Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kıyı kıyı, htanbul denizlerinin öyküsü: 11 Denizlerin, Istanbul II NECATİGÜNGÖR JJ ykııcülüğümüzün verimsiz bir I I dönem yasadığı, kimı yazarları I I mı/ın "oz" aravısı içinde sııs^^ kunluğa sürüklendiği, yeni yetmelerin hıçem oyunlarıyla yeni hiçbir şey soylemeden to/ kaldırdığı günümüz ortamında bir bölük eski ustanın öykü yazarlığında direnmesi, doğrusu ya, umut vegüven tazeliyor! Zeyyat Selimoğlu, öykünün izini inat, sabır ve yeni arayışlarla süren, eski anıa eskimemiş ııstalarımızdan... Yazarlık yasamında kırk yılını aşmış. İlk öykü kitabı, "Kavganııı Sonu ve Bası'ntysa, tam otu/. yedi yıl ünee yayımlamış... Bu yıl yeni bir öykü kitabıyla, kendi kütüğıine birçivi dalia çaktı Selimoğlu: "Denizlerin, Istanbul". Bilindiği gibi, Selimoğlu, denizlerin küçiik insanlarını öykü diinyamıza ta ş,ımıs,tı önceleri. Cîemi adamlaıının dört yanı denizle çevrili yaşamlarını, yine onların dünyasının olanca valınlığıyla anlatmıstı.Ancak bu öykülerin topkıca yayımlanmasından sonra yeni biçim ve ö/ arayısjarı içerisinc girdi. Dil ve iinlatım ustalığını, koııu ( C U M H U R İ Y F T K İ T A P SAY I 1 4 5 I)I.\I/I.IKİ\ İS1,\NHUI Selimoğlu'nun bu kitabında dikkati çeken bir özellikdeşu: Konu scçerkenbellibircoğrafya parçasının sınırları içinde sıkışıp kalnııyor. Dünya haritası üzerinde dolaşır gibi bir rahatlık içindeyazıyor... Londra'nın sisli sokaklarından, Los Angeles'ın uydu kentine, oradan İstanbul'un ünlü bir çöplüğüne ya da tarihsel bir mekâna rahatlıkla gidip geliyor. yişlar, (,ağnşımların pe^i sıra kıyıdan kıyıyaatlayışlarlaörüyoröyküsünü Selimoğlu Okııru sıkmadan, konuyu dağıtmadan ve de Türkçe'nin jiirsel akışından güç alarak bildirisini tamamlıyor. Deni/le bütünle^mi^ bir yaşamın, gün gün tükenerek güncd olaylara bağlanışına vardırıyor sözü. Ve sonunu şöyle bağlıyor: "Sevgilim, Istanbul Denizinin sonu ınu?" Şöyle de söylenebilir: Zeyyat Selimoğlu'nun bu öyküsü, İstanbul denizleri için yakılmış bir ağıt! öykude belirli bir insan yok, olay yok; anıa bir kentin ölümü var, yok olan doğanın drnmı var... "Denizlerin, İstanbul"da dokuz öv giyle birleştirip, edebiyatımıza değişik renk ve (.izgiler kazandırmaya başladı. "Denizlerin, Istanbul" böyle, degişik bir öykü denemesi denilebilir. Son kırk yıldan beri bozularak değişen İstanbul'un kıyılannda dolaştmyoroku ııı, Zeyyat Selimoğlu. Boğazlardan Adalara, Anadolu yakasından Haliç'e, Kilyos't.ın Çekmece j^öllerine kadar kıyı bııcak, "eski ve mutlıı ^ünlerin'izini arıyor. Kanserli hüerelergibi yumrular lıalinde şişen, büyüyen semtlerin yanı sıra denizlerin, balığın, plajların, kısacası denizedayalıbirkiiltürünyokolu!junu sor^uluyor. Cjiinümu/den yola <;ıkıp getj'nıış zamana, bakı^laı. anıınsa kü var. öykülerin ortak özelliği, inceden, kendini geri planda duyumsatan bir "humor"a yaslanmalarıdır. Bazen ünlü ve tarihi kişilerle, bazen güncel, ciddiye alınmış bir olayla alttan alta dalgasını geçer Selimoğlu. "Karade nizli Barbaros, Kontes Gonzaga'ya Karşı", "Birleşmiş Milletlerin Bahtsı/ (jenel Sekreteri", "Neron ile Gıip" adlıöykülerse, gülmeceögesinin iyiceneöneçıktığıövkuler. Selimoğlu'nun bu kitabında dikkati çeken bir özellik de şu: Konu seçerken belli bir coğrafya parçasının sınırları içindebikıjıpkalmıyor. Dünya barıtası üzerinde dolaşır gibi'bir rahatlık içinde yazar... Londra'nın sisli sokaklarından, Los Angeles'ın uydu keıuine, oradan Istanbul'ıın ünlü bir çöplüğüne ya da tarihsel bir mekâna ı alıatlıkla gidip geliyor. Sağladığı açılıtn, kendı öykücülüğii kadar, edebiyatımız açısından da bir zenginlik Bu bağlaında, ozellikle"Sisin Ardında "aıllıoykünün altını çizmek gerekiyor. Çünkü bu öykü, Zeyyat Selimoğlu'nun son dönemlerde.yöneldiği polisiye tekniğinin güzel örneklerinden biri. Yazarın "ustalığının" başarıyla sergilendiği bir örnek.. Öykünün kahramanı, ki okur için meçhul hiridir Londra'nın sisli ara sokaklarmı, "merak saikiyle" dolaşmaya çıkar. Taksi $olörü, onu, Whitechapel'in kenar mahallelerinden birine gcnürür. Her şey, yoğun bir sisin ardında gizlidir. Sisler ardındakı bu karanlık ve gizemli çevrede dolaşırken Whitechapel adını nereden bildiğini anımsamaya çalışır boyuna. O boğucu, bunaltıcı, gerilimli atmosferin düğüm noktasını oluşturur Whitechapel... Öykü, bir İngiliz polisiye romanı havasında, sona doğru sürükler okuru... Derken bir kadın çığlığı, sisli gecenin derinliklerinde yankılanır. Bir cinayet çığlığı gibidir. Kahramanımız ani bir spaznıa yakalanır; karnı bir bıçakla deşilir sanki! Bütün bu gelişmeler Jack's Pub'ın önünde gerçekleşir.Jak, karın deşme, Whitechapel sözcüklerini bir arada düşününce öykünün düğünıüçözülür! Öykülerin bir ba$ka ortak yanı da, her öykünün sonunda koro tarafından yorumlanmaları. Yazar, öyküde anlatmak istediğini, "koro" aracdığıyla ve şiirli bir dille açıklığa kavuşturuyor... Kısaca söylersek, "Denizlerin, Istanbul"; usta bir yazarın keyifle ve ilgiyle okunanöyküleri. • Denizlerin,Istanbul / Zeyytit Selimoğlu /C(inYa\ınLın/l9()2/l2H\. S A Y F A 7