03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

V}? Nedim Gürsel ve Tuğrul Tanyol "Struga Şiir Akşamları'ndaydı Siirde evrensellik ve ulusallık Bağımsızlığını ilan ettikten sonra Türkiye'yle birlikte iki ülke tarafından tanınan Makedonya'nın Struga kentinde yapılan "Şiir Akşamları"na ülkemizden Nedim Gürsel ve Tuğrul Tanyol katıldılar. Bu yılki "Altın Plaket" ödülünü Nedim Gürsel aldı. Nedim Gürsel'e Makedonya'nın Struga kentinde "Altın Plaket" ödülü verildi. Ödül komitesi yazarın tüm yapıtlannı, özellikle de Nâzım Hikmet ve Aragon'un şiirleri üzerine yaptığı araştırmaları gözönünde tutarak yazanmızı ödüllendirdiğini açıkladı. Nedim Gürsel bu yıl otuzbirincisi düzenlenen "Struga Şiir Akşamlan"na katılarak "Şiirde Evrensellik ve Ulusallık" konulu bir sempozyumıı yönettikten sonra, Makedonya TV'sinde kendisi için hazırlanan bir saatlik yayına katıldı. Aynca Üsküp'te yayımlanan "Neo Makedonya" ve "Birlik" gazeteleri olaya geniş yer ayırdılar. Devlet başkanı Grigorov da Gürsel'i, Türkiye'den çağnlı şair Tuğrul Tanyol ve diğer konuklarla birlikte yazlık konutunda kabul etti. Aşağıda yazar Luan Starova'nın ödül töreninde yaptığı konuşmadan bazı bölümleri ve Nedim Gürsel'in yanıtını yayımlıyoruz. Değerli konuklar, "Struga Şiir Akşamlan"nın bu yılki altın plaket ödülünün Nedim Gürsel'e verilmesinin özel bir anlamı var. Aynı ödülü geçtiğimiz yıüarda da Paris'te yaşayan iki yazar, Edgar Morin ve Henri Meschonic almışlardı. Her şeyden önce şunu belirtmek isterim: Nedim Gürsel'in İstanbul'da başlayıp Paris'te süren serüveni Balkan ülkelerindeki birçok yazar için de geçerlidir. (...) Nedim Gürsel evrensele açıhmıyla, hoşgörülü ve insancd bakışıyla, ne yazık ki şu sıra bölgemizde çok az rastlanılan bir anlayışı temsil etmektedir. Kendisini, halklarımızın ortak geçmişinde yeralan izlekleri yapıtlarında güncelleştiren Balkan yazarları içinde görmekten, onu bu geleneğe bağlamaktan sevinç duyuyoruz. Gürsel, hlaklar ve ülkeler arasında dostluk köprüleri kuran yazarlardandır. Daha önceki yıllarda Abdi İpekçi Barış ödülüve Fransa PEN Kulüp özgürlük ödülü'nü alması bir raslantı olmasa gerek. (...) Nedim Gürsel Sorbonne Üniversitesi'nde yaptığı doktora tezinde Nâzım Hikmet ve Aragon'un şiirlerini yenilik/ gelenek sorunu açısından incelerken, şiirde yerelden evrensele uzanan çizginin tek bir yol izlemediğini de ortaya koydu. Kendi yazarlık çizgisi de her zaman aynı yolu izlemedi. Paris'e geldiğinde genç bir öğrenciydi ama, ülkesinde ilk öyküleri yayımlanmaya başlamış, birkaç yıl sonra Türk Dil Kurumu ödülü'nü alacak ve belli başlı tüm Avrupa dillerine çevrilecek "Uzun Sürmüş Bir Yaz" adlı yapıtını yazmaya başlamıştı. Sözkonusu yapıtm Makedon dilinde de yayımlanacağını yeri gelmişken belirtmek isterim. Dilerseniz sözü fazla uzatmadan öykü yazarı Nedim Gürsel'in öyküsüne gelelim. Bu genç Türk yazarı Paris'te ünlü yazar ve karşılaştırmalı edebiyat profesörü Etiemble'ın ilgisini çekmekte gecikmedi. Bir yandan öğrenimini sürdürürken, bir yandan da peşpeşe öykü ve inceleme kitaplannı yayımlamayı sürdürdü. Doğuyla Batının birleştiği ülkesinde yayımlanan kitaplanyla Avrupa'da da duyurdu. Ve giderek öykülerinde köksüzlük, sürgün, aşk ve özlem istekleri ağır basmaya başladı. (...) Gürsel son yıllarda dünyayı dolaştı, birçok ülkede yazar ve aydın toplantılarına katıldı. Ve Türk edebiyatının yabancı ülkelerde tanınması için didinip durdu. Bir yandan yolculuk izlenimlerini, bir yandan da kendi öykü ve araştırmalarını yazmayı ihmal etmedi ama. Bir kitabında kendisini Avrupa'da yaşayan öteki Türk yazarlarıyla birlikte "torbalannda Türkçe'den başka azık taşımayan Rum abdallan"na benzetmesinin nedeni budur. "Son Tramvay" adlı öykü kitabında yalnızca kendi gurbetinden değil, yoksul halkının ekonomik nedenlerle göçettiği Avrupa kenderindeki çaresizliğınden de söz eder. Göç önemli bir yer tutar Gürsel'in yapıtında. Ailesinin Balkan Savaşı sırasında Üsküp'ten göç etmesini de, umarım bir kitabındajuılatacaktır. (...) Ossip Mandelshtam şiirde girişilen savaşların bir türlü sonu gelmediğini söyler. Nedim Gürsel, şiirsel anlatımıyla şiirde değise bile yaşamda, edebiyat yaşamında bir zafer kazanmıştır. Türkiye'yi bir dönem baskı altında tutan ve Gürsel'in iki kitabını yasaklayan generaller bugün yok artık. Her şey eskisinden farklı. Yaralar zamanla kapanacak elbet. Boğazıçinde, biröyküsündeokuduğumuz ahşap evde, onun dönüşünü bekleyen yakınları endişe içinde değiller. Nedim Gürsel'in son kitabında geçmişle, hem kendi geçmişi hem de ülke sinin geçmişiyle hesaplaşmasını anlıyorum. Orta yaşa gelmiş, bir yazısında belirttiği gibi Türk şairi Cahit Sıtkı Tarancı'nın deyimiyle "Dante gibi ömrün ortasına varmış" bir yazar olarak tanımlayabiliriz onu. Gürsel'e nice sağlıklı yıllar ve başarüı yapıtlar vermesini diliyorum. Luan Starova Değerli konuklar, sevgili dostlar Bu yıl "Struga Şiir Akşamları"nda altın plaket ödülünün bana verilmesini sevinçle karşıladığımı, bu ödülü yeni Cumhuriyetinizi ilk tanıyan ülkeme karşı bir jest olarak değerlendirdiğimi, kişiliğimde çağdaş Türk edebiyatını onurlandırdığınızı düşündüğümü bilmenizi isterim. Stmga'nın adını daha önceden de duymuştum. Ama ne denli güzel bir kent olduğunu, Drina ırmağının üzerindeki köprülerin yalnızca iki yakayı değil ülkelerimizi birbirlerine bağladıklarını buraya gelince gördüm. Dilerim ki içinde yaşadığınız gerilimli ortam kısa zamanda sona erer ve barış içinde yaşamayı sürdürürsünüz. Bu gölün kıyısında yaşayan halklar, hangi ctnik kökenden gelirlerse gelsinler, barışı haketmişlerdir. ülkelerimiz arasında zaten varolan dosduk bağlarınm da bu güç koşullarda daha çok pekişeceğin^.inanıyorum. Yahya Kemal Beyatlı bir şiirinde Balkan şehirlerinde geçen çocukluğunu özlemle anar. Ben de aynı şeyi, kendim için olmasa da, babaannem için söyleyebilirim. Onun bana anlattığı göç öy küleriyle, Rumeli ninnileriyle büyüdüm. Babaannem Üsküp'te bir genç kızken padak veren Balkan savaşı erte sinde Türkiye'ye gelip Adana'da evlenmiş, sonra Bursa'ya yerleşmiş. Altından Vardar'ın sularının akıp gittiği ünlü Taş Köprü'yü, her Rumeli göçmeni gibi memleketlerindeki bolluğu, yemeklerin çeşitliliğini, Üsküp şivesiyle ne güzel anlatırdı! Makedonya'ya daha önceden de gelmiş, buradaki Türk dostlarım, özellikle de merhum Necati Zekeriya sayesinde ülkenizi daha yakından tanıma fırsatını bulmuştum. Bu kez Ohri gölünün eşsiz pırıltısını ne yazık ki aslından değil Fransızca'dan çevirisinden okuyabildiğim Makedon şiirini keşfettim. Prliçev, Miladinov, Koneski, Janevski, Şopov, Matevski gibi şairler yaratan bir halk el bette bağımsız yaşamayı da başaracak tır. Şiir, halkları birbirine yakınlaştıran , onlara umut aşılayan bir etkinlik, daha da güzeli, Rene Char'ın deyimiyle hir "Ortak Varoluş"tur. Bu ortak varoluşu, birlikteliğimizi şiirin gücüne borçluyuz. Beni onurlandırdığınız için teşckkür eder hepinizi içtenlikle selâmlarım. Nedim Gürsel S A Y F A 13 Nedim Gürsel Luan Starova dan Altın Plaket ödulunü alırken C U M H U R İ YET K İ T A P SA Yl 133
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle