Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Susan 'nın işkence günlüğü Bir Kadının Ruhuna Ağıt Bir Kadının Ruhuna Ağıt / Omar Rıvabella / Çeviren: M. Erhun Demirok / Ekin Yayınları 15.00ÜTL. MUZAFFER BUYRUKÇU 'İşkence' sözcüğünü ilk öykümün yayımlandığı 1944 yılında işittim; içerdiği gerceğin yaşamla ilgisini, insanın kişiliğini parçalamaya yönelik yapısını öğrenince irkildim ve hiç unutmadım. İktidarlara muhalefet edenler, kıyasıya eleştirenler, toplıım düzenini değiştirecek güçte olan bir düşüncenin çevresinde örgütlenenler yasakları zorlayan edimleri yü Sen olsaydın... R 0 M Sen olsaydın yapmazdın, büiyorunrı. / Kürşat Başar Afa Yayınları / 126 s. 16.000 TL. Kürşat Başar, Kış İkirıdisinin Evinde ve Kunuştuğumuz Gibi Uzaklara adlı kitaplarının aıdından üçüncü yapıtını yayımladı. Başar'ın daha özlü bir anlatımı denediği yeni romanı, ikili ilişkilerde yaşanan ince duyarlıkları; sevgiyi, özlemi ve yaşanun inciticiliğini duyusatıyorokura. Başar'ın kiiabını önümüzdeki günlerde tanıtmaya çalışacağız. Terörist Terörist / Doris Lessing Çeviren: Zeynep Sirer Ala Yayınları / 446 s. 50.000 TL~~ Afrika öyküleri, Beşinci Çocuk, Evlenmeyen Adamın! Hkâyesi, Sevmc Alışkanlığı gibi kitapları daha önce yayımlanan Lessing "Terörist"te, düzeni değiştirmek isteyen bir grup insanın öyküsünü anlatıyor zünden tutuklanınca bireylerinin başka örgütlerle ilişkilerini ortaya koymak, dışarda kalanların adlarını söyletmek amacıyla falakaya yatırdıyorlardı. Evct, daha çok bilgi, daha çok ad, daha çok eylem uğruna sıkıştırılıyor, bedensel acılara yenik düşürülerek 'itiraf etmelerini sağlamak ereğiyle işkence yöntemlerini uyguluyorlardı. Tırnaklarını söküyorlardı, aç susuz bırakıyorlardı, rutubetli, havasız hücrelerde yatırıyorlardı. Kadınların da erkelderin de cinsel organlarına elektrik verilerek aci çekmeleri, moral açıdan çözülmeleri isteniyordu ve isteklerini işkenceye iş kence ekleyerek, bir yerlerine cop soka rak, tecavüz ederek gerçekleştiriyorlardır. Kendimi bildim bileli 'işkence' bir an bile etkisini yitirmedi gündemden inmedi. Güvenlik güçlerince yakalananlar, doğruları değil de yakalayanların kalalarındaki gerçekleri ağızlarından dök ünceyekadar işkence gördüler. • Bir ülkede işkence yapılıyorsa o ülkede insan hakları konusunda bir bunalım var demektir. Vardır da. Mahkemelerde sorgulanan sanıldann çoğıı, işkence altında konuşturuldııklannı anlatıyorlar. İşkence sorunıınu enine boyıına irdeleyen kitaplar yazıyorlar, işkenceyi ve işkencecileri konferanslarda, panellerde tartışıyorlar, lanetliyorlar, yöneticileri uyarıyorlar: İşkence yaptıkları kanıtlanan polisler hapsediliyorlar. Bu, insani insanlıktan uzaklaştırmaya, cüceleştirmeye, yok etmeye eğilimli duruınun halen yüriirlükte olmaM Avrupa Topluluğu'na katılmamızı engelliyor. Katılabilmemiz için demokrasinin bütün kurumlarıyla yaşarna geçirilmesini, bireyin düşüncesinden ötürü cezalandırılmaıııasııu şart koşuyorlar. Ayrıca insan haklarının çiğnenip çiğnenmemediğini yerinde saptayacak uzmanlaryolluyorlar. Batılı ülkelerdeki demokrasileri, insanları yüceleştirmeye ilişkin tutumları, onurla yaşamalarını sağlayan erdemleri, saygı ve eşitliği toplumlarına getirnıcye çalışan ülkelerin dışındaki baskıyla yönetilen, 'insan hakları' raia kaldırılan ülkelerde her şey daha korkunçtur. Oralarda, insanın en aşağılık icadı sayılan işkence, yaşamın bir uzantısı gibidir. Arjantinli bir gazeteci vc insan hakları savunucusu ulan Omar Rıvabella'nın yazıp M.Erhun Demirok'un çevirdiği Bir Kadının Ruhuna Ağıt kitabı hapis hanede tutulan günlüklerden oluşmak tadır. Cuntaların, diktatörlerin halklarının enselerinde boza pişirdiği, beyinlerindeki düşünceler sökülerek repkisiz bir sürüye dönüştürüldüğü memleketlerde hiçbir bireyin yaşamı sııçsuz da olsa güvencede değildir. Kinıse ne zaman niçin turuklanacağını, yaşamdan koparılıp öliime sürükleneccğini kestiremez. Kesüreıııediklerini ancak devletin yüksek çıkarlarını korıımakla görevlikişilcrbilir. Bir Kadının & S,. Arjancinli gazeteci ve i n s a n hakları savunuCUSU Omar RiVabella'nın i ^ . . zan, bir dokto run kızıdır, ni şanlıdır. Avdın bir kızdır." Bir gece evlerine baskın yapan askerlercc alı mp gozlcri yazdıgıkıtap !>emti bağlanarak bir tüyler Ürpertİcİ " l c ç h l l I e birvahşeti ve , , .. goturıılur aylarca süren belgeliyor bir sorgulamaya tabi tutulur, yönetinıe baş kaldıran gerillalarla bir bağlantısı olup ulmadığı saptanmaya çalışilır. Bir Kadının Ruhuna Ağıt, kilisede vaaz veren papaza sağır bir kadının bir kutuyıı uzatmasıyla başlar. ü kutuda, hapisten gizlice kaçırılan yazılar vardır. Çeşitli kâğıllara yazılan bu yazıları papaz bir araya getirerek okunacak bir metin oluşturur. Kitap iki kanaldan akınaktadır. Birkanal, Suzan'ıngünlüğünü besleyen olayların sergilenmesiyle, öteki masal da günlüğü okuyan papazın iç dünyasında başlayan değişiklikle ılgılıdir. Ayrıca dışardaki yaşam, hapı.v haneye sanık yetiştiren bir ortamlar ve koşullar cehennemidir. Papaz, insanın iyiliğini isteyen liıristiyanlıkla insani iktidaıdakilerin çıkarları adına kahredenlerin, kahretme planları yapanların işlevlerini kurcalar, kilisenin aykırı tutumları benimsememesini, onaylamamasınıistervebununsavaşımınıverir. Suzan işkenceleri şöyle anlatır. (...(eli karnımdan aşağıya doğru yavaş yavaş kaydırdı, birkaç kere vajinamın çevresinde dolandırdı ve klitorisime değdirdi. Sonra aniden anüsüme soktu. Acıdan neredeyse çıldıracaktım. / Güleç yüzlü kadın bugiin öğleden sonra öldü. Teğmenin bir balta ilc onun cllerini parçalayışını pencereden izledim. /1 ler zamanki gibi açık saçık sözlerle beni okşadıktan sonra göğsümün üzerine boşalan o sapık gardiyan idi. / Beni karyulaya zincirlcdikten sonra bayılana kadar dövdüler. / Kırbaçlı adanı mahkumu kırbaçlarken diğeri de onu zalimce tekmeliyordu. Daha birsürüörnek sıralanabilir. Bir Kadının Ruhuna Ağıt kitabını yayımlayanlar önemli bir görev yapmışlardır. Y.ılnız, bu tip yapıtları Turkçeyi çok iyi bilenleıin cevirmeleri gerekir, çünkü anlatımı yalındır, dolaysızdır, böyle bir anlatım da ancak v.tnlışsız bir dille aktarıhrsa etkili olur, anıaçlanan hedele ulaşır. Ama, Bir Kadının Ruhuna Ağıt sayısız dil ve imla yanlışjanyla doludur. Yapıtı bu haliyle okura sunmak da bir bakıma işkencedir. Dilin savsaklannıasına karşın baştan sona insanlık dışı sahnelerle dolu olan bu kitabı sadece toplumun bir kesiminin değil, bütün aydınların okumasını iste rım. S A Y F A 11 CUMHURİYET KİTAP SAYI 729