Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Edebiyat kuraması Eagleton'dan bir roman Azizler ve Alimler Azizler ve Alimler / Terry Eagleton / Çeviren: Osman Akınhay / Ayrıntı Yayınları ZEKİCOŞKUN Koman, aslında yeniden yazımdır. Neyin yeniden yazımı? elbette okunanların; daha önce yazılanların. Cervantcs, Don Kişot'u kaleme alırken lıer şeyden önce döneminin popüler anlatıst "romans'ları hedef ahyordu. Onun yanında dil, telsefe, din tnrnşmalart, yani dönemin(in) düşünselentelektüel sorunsalları da devreye giriyordu. Cervantes'in 16. yüzyılda ektiği tohum, melez bir ürün yarattı. O zamana dek var olan bütün anlatı türlerini, yapılarını kııllanankıışaîan roman melezlenıelerle2ü.yüzyılınsonunadekgeldi. Rus yazın kuramcılanndan Mihail Bahtin, "gelişimini sürdüren, henüz tanımlanmamış tek tür" olarak nitelerken, romanın sonunun geldiğinden, ülümünden de sık sık sözcdildi bu arada. Terry Eagleton, Edebiyat Kuramı'nı yine "ölüm" savıyla noktalar: "Biz aslanın aslan terbiyedsinden daha kuvvetli olduğunu biliyoruz, aslan terbiyecisi dc bilir bunu. Sorun bunu aslanın bilme* mesidir. Edebiyatın ölümii belki de aslanın uyanmasına yardımcı olur." Uyanış, yeni bir hayata u/.anınak yine "ölüm" halinde olduğu soylenen bizim "melez"e; 'romana kalıyor anlaşılan. 197ü'lerden başlayarak Marksist yazın ve eleştiri kuramında çığır açan Eagleton da sonunda romana yönelip Azizler ve Alimler'le bir yeniden yazma yazarın terminolojisiyle söylenirse; yeniden üretim örneği veriyor. "Blz Blr Alleylz" Roman, yazılanları ve yaşananları romancının kurduğu özgül dünya, koşullar ve zaman sürecinde yeniden karşımıza çıkarır. Eagleton da öyle yapıyor. Seçtiği kahramanlarını Bertrand Rusell'a malettiği nitelemeyle "azizler ve alimler, şehitler ve deliler ülkesi" İrlanda'da buluşturuyor. Buluşanlar hiç de yabancı değil. Belki İrlanda tarihiyle ilgilenmediğimiz için romanın açılış ve finalini üstlenen james Connoly adını duymamış olabiliriz. 12Mayıs 1916'dakurşunadizilişinden de haberimiz yoktur. Ama y azar da zaten tarihin kasvetli sürekliğinden Eagleton seçtiği kahramanlarını İrlanda'da buluşturuyor. Buluşanlar hiç de yabancı değil. Örneğİn Wittgenstein. Felsefenin hiçbir işe yaramadığı savıyla, "delilik" tezleriyle tanıyoruz onu. Wittgenstein, Russel'ın karşısına dikilip "kendimi öldüreceğim" diyerek irlanda yolunu tutuyor. S A V F A kopmayı öneriyor. Bu "kopuş" için iki "Alim" bize yardımcı olacak Birincisi Wittgcnstein. Felsefenin hiçbir işe yaramadığı savıyla, "delilik" tezleriyle, en çok da Tractatus'la tanıyoruz onu. B. RusselTın karşısına dikilip, kendimi öldüreceğim" diyerek ölümün eşiğinde Cambridge'i terkederek trlanda yolunu tutacaktır. Bu onun için ölümcülfelsefeden, üniversiteden "kopuş" ve kurtuluş"tur. İkinci âlim Nikolay Bahtin. Yine bir akademisyen. Üstelik konumuzla (romanla) ve Wittgenstein'ın konusuyla (lelsefe) yakından ilgilibiralandaçalışıyor; Dilbilimdilfelsefesi. (Ağabeyi Mihail Bahtin'i ise yazın kuramcısı olarak yukarıda andık). "Herkesle her yere gitmeye hazır" olduğu için Wittgenstein'ın öncrisini kabul edip yolculuğa onunla birlikte çıkıyor. Yaşamı, telseleyi, üniversiteyi, dünyayı bir sıkıntı, dil'i tek gerçeklik olarak gören Wittgenstein'la onun sıkıntı ve gerçek olarak nitelediği her şeyi "şenlik" olarak yorumlayan Bahtin, gerçekten hoş bir birlikielik oluşturuyor. Işte telseleLİdilbilimci ve edebiyatçı '(yazar ve okurlar) dünyanın bir kıyısında, bir kasaba evinde biz bize konuşup yaşayacakken ayaklanma girişimi başarısızlıkla sonuçlanmış irlanda Yurttaşlar Ordusu lideri James Connoly yaralı ayağı ve muhafızıyla işe bakın ki gelip aynı eve sığınacaktır! Asıl "şenlik" de o zaman başlayacak işte. Çünkü alimler dünyayı diller çevresinde döndürüyorlar. Connoly gibi "azizler" ise dunyayı değiştirmek için adanmayı seçerken başvuruyorlar diye onu bir "makine"ye çeviriyorlar. Makinenin tutukluk yaptığı, ayaklanmanın sonuçsuz kaldığı yerde azizlerin dile bakışı alimlerinkiyle aynı noktay a gelecektir. Ürneğin yenilginin kesinleitiğini farkettiğinde Connoly şöyle düşünüyor "Kurtuluş bir yerlerde aranacaksa sözde aranmalıydı, ama sözün de kendi gerçekliği olmalıydı. Gizli kalmış zenginliklerini bulacağım diye sözü yağmalamanın bir yararı yoktu artık; söz neyse oydu. Arkasında hiçbir şey yoktu". Wittgenstein da aynı şeyleri söylemiyor mu? O.felsefevemantığısorgulayarak; dille üretilen sistemlerden ulaşıyor dilin gerçekliğine. Connoly "eylem"den giderek ulaşıyor aynı yere. Eagleton azizler ve âlimlerini dille kesiştirmekle yetinmiyor. Bir adım daha atıp sadece ve sadece dilde doğmuş, yazıda yaşamış Leopold Bloom'u J.Joyce'un Ulysses romanının sayfalarından alıp yine İrlanda'daki sığınma evine getiriyor. İrlandalı olarak Con Terry Eagleton Kuramcı romana olursa . noly'yle, yahudi olarak da Wittgenstein'la tabii ki "akraba" Bloom. Kökenleri Macaristan'da. Bildiği tek Macar atasözünü anarak katılıyor şenliğe o da: "Insanı hayvandan biiyük yapan dildir. Trajedisi de budur." Böylece konudan uzaklaşmamış oluyoruz. îngiliz kuvvetleri gelip şenlik bittiğinde Connoly'nin canını kurtarma "aziz"liğini Eagleton, Bloom'a bağıjlıyor. Cambridge yolunu tutan Wittgenstein asıl kaybeden olarak ulaşıyor oyunun sonuna: "Connoly, başarırsa yine sıfırdan başlamak zorunda kalacağım. Bu ilk defa da olmayacak." Doğru. Connoly de meslekten (akademisyen) değil ama doğrudan, pratikten 'oir felsefeci. Üstelik felsefe adam öldürmüyor (mu?), ama siyasal telsete öldü rüyor! Ve galiba da Connoly başarıyor Çünkü tarih, 1916 sonrasında IRA'nın doğuşunugösteriyor. SahlmlT Eagleton, "Bu yüzyılda edebiyat kurammı etkisi altın.ı alan dönüşümün başlangıç tarihi bılulcnmek isteniyorsa, en iyisi 1917de konaklamaktır" der Edebiyat Kuranıı nııı önsözünde. Gerekçesi de Rus Biçiıııciliği'nin ortaya çıkışıdır. Devrim'in payi yok mu? Elbette var. Çünkü her şeyden önce yazarın (düşüncelerinin) hareket ettiği alan; Marksizm 1917 de Bolşeviklerle yeni bir evreye giriyor. Romanın zamanı 1916 erken bir ev 12