02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sağlık CBT 1472/5 Haziran 2015 17 Türkiye’de çocuk yoğun bakımının gelişimi Türkiye’de 23 milyon çocuk için 600 çocuk yoğun bakım yatağı ve 29 çocuk yoğun bakım uzmanı mevcuttur. Prof. Dr. Demet Demirkol Koç Üniversitesi Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım Bölümü T ürkiye’de erişkin yoğun bakım 1950’li, yeni doğan yoğun bakım uygulamaları 1960’lı yıllarda başlamasına rağmen çocuk yoğun bakımın başlaması ve ilerlemesi geç olmuştur. Ülkemizde kritik çocuk hastaların bazı hastanelerde ayrı alanda yatırılarak anesteziyoloji desteğiyle bakılmaya başlaması 1980’li yıllarda gerçekleşmiştir. Ülkemizde başında çocuk yoğun bakım eğitimi almış sorumlu hekimin bulunduğu ilk çocuk yoğun bakım ünitesi 1994 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nde kurulmuştur. Çocuk yoğun bakıma ilgi 2000 yılından sonra artmış ve birçok merkezde eğitimli genç uzman çocuk hekimleri yönetiminde çocuk yoğun bakım üniteleri kurulmaya başlamıştır. 2000 yılında ilk kez Türkiye’de çocuk acil ve yoğun bakımla uğraşan hekimleri biraya getiren “Birinci Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Çalışma Grubu” top belirlenmiştir. Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Derneği tarafından 2006 yılında Türkiye’de yeni kurulacak veya geliştirilecek çocuk yoğun bakım üniteleri için “Çocuk Yoğun Bakım Birimleri için Kılavuz” yayımlanmıştır. Ülkemizde çocuk yoğun bakıma, 2009 yılında yayınlanan Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği ile yan dal statüsü verilmiştir. Bu yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce yurtiçinde veya yurtdışında yeterli araştırma, uygulama ve inceleme yapmış bulunan 29 çocuk hekimine “çocuk yoğun bakım yan dal uzmanı belgesi” verilmiştir. Çocuk yoğun bakım alanında geç başlayan ancak hızla kat edilen gelişmelere karşın günümüzde ülkemizde çocuk yoğun bakım ünite, yatak, uzman ve hemşire sayları ideal düzeylerin çok altındadır. GÜNÜMÜZDE ÇOCUK YOĞUN BAKIM HİZMETLERİ lanmıştır. Bu çalıştayda ülkemizde çocuk yoğun bakım konusunda eğitimli hekim sayısının artırılması, çocuk yoğun bakım hizmetlerini yaygınlaştırılması, standardizasyon çalışmalarının yapılması hedefleri Çocuk yoğun bakım hizmetinin çocuk sağlığına önemli katkıda bulunduğu bilinmektedir. Etkin çocuk yoğun bakım hizmetinin çocuk ölümlerini %50 oranında azalttığı düşünülmektedir. Gelişmiş ülkelerde çocuk yoğun bakım yataklarının toplam yataklara oranı %10 civarındadır ve ideal çocuk yoğun bakım yatak sayısı için 27.000 – 50.000 çocuk nüfusuna bir yatak olarak verilmektedir. 2005 verilerine göre Türkiye’de 140.000 çocuk nüfusa, İstanbul’da 268.000 çocuk nüfusa bir çocuk yoğun bakım yatağı düşmekteydi. Sağlık Bakanlığı’nın çocuk yoğun bakım yataklarındaki ciddi eksikliği fark etmesiyle son yıllarda hızla çocuk yoğun bakım üniteleri açılmaya başlandı. Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Derneği tarafından yapılan çalışmaya göre 2014 yılında ülkemizde 63 hastanede 600 çocuk yoğun bakım yatağı bulunmaktadır; 38000 çocuk nüfusa bir çocuk yoğun bakım yatağı mevcuttur. Ancak bu ünitelerin yalnızca %38’inde çocuk yoğun bakım uzmanı vardır. Çocuk yoğun bakım uzmanı olmayan ve yan dal eğitimi vermeyen çocuk yoğun bakım ünitelerinde tedavi edilen kritik hasta çocuklarda yaşam beklentisinin hastalık ciddiyeti düşük olan grupta 12 kat, orta olan grupta 5 kat, yüksek olan grupta 2 kat fazla olduğu gösterilmiştir. Eğitimli insan gücü yetersizliği durumunda ise yoğun bakım hizmetleri, ünite tam donanımlı olsa dahi işe yaramayabilir. Çocuk yoğun bakım hizmetlerinin başarılı ve etkin şekilde yürütülebilmesi için 100.000 çocuğa hizmet verecek çocuk yoğun bakım uzman sayısının ideal düzeylerde olması gerekmektedir. Avrupa Yoğun Bakım Derneği üçüncü düzey hizmet veren Çocuk Acil Tıp İnsangücü Raporu. Istanbul: Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Derneği; 2008 2 Köroğlu TF. Türkiye’de Çocuk Yoğun Bakım Hekim İnsangücü Raporu. İzmir: Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Derneği, 2015 yoğun bakım ünitelerinde her 68 yatak için 5 yoğun bakım uzmanı istihdam edilmesini önermektedir. Günümüzde Avrupa ve Kuzey Amerika’da bazı ülkelerin çocuk yoğun bakım yatak ve uzman sayıları hakkında bilgiler mevcuttur. Birleşik Krallık’ta 13 milyon çocuk için 432 çocuk yoğun bakım yatağı ve 127 çocuk yoğun bakım uzmanı; İspanya’da 8 milyon çocuk için 240 çocuk yoğun bakım yatağı ve 255 çocuk yoğun bakım uzmanı; ABD’de 74 milyon çocuk için 1882 çocuk yoğun bakım uzmanı vardır. Türkiye’de 23 milyon çocuk için 600 çocuk yoğun bakım yatağı ve 29 çocuk yoğun bakım uzmanı mevcuttur. 100.000 çocuğa hizmet veren çocuk yoğun bakım uzman sayısı Türkiye’de 0.13, İspanya’da 3.18, ABD’de 2.6, Birleşik Krallık’ta 0.98’dir. 100.000 çocuğa düşen çocuk yoğun bakım uzman sayısı bakımından Türkiye ile İspanya arasında 24 kat, ABD arasında 20 kat, Birleşik Krallık arasında 7.5 kat fark vardır. Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye için planladığı 1138 çocuk yoğun bakım yatağında 7 gün, 24 saat kesintisiz hizmet verilebilmesi için yaklaşık 600 çocuk yoğun bakım uzmanına gereksinim vardır. Tüm bu veriler göz önünde bulundurulduğunda ülkemiz için çocuk yoğun bakım adına bundan sonra nitelikli eğitim kurumlarında insan gücü açığını kapatmaya yönelik yan dal eğitimlerinin hızlandırılması hedeflenmelidir. Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yakında hizmete başlayacak tam donanımlı, tek kişilik odalardan oluşan 16 yataklı çocuk yoğun bakım ünitesi ile Türkiye’de kritik hasta çocuklara hizmet vermeyi ve eğitimli insan gücüne katkı sağlamayı canı gönülden istemekteyiz. Kaynaklar 1 Köroğlu TF. Türkiye Çocuk Yoğun Bakım ve KURULUŞLARININ 75. YILINDA Köy Enstitüleri’nde Okumak... Ferhat Özen(*) (Koç University Incubation Center) O kumak, derin düşünmektir. Beyinde, kan dolaşımı gibi düşünce dolaşımı demektir. Binlerce yılın paslandırdığı kafalar, enstitülerde okudukları kitaplar üzerinden düşünmeyi öğreniyordu. Kuşaktan kuşağa, gelenek, töre, fıtrat diye aktarılan boş inançlar, kafalarda örümcek bağlıyordu. (Az çok doğru seçilmiş metinler) okuyan beyninse, yaratıcılık sistemi ve ön beyin korteksi çalışmaya başlıyor... Beyinde hücre yıkımınının sona ermesiyle, düşünme becerileri yanında, sol beyin lobundaki dil bölgesi gelişebiliyor. Enstitülerde öğrenciler, okudukları kitaplar üzerinden ülke ve dünya sorunlarına genişleyen tartışmalarda, beyin fırtınasıyla, düşünen, araştıran, sorgulayan bir beyne sahip oluyor. Yedi yüz, bin yıl (lâl olmuş), konuşmayı unutmuş dilleri de artık çözüldüğü için ‘Cumhurbaşkanı’na özel yemek çıkardınız? Hakkımı isterim’ diye okul yönetimine tepkisini gösterebiliyordu. Bu konuda emperyal güçlerin bilinç altında milat olabilecek bir olayı Bekir Semerci yazmıştı. Filistin’in İngiliz sömürgesi olduğu yıllarda, “İngiliz memurunun refakatinde topluluk giderken, yolda, bir taşa oturmuş genç bir çobana rast gelmişler. Çocuk, okuduğu kitaba o kadar dalmış ki, geçenlerin farkında bile olmamış. İngiliz demiş ki: Bu çoban çocuğu ne okuyabilir? Onu görmek isterdim. Arabadan inen görevli kitabı almış ve İngiliz’e uzatmış. Bir de, ne görsünler? Schopenhaur’un ‘İrade ve Temsil Bakımından Dünya’ adlı kitabını okumuyor mu? (Sömürge Valisi) İngiliz, şaşkına dönmüş ve “Buna benzer adamlarla sömürge siyaseti yapmak zordur” demekten kendini alamamış...” (1) Benzer bir olayın Savaştepe Köy Enstitüsü’nde keçi otlatan bir öğrenciyle İnönü arasında yaşandığını anımsayacak olursak, Köy Enstitüleri’nin kim tarafınfan neden kapattırıldığını da kolayca anlamış oluruz. (2) Çünkü Köy Enstitüleri önce kafalarda devrimdi, sonra ise Bilim ve Teknoloji Devrimi... İzin vermediler. (*) Eğitimci yazar, Okuma Araştırmacısı (1) Bekir Semerci,Türkiye’de İleri Atılımlar ve Köy Enstitüleri (2)Bu yazı, Ferhat Özen’in yeni çıkacak olan Doğu’da Batan Güneş / Yarım Bıraktırılan Aydınlanma adlı kitabından alınmıştır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle