24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Obeziteyle başa çıkmak! “Bundan birkaç yıl önce beslenme uzmanları bakkaldan bir dolarla neler satın alınabileceği konusunda çalışma yaptılar. Bir dolara 1200 kalorilik patates cipsi ve bisküvi ya da 250 kalorilik havuç satın alabildiler.” 1 Tek başına bu örnek bile sağlıksız besinlerin sağlıklı olanlara göre daha ucuz olduğunu belgelemektedir. Kolaylıkla anlaşılabileceği gibi obezite bir bilinçsizliğin sonucu olmanın yanı sıra sosyoekonomik bir sorun olarak da göstermektedir kendisini. Bilinciniz olsa bile yeterince paranız yoksa obeziteden kaçınmanız kolay olmayabilir. Ceyhun Balcı, ceyhun1961@gmail.com S CBT 1321/ 15 13 Temmuz 2012 on yıllarda Sağlık Bakanlığı’nın tema belirleyerek kimi kampanyalar yürütmekte olduğunu gözlemlemekteyiz. Tütün kullanımına yönelik olarak başlatılan savaşın alkole karşı sürdürülmesi pek çoğumuz için şaşırtıcı olmayacaktır. Bugünlerde Sağlık Bakanlığı’nın bir başka cephede daha savaşa hazırlanmakta olduğunu ve hatta bu savaşı söylem düzeyinde başlattığını görüyoruz: Obezite! Obeziteye karşı savaşın son derece karmaşık ve çok yönlü bir yaklaşım gerektirdiğinin altı çizilmelidir. Bir hekim olarak iğneyi kendimize batırmakla başlamanın yararlı olacağı düşüncesindeyim. Biz hekimler hastalarımıza her türden beslenme ve diyet önerilerinde bulunuruz. Kuşkusuz bu işimizin önemli bir parçasıdır. Bu önemine karşılık biz hekimlerin gıda ve sağlık konusunda pek de özenli ve yeterince bilgili olmadığını yadsıyamayız. Bakkal ya da marketteki sütün süt, etin et, peynirin peynir olup olmadığına yeterince kafa yormadığımızı söylemek isterim. Bugün herhangi bir satıcının raflarını süsleyen albenili gıdaların pek çoğunun sağlıksız ve hatta bazılarının zehire eşdeğer zararlılıkta olduğunu her nedense görme çabası içinde olmadığımız da gerçektir. Durum bu denli olumsuzken obeziteye karşı etkili ve sürdürülebilir bir savaşıma girişilebilir mi? Obezite ile savaşmanın öncelikle etkeni ortadan kaldırmakla başlatılabileceğini görmezden geldiğimiz sürece başarılı olamayacağımız açıktır. Geçtiğimiz yıllarda okul kantinlerindeki sağlıksız gıdalara karşı açılan savaş başlangıçta umut vericiydi. Oysa, gelinen noktada hamburger ve kolalı içeceklerin günah keçisi olarak yasaklandığı ama geriye kalan zararlıların varlıklarını sürdürdüklerini üzülerek görmüş olduk. Mısır şurubu eklenmiş meyve suları, koruyucu, boya ve başka katkılar içeren dondurma, şekerleme, bisküvi, gofret ve çikolatalar çok mu masumdur? Obezitenin beslenme ile olan yakın ilişkisini görmek kaçınılmaz bir zorunluluk olduğuna göre bu sağlıksız gıdaların üretilmesinde önemli etken olan tarım ve hayvancılık da sorgulanmalı değil midir? Okul sütü projesinde yaşanan olumsuzluklar bugünlerde unutulmaya yüz tutmuş durumdadır. Oysa, öğrencilere süt diye dağıtılan süte benzer sıvının gerçek anlamda süt olup olmadığı sorusu kaçımızın aklına gelmiştir? Pek çoğumuzun öğrencilik yıllarında belleklerine çakılan bir gerçek vardı : “Türkiye gıda üretimi bakımından kendi kendine yeten sayılı ülkeler arasındadır!” Elmanın Şili’den, armudun Brezilya’dan, tereyağının Hollanda’dan, etin Avustralya ve Arjantin’den ithal edildiği günümüzde “kendi kendimize yetmek” metaforunun çoktan anılarımız arasındaki yerini almış olduğunu söylemek durumundayız. Obezite ile savaşta bir başka önemli nokta toplumun sosyoekonomik durumunun irdelenmesi, gelir dağılımı eşitsizliklerinin giderilmesi ve sosyal devlet anlayışının yaşama geçirilmesi gereğidir. Günde birkaç dolarla yaşamını sürdürmek durumunda olanların büyük kalabalıklar oluşturduğu günümüz dünya sında yer alan Türkiye’deki gelir dağılımı eşitsizlikleri istatistiklerin de doğruladığı bir acı gerçek olduğuna göre... Aile bütçesinin bu denli önem kazandığı güncel koşullarda gıdaya ayrılan payın da sınırlı olmasına şaşırmamak gerekir. “Ucuz gıda = Sağlıksız gıda” özdeşliğine değinmekte yarar vardır. Yapılan çalışmalar obezite oranının ABD’nin Mississip Obeziteden kaçınmanın önde gelen gereği toplumun bu konuyla ilgili olarak bilinçlendirilmesidir. Ancak, bunun yanı sıra toplumun sosyoekonomik durumunun da göz önünde tutulması önemli bir başka gerekliliktir. Bu bağlamda göz önünde bulundurulması kaçınılmaz olan bir başka olgu tarım ve hayvancılık politikalarıdır. Başka deyişle üretilen gıdanın adına uygun bir niteliğe kavuşturulmasıdır. Hatalı beslenme insanda olduğu gibi hayvanda da sorunlara yol açmaktadır. Örneğin, otlakta değil de mısırla beslenen hayvanın etinde ve sütünde insanlarda hastalık potansiyeli yaratan Omega 6/Omega 3 oranı değişiklikleri ortaya çıkmakta ve bu yolla insan sağlıksız beslenmiş olmaktadır. 1 Sağlık Bakanlığı’nın obeziteye karşı eylem planı olumlu bir gelişmedir. Ancak, sorunun çok boyutluluğu göz önüne alındığında bu eylem planının hiç de kolaylıkla yaşama geçirilemeyeceği söylenebilir. Obeziteye karşı savaşımın göstermelik olması istenmiyorsa bu çok boyutluluk göz ardı edilmemelidir. Böylesine önemli bir kampanya başlatılmadan önce şu soruların yanıtları açıklıkla verilmelidir. • Obezite konusunda toplumsal bilinç yeterli düzeyde midir? • Toplumsal bilinç yeterli düzeydeyse toplumsal gelir dağılımı bu bilincin gereğini yerine getirmeye yetecek midir? • Başta hekimler olmak üzere diğer sağlık çalışanları bu sorunun farkında mıdır? Farkındaysa topluma yön verecek bilgi donanımına sahip midir? Bu önemli sorunun çözümünde başarı kazanmak için besin kaynaklarımız; başka deyişle tarım ve hayvancılık politikalarımız sağlıklı besin üretimine odaklı mıdır? Obezite karmaşık yapısıyla çoklu disiplin işbirliği gerektirmektedir. Bu doğrultuda eşgüdüm ve eş davranış modelleri oluşturulmuş mudur? Kaynaklar: Scientific American, May, 2012, Ölüm Tohumları, F. William Engdahl, Bilim+Gönül Yayınları, Nisan 2009. Kötü Beslenme, William Reymond, Pupa Yayınları, Nisan 2012. pi eyaletinde % 29.5 ile dorukta olduğunu ortaya koymaktadır. ABD’nin yoksul 9 Güney eyaletinin de obezite oranlarında üst sıralarda yer alıyor oluşu da obezite ile yoksulluk arasındaki yakın ilişkiyi doğrular niteliktedir.3 Obezite gibi önemli bir toplum sağlığı sorununun gündeme getirilmesi kamu yararınadır! Ancak, bu yararlı durumun gerçek anlamda olumlu sonuçlara yol açması çok yönlü ve akılcı bir yaklaşımla olanaklıdır. “Uzmanlara göre obezite ve diyabete karşı pahalı bir savaşa girişirken tüketiciler şişmanlatan besinlere yöneliyor. Çiftçilik olgusuna bir kez daha değinilmesinin zamanıdır.”1 Ülkelere egemen olmanın yolu petrolden, uluslara egemen olmanın yolu gıdadan geçer.2 DÜNYA GÖSTERGELERİ Dünyanın ekonomik çekim merkezinin evrimi Dünyanın ekonomik çekim merkezinin doğuya kaydığı artık herkesin malumu. Ancak bu yer değişiminin bu kadar büyük bir hızla meydana gelmesi gerçekten şaşırtıcı. McKinsey Küresel Enstitüsü’nün kentleşmenin ekonomik etkisi konusundaki yeni bir çalışması*, ekonomik çekim merkezlerinin MS 1’den bugüne dek nasıl yer değiştirdiğini ve 2025 yılına kadar nasıl bir yol izleyeceğini gösteriyor. Görüldüğü üzere ekonomik merkezler, büyük bir hızla doğuya kayıyor. Enstitünün hesaplarına göre bu kayma yılda 140 km hıza ulaşıyor ki, bu da son yıllarda tarihte hiç olmadığı kadar büyük bir hıza ulaşmış durumda. Bunun en önemli nedenlerinden biri kalkınmakta olan ülkelerdeki hızlı kentleşme. Bu özellikle Çin’de daha belirgin. Kentlere göç eden insanların giderek zenginleşmesi ekonomik büyümeyi daha da hızlandıran bir etki yaratıyor. Söz konusu çalışmanın editörleri, bu büyümenin Mumbai veya Şanghay gibi mega kentlerde değil, kendi deyimleri ile “orta ağırlıktaki kentlerde” meydana geleceğini öngörüyor. Zengin ülkelerde çok az insan bu kentleri harita üzerinde gösterebilir, zira bunların adını bugüne dek hiç duymamış olanlar çoğunlukta. Örneğin Foshan veya Surat isimli kentleri siz hiç duydunuz mu? (İlki Çin’in 7. büyük kenti, ikincisi de Hindistan’ın sentetik tekstil merkezidir). *http://www.mckinsey.com/insights/mgi/research/urbanization/urbanworldcitiesandtheriseoftheconsumingclass
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle