Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Siyasi iktidarın binbir suratı Yasa ve Kıüç / Cemal Bali Akal / Afa CEMA LBALİAKAL 'IN IKINCÎ KİTA BI: YASA VEK1LIÇ Yayınları, Ist. 1991 / 152 s./ 17.500 TL. CKKKodNo: 011.174 uvanvuuz Rene Girard, "Des Choses Cachees Depuls la Fondation du Monde" (1978) adlı kitabının ilk sayfalarında, Durkheim ve Mauss'tan Dumezil'e uzanan çizgide, bir Dinsel Olan'ın Bilimi'nin belirginleşmeye başladığından ve bunun, toplumların davraruş ve örgütlenme biçimlerini açıklamakta gitgide önem kazandığından söz eder. Marcel Gauchet'nin kitabı "Le Desenchantement du Monde"un etrafında döndüğü problematik de bu yönelimiçindeyeralır. Cemal Bali Akal da ikinci kitabı "Yasa ve Kılıç"ta, bir ayrımı, diıısel olan/olmayan ya da kutsal olan/ olmayan aynmını merkez kavram olarak kabul eder ve siyasi İktidarın anlamını, siyasi iktidar tipleri arasındaki farklılaşmaları bu ana eksen üzerinde ele ahr. Cemal Bali Akal'ın bu çalışması yalnızca gözlemlenmiş toplumlardaki davranış biçimlerinden yola çıkmaktadır. Mitos çözümlemeleri bu çalışmanın kapsamına dahil edilmemiştir. Ama Akal'a göre aynı yolu, mitos çözümlemeleriyle de izlemek mümkündür. "Yasa ve Ktlıç"ın 48. sayfasında kutsal olan/ olmayan ilişkisinin üç ana sosyal yapılanma tipinde üç farklı kılığa büründüğü söylenir. Birinci tipte öndersiz toplumlar yer alır. Ve bu toplum tipi, bölünmemiş bir bütün olarak, kendi yarattığı bir kutsallık odağına göre düzenlenir. Siyasi iktidar yaygındır. İkinci tipte önderli toplumlar vardır. Birileri toplumun yarattığı ve kendini ona göre düzenlediği yasayı söylemeye başlamıştır ve toplumun geri kalan kesiminden farklılaşmıştır. Ama kutsal olan'ın bu sözcüsü, siyasi iktidarı kullanamamaktadır. O, iktidarı yalnızca söz olan, iktidarsız bir iktidar odağıdır. Üçüncü tipteki toplumların ayırt edici unsuru ise zorlayıcı güçtür (s. 52). Yasayı söyleyen, artık yasaya göre kendi kendine düzenlenen toplumu düzenleyecektir. Bu, (sonraları devleti de içine alacak olan) kurumsallaşmış siyasi iktidarlı toplum tipidir. "Yasa ve Kılıç" okuması, çok çeşitli soruları gündeme getiriyor. Hatta günümü2 toplumlarının geleceği üzerine, bu okumadan yola çıkarak, kehanetimsi analizler de yapılabilir. örneğin şöyle bir soru sorulabilir: "Devlet'i de içine alan kurumsallaşmış siyasi iktidarlı toplumların karmaşık örgüdcnişinden CEMAL BALİ AKAL HİÇBİR TOPLU1.UK. SA YOI MJYDUĞU BİR İLKt ADINA SİYASİ İK1İDARA RIZA ÜÖSTERMEDEN, KENDİSİNİ YÖNETTİRME7. GÖNÜLLÜ KULLVK DİYE ADLANDIRILAN^VDVR. (FOTOĞRAF UCURGÜNYÜZj daha kannaşık örgüdenmiş başka bir toplum tipiyle karşılaşılabilir mi?" Sorulduğu anda da başka sorularla karşılaşılacaktır: "Yönetime katılma savuun yerini kendi kendini yönetme savı alabilir mi? Yoksa devletlerin özerkliklerini giderek yok eden bir uluslararası gelişim, hem yasa söyleyen hem de uygulayan ya da otoriteyle gücü dcvletlerüstü bir düzeyde bir araya getiren bir diinya devletine mi yolu açar ? Girard, sözünü ettiğimiz kitabının 49. sayfasında, kutsal olanın şiddeti içinde banndırdığını, ama bunun banşı sağlamak için olduğunu söyler. Maffesoli de "La Violence Fondatrice" adlı kitabında şiddetin toplum kurucu edimlerden biri olduğunu vurgular. "Yaygın siyasi iktidarlı toplumlardan kurumsallaşmış siyasi iktidarlı toplıımlara geçildiğinde bu şiddetin işlevi değişmekte midir?" diye kendisine sorduğumuzda Akal'ın verdiğicevapşudur:"Kaosunyerine kozmos'u oturtan, sosyal banşı kuran bu şiddetin, toplumun kendiliğinden yaygın denetimi yerine, üçüncü tip toplumlarda, merkezi bir iktidar tarafından yönlendirildiği de düşüniilebilir. Zorlayıa güçle sosyal huzur sağlanır. Clastres, bu anlamda, kurumsallaşmış siyasi iktidarın, Hobbes'da, banşla özdeşleştiğini söyleyerek söz konusu değişikliği vurgulayacaktır (Sivil Toplumun Tanrısı, s. 105148). Eski toplumlarda, birlik ve banş yansürekli savaşlarla sağlanırken, genelleştirilmemiş bir savaşa yansürekli bir banş denk düşmektedir. Oysa üçüncü tip toplumlarda, genelleştirilmiş savaşlar, genelleştirilmiş banşlan sağlar." "Yasa ve Kılıç"ta, evrimci tezin karşısına kesinti te zi koyuluyor, önderliğin kökeninin dinsel olduğu kabul ediliyor. Tezler, merkez kavram kutsal olan/ olmayan ayrımı etrafına sarılıyor. Ve, "Toplum kendini yönettiği zaman da onu ondan farklılaşmış bir odak yönettiği zaman da yörieten ne adına yönettiğinisöylemek, meşrulaşmakzorıındadır... (s. 131)" • K İ T f t P T A M B İ R B ö L 6M Kaos ve zaman yaratıcıları ... îlk krallıklar bu denge üstüne kuruldu. Kral hüküm sürmez, toplumun kendisine zorla vetdiği ve istediği zaman geri olabilcceği, neredeyse traji komik bir sosyal rol üsdenirdi. KraHık yapmaz, kralı oynardı; toplum da, kendi kendini yönetmiyormuş gibi, krallığı oynarken... Oyun bir oyun olmaktan çıkana, kralın eline savaşçının kılıcı ya da savaşçırun eline kralın asası geçene, Yasa'yı söyleyenle, onu uygulayan toplum arasındaki ilijki çerçevesinde kurulmuş gerçek bir kuvvetler ayrılığı sona erene, bu ayrılık üzerine oturmuş düzeni çiğneyen tiranlar boy gösterene kadar... Roller değijir: Artık, astığı astık kestcğı kestik kralın, hem sevdig'i hem htrpaladığı bir soytarısı vardır. O kraflığı alaya alır. Efendisine, kimsenin söylemeye cesaret edemediği şeyleri söyler. Ona nereden geldiğini hatırlatır. Kralın soytarısı, kralını soytan yapmayı bilmiş eski bir toplumun soytarılaşmıs yeni temsilcisidir. Modern Krallığın negatifi... Oysa eskiden, Thongalar'da, bir tür saray görevlisi her sabah kutsal kralın kapısına dikilir ve onun atalarını övdükten sorıra, önderini en sert sözcüklerlc eleştirirdi. Bu eski tip görevli karşısında, kutsal kral toplumunun negatifiydi. S A Y F A 4 CUMHURİYET KİTAPS/HV/90