Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
tufanı ortaya çıkartmıştı (Nuh'un Gemisi imgesinin yaratılışı). Tüm bu inanç sistemleri denizden tiksintiyi ortaya çıkaran ögelerdi. Daha sonraları M.S. 17.yüzyıldaFransızşairlerideniz temasını yüceltmeye başlarlar, Ingilizler onları izler ve giderek deniz ile insan arasındaki mesafe kapanmaya, tiksinti, yerini hayranlığa bırakmaya başlar. îngilizler, kıyılarda tavşan avlamayı ve denizlerde balık tutrnayı ön plana çıkarmaya, şairler saatlerce uçurum kenarlarında oturup denizi ve firtınaları seyretmekten haz duymaya başlarlar. Plajlarda yürüyüşe çıkıp, derin düşüncelere dalarlar. 1750'den itibaren doktorlar melankoli ve spleene'e (sıkıntı) karşı çareler ararken deniz suyu onların imdadına yetişir. Hakim sınıflar için melankoüden kurtulma, deniz kıyısında deniz havası ve suyu ile temas tan geçmeye başlar. 1600'lü yıllarda Ingiliz aristokraüarı büyük kentleri terkederek kry dara gelmeye ve buralarda, azalmaya başlayan ekonomik ve siyasi erklerinin sıkıntısmdan kurtulmaya çalışmaktadırlar. 1622'deHenriPeacham "Melankoli Tarihi" adlı kitabında anrık termallerde su tedavisini öneriyordu. 17. yüzyılda doktorlar o kadar ileri giderler İci, melankolik insanlara deniz suyunu içmelerini söylerler. Hastalarının sıkıntıdan kurtulması için ise "seyahati" önerirler; bu da toplumsal devingenliği hızlandırır. Melankoli hastalığına karşı denize girerek iyileşme yöntemi yaygınlaşır, ama tabii ki, su 17 dereceyi geçmeyecektir ve özellikle güneşten korunmak şart koşulacaktır Bu yöntemi öneren Doktor Rıchard Russel için "denizlerin kâşifi" denilir ve özellikle 1732'den itibaren soğuk deniz banyosu tavsiyeleri de artar. 1763'te Kıta Avrupası'nda doktor Pomme'un soğuk deniz banyosu uygulaması yaygınlaşmaya başlar. Bu dönemde, sanayiinin getırdiği kirliliğe ve şehirlerin sıkıntısına karşı "doğaya dönüş" ön plana çıkar. Calais, Dover, Biaritz, Brighton önemli sayfiye yerleri olur. Kadınların etekle suya girmesi ve eteklerin su yüzeyine doğru kalkması, genç erkeklerin erotik duygularını kamçılar. Bu nedenle 1840 yılında, pantalon giyme zorunluluğu başlar. Kadınlar gömlek ve pantalon giyerler. Belkemerleri ise kıyafetlerinin tamamlayıcısıdır. Sahillerde genç kadın ve erkeklerin buluşup erotik duygularla yanıp tutuşmaları söylemi bu dönemde gelişir. Deniz ve cinsellik arasındaki arzu pratiği başgösterir: Koltuk altları ve ayaklar en erotik bölgelerdir. 1846'da tek parça "mayolar" giyilmeye başlanır (yünden yapılan uzun don ve yelek) Kadınlar pantalon ve üstlerine de bir gömlek yerine göğüsleri şişiren bir bluz giyerler. 19. yüzyıl Romantizmi ise deniz kıyısı ile "yüce" kavramını özdeşleştirir. Turner'in gemi ve deniz resimleri bu sıralarda önem kazanır. Romantiklerden Caspar David Friedrich, sahillerı ve fırtınalı denizde yüzen tekneleri resmeder. însanlar bu manzaralar karşısında yücelik duygusuna erişmeye çalışırlar, çünkü bu büyüklük gözün hızlı bir şekilde uyumuyla, tüm yüceliği algılamaya çalışmasını gerektirir. Manzara resimleri bu yıllarda giderek daha önemli bir hale gelir. Hollandalı ressamların konularını yeniden ele alan romantikler, daha çok deniz kenarlarını tercih etmeye başlarlar. Byron'un Childe Harold'u denızle konuşur ve onun iniltilerine cevap verir. Chateaubrıand, Stolberg deniz tema'sına ağırlık verirler 19 yüzyılda aristokrasinin yerini alan burjuvazi de deniz kıyısına gitmeye başlar, ama nedenleri yeni değildir Dönem ve arzu biçimleri değişmiştir, burjuva Deauville'e de gider, ama bu sadece aristokrasiyi taklit etme arzusundan başka bir şey değildir Artık melankoli veya sıkıntı değil taklittir sözkonusuolan Fransa'da ise, Napoleon dönemini beklemek gerekecektır Napoleon daha ufacık bir çocukken deniz banyosuyapmıştır. Onun döneminde halk da yavaş yavaş deniz kenarına giderek ma nufaktür yaşamının sıkıntısını üzerinden atmaya çalışır. îngıltere'de Manchester şehrinin çalışanları fabrikaların buharından ve kent kirliliğinden kaçmak için kendilerinı Southport kıyıları Sahlllerde genc kadın ve erkeklerln bulusup erotik duygularla yanıp tutusmaları söylemi 1800 lu yıllarda basladı. Cünümuzde bu sOylem defllslk yöntemlerle de olsa surüyor na atmaya başlamışlardır. Corbin'in çalışması 1750 ile 1840 yılları arasında değişen arzu biçimlerini incelerken bize oldukça keyifli bir oku ma zevki sunuyor. Fransızca bilenler için gerçek bir "sahil beldesi ve plaj kitabı"bu. Belkibirgündilimizedeçevrilir. üogaya dönus ve erotızm CUMHURİYETKİTAPS^V/127 Burası da bızden bir örnek Eskl Moda Plajı Turk plaj tarlhl oldukca kısa olmalı S A Y F A 9