Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Nasıl koruyalım? "Koruma Onarım" Cengiz Bektaş'ın halk kültürü ve geleneksel mimariyeyönelik araştırmalarının, gerçekleştirdiği çeşitli onarım çalışmasının sentezi ileoluşanbirkitap. DERYANÜKETÖZER l^'Konınıa" sözcüğünü duyunca m •Bşöyle bir irkiliyoruz artık. özellilde askerler ve politikacıların icraatları bu sözcüğe negatif bir anlam yükledi sanki. Psikologlar annebabaları uyarıyorlar: Çocuklarınızı koruyup kollamaktan vazgeçin. Ancak bu sözcük son yıllarda en çok tarihi doku, tabiat varlıkları, kültür mirası gibi kavramlarla yan yana geliyor. Teknolojik gelişmenin hızla yok olmaya ittiği doğal ve insancıl bir yaşamın savunucusu için sürdürülen çabaların bir ifadesi oluyor. Ne var ki bu iyi niyetli çabalar içinde bile değişik anlamlarkazanarak. British Museum'daki en değerli eserlerden bir bölümü Parthenon'a ait bir alınlık, firiz ve arşitravdır. Bu parçalar, sanatın taşdaki en mükemmel şekillenişi olarak nitelenir. Ve 'Elgin mermerleri' diye anılırlar. Çünkü 1800'lerin başlarında İngiltere'nin İstanbul Büyükelçisi olan Lord Elgin tarafından İngiltere'ye getirilip British Museum'a satılmışlar. O sıralarda Yunanistan hâlâ Osmanlı yönetimi altındadır. Lord Elgin'in Osmanlılar'dan aldığı izinle bu parçaları İngiltere'ye getirdiği söylendiği gibi, bu izin kapsamına girmeyen bazı eserleri de kaçırdığı iddia edilir. Her neyse, Yunanistan'ın son yıllarda yoğun olarak sürdürdüğü yurtdışına kaçırılan tarihi eserleri, bu arada Elgin mermerlerini de, geri alma kampanyasına Batı'nın verdiği dolaylı yanıt ilginç: Bütün dünya üniversitelerinde yaygın olarak okutulan sanat tarihi kitabı "Gardner's Art Through the Ages" de "Elgin, Atina'nın hazinelerini çalmakla suçlanıyorsa da aslındao, bu eserleri kaçınılmaz bir tahripten kurtarmıştır" deniyor. Parthenon'un parçaları British Museum'da korunmuş mudur? Yağmurdan, rüzgârdan, savaşlardan ve insanların yıkımından evet. Ama Atina halkı için British Museum çok uzak. Ve binlerce yıl önce Parthenon'u ince ince işleyenler için o S A Y F A 2 Eserlerimizi korumayı düşünüyoruz, ama nasıl koruyacagımızt bilmiyoruz. Cengiz Bektaş bu sorunun yanıtını arıyor. tam da bir tanrıçanın görkemine yakışan yerde, Ak ropol'de bulunmalı. Evet, "korurna" sözcüğünden ne anlıyoruz? Neyi, niçin, kimden ve nasıl koruyacağız? Yaşaııan karmaşaya ba kılırsa bu sorunların yanısı ile işe başlamakşart. Türkiye'deki korumacılık furyasında bu konuya ışık tutmak üzere gazete ve dergilerde özellikle olumsuz korumaonarım örneklerini teşhir eden çeşitli yazılar yayımlandı. "Koruma Onarım" ise yukarıdaki sorulara yanıt arayan, korumacılığa üişkin bir bakış açısı sunan ilk derli toplu kitap olması ile önemli. Cengiz Bektaş'ın halk kültürü ve geleneksel mimariye yönelik araştırmalarının, gerçekleştirdiği çeşitli onarım çalışmasının sentezi ile oluşan bir kitap. "tnsan elinden çıkmış hiçbir şey ondan daha değerli olamaz. içinde dengede bulunduğu doğasıyla, bütün demokratik haklarıyla once insanın korunması gereği her şeyin önündedir. Benim bu çalışmada sözünü edeceğim "koruma" bu "insanlık' gereğinin ardından gelir. (Ve insanın gelişmesinin, ortamın sağlığı için yapılması gerekenlerin ancak bir bölümüdür.) Bugerekliliğin herkese yüklediği sorumluluğun bilincinde olmayan, bunun savaşımı içinde bulunmayan kişinın korumadan soz etmesi, aracın amaçtan daha önemsenmesi yanılgısıdır." diye başlıyor söze Bektaş. Ve devam ediyor: "Bu topraklara yakışacak bir kültür yorumunun geçerli kılınması bugün de belki en önemli sorunlar Cengiz Bektas danbiri." Sorumluluğumuz insanlığın binlerce ydda ürettiği kültürsanat ürünlerinin tümüne. Hele Anadolu'da "bizim" diyerek bir kültürü ayırt etmek mümkün mü? Mezopotamya'dan, Akdeniz toplumlarından, Roma'dan alıp hâlâ kullandığmız öyle çok eşya, öyle çok gelenek varki. Her şey iç içe. Anadolu'nun zenginliği işte bu. Bilinçli bir korumacılıktan söz ediliyorsa öncelikle bu kültür zenginliğini tanıyıp sevmeli, sahiplenmeli. Aksi halde, yasalar ve yönetmelikler ne sağlar? Polisiye önlemlerle tarihi eser kaçakçılığını önlemek mümkün mü? Yüzlerce yıllık bir köşkün bahçesine dikilen 1015 katlı blokların arkasında sözde korunmasını hangi ya Talat Pa$a Konağı onarımı Ikl avda bıtırılıp Uluslararası Olımpıyat Komıtesının toplantısı na yetlstlnldı. koruma kararı çıkartmak kolay. Zor olan gerçekten koruyabilmek. Bu yapıların onarımını devlet üstlenmiyorsa, sahibi de yeterli maddi olanaklara sahip değilse ne olur? Yapıyı korumak adına, eğer uygunsa, bahçesi yapsatçılara yem olur; eğer böyle bir olanak yoksa kendi haline bırakılır, yıkılmaya terk edilir. Bu arada bina sahibi sabırla bu yıkılma sürecini bekler. Eğer bu süre uzayıverirse faili meçhul bir yangın bütün sorunu çözer. Gerçekçi verilere oturmayan, gerçekçi önleınler laşımayan bürokratik bir mekanizmanın kaçınılmaz sonucudurbu. Cengiz Bektaş özbekler Tekkesi, Haliç, Kuzguncuk evleri, Talat Paşa Konağı gibi kendi çalışmalarından örnekler sunduğu "Onarım" bölümünde, temel prensiplerini şöyle özetliyor: Yalan söylememek, tarih üretmeınek, iz silmemek, insan sıcaklığına kavuşturmak. Bu bölumde ele alınan her örnek için yapının ya da bölgenin tarihsel geçmişi, özgün malzeme ve yapım teknikleri, planlar, onarımda dikkat edilen teknik sorunlar, yeni kazandırılan işlevler ve uygulama sonuçlarını buluyoruz. özellikle Haliç onarımkrına ilişkin olarak bölgenin tarihsel geli^imi, bugüne kadar yapılan çalışmaların değerlendirilmesi, nüfus değişimleri, nüfusun ekonomik nitelikleri, günlük yasayla engelleyebiliyor? Hiçbir yasa, hiç şam, bölgedeki donanım, üretim vb. hizmetleri içeren ön araştırma bu tiir bir polisiye önlem kişinin bilinci, kamunun uyanıklığı ile sağlayacaklarınızı bir çalışma için güzel bir örnek sunu yor. veremez size. Bir diğer sorun da Cengiz Bektaş'ın Bence kitabın eleştirilmcsi gereken beliruiği gibi"... korumanın bu yapılayanı, adı. "Koruma Onarım" sanki rı insan sıcaklığından uzak tutarak bakupkuru teknik bir kitap okuyacaksışarılamayacağı. Çağdaş yaşam içinde. nız izlenimi veriyor. Oysa bulacağınız bir işlevi olmayanhiçbir eski yapıt yeteşey bambaşka bir tat. Cengiz Bektaş'ın rince korunmayacaktır." Yaşatarak sıcak üslubu ile bunduğu bir sohbet. • korumak zorundayız. Neyazık ki mev* cut koruma mevzuatına göre, BekKoruma Onanm / Cengiz Bektaş I taş'ın deyişiyle "evinin yıkılmasını mı YaptEıtdustri Mcrkezi Yayınları I istiyorsun, anıt ilan ettir." Biryapı için Ekım 1992 1208 %ayfa C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 144