14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kadınlar, 1980'ler Türkiyesi'nde kadınlan anlatıyor 'Kadınlar demokrasi öğretiyor' m^, Kadın Bakış Açısından 1980'ler Türkiyesi'nde Kadın / Yayına hazırlayan: Şirin Tekeli / İletişim Yayınları / İst. 1990 / 362 S. / 16.000 TL. NURBUUIM w 1989'un nisan ayında Almanyanın Kassel şehrinde Kassel Üniversitcsi, Disiplinlcrarası Kadın Araştırmaları Çalışm.a Grubu tarafından düzenlenen bir sempozyuma sunulan, Türkçe bildirıleri bir araya getiren bu kitap, 1980'ler Türkiyesi'de ve göç olgusunda kadını içermekteydi. Kicaptaki yazılar 1980'lcrin farklılajmıs, karmaşıklaşmış toplumunu, yazarlannm konumları, dünya görüşleri ve kadınların hayatlarının ilgilendikleri yönlerinin çeşitliliği bakımından birçok konuyu, çok iyi bir şekildc yansıtıyor. Kitabı gerçekleşıiren 20 yazann hepsi sosyal ya da insan bilimcı. Aralarında iktisatçılar, sosyologlar, psikologlar, psıkiyatrlar, polıtologlar ve antropologlar var. lstanbul ve Ankara'daki değişik üniversitelerin dışında Paris, Londra, New York, Nürnberg, Princcton, Santa Cruz ve Stanford'da görev yapmaktadırlar. Seminerin oluşmasındaki buyük katkıları ıle Ayla Neusel'ı ve Meral Akkent'i unutmamak gerektiğini vurgulamak yerinde olacak. Kitapla ilgili bir söyleşi yapmak üzere Boğaziçi Üniversitesi'nde toplandık. Doğrusu çok güzel ve etkili bir toplantı olduğunu söylemeden geçemeyeeeğim. Prof. Dr. Ferhunde Özbay, Yd. Doç. Dr. Nükhet SirmanEralp, Doç. Dr. Yeşim Arat, I'atmagül Berktay, Yd. Doç. Dr. Fatma Gök ve Doç. Dr. Arşaluys Kayır sorularımızı yanıtladılar. Diğerleri İstanbul dışında olmaları nedeniyle aramıza katılamadı. Türkiye'de kadın araştırmaları nasıl başladı? Nerelere geldi? Bu son çalışmanın kadın araştırmaları irindeki yeri nedir? FERHUNDE ÖZBAY Türkiye'de özellikle cumhuriyetin kuruluşundan beri kadın konusunda çok sayıda yayın yapılmıştır. Ampirik bulgulara dayanan kadın araştırmalannın başlaması ise 1970'lerin başlarına rastlamaktadır. Bence bir bakıma bu kitap, bu yirmi yıllık birikimin ürünüdür. 1979'da Türk Sosyal Bilimler Derneği'nin düzenlediği Türk Toplumunda Kadın Semineri ve aynı adla yayımlanan kıtaptan on yıl sonra yayımlanan bu kitap arasında ba?ı benzerlikler var. Örnegin, her ikisinde kadın yazarlar Türkiye'deki kadınlarm sorunlarına eğiliyorlar. Ancak ilk seminere katılan sosyal bilimcilerın çoğu, daha önce kadın konusunda bir çalışma yapnumışlardı ve daha sonra da yapmadılar. Kadın sorunu, herhangi bir sosyal bilim sorunundan farklı bir anlam taşımıyordu onlar için. Ancak ortaya çıkan ürün, özellikle o zamanın koşulları içinde değerlendırildiğinde son derece değerli idi. Bu ilk derleme ile kaS "Kadın Bakış Açısından 1980'ler Türkiyesi'nde Kadın" adlı kitapta sosyal ya da insan bilımci 20 kadın yazann bıldırilen yer alıyor dın araştırmaları hem saygınhk kazandı hem de yaygınla^tı. Bence 1980'lerde başlayan kadın hareketi, kadın araştırmalannın sıkça yapılmaya başlandığı bu ortam içinde ve iyi eğitim gbrmüş kadınlarm öncülüğünde ba^ladı. Burada kadın araştırmaları ile feminist hareketin başlaması arasında zorunlu bir nedensel ilışki vardır demiyorum. Ancak ieminıst hareketın başlaması birdenbire olmadı; toplumun çeşitli kesimlcrınde kadın sorunlarına karsı çeşitli biçimlerde ilgi başlamıştı. Bunu vurgulamak ıstiyorum. Ote yandan, Türkiye'de son on yıl içinde feminist hareket hızla gelişmiş ve bu dönem içindeki kadın araştırmalarını da büyük ölçüde etkilemiştir. Almanya'da düzenlenen bir seminerin tebliğlerinden oluşan bu kitabın yazarları, ilk kitabın aksine kadın sorunları konusunda uzmanlaşmış sosyal bılimcilerdir ve çoğu, kadın sorunlarına feminist bakış açısı ile bakmaktadır. Bence son on yılda yayımlanan iki kadın kitabı arasındaki bu fark ılginç olduğu kadar önemlidir de Kadın araştırmalannın gelecekteki eğilimlerinin de feminist bakıj açısı doğrultusunda olacağını rahatlıkla söyleyebilirim. Türkiye köyden kente göçün yoğun olduğu bir ülke. Köydeki kadının sorunlarıyla k^ntteki kadının sorunlarının daha farklı olduğu gerçeği konusundaki düşünceleriniz.. NÜKHET SİRMAN Bana kalırsa köy ve kent kadını arasındaki farklar çok abartılıyor. Özellikle de fcminizm söz konusu olduğunda bu abartının bir sonucu da feminist hareketin sınırlılığını, bütün kadınları kapsamadığını ve buradan hareketle de ancak belli bir elit gruba hitap cttiği noktasını gündeme getirmek oluyor. Köy yaşamının Türk düşünce hayatında ilginç bir ycri vardır. Köy, modern kent yaşamına karşıt model oluşturan bir simge işlevini görüyor çoğu kez. Hal böyle olunca da köye çeşitli anlamlar yüklemek mlimkün oluyor. Bir yandan köy toplumumuzun geçmışıni simgeleyen aşılması gereken bir yaşam ve varoluş biçimi olarak kurgulanırken, diğer yandan aslımızı yansıtan kimliğimizin özünü oluşturan vazgeçilmcz bir parçamız lıalini de alıyor. Bu yüzden köy yaşamı ile ilgili geliştirilen söylemler bir gerçeğin ifadesinden çok, belli bir kurgunun ürünü. Bugün köy yaşamını kentli yaşamdan ayıran özelliklerden çok, benzerlikler daha çarpıcı. Pazar ilişkileri ve yaygın iletişim araçları köylüleri Türk toplumsal hayatının içine sokmuştur. Radyasyonlu çaylardan AT üyeliğine, dügünlerde giyilecek kıyafetlerin modelinden, enflasyona kadar kamuoyunu ilgilendiren olaylar köy yaşamının da bir parçası olmuştur. Fakat en önemlisi 1970'li yıllardan başlayarak hem köyde hem kentte, orta alt sınıfın yaşam biçimini şekilleyen en etkin olgu, hane emeğine dayalı olarak pazar için üretim yapau küçük üreticiliğin gelişmesidir. Hem gelir düzeyinde, hem yaşamın örgütlenmeCUMHURIYETKİTAPS.4y/4 A Y F A 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle