05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Karen Blixen 1962 yıiında öldüğunde Kopenhagın kuzeylnde, Danlmarka lle Isveç arasındakl blr koyun kıyısında bulunan doğduğu evln bahçeslne gomuldü. Daha müze hallne getlrllmeden de blrçok klslnln zlyaret ettlğl ev, 1985 yılında "Out of Af rlca' fllml vizyona girdiğinde Danlmarkalılar tarafından Merly Streep In evl dlye anılmaya baslanmı$tı. dıkkatı çekıyor Yazar "Out of Africa" adlı kitabında phonographtan şöyle söz ediyor "Çiftliğc yeni bir ses getirdi, hayatlarımıza neşe kattı. Bu, ormanda öten bülbülün ruhu." Blixen aynı zamanda amatör bir ressamdı. Yazar gençliğinde bir sanat okuluna devam etmiş, ba şarılı olmujjtu. Fakat bir yazar olarak ün yapmak istedigi için resimlerini hiç sergilemedi. Müze görevlisinin anlattığına gore, Blixen resim yapmak için yerliler arasından da model seçer ve onlardan resim bıtene kadar kıpırdamadan durmalarını istermiş. Ancak saatlerce ha reket etmeden durmayı akılları almayan yerliler Blixen tarafından ölümle tehdit edildikleri halde üzerlerine çevrili tufeği .hiç urnursamayıp kaçıp giderlermiş. Blixen'in çeşitli dillerde basılmış yapıtlarının da bullunduğu müze evde aynca modern Amerikan edebiyatından Steinbeck, Faulkner ve hatta Truman Capote gibi isimlerin yapıtları da bulunuyor. Blixen'in en çok sevdiği yazarlar Thomas Mann ve Aldous Huxley, şairler ise Shelley ve Baudelaire 'di Küçük çakıl taşlı yolları, etrafı çeşitli vahşi kır çiçekleriyle sarılmış patikaları, beyaz boyalı tahta köpC U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI $1 rüsüyle Rungstedlund yaşamak için ideal bir kır evini andırıyor. Ancak durum hiç de boyle değildi; Bliksen güzeli rahata, resmiyi samimi olana tercih ettiği için uzun süre modern yaşamın gerektirdiği duzenlemeler yapılamamıştı evde. Engm bir kültürü olan sanatçı, evinın daha çok Çehov zamanındaki Rus evlerıne benzemesini ıstemışti; bakımlı, ama özensk. 1939'da annesinin ölümünden sonra kendi üzerine geçen evde pek de mutlu bir çocukluk geçirmetnis.ti Bliksen. Yazar ve asker olan babası, Wilhelm Dinesen, Blixen henuz 10 yaşında bir çocukken kendıni asarak intihar etmişti. Bu olay her gece babasından hikâyeler dinlemeye alışık olan sanatçıda şok etkisi yaratmıştı Almanlar'ın Danimarka'yı işgal ettiği savaş süresince ülkesinde tutsak kalan yazar, savaştan sonra Paris ve Londra gibi edebiyat dunyasının kalbinin attığı büyük şehirleri gezme imkânı bulunca Danimarka'nın kendisi için nasıl kısıtlayıcı bir yer olduğunu şiddetle duyumsamıştı. Karen Blixen, kendi ülkesinde eserlerinin hiçbir zaman hak ettikleri değeri görmeyeceklerine ınanmıştı hep. Ünlü bir yazar olduktan sonra bile içindeki ezikliği ve gücenikliği üstünden atamadı. Buna karşın, Karen Bli xenşanslıbirinsandı. Etrafında her zaman onu düşünen birçok insan oldu. Ûniversite mezunu sekreteri Clara Svendsen, gelecek vaat eden mesleki kariyerini bırakıp yillarcaonunev iş lerini ve aşçılığını yaptı, ölümunden sonra da Rungstedlund'da günlük hayatı anlatan bir kitap yazdı On uç yıldır Blı xen'in kâhyalığıKaren Bllxen'ln en büyuk aşkım dedl nı yapan Caroliğl Flnch Hatton'ın yazara hedlye et ne Carlsesen ise tlfllplkap hâlâ Rungstedlund'ın tepelerindekievindeoturuyor. Kâhyasının anlattığına gore çocuklardan pek de hoşlanmayan Blıxen, yine de kâhyanın dört yaşındakı oğlıı Nils ıle ıyi anlaşmıştı Onceleri Blixen'in boğuk ve derınden gelen sesinden korkan çocuk daha sonraları sanatçının da çabasıyla çekıngenlığını yen mi^ti. Blixen genelde hasta ve sinirliydi. Sağlığına dikkat etmez şampanya ve kanepelerle beslenirdi Sağlığının kötü olmasına karşın sanatçı yolculuk etmek için inanılmaz bir tutku duyuyordu Yine de ait olduğu yere, Afrika'ya bir daha hiç gidenıedi Ölümünden iki yıl önce, (1959'da ) Amerika'ya yaptığı gezi sırasında hayranlarından buyuk ilgi gordu. Onu tanıyanlar çok etkileyici ve ilginç bir f iziğe sahıp olduğunu söylüyorlardı. Konuşmasında, yürüyüşünde ve durıışunda daima gizemlı bir hava sezılen sanatçı, egzotik masallarındakı yabancılara benziyordu. 19J9'da Kopenhag'da onunla yemek yiyen Amerikalı yazar Hudson Strode, izlenimlerini şoyle aktarıyordu: Elmaslar kadar siyah ve siz farkından olmadan taa derinlere işleyen gözleri hayatımda gördüğüm en olağanüstü gözler. Ayağa kalktığında o kadar uzun olmadığı anlaşılıyor. Fakat genç ve gururlu Masai göçerlerinin avlanırken kullandığı mızraklara benzeyen inceliği onu uzun gösteriyor. Zaman ilerledikçe Blixen'in derin hatlı etkileyici yüzübirölüm maskesinebenzedi. Karen Blixen, yaşamını etkileyen melankolik, geçmişe özlem duyan romantik bir insandı. Rungstedlund'daki evinde her gece yatmadan önce güneye,, Afrika'ya bakan pencerelerin önunde durur, daha sonra Ewald'ın odasına gider ve Denys Fich Hatton'ın fotoğrafı önünde eski anılara dalardı. Blixen zenginliğe ve ünvanlara fazla önem verir, ölümden çok korkar, kaderin gücüne inanırdı. Korktuğu ölüm onu 7Ekim 1962'de evinde yakaladı. Out of Africa'da yazılı şu sözler mezar taşı için ya zılmış sanki: Zaman ilerledikçe geride bırakacak hiçbir şeyim kalmıyor. Ben, kaderin benden kolaylıklakurtulabileceğienhafifşeyim. D ttalyan Scanorama dergfstnin Ağustos 1991 tanhlı saytstndan derleyen AnıIAl S A Y F A 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle