06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YFŞÎM ARAT Önemli veya çarpıcı paralelliklcr uldugumı sö\ lcnıek /or lak.ıt her iki hareket de 1980 sonrası Türkiyc'sinin depolitize edilmeye çalışılan or laınııula *,ıktı. Sol u mıllıyetçi sağ askeri darbe ile sindırıldı. I ,uk vv Islatruı kesim, sıyaset parametrelerini Ivlirlevu ı ^ücler olarak ortaya çıktılar ve çıkarıldılar. Ivmıımt harekct, esas gayesi laikliği savunmak olmasa da laik kanatıa önemli bir güç oluşturdu. İslamcı hare1 kcı iı/mdı vaygın bır biçimde yer alan kadmlardan küçük bik kesimini etkilcdi. Öte yandan İslamcılardan gıleıı iılıanılar karşısında, Türkiye'de feminist ideolu|inm anlamma ııetlık getirmeye çalıştı. Son tahlilde kadınlara sccnıe ö/gürlüğü arayan feminist hareket ile sosvoekonomik ve politik hayatın her yönünün ilahi bir güç tarafıııdan bclirlendiği Islami ideolojiyi esas alan Islamı lıarcket arasında parallellik kurnıak /or. Toplunıda cinsiyetçiliğe dayanan bir ayrımcılık var. Bu konümlar nasıl üreiiliyor? FATMA GÖK "Hepimiz günlük hayatımızdan sayısız örnekler vererek kadınların aile ve toplumsal güç ilişkilerinde ezilen taraf olduklarını sergileyebiliriz. Kadınların böyle ezilen taraf olma konumlarına getmelerinin, içinde çalıştığımız mesleki, kültürel kurumlarca da nasıl desteklendiğiııi irdeleyebiliriz. Kendi alanımdan, cğiıim alanından örnek vermek isuyoıunı. Fğitim kurumları ve bütün olarak eğitim sısleıııı h'.'nı açıkça hem de dolaylı olarak kadınların e/ılen taraf olrna konumuna gelmelerınde önemli rol oytıuyor. Bunun ne kadar kolaylıkla ve çok çeşıtli, /.engın yollarU yapıldıgını, ilk ve ortaöğretimde kullanılan litis kıtaplarını incelediğımiz zaman hayret, şaşkınlık ve ötkeyle göri'.rüz. I ürkiye'de başka ülkelerde yapıldıj;ını bıldiğınıı/ ders kitaplarındaki kadınlar aleyhine olan ayrımcılık maddelerıni bile ayıklatacak yaptıı ımlardan söx edemiyoru/. Çocuklar toplunıun genel gt\er kühürel degerlerının aktarılması ve benimsetilmesi yoluyla dü/ene uyumlu hale getirilirler. Süreein araıı erkekler tarafından, erkek egemen toplunı gö/ünden ya/ılmı^ ders kitaplarıdır. Bu kitaplarda "Ali'ler top oynar, Suna'lar bebek yapar, T^aba para ka/.aıur, anne yenıek yapar." Karar verme konunılarında çoğunlukla erkekler vardır. Kadınların ağırlıklı ularak temsil edildiği ögretmenlik mesleğinde bile kadın müdürler a/.ınlıktadır. Burada aile içinde kadının konumu, ailedeki ı> bölümü, yani özel alan ile aile dışı toplumsal i^levlerın karşılıklı etkileşimini düşünmeliyiz. Kıdının kafası ev i^leri, çocukların giydirilmesi, yedirilmesiyle me^gul iken karar verme mekanizmalarında erkeklerin nasıl daha yoğun yer aldığını anlamak kolaylaşır. Bugün var olan şekliyle eğitim süreci kadınların geleneksei rollerini değiştirmek yönünde işlemesi şöyledursun, erkek egemen toplumun ideolojisi çeşitli şekillerde yeniden üretiliyor. Her düzeydeki öğrenim kurumunda kız öğrenciler azınlıkta. Bu eşitsizliğin derhal düzeltilmesi gerekiyor. Ancak bu çaba mutlaka okullardaki eğitimin içeriği, aktarılmış biçimi, eğitim sisteminde önemli kararları kimlerin, nasıl verdiğinin sorgulanmasıyla düşünülmelidir. Burada hcmcn bir soru sormak istiyorum. Türkiye'de kadınlar kcndilcrine dayatıian konumlara nasıl karşı çıkıyorlar, bu harekete yeterli katılım var mı? FATMA GÖK Türkiye'deki kadınlar bu mücadeledc epey yol almışlardır. 1987 yılında yapılan dayağa kaiM yiirüyüş bır dönüm noktasıdır. ü günden bugünc Ladınlar e/ilmiş konumlarını değiştirmek için kaiî panyalar düzenlediler, yürüdüler, bilinç yüksclme S A Y F A 10 Fatmagul Berktay, kadınların artık geleneksei rollerini reddettıklennı, otorıte, hiyerarşi, iktidar gibi kavramları sorguladıklarını belirtıyor gruplarında kadınlık durumlarını sorguladılar. Dayağa karçı kampanya, mor iğne kampanyası, .iyahlı protestu, kadın sığınıklarının kurulması. Bu hareketliliğin belki kamuoyunda en göze çarpan örneklerı. Fatmagül'ün dediğı gibi, kadınlar politikanın tanımını değıştirdiler. Şiddet, evici dayak, kamuoyunda gündeme girdi. 438. madde diye anılan tecavüze uğrayan kadın fahişe ise, fahişeliğıni hafıfletici neden olarak kabul edcn yasa maddesınin femınistlerın mücadelesiyle değiştirilmesi hukuksal alanda verili kadınlık tanımının sorgulanmasına yol acan önemli bir kazanmadır. I989 şubat ayında toplanan kongrede kadınlar kadınlık durumunu değiştirmek için taleplerini şöyle formüle ettiler: "Bedenimiz bizim, emeğimız bızinı, kimliğimiz bizim." Bu formülasyonla kendilerine dayatıian cinsel kimliklere, otobüslere rahat binemeyişlerine, geceleri rahat sokağa çıkamayışlanna, kimi işlerde hâlâ azınlıkta oluşlarına karşı çıkmaktalar. Akademik alanda kadınlık durumuna ilişkin bilimsel araştırmalar, kadının politik ve ekonomik yapıdaki rolü, sosyal ve cinsel kimliği tarihteki rolü üzerinde kadın bakış açısıyla yapılmış çalışmalar artmaktadır. Bütün bunlara ilgili olarak daha çok kadın ve erkek topluma bakarkcn kadın, bakış açısından etkileniyor. Günümüz Türkiyesi'nde kadının cinselliğini yaşama hak ve sorumluluğunu nasıl değerlenairiyorsunuz, kadınların bu konuda çabası ne olmalı? ARŞALUYS KAYIR Türkiye'de yaşamın önemli bir bölümünde kişinin kendisi için umduğu cinsellik yaşarımadan geçer, gider. Özel olan cinsel yaşam, cenel kural yasak, gelenek, göreneklerle bireyin dışındakilerce sınırlandırılır. Bu sınırlandırılma erkek için erken gençlik yıllarında, kadın için ise tüm yaşamı boyunca sürer. Evlilik öncesinde, sırasında, dulluğunda veya boşandığında, cinselliği yaşama hak ve sorumluluğu nedir? Kısıth, kontrollü cinselliğin en sadık sürdürücüsü ne yazık ki bizzat kadının kendisi olur. Cinsel eğitim ve pratikle doyumlu cinsel yaşam arasında bağlantının oldueu göz ardı edilemez. Türkiye: de bu durumda doyumlu cinsel yaşam rastlantılara bırakılmıştır. Daha da belirleyici olarak çiftler evliliklerinin uzun yıllarını ustaçırak ilişkisi içinde, cinselliği tanıma ve yıpratmayla geçinirler. Erkek olan 'usta'nın deneyimi ve oilgisi genelev okulundan, yani cinsellikle duygusallığın kes'ın çizeilerle ayrıldığı yer. Sonra evlenilecek mazbut "genç kız"ın aranması.. Çııiklığı benimseyen kadın sevişmeyi bildiğini çok göstermek zorunda ve ihtiyacında olan ustaerkekten öğrenecek. Ustası kadar usta olmayacak, ustasını geçmeyecek. Kısacası, bizde kadın kendi cinselliğini ilk birlikte olduğu erkekten çoğu kez kocadan öğrenir. Acemi ilişki içinde çoğu kez de "sevişmeyi bilmeyen, anlamayan kadın" etiketini alır. İki taraf dalyarı memnun, bu etiketin değişmemesi için direnir. Ortülü bir denge kadının cinsel eksikliği üzerinden sürdürülür. Kalbimizin işleyişini bilmememiz onun işleyişini bozmaz. Oysa kadının ve erkeğin normal cinsel tepkilerini (fizyolojik, psikolojik) bilmemesi iletişime dayalı ikili ilişkisini bozaı. Tıpta hedef sadece tedavi değil, şikâyetleri ortaya çıkmadan önlemektir. Bu anlamda bakıldığında, bizde cinsel tedavilerin cinsel eğitime yönelik hizmeti ağırlık kazanmaktadır. Şu noktayı çok açık söyleyebilirim ki; kısa bir bilgilenme ile özellikle kadınlar cinsclliklerini çok daha farklı yaşamaya başlıyorlar. İnce bir zarın kalın örtülerini aralayabiliyorlar. Yeter ki kendi bedeninin haz hakkı ve sorumluluğunu kendisi üstlensin. D CUMHURİYETKİTAPSAY/49
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle