Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Azap tarihinden Mahkumların bedeni Suçun herkesin önünde itiraf edilmesi uygulaması Fransa'da ilk kez 1791'de, kazığa bağlama ise 1789'da kaldırılmıştır. apishane deyince "suç", ardından da suçluya çektirilen azabın tarih içindeki yeri akla geliyor. Foucault'nun kitabının birinci bölümü "Azap" başlığınıtaşıyor. Eskiden toplumca suçlanan kişilere verilen cezaların, törenlerle ve halka açık olarak yapıldığını biliyoruz. Zatnanın Avrupa'sında sokak ortasında yakılan insanlar, Amerika'da kovboy filmlerinde de sık sık gördüğümüz sokak ortası idamları, bizde şehir meydanlarında "urulan" kelleler, çengellere asılan insanlar yalnızca bir kaç örnek. Bu konudaki çeşitlilik sözcüklerin tam anlamıyla tüyler ürpertici. Foucault kitabının bu bölümünde yer alan bir infazı şüyle anlatıyor: Damiens 2 mart 1757'de "Paris kilisesinin cümle kapısının önünde, suçunıı herkesin karşısında itiraf etmeye" mahkum edilmişti; buraya "elinde yanar halde bulunan iki libre ağırlığındaki bir meşaleyi taşıyarak, üzerirde bir gömlekten başka birşey olmadığı halde, iki tekerlekli bir yük arabasında götürülecekti; sonra aynı yük arabasıyla Greve meydanına götürülecek ve burada kurulmuş olan darağacına çıkartılarak memeleri, kolları, kalçaları, baldırları kızgın kerpetenle çekilccek; babasını öldürdüğü bıçağı sağ elinde tutacak ve kerpetenle çekilen yerlerine erimiş kurşun, kaynar yağ, kaynar reçine ve birlikte eritilen balmumu ile kükürt dökülecek, sonra bedeni dört ataçektirilerek parçalatılacak, vücudu ateşle yakılacak, kül haline getirilecek ve küller rüzgâra savrulacaktır". Gazette d'Amsterdam" sonunda onu parçaladılar" diye anlatmaktadır. "Bu sonuncu isjem çok uzun sürdü, çünkü kullanılan atlar çekmeye alışık değillerdi; bu yüzden dört tane at yerine altı tane koymak gerekti, bu da yetersiz kal H dı; talihsizin kalçalannı kopartmak için sinirlerini kesmek ve eklemlerini baltayla parçalamak gerekti... "Çok küfürbaz olmasına rağmen ağzından tek bir sövgü bile çıkmadı; sadece korkunç acılardan ötürü müthiş çığlıklar atıyordu ve çoğu zaman Allahıın bana acı; İsa beni kurtar diyordu. Seyirciler, ileri ya$ına rağmen, zavallıyı teselli etmek için bir anını bile ziyan etmeyen SaitPaul papazının mahkumun üzerinetitremesinden büyuk ders alddar". Ve talim •»ubayı Bouton: "kükürt yakıldı, ama ateş o kadar harsızdı ki, yal nızca ellerinin üst derisi biraz zarar gördü. Sonra kollarını dirseklerıne kadar sıvamiş bir işkenceci, bu iş için özel olarak yapılmış yaklaşık bir buçuk ayak uzunluğundaki kerpetenle, önce sağ baldırını, sonra sağ kolunun iç kesimlerini, sonra da memelenni çekti. Bu işkenceci gürbüz ve güçlü olmasına rağmen, kerpetenin içine aldığı et parçalarını çekmekte zorlanıyordıı; bunları kerpetenle iki uç kere tııtup büküyor ve kopardığı parçaların herbiri altı liralık bir 'eki' büyüklüğünde bir yara açıyordu"... İ Ş K E N C E Û S T O N E Açık infaz kaldınlınca... Belge Yayınlan, Yeni sesler Dizisi'nde "Azap Tarihimiz"e geçecek örnekler yayırnladı. Bunların bir bölümü cezaevinde kaleme alınmış kitaplardı. Tanıklık yanında, işkenceye direnme ve yarattığı tahribata değiniliyordu bu yapıtlarda. Yayınevi ayrıca "Insan Hakları Dizisi"nde, işkence ulgusunu hukuki ve tıbbi açıdan ele alan kitaplar yayımladı. Bu çerçevede çıkan kitapları şöyle sıralayabiliriz: işkence Olayı (Yol açtığı bedensel ve ruhsal rahatsızlıklar, tedavi ve rehabüitasyon) Derleyen: Dr. Bülent Tarakçıoğlu / 206 s. 20.000 TL. Türkiye'de tşkence / Hazırlayan: New York Barosu însan Hakları Komisyonu 136 s. / 143.000 TL. Çözülme /Roman / A. Kadîr Konuk / 166 s. / 20.000 TL. Ben Bir İnsanım / Mahmut Memduh Uyan 64 s. / 12.000 TL. Kamber Ateş Nasılsın / Hapishanelerden Özerk infaz Adalet, infaza eklenmiş olan şiddeti üstlenmekten vazgeçince infaz gizlilik içinde yer almaya başladı. Y öyküler / 120 s. / 12.000 TL. Zamanı Durdurabilmek (Metris'ten Röportajlar) / Mecît Ünal / 368 s. / 30 .000 TL. Ince Yazılar / M. Ender öndeş / Şiir HOs./JO.OOOTL. ukarıdaki ve benzeri tüyler ürpertici "seyirlik ceza" yöntemi 1700'lü yıüarın sonunda terkedilir. Cezanın törensel yanı karanlığa bürünür. Takibeden yıllarda Avusturya, İsviçre, ABD'nin Pennsylvania gibi bazı eyaletlerinde demir boyunduruklu, çok renkli kıyafetleri olan , ayakları prangalı kürek mahkumlarının sokak ortasında ve şehirlerarası yollarda çalıştırılmaları kaldırılır. Gerçi teşhir Fransa'da 1831 yılına kadar sürer, ama bir çok yerde de uygulamadan kaldırılır. Bu , açık infazın şiddeti yeniden alevlendirdiği biçimindeki görüşlerin ağırlık kazandığı bir dönemdir. Kısaca, cezalandırma, ceza sürecinin gizli parçası olma konumuna böyle girer. Cezanın artık iğrenç bir tiyatro oyunu değil de, örnek olmaya yönelik Italya'da Rebıbbıa Hapıshanesi. mekanizmaları değişmektedir. Bir kere ADALET artık, infaza eklenmiş olan şiddeti halkın önünde üstlenmekten vazgeçmiştir. Suçluyu olumsuz ve tek yanlı işaretle damgalayacağı düşünülen husus mahkumiyetin kendisi haline gelmiş olarak kabul edilmektedir. Böylece mahkeme kararları halka açık,infaz ise artık uzakta ve gizlilik içinde yer almaya başlamıştır. Cezalandırdmak çirkin, cezalandırmak daha şerefli hale gelmiştir. Ceza infazı, ida renin adaleti bu yükten kıırtardığı özerk bir kesim haline gelmesiyle adalet örgütü büyük bir baş ağrısından kurtulmuştur. Artık adalet eğer istiyorsa mahkumun bedenine ulaşmak için daha derli toplu kurallar bütünü içinde hareket etmektedir. Kalabalık bir teknisyenler ordıi!.u böylece yaratılır: Hekimler, papazlar, imamlar, psikiyatrlar, eğitmenler... S A Y F A 9 CUMHURlYETKlTAPSAy/f29