Katalog

Açıklama: Çarpıcı değişmelerin gerçekleştiği orman bölge müdürlükleri taranmıştır. kara. CBT 1353/ 9 22 Şubat 2013 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 57. maddesi ile en son 2012 yılında yeniden düzenlenen Ağaçlandırma Yönetmeliği uyarınca özel ve tüzel kişilerin “bozuk devlet Kaynak: OGM, 2008; sayfa 39. ormanı” sayılan arazilerde bile en az 0.5 hektarda kestane, badem, ceviz, fıstıkçamı bahçeleri oluşturabilmelerine; ağaçlandırma yapabilmelerine, kekik adaçayı vb Göstergeleri 2008 Yılı Raporu’nda “Biyolojik Çeşitlilik” adlı tıbbi ve aromatik bitki yetiştirebilmelerine izin verilebili“Kriter 2” kapsamında yer verilen “Ormanların Parçalılık yor. Durumu” bulgularına göre ülkemizde “orman” sayılan 2012 yılı sonuna değin 110 bin hektarı aşan bu uygualanların ve bu kapsamda da ekosistemlerinin parçalılık dulamalar, “bozuk” da sayılsa orman ekosistemlerinin parçalılık rumu giderek artıyor. Bu gerçek Çizelge 1’de sergilenmişdurumunu artırıyor. Ek olarak, 4122 sayılı Milli Ağaçlantir: dırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu uyarınca Çizelge 2’de ise, 1970 ve 2000’li yıllarda sonuçlandıyapılan çalışmalar da bu süreci yaygınlaştırıyor. rılan belirlemelere göre toplam “orman” sayılan alanların Parçalılık durumu orman ekosistemlerin en az ağaç ve genişliği ile ortalama parça sayısı ve genişliğindeki değişağaççık türü bileşimi, yaş, sıklık ve kapalılık vb. öğeleri Çizelge 2: Toplam “Orman” Sayılan Alanlar ile Parça Genişliği ve denli önemli bir yapısal özelSayısındaki Değişmeler liktir. Ne ki, ülkemizde, orman Parça Sayısı Parça Genişliği “Orman” Sayılan Alan ekosistemlerinin parçalanma Adet Orman Hektar Orman Hektar Orman Bölge süreci sürüyor; üstelik bu süMüd. Müd. Müd. rece yeni boyutlar kazandıra1 705,0 Trabzon 114,8 Erzurum 80 715,0 Erzurum cak uygulamalar da giderek 1 399,0 Amasya 73,0 Konya 62 711,4 Elazığ yaygınlaştırılıyor. Orman eko1 005,0 Adapazarı 65,4 Eskişehir 58 262,4 Zonguldak sistemlerine zarar veren bu 697,0 Balıkesir 26,1 Denizli 57 668,5 Denizli süreçler karşısında yurttaşları546,0 İstanbul 20,7 İçel 51 787,6 K.Maraş mızın duyarlılık ve eylemli463,0 İzmir 18,4 Muğla 45 713,5 Çanakkale liklerinin gerekli bilgilerle des427,0 Çanakkale 18,0 Isparta 445 94,0 Adana teklenmesi gerekiyor. Doğal 391,0 Adana 15,0 Sinop 43 500,4 İçel olarak, başta orman fakültele342,0 K.Maraş 10,5 Bursa 33 156,8 Kastamonu ri, ormancılık araştırma kuru278,0 Bolu 10,0 Elazığ 25 750,0 Balıkesir luşları ile meslek örgütleri ol257,0 Zonguldak 5,4 Zonguldak 21 791,6 Bolu mak üzere ilgili kişi ve kuru182,0 Ankara 1,2 Adana 20 384,5 Eskişehir luşlara bu doğrultuda da önem114,0 Kastamonu 2,0 Kastamonu 17 093,1 Muğla li görev düşüyor. 92,0 Giresun 0,4 Giresun 9 219,9 Bursa YARARLANILAN 60,0 Artvin 4,6 Bolu 7 591,0 Isparta KAYNAKLAR 26,0 İçel 6,2 Balıkesir 5 788,5 İzmir OGM (1980); Türkiye Or7 ,0 Antalya 7,7 Amasya 3 187,5 Sinop man Envanteri, Orman Genel 1 6 ,9 Adapazarı 6,0 Denizli 1 425,5 Giresun Müdürlüğü Amenajman ve Sil1,0 Eskişehir 37,4 Çanakkale 709,0 Konya vikültür Dairesi Başkanlığı En 4 9 ,3 Artvin 0,0 Elazığ 311,2 Amasya vanter Fen Heyeti Müdürlüğü, Ankara. 1 915,0 Artvin 3,0 Isparta 72,5 K.Maraş OGM (2006); Orman Varlı3 979,7 Trabzon 81,0 Bursa 78,8 İzmir ğ ı m ı z, Orman Genel Müdürlüğü 8 3 ,0 Antalya 13 276,6 Adapazarı 130,0 Muğla Orman İdaresi ve Planlama Dai 1 3 7 ,2 İstanbul 17 942,5 Ankara 262,0 Konya resi Başkanlığı, Ankara, 2006. 2 0 6 ,9 Ankara 31 434,1 Antalya 569,0 Erzurum OGM (2008); OGM Sürdü 4 2 5 ,5 Trabzon 37 189,1 İstanbul 598,0 Sinop rülebilir Orman Yönetimi Kriter 6 355,0 TÜRKİYE 9 ,2 TÜRKİYE 485 624,4 TÜRKİYE ve Göstergeleri 2008 Yılı Raporu, Kaynak: OGM 1980, OGM 2006, OGM 2008 Orman Genel Müdürlüğü, An Çizelge 1: Parçalılık Durumundaki Değişmeler Parçalılık Durumu 1970’li 2000’li Değişme Yıllar Yıllar (%) Orman parçalarının sayısı 94 882 100 628 6,1 10 ha küçük parçaların sayısı 52 099 55 484 6,5 1099 ha parçaların sayısı 34 699 33 829 2,5 100 ha büyük parça sayısı 10 376 11 163 7,6 Parçalar arası ort. uzaklık (m) 1 392 1 414 1,6 meler bölgesel olarak sergilenmiştir: Açıklama: Çarpıcı değişmelerin gerçekleştiği orman bölge müdürlükleri taranmıştır. Çizelge 2, parçalılık durumunun yanı sıra başka değişmeleri de sergiliyor. Sözgelimi: toplam “orman” sayılan alan genişliği azalan, sırasıyla İstanbul, Antalya, Ankara, Adapazarı, Trabzon ve Artvin Orman Bölge Müdürlüklerinde hem parçalılık sayısı artıyor hem de ortalama parça genişliği küçülüyor. Bu bağlamda, aynı orman bölge müdürlüklerinde “2B arazilerinin” genişliklerinin de göreceli olarak en fazla olan illerin bulunduğu gözden kaçırılmamalıdır. PARÇALANMA HIZLANACAK Nurer Uğurlu Örgün Yayınevi, 495 sayfa İlk Türklerin, bir başka deyişle eski Türklerin kimler oldukları, nerede ya da nerelerde yaşadıkları, neler yaptıkları, henüz bütün yönleriyle bilimsel olarak araştırılmış ve incelenmiş değildir. Türklerle ilgili Avrupa ve Yakındoğu siyasal olayları ve toplumsal gelişmeleri, 19. yüzyılın sonlarına doğru yüzeysel olarak incelenmiş, fakat Çin ve Hint yazılı kaynaklarıyla, çok geniş Avrasya bozkırları, 20. yüzyılın başlarına kadar araştırmacısını beklemiştir. 21. yüzyılda bile Asya’nın bazı bölgelerinde küçük Türk topluluklarına rastlanmaktadır. Orta Asya bozkırlarında iki önemli halkın (Hunların ve Eski Türklerin) ve adlarını duyuramamış diğer küçük Türk boylarının birbirleriyle kaynaşıp yok oldukları bir dönemde (M.Ö. 3. yüzyılda), kahramanlıkları Oğuz Kağan Destanı’nına da konu olan Mete’nin (Destandaki Oğuz, Mete’dir) tarih sahnesine çıkışı özellikle incelenmelidir. Çünkü destana göre Hunların, milattan önceki çağlarda Türkçe konuşan diğer boylar arasında seçkin bir yeri vardı. Türklerin tarihi, Pasifik’ten Akdeniz’e, Pekin’den Viyana’ya, Horasan’dan Cezayir’e kadar uzanan topraklarda yaşanan 4000 yılı aşkın tarih demektir. Adriyatik’ten Çin Denizi’ne İLK TÜRKLER Evrimsel Tıp Sempozyumu Tıbbın temel amacı sağlığı ve hastalıkları olabildiğince iyi tanımlamak, bu temel anlayış üzerinde sağlığın sürdürülmesi ve hastalıkların tedavisini sağlamaktır. Bu temel amaca hizmet etmek üzere, canlı organizmanın yapı ve fonksiyonlarının en iyi şekilde anlaşılması tıbbın bütün alanları için son derecede önemlidir; tıp eğitiminin ilk yılları da bu temel amaca yönelik olarak düzenlenmiştir. Bunun üzerine hastalık nedenleriyle ve buna paralel olarak tedavi yaklaşımlarıyla ilgili bilgiler inşa edilir. Klasik tıp eğitiminde bu bilgiler hemen her zaman bir nedensonuç ilişkisi çerçevesinde düzenlenmiştir. Yani, bu bilgiler genel olarak sağlık ve hastalıkla ilgili “nasıl” sorularının yanıtlarını oluştururlar. Evrimsel tıp yaklaşımı ise hastalık nedenlerinin organizmanın şimdiki ve evrimsel çevresi ile bütünlük içinde anlaşılması ilkesini benimser. Yani, sağlık ve hastalıkla ilgili olarak “neden” sorularına yanıt arar. Bu anlayış hasta ve hastalığa farklı ve doğaya daha saygılı bir yaklaşımı beraberinde getirir. Bu anlamda, farklı tanı ve tedavi yöntemleri öneren yeni bir tıp ekolü olmaktan çok, tıp alanındaki devasa bilgi birikiminin yorumlanmasına ve anlaşılmasına farklı bir yaklaşım getirdiği düşünülebilir. Evrimsel biyoloji gelişmiş ülkelerin önde gelen tıp fakültelerinde temel tıp disiplinleri arasında yerini aldı. Sağlam bir evrimsel biyoloji “kültürü“ tıp alanında çalışan bilim insanları ve hekimlerin mesleki yaklaşımlarını yakından etkiler. Bu temel tıp disiplini, ülkemizde, tıp fakültelerinin küçük bir bölümünde çok az sayıdaki dersle temsil edilir. 15 Temmuz 2013, Koç Üniversitesi Rumelifeneri Kampusu’nda yapılacak sempozyum ülkemizde Evrimsel Tıp yaklaşımı konusunda farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Bu nedenle, evrimsel biyoloji ve/veya evrimsel tıp alanında derinlemesine bilimsel tartışmalardan çok, özelllikle tıp eğitiminin farklı kademelerinde evrimsel tıp kavramlarına nasıl yer verilebileceğine yönelik stratejik çalışmalar hedeflenmekte. Tıbbın bütün alanlarından bilim insanlarının katkıda bulunabileceği ve yararlanabileceği bir tartışma ortamının oluşturulması isteniyor. Türkiye’deki tıp eğitimine yeni bir soluk getirmesini umduğumuz bu sempozyuma ilgi duyan öğretim üyesi, öğrenci, hekim, herkesi sempozyuma katılmaya davet ediyoruz. Ayrıntılı bilgi: www.evrimseltip.org/