02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Madencilik CBT 1443 /14 Kasım 2014 15 Alkışlanabilir ama imkânsız Sıkı denetim ve denetim sonuçlarına göre önlemler alınması yalnızca maden işletmeciliği için değil, demokratik sistem içinde akla gelebilecek tüm süreçler için bir olmazsaolmaz’dır. Tınaz Titiz [email protected] ‘7 0’li yılların başlarında Türkiye’de henüz siyahbeyaz televizyon yeni yaygınlaşıyor; çoğu yer kapsama alanı dışında. İnsanlar TRT’nin sınırlı süre yayınlarını izleyebilmek için türlü hokkabazlıklarla yüksek antenler kuruyor; ucundankıyısından karlı da olsa bir şeyler izlemeye çalışıyorlar. O tarihlerde Zonguldak’ta, deniz kenarına çok yakın bir evde oturuyoruz. Karşı kıyı görünmese de, Romanya, Bulgaristan, SSCB (o zamanki adıyla) karşımızda. TV yayınları bize kadar erişebiliyor. Sözlerinin çoğunu (bazı filmler İngilizce olsa da) anlamasak da resmine bakabiliyoruz. Günün birinde, Romanya TV’sinde bir söyleşiye denk geldik: WaltDisney’in bir uzmanı ile söyleşide şu soru soruluyor: “Filmlerinizdeki komik sahneler o kadar çok ki bunları nasıl ürettiğinizi merak ediyorum; komikliğin bir kuralı filan var mı?” Uzmanın cevabı sadece komik filmler için değil, birçok alanda yol gösterici nitelikte: “Eğer, alkışı hak edecek derecede müthiş, ama gerçekleşmesi imkânsız (plausible impossible) bir beceri tasarlayabilirseniz bu mutlaka komik olacaktır.” Bir örnekle de açıkladı: “Mesela, filmlerimizde azgın bir köpek tarafından kovalanan kediler görürsünüz. Kedi can havliyle öyle bir hızla koşar ki, kapalı bir kapıya çarpıp öteki yana geçer ve kedinin profili uyarınca kapıda bir delik açılır; gerçekte böyle bir şey ancak kedinin hızı bir merminin hızına yaklaşırsa olur ama o da imkânsızdır. İşte bu alkışlanabilir ama aynı zamanda imkânsızdır ve de komiktir (http://bit.ly/1qp3d7l)”. Sorun: Maden kazaları Soruna yol açtığı ileri sürülen başlıca birkaç neden ve çözümü: • Gelişmiş ülkelerdeki güvenlik donanımı yerine kullanılan ilkel yöntemler ana nedendir. O halde tüm ocaklar bu tür teçhizatla donatılmalıdır. • Sıkı denetim ve denetim sonuçlarına göre önlemler yetersizdir. Bu gereklilikler yerine getirilmelidir. • Türkiye’nin enerji ihtiyacı ile enerji üretimi dengesinde, bilgiyoğun, yüksek katmadeğerli ürünlerin payı düşük olduğu için, enerjiyoğun düşük katmadeğerli ürün ler üretilmekte ve ihraç edilmektedir. Bu dengenin, bilgiyoğun yüksek  katmadeğerliler lehine değiştirilmesi gerekmektedir. Bu durumda, işletilmesi verimli ve kârlı olmayan, ancak insan yaşamını riske ederek işletilebilen küçük ocaklar yerine daha uygun koşullu işletmelere yönelmek ve onları konsantre biçimde işletmek mümkün olabilir. Bu üç çözüm gerçekten de kuvvetli alkışı hak ediyor. durumda olmaması, * Cevher damarlarının, emekyoğun değil donanımyoğun üretime uygun karakteristiklerde olması, * Üretim yönetiminde rol alacak teknik elemanların yeterli eğitimi almış olmaları, * Üretim ve içdenetim elemanlarının ekmekparası uğruna “kendisinden istenilenleri körü körüne yapmak zorunda olmayacak” bir pazarlık gücüne + bir bilince + etik alışkanlıklara sahip olmaları gerekiyor. Birbirine VE ile bağlı bu 8 koşulun her birinin %90 gibi yüksek bir oranında gerçekleşebilmesi halinde dahi, bileşik imkân ancak %45 kadardır. Daha Türkçesi %50’den büyük bir olasılıkla kazasız bir üretim sadece bu birinci açıdan imkânsızdır. Sıkı denetim ve denetim sonuçlarına göre önlemler alınması yalnızca maden işletmeciliği için değil, demokratik sistem içinde akla gelebilecek tüm süreçler için bir olmazsaolmaz’dır. Ama bunun için de: • İç ve dış denetimleri yapacak kişi ve kurumların (en ünlü global ölçekli olanların dahi), kendilerinden istenileni değil, gerçekleri raporlayabilecek güçte olmaları, • Alınacak önlemler için (1a)da ileri sürülen koşulun gerçekleşebilmesi, • Alınacak önlemleri uygulayacak her kademedeki personelin (yönetim kurulu başkanlarından, ocaktaki çancı’lara kadar hepsinin) değer ölçülerinin virütik değerlerden (http://wp.me/ p2t6miVs) arınmış olması gerekiyor. • Bu durumda birbirine VE ile bağlı bu 3 koşulun her birinin yine %90 oranında gerçekleşmesi halinde, ancak %70 dolayında bir bileşik imkân dahilinde denetim mümkündür. Enerji ihtiyacı ya iç üretim ya da ithalat yoluyla karşılanacağına; ithalat yapabilmek için ihracat gerektiğine; düşükkatma değerli ihracat konusunda dünya yüzünde çok büyük rekabet olduğuna göre, Türkiye’deki madenlerin işletilmesi yönünde mevcut baskının azalması söz konusu değildir. Uzun sözün kısası, sıralanan “alkışı hak eden ama imkânsız” 3 önlemin sonuncusu da bu yüzden “imkânsız”dır. Bu soru’nun yanıtıbütün sorularda olduğu gibi tercihlerimize ve o tercihlerin gereklerini yerine getirmedeki iştahımıza bağlıdır. Eğer: Evet ölelim! Yukarda çizilen resmin sadece madencilik alanına özgü olduğu sanılıp, “iyi öyleyse bizde madencilik yapmayıp bilgisayar sanayiinde bir iş bakalım” gibi bir çözümün mümkün olduğu sanılmasın. Eğer öyle bir sanıya kapılmadan, bugün yaptıklarını yapmaya devam ederse: Ancak yığma inşaat yapabilmeye uygun bir “ortalama” nitelik dokusuna (http://bit. ly/1pl6AkR) sahip insanımız 30 katlı AVMrezidans inşaatlarından aşağı düşmeye, eğer düşmeden tamamlayabilirse bu defa da tutuşacak cephesi nedeniyle içinde ölmeye, oradan da yırtabilirse 20 kişilik minibüsüne tıkıştırılan 80 kişiyle birlikte devrilip ölmeye, eğer çok şanslı ve o kazadan da yaralı kurtulursa, tedavi için kaldırıldığı hastanede “bişi olmaz yav” zihinsel virüsü nedeniyle evinde ölmeye mahkumdur. İYİ DE ÖLELİM Mİ YANİ? Amacım komik filmlerin niçin ya da nasıl komik olduğunu tartışmak tabii ki değil; bu açıklamaya konu olan “alkışlanabilir imkânsız” kavramının, çeşitli sorunlara çözüm önermek niyetinde olanların kavram dağarcıkları için çok işe yarar bir alet olduğunu göstermek. İşte bir sorun ve çözüm örneği.. NE ALAKA? Her maden ocağının, gelişmiş ülkelerdeki güvenlik önlemleriyle donatılması ve bu durumda da üretilen cevherin rekabet edebilir maliyette olabilmesi için: * Maden sahibinin yeterli yatırım ve işletme sermayesine sahip olması * Maden rezervinin yeterli uzunlukta bir süre için gereken miktarda olması, * Madencilerin “eski” tabir ettikleri “önceden işlenip mostrası alınmış ve terkedilmiş; sonra tekrar girilip işletilmek istenen” PEKİ NİÇİN İMKÂNSIZ? Toplumumuzun, bireyleri ve kurumlarıyla ürettikleri mal ve hizmet ürünlerinin bileşimindeki yüksek katmadeğerli ürünlerin payının %5’ler düzeyinden (http://bit. ly/1AhJ5gX, sayfa 2 Tablo 1)  hiç olmazsa %20’lere çıkarılabilmesi hedeflendiğine göre (http://bit.ly/1x3C94Q), daha uzunca bir süre %95’ler düzeyinde emekyoğun iş kollarında çalışacağız demektir. Bu ise enerjiyoğun üretim demektir. Çoğu kimyasal maddeyi ithalatla sağlıyor, üretim fabrikalarını yabancılara yaptırıyoruz. Katma değeri yüksek ileri teknoloji ürünlerini ülkede üretemiyoruz ve bu nedenle diğer mühendislik dallarının da gelişimine öncülük yapamıyoruz. Bunun suçu belki de kimyacılardan daha çok ülkeyi yöneten siyasetçilere ait. Yatırım değeri yüksek diğer dalları hızlandıracak YÜKSEK KATMA DEĞER YOKSA Kuşkusuz bu, doğru ve insancıl olan tercihtir. Bunun için yapılması gereken ise “sorgulamak” (http://wp.me/P2t6mi1A9) ve “gereklerini yapmak”tan ibarettir. Örnek alınan bir sorun yoluyla anlatılmak istenen, çok parlak (alkışı hak eden), ama olabilirlikleri dikkate alınmayan çözümleri dile getirenlerin daha dikkatle dinlenilmesine,  aksi halde bu çözümlerin(!) o sorunların sonunda doğabilecek tehlikelere süratle yaklaştırdığına dikkat çekmektir. “Yurdumuz parçalanmaktadır, tüm toplum silkinip aklını başına almalıdır”, “çevre sorunları giderek Türkiye’yi çölleştirmektedir, herkes bunun bilincinde olmalıdır”, “su sıkıntısı nedeniyle herkes suyu tasarruflu kullanmalıdır”, “trafik yaşamdır, hız sınırlarına uyulmalıdır” ve daha onlarca önemli konudaki çözüm önerilerine lütfen bir de bu açıdan bakınız. Alkışlanabilir imkânsız’ların sayısı komik olsa da acıdır. Kolay gelsin. kimya alanına yeterli yatırım yapamadık. Kendi insanımızdan yararlanamadık. Çok da insafsız olmayayım, sular ve yiyeceklerde mesela iyot, flor tayini sonucu diş minelerimiz düzeldi, ülkede guatr ve sulardan zehirlenmeler azaldı. Kanser riskleri azaltıldı. Daha yararlı olabilirdik. Yayın sonuçlarından teknoloji üretimizi artırmada da yararlanmalıyız. NE MÜNASEBET, ÖLMEYELİM! bancılar artarken tedavi amaçlı yurtdışına giden vatandaşımız azaldı. Ancak benim de mensubu olduğum kimya alanında somut kazancımızı sorarsanız, bu kadar yüksek olduğunu söyleyemeyeceğim. En başarılı görünenler polimer kimyacıları olup hiçbir polimer ürünü ve üretimini kendi çabamızla gerçekleştiremiyoruz. İkinci alan çevresel örneklerle gıda ve sularda eser ağır elementleri tayin ederek bunların uzaklaştırılmasıyla ilgili araştırma yapan analitik kimyacılar ve kimya mühendislerinin çabası da ülkemize büyük kazanç sağlayamamıştır. Halen içme ve sanayi sularımızın arıtma tesislerini yabancıların raporlarına göre yabancılara yaptırıyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle