18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İklimbilim CBT 1472/5 Haziran 2015 9 TEKNOPOLİTİK Baha Kuban [email protected] 2 derece sıcaklık artışı kritik bir eşik mi? Prof. Dr. Kasım Koçak İstanbul Teknik Üniversitesi, Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi, Meteoroloji Mühendisliği Bölümü, [email protected] Dakikada 10 Milyon Dolar ! Hayır, televizyonda bir yarışma programı reklamı falan değil; dünya çapında fosil yakıtlara sağlanan subvansiyonlardan söz ediyoruz! Burun kıvırmaya hazırlananlara derhal bu hesabın Uluslararası Para Fonu IMF tarafından yapıldığını işaret edelim. Belki şaşırtıcı ama IMF, Mayıs 2015’de yayımladığı yeni bir raporla devletlerin fosil yakıt sektörüne yılda 5.3 trilyon ABD$ subvansiyon verdiğini hesapladı. Tekrar edelim, 5.3 trilyon ABD Doları! D ü n y a gayri safi hasılasının %6.5 ‘i olan bu akıl almaz meblağ (İngiliz Guardian gazetesine göre bu “şok edici tutar!”), dünya hükümetlerinin tamamının sağlığa harcadığı meblağdan daha büyük. Bu köşede daha önce de bu konuyu ele almış, fosil yakıtlara ve nükleer enerjiye verilen muazzam boyutlardaki doğrudan devlet teşviklerinin tarihi seyrine bakmıştık. Bugün IMF’nin hesabı, doğrudan fosil enerji şirketlerine verilen, arazi kullanımı dahil çeşitli kıyaklar, vergi muafiyetleri, vergi indirimleri vs. gibi doğrudan teşvikleri içermiyor. Bu noktada, IMF’nin doğrudan teşvikleri yılda 500 milyar ABD$ olarak gösterdiğini de belirtelim. IMF’nin hesabının merkezinde, fosil yakıt şirketlerinin kendilerinin sorumlu olup da devletlerin üzerine yıktıkları, kömür, petrol ve doğalgaz yakılırken ortaya çıkan hava kirliliğinden kaynaklanan sağlık harcamaları yer alıyor. Dünyada yılda 7 milyon insan hava kirliliğinden hayatını kaybediyor. Bu inanılmaz rakamın yanı sıra, çok daha fazla sayıda insan hava kirliliğinden kaynaklanan sağlık sorunları ile boğuşuyor. Dünya Sağlık Örgütü WHO’ya göre hava kirliliği yalnızca yaşam kalitesini düşürmekle kalmıyor, gelişmekte olan pek çok ülkede yaşam beklentilerini dramatik bir şekilde aşağı çekiyor, kentleri yaşanılmaz hale getiriyor, çocuk ölümlerini katlıyor. IMF’nin yaptığı çalışmaya göre hava kirliliğinden kaynaklanan devlet harcamaları toplam görünmez subvansiyonların %50’sine karşılık geliyor. Küresel ısınmadan kaynaklanan kuraklık, seller ve olağandışı iklim olaylarının yol açtığı maddi zararların toplam subvansiyonlar içindeki payı 1/4 düzeyinde. Hükümetlerin ucuz dizel ve diğer yakıt subvansiyonları toplamın %6’sını oluşturuyor. Hava kirliliğinin öne çıkması, tabiidir ki dikkatleri kömüre dayalı enerji üretimi ve büyüme politikaları benimseyen, başta Çin olmak üzere Hindistan, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere çekiyor. Ancak yine bu köşede daha önce belirtildiği gibi Çin, kömür merkezli enerji politikalarını terketme yolunda sinyaller vermiş bulunuyor. Hatta ABDÇin arasındaki görüşmelerde Çin, en geç 2020 yılından itibaren kömür yakmaktan kaynaklanan salımlarını aşağı doğru çekmeye söz vermiş durumda. Çin, büyümesini, enerjiyi etkin kullanmaya ve yenilenebilir enerji kaynaklarına doğru kaydırmaya çalışırken, IMF gibi en beklenmedik kurumlar dahi «karbon vergisini» dillendirmeye başladılar. Aralık’taki Paris iklim görüşmelerine doğru olumlu işaretler mi bunlar? Bir sonraki yazıda da buna bakalım... 2 derece (2oC) hedefi ilk olarak aslen bir ekonomist olan W.D. Nordhaus tarafından, iklim politikalarının oluşturulmasına yönelik kritik bir hedef olarak önerildi. Bu öneri, “küresel sıcaklık artışının endüstri dönemi öncesi sıcaklığının 2 derece üzeri ile sınırlandırılması” hedefini içeriyor. Nordhaus bu öneriyi getirirken 2 derecelik sıcaklık artışının karbondioksit (CO2) konsantrasyonunun yaklaşık iki kat artması durumuna denk geldiği kabulünü yaptı. Diğer bir deyişle Nordhaus’un önerisi belli bir veri, ya da referansa dayanmıyor. da olanlar bu hedefi bilimsel bir sonuç; bilim insanları ise tersine politik bir mesele olarak değerlendirmekte. Söz konusu hedef, bir ekonomistin bakış açısıyla, maliyet ve faydayı dengeleyen kritik bir eşik kabul edilebilir. Nordhaus’un sezgiye dayalı ileri sürdüğü 2 derece hedefi, 1990’a kadar iklim politikaları tartışması çerçevesinde önemli bir rol oynamadı. Bu tarih aynı zamanda IPCC’nin (Intergovernmental Panel on Climate Change) ilk değerlendirme raporunun yayımlandığı tarihtir. Ancak 2 derece hedefi bu raporda ve bundan sonraki IPCC raporlarında da tartışılmadı. Konu ilk kez 1990’da WMO (World Meteorological Organization), ICSU (International Council of Scientific Union) ve UNEP (United Nations Environmental Programme) tarafından oluşturulan AGGG (Advisory Group on Greenhouse Gases) raporunda tartışıldı. Bu tarihten 15yıl sonra Avrupa Birliği 2005 ve daha sonra 2006 yıllarında insan kaynaklı iklim değişiminin etkilerinin azaltılmasına yönelik politikalar çerçevesinde, küresel sıcaklık artışının endüstri dönemi öncesindeki sıcaklığın 2 derece üzeri ile sınırlandırılması konusunu gündemine aldı. 2 derece hedefinin en zayıf tarafı, karbondioksit konsantrasyonundaki artışa endeksli olmasıdır. Bilindiği gibi buzullararası dönemde CO2 konsantrasyonu 180280 ppm arasında değişmiştir, toplam değişim 100 ppm’dir. Bahsedilen dönemler için sıcaklık değişimleri ise ±5oC seviyesinde gerçekleşmiştir. Buna göre CO2 konsantrasyonu başına sıcaklık değişimi 1oC/10ppm’dir. 1900’lerde 300 ppm olan CO2 konsantrasyonu günümüzde 400 ppm’e çıkmıştır. 3 DERECE ARTACAK Buna göre, günümüzdeki ortalama sıcaklıkların 1900’lerdeki ortalama sıcaklıklardan yaklaşık 10oC daha fazla olması gerekirdi. Ancak gözlemlerler bu durumu desteklemiyor. 1900’lerden günümüze kadar olan süre içerisinde sıcaklıklarda gözlenen değişim sadece 1 oC’dır. Bu sıcaklık artışı yakından incelenirse 1oC’lık artışın esasen son 30 yılda gerçekleştiği görülecektir. Eğer bu artış esas alınırsa 21. yy sonları, günümüze göre 3oC daha sıcak olacaktır. Bu değer IPCC raporlarında sera gazı salınımlarına bağlı olarak 21. yy için gerçekleşmesi öngörülen 24 oC sıcaklık aralığı ile de önemli ölçüde uyuşmaktadır. 2 derece hedefi önemli tartışmaları da beraberinde getirdi. Kuşkusuz, karşı olanlar kadar, savunanlar da var. Politika oluşturma konumun 2009 Kopenhag Zirvesi’nde Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda hedef üzerinde mutabakata varıldı. Bu zirve Küresel ısınma ve sera gazı salınımına sınırlama getirme amacıyla 192 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilmişti. 2 derece hedefi, konunun uzmanı bilim adamlarından ekonomistlere uzanan geniş bir yelpazede ciddi eleştirilere uğramıştır. Oy birliği sağlanamadan geçen “Kopenhag Antlaşması”, çevre örgütleri ve sanayileşmekte olan ülkeler tarafından yetersiz bulundu. Katılımcı ülkeler açısından belli bir bağlayıcılığı yoktu ve en önemli maddelerden biri “küresel sıcaklık artışının endüstri dönemi öncesi sıcaklığın 2 derece üzeri ile sınırlandırılması” hedefidir. Etheridge DM, Steele LP, Langenfelds RL, Francey RJ. 1996: Natural and antropogenic changes in atmospheric CO2 over the last 1000 years from air in Antarctic ice and firn. J. Geophy. Res., 101 (D2), pp:41154128. Jaeger CC, Jaeger J. 2011: Three views of two degrees. Reg Environ Change, 11, S15S26, DOI 10.1007/s1011301001909. Lenton TM. 2011: Beyond 20C: Redefining dangerous climate change for physical systems. Climate Change, 2, pp:451461, DOI: 10.1002/wcc.107. Nordhaus WD. 1977: Strategies for the control of carbon dioxide. Cowles Foundation for Research in Economics at Yale University, Connecticut. Randals S. 2010: History of the 2oC climate target. Climate Change, 1, pp: 598605. SERA GAZI SALINIMINA KISITLAMA Kaynaklar:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle