Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu (tanolturkoglu@gmail.com) Değerlerini yok eden ülke Eski İTÜ Rektörü ve İTÜ Elektrik Fakültesi eski Dekanı Ord. Prof. Bedri Karafakıoğlu, 20 Ekim 1978 günü Bakırköy’deki evinden çıkıp üniversiteye giderken sokakta silahlı kişiler tarafından vurularak öldürüldü. Bilime, insanlığa, ulusa ve demokrasiye yönelik bu cinayeti işleyenlerin kimlikleri aradan bunca yıl geçmesine karşın hâlâ bilinmiyor. Değerlerine sahip çıkamayan bir ülkenin geleceği olabilir mi? Osman Bahadır bahadirosman@hotmail.com İstenmeyen epostalardan nasıl kurtulabilirim? Zorunlu olmadıkça eposta kullanma! Kurumsal yönetişim nasıl başarıyla icra edilir? Neden kurumsal yönetişim olsun ki? Ve diğer YTipi çözümler. Ortak özelliği; evrimsel değil, devrimsel olmaları. Y Tipi Çözüm Modeli Eposta kullananların ortak sıkıntısı “istenmeyen epostalar” olsa gerek. Her gün posta kutumuzu dolduran düzinelerce epostanın çok azı bizi ilgilendiriyor. Diğerlerini başlığına bile bakmadan siliyoruz. Evrimsel, kademeli ilerleme modeline göre bu doğal. Yeni bir imkân ve bunun farklı amaçlar için suiistimal edilmesi. Ancak Y kuşağı evrimsel değil devrimsel çözümleri benimsiyor. Örneğin istenmeyen epostalar ile YTipi mücadele çok daha devrimsel! Y kuşağı; SMS, chat, anlık iletişim kurma imkânları varken, zorunlu olmadıkça epostayı kullanmıyor ! Zekice değil mi? Bu durumda istenmeyen epostalar da bir sorun olmaktan çıkıyor! Ancak böyle bir çözümün parçası olabilmek için en az Y kuşağı kadar hızlı yaşama hattına geçiş yapabilmek gerek. Yani 24 saat online (“çevrimiçi”) olmalı. Başka konularda da bu tür Ytipi çözümler bulmak kolay. Örneğin toplantı yapmak! Şirketler neden toplantı yapar? Temelde iletişim kurmak, ortak dili yakalamak, vb. için denilebilir. Ya da çalışana işini yaptırabilmek için onları yakından takip etmek, kurumsal yönetişim çerçevesinde bilginin belli bir noktada (kişide) takılıp kalmasını önlemek için. O nedenle toplantılar genellikle yoğun çalışanların nefret ettiği, şirketin tembel çocukları da biraz çalışsın diye icat edilmiş, asgaride buluşma yöntemidir biraz da. Herkesin kendi üstüne düşeni tam olarak yerine getirdiği bir ortamda uzun toplantılar yapmanın, yönetsel kibirler dışında, bir sebebi olabilir mi? Peki fiziksel olarak biraraya gelmek toplantı yapmak için zaruri mi? Değil ! Ancak yüzyüze gelmeden iletişim kurmada bir sıkıntısı olmayanlar için. Oysa yüzyüze gelmek Y kuşağı dışındakiler için hâlâ zaruri bir altyapı gerekliliği. Tıpkı güvenliği bahane ederek internet üzerinde alışveriş yapmamak gibi, yüzyüze iletişim olmadan sorun çözülmez yaklaşımı da aslında alışkanlıklarla ilgili bir olgu. Bir açıdan bakıldığında, telefon ile dialog da aslında iki kişi arasında geçen bir toplantıdır. Nasıl ki telefon teknolojisinin içine doğmuş kuşaklar, onu günlük yaşamın olağan bir parçası olarak görüp, onunla iletişim kurmada bir sıkıntı yaşamıyorlarsa, bilgisayar, internet gibi teknolojilerin içine doğmuş Y Kuşağı da bu teknolojilerle kurulan iletişimi doğal buluyor. “Yüzyüze iletişim gibisi yok” demek, aslında çevre koşullarına bağımlı bir teoridir. Çevre faktörü dijitalleştiğinde bu iletişim teorisi de değişecektir. Ancak bunun için önce o teoriyi benimseyenlerin sonra da o tür iletişim kuranların “yenileri” ile değişmesi gerekiyor. Bu çerçevede günümüz dünyasının sorunlarını tek tek çözüme kavuşturma gereği kapılarını çaldıkça Y kuşağının bu sorunları da kendi metodolojisine göre çözümleyip, çözeceğini tahmin etmek zor olmasa gerek. Kurumsal yönetişim sıkıntısı mı var? Ytipi çözüm modelinin ilk adımı şu olacaktır: Neden kurumsal yönetişim? Oturmuş kuşaklar istedikleri kadar bu yaklaşım modelini “cahil cesareti” ile irtibatlandırsın, bilgi akışının bu denli hızlı sağlandığı bir dünyada “cesur adım atmak” belki de “adım atmanın” geriye kalan tek geçerli tanımı haline gelecek. Tıpkı “ilerlemezsen yerinden saymazsın, geri kalırsın” örneğinde olduğu gibi. O tırma Komitesi Türkiye Temsilcisi olarak görev yaptı. 1964rd. Prof. Bedri Karafakıoğlu (19151978), aydın 65 yıllarında İTÜ Elektrik Fakültesi Dekanlığı, 196569 düşünceli, yurdunu seven, barışçı ve demokrat, biyıllarında da İTÜ Rektörlüğü görevlerini yaptı. Rektörlüğü lim üreticisi ve eğiticisi bir insandı. Gerçek bir bisırasında iki kademeli öğretimin uygulanması, Temel Bilim insanı olmanın bütün erdemlerini taşıyordu. İTÜ Eleklimler Fakültesi ile MühendislikMimarlık Fakültesi’nin trik Fakültesi’nin henüz başlangıç yıllarındaki kurumsalkurulması, İTÜ Ayazağa Kampusu’nun gerçekleşmesi gilaşmasına çok büyük emek verdi. Bu nedenle onun yaşabi önemli kararlar almıştır. 196368 yıllarında TRT Yömını sokak ortasında sonlandıran kurşunlar, sadece ona denetim Kurulu üyeliği yaptı. 197375 yıllarında Avrupa Rekğil, bilime, insanlığın erdemlerine, binlerce öğrenci yetörler Konferansı’na Türkiye temsilcisi olarak katıldı. 1972tiştirmiş bir bilim yuvasına ve bütün bir 76 yıllarında Karadeniz Teknik Üniverulusun geleceğine sıkılmış oluyordu. sitesi’nde öğretim üyeliği yaptı. 1977 yıUlusunun bu seçkin insanının yaşalında ikinci kez İTÜ Elektrik Fakültesi mını koruyamayan devlet, katillerinin Dekanı seçildi. kimliğini bile saptayamadı ve hocamızın Birçok uluslararası bilimsel kongreölümü bu kadar yıl boyunca bir dava kode ülkemizi temsil ederek bildiriler sunnusu bile olamadı. Bu durum sadece devmuş olan Karafakıoğlu, ulusal ve ulusletin değil, ona sahip çıkmaya çalışan biz lararası birçok bilimsel ve sosyal kuruluöğrencilerinin de yüzünü kara çıkartşun da üyesiydi. mıştır. Ord. Prof. Karafakıoğlu’nun, yabanBedri Karafakıoğlu, Yüksek Mücı dillerde yayımlanmış 5 makalesi, Türkhendis Mektebi’nde başladığı mühençe yayımlanmış 8’i telif, 13’ü çeviri 21 kidislik öğrenimini, son sınıfı Paris’te Ecotabı, 9’u telif, 15’i çeviri 24 makalesi varle National Superieur des Telecommudır. Karafakıoğlu, Elektrik Fakültesi’nde nications’da okuyarak tamamladı ve ülve diğer öğretim kurumlarında,Telefon İşkesine döndü. 1939’da doçent, 1948’de Ord. Prof. Dr. Bedri Karafakıoğlu letmeciliği, Propagasyon, Telefon Aletde profesör oldu. İTÜ Elektrik Fakülte (19151978) leri, Telgraf ve Telefon Aletleri, Komüsi’nin kuruluş çalışmalarında önemli bir nikasyon, Telekomünikasyon, Ölçme, Muhabere Teknirol üstlendi. Eski adıyla Telgraf ve Telefon Tekniği Kürği adlı dersleri vermiş ve Telekomünikasyon, Ölçme ve süsü’nün yöneticiliğini yaptı ve bu kürsünün bilimsel olaElektroakustik laboratuarlarını kurmuş ve yönetmiştir. rak gelişmesini sağladı. 1954’teki kuruluşundan itibaren Kendi değerlerine sahip çıkamayan bir ulusun geleceği 1957 yılına kadar İTÜ Teknik Okulu’nun müdürlüğünü de yoktur. Bugün içinde bulunduğumuz kara günlere de biyaptı. Daha sonra MühendislikMimarlık Fakültesi halilim, sanat, siyaset, gazetecilik vb. alanlarındaki birçok önne gelen bu okuldaki öğretim görevine yaşamının sonucü değerlerimizi kaybederek geldik. Geleceğimizi yönna kadar devam etti. İTÜ Elektrik Fakültesi Profesörler Kulendirmede ve ulusumuzu yükseltmekte böylesine önemrulu, 1960 yılında onu başarılı çalışmalarından dolayı oyli görevler üstlenmiş ve bunlara öncülük etmiş, demokrat, birliğiyle Telekomünikasyon Tekniği Kürsüsü Ordinaryüs esprili ve yapıcı kişiliğiyle öğrencilerine ve dostlarına her profesörlüğüne seçti. zaman yol göstermiş sevgili hocamızı, öldürülüşünün 34. Karafakıoğlu, 196061’de Kurucu Meclis’e İTÜ Temyılında sevgi ve saygıyla, fakat aynı zamanda büyük bir mahsilcisi seçildi, 196365 yılarında da OECD Bilimsel Araşcubiyetle anıyoruz. Bilim Akademisi’nin Yabancı Onursal Üyeleri* Bilim Akademisi 21 Nisan 2012 de yapılan genel kurulunda ilk yabancı onursal üyelerini seçti. Bu seçkin bilim insanları bilime yaptıkları olağanüstü katkıların yanı sıra akademik değerlerin ve özgürlüklerin kamuoyunca anlaşılması yönünde sundukları üstün katkılar dolayısıyla seçildiler. Kendileri Türkiye Bilimler Akademisi’ne yapılan müdahale ve Bilim Akademisi’nin kuruluşuna yol açan süreç bağlamında da akademilerin değer ve geleneklerini kişisel çabalarıyla vurgulayarak ve savunarak öne çıkmışlardır. Edouard Brezin (1938) Teorik fizikçi. Universite Paris 6’da profesör. Académie des Sciences Française (eski Başkan) Dagfinn Follesdal (1932) Stanford Üniversitesi’nde felsefe profesörü ve Oslo Üniversitesi emekli profesörü. Norwegian Academy of Language and Literature, Norwegian Academy of Science and Letters, Royal Swedish Academy of Sciences Joel Lebowitz (1930) Rutgers Üniversitesi’nde matematik ve fizik profesörü. National Academy of Sciences, ABD David Pines (1924) Yoğun madde fizikçisi, ICAM (Institute for Complex Adaptive Matter) Kurucu Başkanı, Santa Fe Ensti tüsü kurucularından. National Academy of Sciences, ABD Attaur Rahman (1942) Organik kimyacı. Pakistan, Karaçi Üniversitesi emekli öğretim üyesi. Pakistan Academy of Sciences (Başkan) Network of Academies of Sciences of Islamic Countries – NASIC (Başkan) Academy of Sciences of the Developing World – TWAS (İkinci Başkan) Lord Martin Rees (1942) Kozmoloji ve astrofizik profesörü, Cambridge Üniversitesi The Royal Society of London (önceki Başkan) Sir Adam Roberts (1942), The British Academy (Başkan) Dame Helen Wallace (1946), The British Academy (Foreign Secretary) İzzettin Silier, Bilim Akademisinin Yeni Onursal Üyesi Bilim Akademisi 21 Nisan 2012 de yapılan genel kurulunda İzzettin Silier’i onursal üye seçti. Silier, Bilim Merkezi Vakfı’nın kuruluşuna ve ilk Deneme Bilim Merkezi’nin açılışındaki önder katkılarından başlayarak, bilim merkezleri ve bilim müzeleriyle halkın ve çocukların bilimle tanışmaları, bilime merak duymaları yönünde önemli bir katkıda bulunmuş, Bilim Akademisi’nin kuruluş sürecinde de büyük destek sağlamıştır. *Geçen hafta yayımlanan bu haberde dizgi hatası olduğundan aynı haberi yeniden yayımlıyoruz. CBT 1317/ 12 15 Haziran 2012