28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Michel Foucault adaletin en karanlık bölgesini inceliyor Hapishanenin doğuşu Hapishane, bugün için tasarruf edilmesi imkansız nefret verici bir çözüm. Hapishane özgürlükten yoksun bırakmak , kapatmak demek. Mahkumun zamanını elinden çekip alan, onu itaatkâr yapan tüketici bir disiplin aygıtı demek. Hapishane cezanın infaz edildiğr yer; infazın karanhğı demek. Ve hapishane artık yüzünü göstererek etki etmeye cesaret edemeyen cezalandırma iktidarının alanını sessizce örgütleyen adaletin en karanlık bölgesi demek. Altta Brp7ily,i da bır hapishane Hapishanenin Doğuşu / Michel Foucault / Çeviren: M. Ali Kılıçbay / İmge Kitabevi Yayınları 394 s. Fransız düşünür Michel Foucault hizde yeni yayımlanan kitabında ha pishanenin tarihini anlatıyor. Foucault 4 ana başlıktan oluşan kitabında sırasıyla şu kavramları inceliyor, tarihten örnekler veriyor: Azap, Ceza, Disiplin ve 1 lapishane. Foucault'ya göre, biçinı olarak hapishane, (Hapishaneyi doğuran tarih olarak yeni kanunlar gösterildiğinde) söylenildiğinden çok daha eskıdır. Foucault, "özgürlükten yoksun bırakma" biçiminin üzerine temellenen Hapishanenin; bireyleri dağıtıma tabi tutmak, onları sabitleştirmek ve mekan içinde paylaştırmak, tasnif etmek, H\I'İS1I\\I M \ IMH.l S( onlardan en fazla zaman ve en fazla gücü çekip almak, sürekli hareketlerini kodlamak, onları hiç bir boşluğu olmayan bir görünürlük içinde tutmak, onların etrafında koskoca bir gözlem, kayıt ve notlandırma aygıtı oluşturmak" gibi; özellikler dikkate alındığında hapishanenin adli aygıtın dışında oluştuğunun ortaya çıktığını söylüyor. Yine Foucault'nun belirttiğine goreVan Meenen 1847'de "Brüksel Cezaevleri Kongresı"nde bunun bir rastlantı veya yasa koyucunun kaprisi olmadığını; nedeninin fikirlerin gelişmesi ve adetlerin yumuşaması" olduğunu beBugün artık hapishanenin sakıncaları herkes. tarafından kabul edilıyor, ama onun yerine neyin konulacağı da henüz bilinmiyor. Foucault burada , "Hapishane tasarruf edilmesi olanaksız, nefret verici çözümdür" diyor, bir de soru soruyor: "Mahkumların zaınanuıı elinden çekip alan, onları yeniden terbiye etmeyi, itaatkâr hale getirıneyi anıaçlayan hapishane, toplumsal bunyede zaten varolan tüm mekanizmaları yeniden üretmekten başka bir Ingılizlerln kurduğu Spandau Haplshanesl Duvarların ardında mahküm bedenlerınin tarlhl yatıyor şey yapıyor olmasaydı, hemen kabul görür müydü?(...) Hapishane: biraz daha sıkı bir kışla, hoşgörüsüz bir okul, iç karartıcı bir atelyedir, ama limitte bunlardan niteliksel olarak hiç bir farkı yoktur." Foucault'nun şu satırları ise çok daha düşündürücü: "tktidarın kendini gösteriş ve debdebe içinde dışa vurduğu, gücünü bu gösterişten aldığı eski siyasal sistemden mümkün olduğunca ve giderek artan bir şekilde görünmez hale geldiği modern siyaset sistemine geçiş, bir yandan iktidarı kişileştiren hükümdarın yerine, adsız kişiler tarafından kullanılan bir yönetim aygıtının yerleşmesiyle, diğer yandan da kamuya açık cezalandırmadan, gizli cezalandırmaya doğru olan bir hareketle belirlenmektedir. Kendini öne çıkartan iktidar bireyin oluşmasını engellemiştir; oysa karanlıklara çekilen modern iktidar herkesi bireyselleştirmek istemektedir; çünkü bireyselleştirmek, gözetim altında tutmak ve cezalandırmak, yani egemen olmak demektir. Böylece modern iktidar çcK'uğu okulla, hastayı hastahaneyle, deliyi tımarhaneyle, askeri or duyla, suçluyu hapishaneyle kuşatarak bireyselleştirmiş, kaydetmiş, sayısal hale getirmiş, egemen olmuştur." CUMHURlYETKİTAPS>mi29 s A YF A
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle