becerememesi kuşkıısuz. Tüm bu etkenler belki Yavuz Yıldırım'ın şiirini geciktiremedi ama "Bir Anlamı KalırsaHayat"ı geciktirdigikcsin. "Bu kent, dıırmadan bu dünya yakasına bir resim yakıştırarak başlar yasaklarına sözcükler azalır, kahramanlar terkeder romanlarını bir elden düşmüş şarkılar kalır yalanlarının başında güllerin ölümünden, bu güzün elinden tutarak" Şehrin cangılında kendini bir fisıltıyla hisseıtiren çığlık, varlıgını tanıtlayacak her nesne ve olguyla y üzleşme isteği ve bunun tanıklığını yapan dizeler. "Bir Anlamı Kalırsa Hayat" seçilmiş bir yalnızlığın ipuçlarını veriyorbize! "F.y aşk, ola ki seni ben dahil cttim yeryüzüne karanlık kapanmış parantezlerini açarak o her çeşit yürekte ve dilde senin kcfeni dckoltc cesedini ben süsledim hcpsirıi ben dahil ettim yeryüzüne." Ask artık bir olgudur: Kimi yağmur, kimi bir iotoğraf, kimi bir "aynanın can kırıkları"; kimi ölüme inat. Ölüm başkenıidir bu yalnızlığın, varılacak yer orasıdır. Kapıların zorlandığı ve bir çosana ait ve udünç olan nen varsa G Ü N C E L S O R U N L A R Değlşim ve sendikalar Dinazorlann Krizi (Değişim ve Sendikalar) Yayına hazırlayan: Çetin Uygur / Alan Yayıncüık Çetin Uygur, "Dinazorların Krizi" adlı araştırnıaya, DİSK'in yeni dönemdeki senHikal stratejisinin tartışıldığı "Ören Toplantısı"na sunulacak sendikal perspektifin teorik çerçevesini ifade etmek amacıyla başlandığını belirtiyor. Bir ekip çalışmasıyla gerçekleştirilen yapıt üç ana bölümden oluşuyor: 1 Değişimin Boyutları, 2 Değişim ve Sendikalar, 3Türkiye Sendikal Ilareketi. Uygur "Sunuş"ta şöyle diyor: Devrimden ve sosyalizmden söz eımeyi "dinazorluk" olarak adlandıran anlayışların, sendikal mücadele düzeyinde de, aslında yeni dünya düzeni iklimiyle "başkalaşan" ve yok olan dinazorluğun ta kendisi olduğu kanıtlanmaya çalışıldı. Kendi krizlerini, emekten yana güçlere dinazor demekle atlatabileceklerini düşünen dinazorların maskesini düşürmek lazım... cukluğa kaçılarak yadsınılan. Şiirse kendini bir kadavra gibi önümüze sürmek için elindeki neşteridir Yavuz Yıldırım'ın. "Ben nercde varsam o benim bu içten ölmeleri lörenleştirdiğim rcsimler kanamış uç vermiş bir intihardan döndiiğüm bu aşk bu asiliği mimlenmiş sevinçleri alçıya alınmış bu çocuk bu cezalı vc sürgün güiüşler kesinlikle benimdir öyle bir yanımı kaybettim ki şiirlcr yazıyorum" Belli ki yaşama inancıyla, ölümü eskitmeye çalışıyor dizelerinde. Ama bir başka çocuklıığa: Yalnızlığın köprülerinin beklentisiz indirildiği paylaşuncı bir yaşama. Aşk artık bir sürgündür insanın ömründe ve bir fotoğraftan bile uçup gidiverir gülünıseyiş. O an ölüm düşüdür yaramızı dağlayan. Sokaklarda kendimizi ben bu senaryonun bir parçası değilim diye hissettiğimiz bu çağda ve insan ilişkilerinde replikler ezberlenirken, bir yalnızlığın acısını ve onurunu paylaşınak için uzatılmış bir eldir "Bir anlamı kalırsa hayat". Belki kendine, belki hepimize: Kitabın aynasında kendimizi görebilirsek... "Ey aşk, kendini göster ve sustur bu ağlatıyı." C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 13S "YusufAtılgana Armağan" kitabı Perşembeciler'in jesti Yusuf Atılgan'a Armağan Haztrlayanlar: Turan Yüksel, Eray Canberk, Aydın Hatipoğlu, Yusuf Çotuksöken, M. Sabri Koz lletişim Yayınları / 514 s. 9 Ekim 1989 günükaybettiğimiz Yusuf Atdgan, edebiyatımızda özgün bir yere sahip usta bir yazardı."Aylak Adam","Bodur Minaredenöte", "Anayurt Oteli" vc "Ekmek Elden Süt Mcmcden" adlı kitapları yayımlanan Aulgan, edebiyatm ve özellikle S A Y F A S romanın evrensel ölçüleriyle b kurabilmiş olduğu için önemli kahul edilen yazarlarunız danbiriydi. İletişim Yayınları'nca basJan armağan kitap, Atılgan'la ilgili tanıtma vc eleştiri yazıiarını; Atılgan'la yapılnnş konuşmaları; kitapiaşınamış çalıştnalannı ve yaztlarmı kapsıyor. Yazarın PerşembeGruhu arkadaşlarınca kolekıil bir anlayışla hazııiaaan kitap hakkııula önümüzdeki sayilarda geniş bir dcğerlendirıne yazısı sunacağtz.