05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Remzi Gökdağın "Park Otel Olayı" tutarlı bir gazetecilik anlayışımn ürünü. Bir 'Kent Sucu'nun belgesel öyküsü Park Otel kitabı, salt çirkin bir yapının değil, uygarlaşma yolunda Türkiye'nin nerelerde olduğunu göstermesi bakımından da tüm çevre ve demokrasi dostlarının edinmesi gereken bir çalışma. Son ydlarda, özelılikle uygunsuz ve jspekülatif yapılaşjmanın yaygınlaşma"sıyla birlikte, yaşadıkları ortamın do• ğal vc kültürel de> "''ğerlerine sahip çıkan duyarlı çevrele rin gündeme getirdikJeri yeni bir bukuk kavramı var: "Kente Karşı Suç." Aslında bazı Batı toplumlarında ve özellikle kentleşme süreçlerini tamamlamış, "kent kiiltürii" dediğimiz, insana ve çevreye saygıyı uygarlaşmanın olmazsa olmaz koşulu olarak görmeye başlayan toplumlarda böyle bir suç kavramı hukuk düzenlerinde çoktan ycrini almış durumda. örneğin Fransa'da 1977'deyürürlüğe giren, mimarlığın yetki ve sorumlııluklarını belirleyen meslek yasasında "mimârlıkkültürünbirifadesidir"şek lindeki temel saptama daba ilk baştan yapılıyor ve hemen ardından bu kültürel eylemin "kente karşı suç teşkil etmeyecek şekilde" nasıl gerçekleşebileceği ise şöyle belirleniyor: "Kentsel, doğal ve tarihsel çevreye saygı kamu yararınadır. İmar Planı ve inşaat izni veren yetkililer, bu saygtyı .garanti ederler." Zagreb, Anısterdam gibi kültürel kimliğin korunmasında kökleşmiş geleneklere sahip kimi kentlerde de, bu kimliğin zedelenmesine yol açabilecek "suçların", daha "niyetlenme" aşamasındaykenengellenmesi,imarhukııklarının temelini oluşturuyor. Dr. Turgut Cansever'in "Osmanlı kent düzenindeki ahlak anlayışımn Batı' da yasalara geçmiş şekli" olarak değerlendirdiği Zagreb imar yönetmeliğinde, şu "önkoşııl" yer alıyor: "Bu kentte yeni bina yapmak yasaktır. Ancak, kim yeni bir binaya gereksinim duyuyursa, bunu ancak kenti daha da güzelleştireceğini kanıtlayarak yapabilir..." C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 4 4 'Ayas Pasa'nın Beton Devi" Park Otel. Kente karşı suç.kavramı, işte böylesine "düzeyli" bir imar düzeni için ve öncelikle kamu yararını, insana ve çevreye saygıyı ve dcmokrasiyi esas alan bir kentleşme süreci için, ülkemiz açısından eksikliği her geçen gün daha çok hissedilen bir kavram. O kadar ki, günümüzdeki birçok "yasal" uygulamalar bile yaraiııkları kentsel sorunlar ve insan onuruna yakışmayan yaşam çevrelerine neden olarak etkileriyle, gerçekten kente karşı işlenen birer suç ürünü olarak yükseliyorlar. Ve elbette bu "cezası olmayan" ağır suçun altında ezilen ise salt kent değil, tüm kent halkı oluyor... İşte, Istanbul'daki Park Otel, bu yeni suç kavramının ne denli önemli olduğunu gösteren; hemen tüm özellikleriyle kente ve topluma karşı "imar y oluyla işlenen" suçların kimi zaman o kent ve o toplum için ne denli ona^ nlmaz yaralara yol açabileceğini kanıtlayan; üstelik de "öncedcn planlanarak" (taammüden) gerçekleştirilen bir "kentsel cinayet" olarak tarihe geçiyor. Ve yine Park Otel, diğer tüm kentsel cinayetlerde olduğu gibi, cezasını "suçu işleyenin" değil, toplumun ve kentin çektiği; "giderilmesi olanaksız" zararlarıyla İstanbul'un üzerine bir karabasan gibi çöken; karanlık bir dönemin "gözü kara" yatırımı olarak Boğaziçisilüetindeyerini alıyor. Binanın tartışılmaya başlanması ile birlikte, böylesi bir suça karşı kamuoyu duyarlılığıııın yükseltilmesinde ve gelişmeleri hemen tüm yönleriyle halka duyurma konusuna, hiç kuşkusuz Cumhuriyet gazetesinin ve gazetenin çalışkan mtıhabirlerinden Remzi Gökdağ'ın çok büyük katkıları oldu. Park Otel, basında son üç yıl içinde yayımlanan "kentleşme haberleri" arasında ilk sırayı "tüm çirkinliğiyle" alırken, Cumhuriyet gazetesindeki Remzi Gökdağ imzası, bu savaşımın "kamuoyu desteği" cephesinde kente, çevreye, demokrasiyevehukukun üstünlüğüne sahip çıkmanın "simgesi" hıline geldi. Ve zaman içerisinde yine Remzi Gökdağ ismi, Park Otel'e karşı sürdürülen "sivildemokratik savaşımın" ortak bir sesi, dayanışma odağı ve "duyarlı gazeteciliğin" toplumla bütünleşen çağdaş bir örneği olarak, arşivlerde saklanan haber küpürlerinde yerini aldı.Remzi Gökdağ'ın Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan Park Otel'le ilgili sayısız yazı ve haberlerinin birikimiyle yaratılan kitap ise, bu tarihsel "kamu hizmetinin" tüm toplumsal kazanımlarını, küpür arşivlerinden kurtarıp külüphanelerimize getiriyor. Kitapta, öncelikle tarih sırasına göre yer alan gelişmeler ve çok önemli bilgiler, İstanbul'da "kente karşı işlenen suçların" en amansızlarından birinde, suçu işleyenlerin bu cesaretlerini nereden ve kimlerden buldukları, çıkarları uğruna hukukıı ve demokrasiyi nasıl ayaklar altına aldıkları ve "yetkili resmi kişi ve kurumların" da bu suça nasıl önayak olup, yeşil ışık yakabildikleri... geleceğe dönük çok önemli kaynak belgtler olarak yer alıyor. Park Otel kitabı, salt çirkin bir yapının değil, uygarlaşma yolunda Türkiye'nin nerelerde olduğunu göstermesi bakımından da tüm çevre ve demokrasi dostlarının edinmesi gereken bir çalışma. Üstelik, aynı anda, dur durak bilmeyen bir savaşımın, titiz ve duyarlı bir gazetecilik görevinin ürünü... • Park Otel "Olayı" / Remzi Gökdağ I Anahtar Kitaplar /Kasım 1992 /64 s. vermiştir. "Bir Doğa Tutkunu" adlı ve ressam Ünsal Toker ile yaptığı konuşmada, doğanın sanatla ilişkisi ele alınmıştır. Elgiz Pamir, bazı resim sergilerinden izlenimlerle, saptamalarla yola çıkarak sanatla ilgili görüşlerini ortaya koymuştur. Bu arada görülen çeşitli konuşmalarda da hem kendi görüşlerihem de bazı ressamların resme bakışları ele alınmıştır. Kitapta, nesnellik, sanatta nesnellik konusunu da ağır basmaktadır.Kitap, bu yazı, deneme ve konuşmaların arasına konulan Elgiz Pamir imzalı şiirler ve çeşitli ressamların siyahbeyaz resimleri ile daha renkli bir görüntüye kavuşmuştur. Diyebiliriz ki böylece, sanatın çok yönü bir kitabın içinde karşımıza çıkmaktadır. Sanata Çağrı'nın çağrısına kulak vererek, sanatsal bazı sorunlarla içiçeolabiliriz. • Sanata Çağn / Elgiz Pamir I Broy Yayınları Ihtanbul 1992 S A Y F A 7 Sanata çağıran bîr kitap Pamir, "Bir Doğa Tutkunu" ve "Doğa Tutkusunu Şiire Dönüştüren Ressam" adlı yazdarında doğanın önemine ağırlık verip, doğanın sanattaki yerini ya da sanatın doğaya dönük bakışını ele alıyor. MUZAFFER UYGUNER lgiz Pamir, sanata ve özellikle resim sanatına dönük görüşlerini ve özlenimlerini ortaya koyan yazılarını Sanata Çağn adlı bir kitapta topladı. Picasso'nun güzel bir resmiyle süslenmiş bu kitapta denemeler, eleştiriler ve söyleşiler bulunmaktadır. Pamir, bu deneme, eleştiri vesöyleşilerinde sanatın toplumsal işlevini vurgulamıştır. Sözgelimi, "Toplumsal Çelişkilerin Ressamı", "Vrettakos'la Bir Oğleden Sonra" adlı vazılarında ve daha birkaç yazısında bu gerçek üzerinde durmuştur. Toplumsal işlevi yanında sanatın doğa ile ilişkileri de önemlidir elbette. Doğa, özellikle ressamların gözümüzün önüne serdikleri çok güzel görüntülerle yaşamaktadır sanatta. Obür sanat kollarında da doğanın önemli yeri vardır, bunu yadsıyamayiz. Pamir, "Bir Doğa Tutkunu" ve "Doğa Tutkusunu Şiire Dönüştüren Ressam" adlı yazılarında doğanın önemine ağırlık vermiş, doğanın sanattaki yerine ya da sanatın doğaya dönük bakışına yer Elgiz Pamir'in sanat yazılan biraraya geldi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle