24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

sal Kar ve Buzul Veri Merkezi dünya üzerindeki 130.000 buzulun envanterini çıkarttı. Bunların bazıları büyürken, çoğu küçülüyor. Dünyada büyüyen her bir buzula 10 küçülen buzul düşüyor. Kutuplardaki buzul levhaları parçalanıp denize gömülüyor. Temmuz ayında Antarktika’da Pine Adası buzulundaki 30 km uzunluğundaki bir yarık New York kenti büyüklüğünde bir buzul dağı yarattı. Bazı bilim insanları Homo sapiens olmasaydı, Yeryüzü’nün başka bir insansı türün gelişimine tanık olacağını ve sonucun bugünden daha farklı olmayacağını ileri sürüyor. Şimdi Homo sapiens’in 125.000 yıl önce Afrika’da ölümcül bir virüs veya doğal bir felakete bağlı olarak ortadan kalktığını var sayalım. Modern insanın olmadığı bir dünyanın geleceği nasıl olurdu? Bu sorunun yanıtı bazılarına göre çok basit: 125.000 yıl önce nasılsa yine öyle olur. İngiltere’de Leicester Üniversitesi’nden jeolog Jan Zalasiewicz bu konuda şu öngörüde bulunuyor: “Sürekli bir biyosfer olurdu. Başka bir deyişle ormanlar, savanlar dünyanın dört bir yanını sarmış olurdu. Yollar, tarlalar, kentler olmazdı. Karalarda bol miktarda hayvan, denizlerde balina ve balık bulunurdu. Virginia Üniversitesi’nden iklim bilimcisi Bill Ruddiman bunun çok uzun sürmeyeceğini düşünüyor: “Eğer insanlar 125.000 yıl önce ortadan kaybolsaydı, yeni bir buzul çağına girerdik. Buzullar büyür ve her yanı kaplardı.” Ruddiman’ın bu görüşü zamanında sert eleştirilere hedef olmakla birlikte, pek çok iklim bilimcisi zaman geçtikçe kendisine hak veriyor. Ancak antropologların bazıları Homo sapiens’in boşluğunu diğer insan türlerinin doldurabileceği görüşünde. Neanderthal , Homo erectus veya bugün hala keşfedemediğimiz bazı türler, sayıca çoğalarak bizim yerimize dünyayı şekillendiriyor olabilirlerdi. Colorado’daki Denver Doğa ve Bilim Müzesi’nden astrobiyolog David Grinspoon, daralan evrim (convergent evolution)* fikri ile Homo sapiens’in yarattığı boşluğun başkaları tarafından doldurulacağına inanıyor: “Başka türlerin üzerinde de seçici bir baskı olacağı için bizim geçtiğimiz yollardan geçerek gelişebilirlerdi. Büyük beyin, konuşarak iletişim kurma, sembolik düşünme yeteneği ve tarımı geliştirme becerisi ile donanmış başka bir tür, bizim yaptıklarımızın aynısını yapabilirdi. Böylece Homo sapiens olmasaydı yeryüzü yine bugünküne benzer bir görüntüye bürünürdü. Aynısı olmasa bile daha uzun zamanda bu hale gelebilirdi.” Özet olarak insan olmasaydı hiçbir şey değişmeyebilirdi. Belki de Yeryüzü er veya geç kaçınılmaz olarak bugünkü haline gelecekti. * Daralan evrim: iki ve daha fazla canlı grubunun benzer ortama uyum sağlayarak benzer yapılar kazanması II. SENARYO: İNSAN OLMASAYDI YERYÜZÜ’NÜN GELECEĞİ NASIL OLURDU? National Geographic dergisi Yeryüzü’ndeki milyonlarca kilometre küp buz eridiğinde nasıl bir felaketle karşılaşabileceğimizi gösteren etkileşimli bir dizi harita yayımladı. Haritalara baktığımızda 5.000 yıl sonra bazı ülkelerin yeryüzünden silineceğini ve pek çok kentin sular altında kalacağını görüyoruz. Ortalama sıcaklığın bugünkü 14.4 °C dereceden 26.6 °C dereceye çıkması durumunda deniz seviyesinin 65.8 metre yükselmesiyle birlikte tüm şehirler sular altında kalacak ve bildiğimiz dünya haritası yepyeni bir şekil alacak. Bilim insanları Yeryüzü’ndeki tüm buzların ancak 5.000 yıl sonra eriyebileceğini söylemekle birlikte, atmosfere bugünkü hızında karbon salımı devam ettiği sürece bunun çok daha erken meydana gelebileceğini öngörüyor. New York, San Francisco, New Orleans ve Londra sular altında kalacak şehirlerden yalnızca birkaçı. Tüm Florida eyalet olarak sulara gömülecek. Buna bağlı olarak kıtaların bir başından diğerine popülasyon göçlerinin yaşanması kaçınılmaz olacak. Sonuçta hastalıklar, yoksulluk ve şiddet gibi bugün de var olan sorunlar iyice kontrolden çıkacak. Zaten sınırlı olan kaynaklar giderek tükeneceği için ülkeler arasında kaynak paylaşımı nedeniyle çatışmalar çıkacak. Derginin yaptığı çalışmaya göre ABD’nin dışında İngiltere’nin doğu kıyılarının tamamını içine alacak şekilde Kuzey Avrupa toprakları sular altında kalacak, Danimarka, Hollanda ve Belçika’nın tümü haritadan silinecek. Kuzey Çin’in büyük bir kısmı, Endonezya ve Filipinler gibi ada ülkeleri yok olacak. En büyük kaybı Bangladeş yaşayacak; Atlantis adlı efsanevi kıta gibi denize gömülecek. III. SENARYO: İNSANIN OLDUĞU BİR DÜNYA’YI NASIL BİR GELECEK BEKLİYOR? İlk Omurilik Atlası’nda bir Türk bilimci imzası Ege Üniv. Tıp Fakültesi profesörlerinden Dr. Gülgün Şengül, içinde bulunduğu grup çalışmasıyla dünyanın ilk omurilik atlasını çıkaran Türk bilim insanı oldu. Dr. Hande Özdinler Omurilik, beyin ile diğer vücut organları arasındaki iletişimi sağlar, aynı zamanda hareketin oluşmasında temel organdır. Omurilik zedelenmeleri hastalarda felce neden olur ve hareketi engelleyen bir çok motor nöron hastalığında omurilikteki motor nöronlar ölür. Spinal müsküler atrofi, amyotrofik lateral skleroz, bu hastalıkların başında gelir. Dolayısıyla hem hastalık hem de kaza yoluyla gelişen hareketsizlik sorununu anlamak için omuriliği çok iyi bilmek gerekmektedir. Oysa ki dünyada omurilik üzerine binlerce çalışma yapılmasına rağmen referans olarak kullanılacak bir omurilik atlası mevcut değildi. Bu da deneysel çalışmalarda tutarsızlık yaratıyor ve buluşların bir an önce kliniğe taşınmasını zorlaştırıyordu. ve büyük bir törenle sinirbilimcilere 2013 Sinirbilimleri konferansı sırasında sunuldu. İlk baskısı hızla tükenen atlas, omurilik konusunda çalışanların el kitabı olacak ve bundan sonraki çalışmalara hem güçlü bir zemin hazırlayacak, hem de ışık tutacak. Oluşan bilginin herkese eşit yayılması gerektiğine inanan Dr. Şengül, ayrıca bugün milyonlarca biliminsanının dünyanın her yerinden internet ortamı ile ücretsiz bağlanıp bilgi aldığı DARALAN EVRİM Kaynak: New Scientist, 16 Kasım 2013 National Geographic, 8 Kasım 2013 http://www.sciencedaily.com/articles/c/convergentevolution.htm CBT 1394 15 /6 Aralık 2013 Marmara Bölgesi’nde Tekirdağ, İstanbul ve Bursa’nın büyük bir kısmı sular altında kalacak. İzmit de sular tarafından yutulurken, Karadeniz sahil şeridi boyunca Sinop, Samsun, Trabzon illeri içeri doğru daralacak. Ege Bölgesi’nde İzmir’i yutan sular, Yunan Adaları’nı denize gömecek. Akdeniz Bölgesi’nde ise Adana’daki Çukurova deltası tamamen haritadan silinecek. Kıbrıs’ın da % 20’lik bir kısmının sular altında kalacağı tahmin ediliyor. National Geographic dergisi, bunca uyarıya karşın önlem almakta “ayak sürüyen” Homo spiens’in kendi sonunu hazırlayan felaketlere davetiye çıkarttığını söylüyor. Miami Üniversitesi Jeoloji Bilimleri’nden Hal Wanless, Homo sapiens’e bu tutumundan dolayı yeni bir Latince isim verilmesi gerektiğini söylüyor. Önerdiği isim : Fervents tardius amentes Rana. (Tercümesi: Yavaş yavaş haşlanan beyinsiz kurbağa). Derleyen: Reyhan Oksay TÜRKİYE’DE HANGİ ŞEHİRLER ETKİLENECEK? Bilgi sahibi olmanın çok fazla ödüllendirilmediği ülkemizde bilgi Gülgün Şengül kimdir? siyle uluslararası platfoma seçilmis Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1994 yılında Anatomi Dr. Şengül’ün yoğun calışmaları so Anabilim Dalı’nda uzmanlığını tamamladı. Verdigi Uluslararasi nunda dünya aradığı atlasa kavuştu. seminerler ve kongreler sirasinda bilgisinin farkina varilip uluslararasi “Beyin ve omurilik arastirma ve haritalandirma” Dr. Şengül’ün grubunda daha önce platforma kabul edildi. Halen İsveç Karolinska Enstitüsü beyin atlasları çıkarmış Profesör ve Neuroscience Research Australia ve Allen Institute for George Paxinos ve Charles Watson Brain Science ile ortak projeler ve çalışmalar yürütüyor. da bulunuyor. Dr. Şengül çalışmalarını Amerika ve Avustralya’da tamamlayarak hem deney hayvanlarının hem de insan omuriliğinin atla Allen Institute for Brain Science’ın sını çıkaran ilk kişi oldu. Kendisinin omurilik sayfasindaki gen ekspresyon anatomi ve nöroanatomi bilgisi saye bilgilerini de haritalandıran Türk bilim sinde gerçekleştirilen bu çalışma dün insanıdır. Bugün dünyada omurilik yaca ünlü Elsevier Yayınevi tarafindan konusunda yapılan çalışmaların temeOmuriliğin AtlasıAtlas of the Spinal linde Dr. Şengül’ün sistemli ve hatasız Cord adı altında kitap olarak çıkarttı gerçekleştirdiği haritalandırma yatıyor. DÜNYANIN BEKLEDİĞİ ATLAS TÜZDER’in (Tüm Üstün Zekâlılar Derneği) İSTKA (İstanbul Kalkınma Ajansı) desteği ile yürüttüğü “Üstünlerin Desteklenmesi Projesi’’ çalışmalarında sona yaklaşıldı. 19 ilçeyi kapsayan projede, 13 merkezde, toplam 670 üstün zekalı çocuk atölye eğitimlerinde son haftaya geldi Üstün zekâlı çocuklar proje dahilinde oluşturulan 13 merkezde, Akıl ve Zekâ Oyunları Sıra Dışı Düşünme Becerileri Eğlenceli Bilim Mekanik ve Robot Yazarlık ve Sosyal Medya Astronomi ve Uzay Bilimleri – Liderlik başlıkları ile açılan ve üst düzey düşünsel becerilere hitap eden çalışmalara katılarak klasik eğitim anlayışının ötesinde, teknik malzemelerin de kullanıldığı ortamlarda eğitim görme fırsatı yakaladılar. Üstün zekâlı çocuklar katıldıkları bu çalışmalarda, önce yeteneklerinin farkına varmaları, daha sonra da bu yeteneklerini doğru işlerde kullanmalarının ne kadar önemli olduklarını anlamaları için, konunun uzmanları ile etkin bir çalışma içerisine girdiler.  Projenin devam eden faaliyetlerinden haberdar olmak isteyen ebeveynler ve ilgililer için proje resmi sayfası: www.ustunlerindesteklenmesi.com ve dernek resmi sayfası olan www.tuzder.org Üstünlerin Desteklenmesi Projesi BİLİM İNSANI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle