28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

liberal geleneğin temelini oluşturan HobbesLock anlayışının terk edilmesi gereğini gündeme getirir. Sebep öncelikle Hegel'in liberalizmi "daha soylu bir biçimde", yani insanların bencil çıkarlarının çatışmasının öne çıkmadığı biçimiyle, açıklayabilmesinden kaynaklanmaktadır. Çünkü burjuvazinin bencilliği lıcm Marksist sol hem de tutucu sag tarafından eleştirilmiştir. Hegel'e dönüşün diğer nedeni de, ekonomik sebcplerle açıklamakta çaresiz kaldığımız toplumsal olaylan açıklamakta siyaset fclsefesinin tarihi kadar eski olan bır kavramı Hegel'de bulabilmemizdir. Bu da "thymos'ya da günlük kuUanınııyla gurıırdur. llegel'e gore insanların tanınmaya ihtiyacı vardır, Yaşam standartları yükseldikçe, toplumlar daha kozmopo':*an ve daha eğitimli hale geldikce insı. ılar daha fazla gelır dcğü, elde ettikleri statülerin daha fazla lanınmasını isterler. Fukuyama'ya göre bu gcrçek, yani insanların gururlan, olmasaydı insanlar Franko'nun İspanyası'nda ya da Güney Kore'de ya^amaktan mutlu olurlardı. İnsanların bu tanınma isteği tarihin motorunu oluşturmaktadır. İnsanlar gururları yuzünden kendilerini çocuklar gibi kontrol altında tutan komünizm ya da faşjzmı değil demokrasiyi tercih ederler. Çünkü denıokratik yönetimler vatandaşlarını yetişkin, kendi kararlarım kendileri verebilecek insanlarolarakkabuleder. Zaten liberal demokrasinin iki büyük rakibi ta^iznı ve komiinizmin çöküşünden sonra liberal demokrasinin giderek daha fazla yayılmasının önünde başka bir engel kalmamıştır. Radikal dini akımların, temsil ettikleri dar çıkarlar yuzünden evrenselleşmeleri dolayısıyla da liberal demokrasiye alternatif olmaları imkansızdır. Fukuyama'ya göre, liberal denıokıasinin temel zayıflığı toplumun giderek bayağilaşmasında yatmaktadır. Çünkü demokrasinin eşitleştirici eğilimleri ihtirasları söndürmektedir. Kendini sadece eşit haklar ve maddi rahatlıkla tatmin eden insan Nietzsche'nin son insanına dönüşür. Edmund Fawcett'in Millennium'da (Spring 1992) belirttiği gibi Fııkuyama'nın kaygısı, demokratik toplumların büyük toplumsal projelerin yokluğunda sıkıntıya ve çöküntüye uyrayabileceği varsayımına dayanmaktadır. Neyse ki Fukuyama bu kaygısını hafifletmek için yeni toplumsal projeler üretmek zahmetine katlanmamaktadır. Kendisi gibi etkili birinin üreteceği toplumsal projelerden bizim gibi dünyanın hem biraz daha güneyinde hem de temel eğiliminin biraz daha dışındaki toplumların zarar görebileceğini insan düşünmeden edemiyor. Şiir, roman, tiyatro, eleştiri üstüne yazılar ve soruşturmalar Edebiyat Bahçesinde Edebiyat Bahçesinde / Çeviren: Şlip üstüne Alfred de Vigny: Şiiı bülurlaşmış coşkudur. Baudelaire: Şiir tanımlanamaz, ancak sevilir. Aragon: Mademki şiir bir kasırgadır, öyleyse ondaki her imge bir tufan yaratmalıdır. Montaigne: Şiir insanın ıısunu doyurmaz, allak bullak eder Astm Bezirci / Damar Yayınları 144 s. "Edebiyat ı>\ıi(,ı MN» Bahçesinde", değişik görüşleri savunan yabancı şair ve yazarların ürünlerinden oluşan eğlenceli; eğlenceli olduğu kadar bilgüendirici bir yapıt. Kitapta Claııde Roy, Louis Aragon, Claude Simon, Elsa Triolet, Voltaire, Lukacs, Plehanovgibi tanmmış isimlerin ürünleri yer alıyor. Asım Bezirci'nin dilimize çevirdiği "Edebiyat Bahçesinde" den hoşunuza gideceğini umarak bazı satırları sunuyoruz: ı lıl Hl\ \l yazarın kişisel görüş ve yorumlayışının önemli yeri vardır. Çünkü hem gerçeğe uygun, hem de sürükleyici bir entrika içinda kahramanları bir araya getiren ve ister doğruluğu, isterse tuhaflığı dolayısıyla olsun, onları ilgi çekici bir çevre, dekor ve hava içinde yaşatan, hareket ettiren yazardır. Roman çağını yansıtmalı mı? Jules Romains: Elli yildır, gerek edebi eserlerimde, gerekse deneme ve yazılarımda şunu belirtmekten geri durınadım: Yazar, sözcüğün en yüksek anlamıyla, çağının sahici bir tanığı olmak zorundadır. Ama edebiyatın öbür işlemlerine zarar vermemek koşuluyla! İyl roman nasıl olmalı? (Fransa'daki edebiyat ödülleri için Art dergısıhin yaptığı soruşturmadan) Alexandre Arnoux: "1yi roman nasıl olmalı" diyorsıınu?. Söylemeye çalışayım: Roman; görülen ya da tasarlanan, yani gerçek ya da duşsel kişileri sahneye koyan, dile gctiren bir hikâyedir. Elbette bu hikâyede EJsf drlde ölçüt ne olmalı? H. Pierre Roche: Eleştiri ileriye doğru bir sıçramadır. Amacı da daha önce sıçrayan sanatçıya ula^tırmaktır eleştirmeni. Iki sıçramayı bağlamaktır birbirine. Sıçramak için kopmak gerekir şimdiki zamandan. ATATÜRKÇÜ GENÇLİĞİN ORTAK SESİ cem yayınev 20.000 IKİ AYLIK DERGİ 4. SAYIÇIKTI llhan Arsel Necla Arat Bedri Baykam Scmih Balcıoğlu Tınaz Titiz Tuğrul Çakar Turan Özbay Gülşen Özbey Hicabi Demirci Alper Fidaner Scdat Sezgcn Kamil Bozoğlu Pembe Behçetoğulları Sibcl Yağcı Resmi ideoloji Atatürkçülük mü? Cumhuriyet gazetesinde neler oldu? Tolga Çandar'la müzikten politikaya. Merkezı kttabevlertnden alınabtlır İsteme adresi: P.K. 367 06423 Kızılay Ankara Veysel Dikmen SICAK TANRIDAN SOĞUKEKMEK «Yeryüzünde ödenmesi mümkün olmayan lek borç yaşamımızdan çalınıp alınanlardır... Yaşamda hiçbirşey kendimize ait değildir sanki Yaşanılmamış ya da yarım bırakılmış o kadar çok şey var ki geride... İnsanların ölümünden çıkar sağlayanlarla paranın elini kolunu sallayarak dolaştığı günümüz dünyasında Insanoğlu, gerçekten mutlu olmayı düşlüyorsa ya Tanrısını, ya da yazgısını değiştirmek zorundadır...» Kitabım; «Sevgi için Insanlığa Yaşam İçin Tanrıya Yöneltilmiş bir MANİFESTO'dur.» CEM YAYINEVİ Nuruosmanlye Cad. Kardeşler Han 3/3 Cajalojlu/İST. Ödemeli günderemiyoruz. Lütfen ederl Kadar posta pulu göndariniz. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 12» SAYFA 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle