Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Arslantunah'mn, teknoloji, dil ve iletîşim üstüne denemeleri: Ay Çöreği Şapkam dolu... Sayılarla, harflerle! Ay Çöreği (Teknoloji, Dil ve tletişim Üzerine Denemeler) Mustafa Arslantunalı / tletişim Yaymları / 254 s. / 23.000 TL. MHANKOÇAK Bilimin ilerlemesi, daha eski bilgilerin ve onlarla bağıntılı yaşam alanlarının aptallığa tcrk edilmesi anlamına gelebilir. Mustafa Arslantunah'mn kitabın ı ' okumaya başladığımda, yanımdan bir şeyin nızla geçip gittiğini hissettim ben de. Iîurafenin akşamında yalnız kalmıştım, bır Hristo teyeliydi hepsi, olsa olsa, Hulki Aktunç'un söyleyebileceği gibi. Ardarın dansından ve Boole cebirinden söz ediyordu Arslantunah, Escher'in descnlerinden ve IBM şirketinin tarihinden, kaostan ve Orhan Veli'nin sol elinden, gurültünun yapısından ve Borges'ten, analog'dan ve dijital'den, ah en çok da ondan.. Sindirilmesi güç bir bilgi toplamı: Antropoloji, genetik, felsefe (eski ve yeni), teknoloji tarihi, oyun ve sistem kuramı, edebiyat (ciddi Mustafa Arslantunalı (Fotoğraf ZaferAknar) ve havai), dilbilim: Nasıl geçilebilir birinden ötekine, alışverişi yöneten denklem nedir, ortak bir para birimi var mıdır? Ay Çöreği'nde iki yanıtı var yazarın. llk adımda, bir ara bölgeye, denemenin alanına yerleşerek, edebiyatla bilimsel ya da kuramsal söylem arasına çekilmiş duvarı sarsalamaya yöneliyor: "Oysa 'edebiyat dünyası' ile bilim adamlarının, vızmanların, teknisyenlerin dünyası arasında kategorik bir ayrım yapılabilir mi, hepimizin tek bir dünyada yaşadığı bunca açık bir hakikatken? (...) edebiyatçının bilgisi ile bilim adamının bilgisi arasında dişe dokunur bir fark olduğu söylenebilir mi?" (s. 12) Burada daha çok bir polemik amacı güttüğünü düşündüm Arslantunalı'nın, çubuğu tersine bükmek istiyor gibiydi, şu ironik cümle de bunıın ifadesi: "Şükür, herkesin kendi işiyle iştigal ettiği, akademik çevrelerde ilahi huzurun hüküm surdüğü bir ülkede yaşıyorıız." (s. 77) Edebiyatçıyla bilim adamı ve kadınıhı karçılıklı ilgisizlik (ürkeklik?) ve cehaletlerinden uyandırmaya çalışmak iyidir, her zaman yenıden iistlenilmesi gereken bir çabadır, ama edebiyatla bilim(ler) arasındaki ayrımındişedokunmadığını böylemeye gelınce iş değişir. Arslantunalı'nın bu ayrıma meydan okurnak için kııllandığı biçimin (deneme) kendisi bile bütunsel bilginin çoktan parçalanmı^ ve henüz yeniden birleiememiş olmasının ifadesidir Lukacs, bir denemesinde, bir baska denemeci için söylemişti şunları: "Rudolf Kassner ancak gözlerini kapadığında görebiliyor sentezleri; gözlerini açıp da baktığı zaman öyle ince, öyle keskin ayrıntılarla karşılaşıyor kı, her türlü toplama çabası da yalana dönü§üyor, bilinçli bir çarpıtma haline geliyor. Yine de özlemlerinin peşinden gidiyor Kassner, şeyleri bir bütün olarak birer değer ola rak görebilmek için gözlerini yumuyor. Ama o kadar da dürüst kı, gözlerini açıp bir kez daha bakıyor: Gördüğü: Birbirinden kopuk, yalıtlanmış, boşlukta yuzen $eyler." Modern çağın eşiğinde, Batı'da dimellikle dünyeviliğin ayrıldığı, skolastik bilgi bütünlüğünün dağıldığı, özel yaşamla kamusallık arasındaki ayrımın belirmeye ba^ladığı bir dönemde ortaya çıkmıştı Jeneme biçimi Aydınlanmanın bir kez daha gerçekleştirmeye çalıştığı bütünleşmeden sonraki örneklerinin çoğu bölünmeyi yok saydıkları için, Arslantunah'nın de'yişiyle "sadece kelime oyunlarının şirinliklerıne sırtını dayamış" yazılar olarak kaldılar: "Hem o, hem de bu," demenin en kolay yolu. Ayrım var ve dişe dokunuyor. Dokunmuş. Şu serbest çağrışım, ancak dokunulmuş bir dişin kamaşmasıyla açıklanabilır çünkü: "Hangisi daha belirsiz? Umut ve korku veren, bilinmeyen gelecek mi, her an yeniden, yeniden ya ratılan, sil baştan yazılan geçmi^ mi? Roma imparatoriçesi arabeskten hoşjanır mıydı dinleseydi, zencilerin ruhu var mıdır, Hitıtli çobanların diferansiyel denklemlerden haberleri yoktu, akvaryum balıkları bizi nasıl görüyorlar acaba, gökkubbenin yedinci katı atmosferin hangi tabakasına denk düşer, yorgun, ya^lı bir gövdenin ölüme direnişi nedendir ya da bir büyücünün / sanatçının bitimsiz uğraşısı?" s. 31) Kamaştıran farklüık, bölünme, bilgiye bir alçakgönüllülük aşılarken, edebiyata da hakikat değerini iade edebilir, belki. Ama bununla yetinmiyor Arslantunalı, denemenin biçitnsel imkânıyla yetinmiyor. Üstlendiği konulardan birinin, dilin, bütün ve farklı alanlar ve disiplinler arasındaki kavramsâl alışverişin de birimi ya da ortamı olduğunu söylüyor. Hayır, tam bunu söylemiyor. Dilin, farklı bilgiler ve 4isiplinler ara S A YFA 4 CUMHURİYETKİTAPSAV/122