29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sahici alternatiflerin yazarı: Ursula K.LeGuin Kışkırtıcı bir siyasal ufuk Mülksüzler / Ursula K LeGuin Çeviren: Levent Mollamustafaoğlu Metis Yayınları, İst. 1990 Gülün Günlüğü / Ursula K. LeGuin / Çeviren: Ümit Altuğ Ayrıntı Yayınlan, İst. 1992 ÜMER FARUK h m e t İnsel, Birikim'de yayımlanan provokatif yazısında, dünyadaki son gelişmeleri d e dikkate alarak solu "kişinin özerkleşmesi ve yaratıcılığının ö n ü n d e k i engellerin kaldırılması" olarak yeniden tanımlar. Ve tarafları yeni bir etik oluşturmaya çağırır. Insel'e göre sol artık sağı karakterize e d e n "aşkın/ahlak" kavramlarmın platformundan kurtulup "içkin/etik" bir seçmeyi oluşturmaya başlamalıdır*... Ursula K. L e G u i n "etik bir seçm e " d e n yana olan sahiden alternatif toplumların yazarıdır. " M ü l k s ü z l e r " adlı olağanüstü romanının bir yerinde roman k a h r a m a n ı "devrim yapamazsınız, devrim olabilirsiniz ancak" d e r . O n a göre devrim, kişinin k e n d i n i yeniden tanzim etrr.esi ve diğer insanlarla oluşturulan "etik bir s e ç m e " d e buluşmasıyla gerçekleşebilecek bir şeydir: "Sahici devrim"in iktisadi kategorilerle ilgisi yoktur... Bu yüzden O d o c u l a r sahipli Urras gezegenini terk e d i p alternatir bir toplum k u r m a k için Annarres'te yaşamayı seçmişlerdir... L e G u i n geleneksel edebiyat tekniklerini bilimkurgu öğeleriyle birleştirerek alternatif toplumlar ve d ü ş ü n c e şekilleri üzerinde d u r a n ; bilimkurguyu teknik mucizelerin ötesine taşırarak, ona siyasal b i r öz vermesiyle tanınan biryazar... Fanteziyi savunur: Sanayi toplumlarında hayalgücünün baskı alünda tutulduğunu, denetlenmeyen bir zihin özgürlüğünden korkulduğıınu söyler. Zira, "Fantezideki hakikatın, yaşamaya mecbur edildikleri ve kabullendikleri hayatın sahteliğine, kofluğuna, gereksizliğine, sıradanlığtna karşı bir meydan okuma, hatta tehdit oluşturduğüfiu belirler. Ejderhalardan korkarlar, çünkü özgürlüklerden korkarlar.**" #* * Mülksüzler'de anlatılan alternatif A toplumda kişiler, bir kalabalığın öğesi değil, bir topluluğun üyeleridir; toplumsalyapıfederatifbirbiçimdeörgütlenmiştir; herkesin bir önadi vardır, klasik aile yokt ur; sahiplenilen bir rnülk ya da şey yoktur, hatta dilden bile sahiplenme eki kaldırdmıştır ("ellerim acıyor" yerine "eller acıyor" denilmektedir); çalışma angarya olmaktan çık mış, kişilerin seçerek kabul edecekleri bir biçime dönüşmüştür, dilde 'iş' ve 'oyun' aynı kelime ile tanımlanmaktadır; hiçbir kapı kilitli değildir; bayrak, reklam ve hiyerarşi yoktur; rütbeler, riitbe yerine geçen saygılı hitap şekilleri dilden çıkarılmıştır... Yakınlarda yayımlanan Gülün Günlüğü adlı seçilmiş öyküler kitabında ise yine aynı temaları derinleştirmeye devam eder: Omelas'ı Bırakıp Gidenler adlı öyküsünde okuru müthiş bir açmazla karşı karşıya bırakır: Bir şehrin mutluluğu bir kişinin acı çekmesine bağlıdır, sorar, "Siz böylesi mutluluklara razı mısınız? Mutluluk bu muduı?" Devrimden önceki Gün adlı öyküsü ise Mülksüzler'le beraber okunacak bir öyküdür. Annares'te yaşamayı seçenlerin likirlerinden çok yararlandıkları Odo adlı kadın düşünürün yaşlılık gün lerinden bir kesit verilir. Kahramanlığa karşı olmayı teorize eden birinin kahramanlaştırılma çabalarına karşı duyduğu sıkıntı anlatılır... Kitabın en çarpıcı öykülerinden olan Gülün Günlüğü ise zibin okuma makinesine takılmış bir "hasta" ile doktorun ilişkisi üzerine kuruludur. Okur öykülerde sık sık şu tip cümlelerle karşılaşıp bildik bilgilerini sorgulama zorunda hissedecektir kendini.: "Asıl yolculuk geri dönüştür", "...ülkeyi? Haritadaki o şeyi mi kaste1 diyorsun. lîani (.izgilerin içindeki her şey iyidirdedışındakilerinzerreceönemi yoktur", "Kimdir anarşist? Seçerek seçme sorumluluğunu kabul eden kişidir." Düzendışdığ:, köprü altında yaşamanın, anti olmanın ötesine; "etik bir seçmeye", entelektüel bir tavır alışa göre biçimlendirmekten yana olanların ya zarı Ursula K. LeGuin. G * Birikim S. 31, Sol Ufku ve Tahayyülü Tanımlamak ** MctisÇeviri, S 14, Çcviren: Meltem Ahıska P O R T R E L E G U İ N Rönesans edebiyatı uzmanı Ursula LeGuin 21 Ekim 1929'daABD'nin Kaliforniya eyaletinin Berkeley kentinde doğdu, Babası ünlii antropolog Alfred Kroeber'di. İlk esiııini kızılderili efsanclcri ve ınasallarından alarak, ilk öyküsünü dokuz yaşında yazdl. Üniversitede Fransız ve İtalyan edebiyatı okudıı. Rönesans edebiyatı iistüne uznıanla^tı. Ursula LcGuiıı »vlenek.el cdebiv.ıı tekniklerinı usıalıkla bilimkuıgu ögelerivle birleştirmesi ve büyük bir derinlıkte alternatil toplumlar ve düşütıce bi^iınleı ı yaratmasıyla tanındı. Yapıtlarııula telepati, /ihinokuma, önbili gibi psişik (enonıenlerden varaılandı ve karşılıklılık, biılik ve biitünctıluk gibi teınalan one <,ukararak Taoizm ve Zcn lelbefclerirıe yer verdi. Bilimkuıguya edcbivaı savgınlığı kazandırmasınm yanı sıra, y.ırattığt nıülhiş ütopyalarla son derece tahrik edici bit siyasal uhık c,izdi. Ursula K. LeGuin Marxism Today dergisinin sorularını yanıtladı Her seyi değistirmek istiyorum Bir dalga var ve o dalganın parçasısınız, bu çok sevimli bir his. Bozkır kurtluğu bana göre değil; kendi başına ıstırap çeken sanatçı, kurtuluşu kırlarda bulma, saçmalık bunlar. M.T. Siz bilimkurgu türünde yazıyorsunuz, ama açık ki başka şeyler yaptığınızı da düşünüyorsunuzdur? LeGUIN Bilimkurgu yaptıklarımdan sadece birisi. Ölçüler ve türler tamamen yapay ayrımlardır. Yargılar şöyle kurulur: "Bu bilimkurguysa, gerçek edebiyat yapıtı olamaz." Ben bu düşünceyi, kısmen tür adı verilen şeyler arasında ve içinde dolaşarak, kısmen de doğrudan doğruya başlıbaşına bir tür olan kurgu biçiminde yazarak, içerden değiştirmeye<;abalıyorum. Ama herkesin algılayabileceği bir temelde... Her şeyi değistirmek istiyorum. Belli başlı edebiyat dallarından biri olarak kabul edilen bir şeyin türleştirilmesi olasılığı (,ok çok az. Üstelik yanlış olur. Benim yazdıklarımı yayımlayan ilk kişiler bilimkurgu diye nitelemişlerdi; oldukça dostane bir altdünya sayılabilir. Gen(; bir yazarın başlangıç yapması açısından çok hoş bir çevre. Sorun duvara çarptığınız zaman ortaya çıkıyor. Bu türdeki yazılarınızda irdelediğiniz şeylerin, dünyanın durumuyla ilintili, içinde yaşadığımız mekânla daha organik bir ilişkide bulunduğu, gelecck hakkındaki tasarımlarımızın dünya çapında tartışma konusıı yapıldığıbirandayız. Benim ve başkalarının çok ileri gittiğimiz görüşünde değilim. Çoğu bilimkurgu yapıtları ve erkeklerin yazdıkları pek çok şey yine savaşlara ilişkin sürüp gittiği gibi her türlü soruna şiddete dayalı çözümler aramayı içeriyor. Ekolojiye el atıyorlar; hep sağ kol rolünü oynayan bir kadın ya da buna beıv zer bir şeye rastlanıyor. Kişiler nazik ve yaradılışları gereği dengeli; vitrine bak tığınızda değişiklik çok, ancak eski tarz bilimkurgunun temel köşe taşları tamamen aynı gibi. Bu on yıl benim gibi insanlaraçısındankötügeçti. Niçin? ThatcherveReagan. Bunanasıldayandınız? Bir anlamda radikalizmi arttırarak, asıl olarak leminizm sayesinde ve tasarladığımdan daha fazla sola kayarak. Doğu Avrupa'daki politik devrimi nasıl karşılıyorsunuz? Tîissettiğim, kurgu. Ben öykü yazarıyım ve yanıtım sevinçle kederi birleştiren kisa bir öykü biçiminde olacak. Neşevekorku. Niçin bu tür, savaşla bu kadar çok ilgiligörünüyor? Bence bir ölçüde, özellikle ABD'de, uzun, çok uzun bir süredir tamamen erkeklerin elinde kalmış bir tür CUMHURlYETKİTAPS/mf1« S A Y F A 12
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle