02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

POLİTİK BİLİM Aykut Göker http:/www.ınovasyon.org;[email protected] R. Oksay, Scientific American’daki “Dünya Biliminin Durumu”na ilişkin değerlendirmeyi CBT’ye (12.10.2012) aktarmakla iyi etmiş. Biz de bu hafta ülkemizin dünya bilimindeki yerine biraz daha yakından bakalım. Türk Cerrahi Derneği’ne Kadın Başkan 14.10.2012 tarihinde Ankara’da yapılan olağan genel kurul sonucunda Türk Cerrahi Derneği Yönetim, Denetleme ve Onur Kurulları’na seçilen isimler belli oldu. Prof Dr. M. Mahir Özmen ([email protected]) Dünya Bilimindeki Yerimiz... Doğa bilimleri ve mühendislik bilimlerindeki yayın sayısı, dünya bilimindeki yerimizi belirleyebilmek için iyi bir göstergedir. Bu konuda TÜBİTAK web sitesinde yer alan üç grafiğe göz atılırsa bunlardan ilkinde, yayın sayımızın, 2000 yılında 6.977 iken 2010 yılında 28.194’e çıktığı görülür. Sayının 10 yılda dört katına çıkması önemli bir başarı sayılabilir. İkinci grafik, yayın sayısı bakımından dünyadaki yerimizi gösteriyor: 2010 yılında dünya bilim maratonunda, 18’inci olmuşuz. Ancak, üçüncü grafikten görüyoruz ki, yayın sayımız nüfusumuza oranlandığında yerimiz değişiyor ve 18’incilikten 45’inciliğe düşüyoruz. 18’incilik ve 45’incilik ne ifade ediyor; dünya biliminde gerçek yerimiz nedir, onu tam anlayabilmek için, en azından hem bizden önceki hem de sonraki ülkelerin yayın ve bu yayınların aldığı atıf sayılarına bakmak gerekir. Bilemediğimiz bir nedenle TÜBİTAK bu sayılara yer vermemiş. Onun için biz, Scopus® veri tabanına dayanılarak geliştirilen SCImago Journal Rank’in (SJR) iki tablosuna göz atalım. İlk tablomuz 2010 yılına, ikincisi 19962011 yıllarını kapsayan 15 yıllık bir dönemin toplu sonuçlarına ait... Bu tablolarda, yayın sayısı yanında, üç önemli ölçüte daha yer verilmiş: Alınan toplam atıf sayısı, yayın başına düşen ortalama atıf sayısı ve H endeksi... 2010 yılına ait ilk tabloda, Türkiye’nin, yayın sayısı bakımından 18’inci sırada yer aldığı görülüyor. TÜBİTAK’ın 2010 verileri doğrulanmış oluyor. Ancak bu tabloda sıralama yapılırken her bir ülkenin yayın sayısı da verildiği için, Türkiye’nin yerini daha iyi değerlendirebilme olanağını buluyoruz. Gözümüze çarpan noktaları not edelim: Tabloda ayırt edilebilir dört küme ülke var: Birinci küme, yayın sayısı 100.000 dolayında ve bunun üzerinde olan 6 ülkeden oluşuyor: ABD, Çin, Birleşik Krallık, Japonya, Almanya ve Fransa... İkinci kümede, yayın sayısı 40 binlerden başlayıp 70 binlere kadar çıkan 8 ülke yer alıyor: Kanada, İtalya, Hindistan, İspanya, Avustralya, Güney Kore, Brezilya ve Hollanda... Üçüncü kümedeyse yayın sayıları 2030 binler dolayında olan 8 ülke yer alıyor: Tayvan, Rusya Federasyonu, İsviçre, Türkiye, İran, Polonya, İsveç ve Belçika... Son kümedeyse, bir kısmı 2010 bin arasında ama ezici çoğunluğu 10 binin de altında yayını olan ülkeler var. Bu ayrıma bakıldığında Türkiye’nin bilimdeki yeri azımsanmayabilir; ama şimdilik şu kayıtla: İlk küme bir yana, ikinci kümedekilerle de aramızdaki yayın sayısı farkı azımsanmayacak kadar büyük... Bunların içinde Hindistan, Güney Kore ve Brezilya gibi iddialı ülkeler olduğunu da unutmayalım. Ama asıl kararımızı son 15 yılın toplu sonuçlarını ortaya koyan ikinci tabloyu da inceledikten sonra verelim. Bu tabloya göre, yayın sıralamasında üç sıra daha geriye, 21’inci sıraya düşüyoruz. Asıl önemlisi, sıralamayı ‘Yayın Başına Düşen Atıf Sayısı’ ve ‘H Endeksi’ne göre yaptığımızda çok daha gerilere düşmemizdir. İlkine göre 69’uncu; ikincisine göreyse 37’nci sıradayız. Bilimdeki düzeyimiz ya da etkinliğimiz açısından kanımızca H endeksi daha da önemlidir. Onun için H endeksiyle ilgili sıralamaya ve bir de üniversitelerimizin dünya sıralamasındaki yerlerine gelecek hafta daha yakından bakarak dünya bilimindeki gerçek yerimizi ya da nereye doğru gittiğimizi görmeye çalışacağız. Ama şimdiden birlikte düşünelim: Bir ülkenin dünya bilimindeki yerini belirlerken aslında o ülkenin bilim insanlarının dünyadaki yerini belirlemiş olmuyor muyuz? Asıl değerlendirdiğimiz onlarsa, o zaman, atıf sayıları ya da buna bağlı endeksler yeterli mi? Örneğin ‘toplumsal sorumluluk endeksi’ ya da benzeri bir endeks niçin yok? İ CBT 1336/ 8 26 Ekim 2012 14.10.2012 tarihinde Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Abdülkadir Noyan Konferans Salonu’nda yapılan genel kurul ve iki aşamalı seçime katılan 567 cerrahın 437’sinin oyuyla Prof. Dr. Yeşim Erbil en yüksek oyu alan aday olurken yönetim kurulu şu isimlerden oluşmuştur: Prof. Dr.: Yeşim Erbil, Fatih Ağalar, Mustafa Şahin, Seher Demirer, Mustafa Ali Korkut, Çağatay Çifter, Mehmet Mihmanlı, Rasim Gençosmanoğlu ve Doç. Dr. Mutlu Doğanay. Yönetim Kurulu’nun ilk toplantısında yapılan görev dağılımı sonucunda Prof. Dr. Yeşim ERBİL Türk Cerrahi Derneği Başkanlığı’na; Prof. Dr. Seher Demirer de İkinci Başkanlığa getirildi, Genel Sekreterlik görevini Prof. Dr. Mehmet Mihmanlı üstlendi. Böylece, 83 yıllık tarihinde ilk kez bir kadın cerrah Türk Cerrahi Derneği Başkanlığı görevine seçildi ve yine ilk kez bir diğer kadın cerrah’da ikinci başkanlık görevini üstlendi. Bir dönemin ‘kadından cerrah olmaz’ anlayışı böylece artık tamamen silinip gitmiş oldu. Kendilerine ve onların şahsında tüm yönetim kurulu üyelerine, bu önemli görevde başarılar diliyor, Türk cerrahisini daha ileriye götürmek için yaProf. Dr. Seher Demirer: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültepacakları çalışmalar sırasında Prof. Dr. Yeşim Erbil: 1987 yısi 1990 mezunu. Ankara Üniverkurucu başkanımız merhum Prof. lında İstanbul Üniversitesi Cerrahsitesi Tıp Fakültesi Genel CerraDr. Ahmet Yaycıoğlu hocamızın paşa Tıp Fakültesinden mezun. İÜ İshi’de genel cerrahi uzmanlık eği1984 yılında ikinci Ulusal Certanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi’de timini 1995’te tamamladı. 2000 rahi Kongresi’nde yapmış olduuzmanlık eğitimini 1992’de tamamyılında Doçent, 2005 yılında da ğu konuşmasından alınan şu ladı. 1999’de Doçent, 2005’de Proprofesör unvanını aldı. Mesleki fesör oldu. Ağırlıklı olarak endokrin sözleri daima anımsamalarını ilgi alanı meme ve endokrin cercerrahi ile ilgilenen Prof. Dr. Erbil, rica ediyorum: rahisi olan Prof. Dr. Seher Dehalen İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Ge"....Cerrahi, uygulanması mirer halen Ankara Üniversitesi nel Cerrahi AD'da çalışıyor. Ulusal zor, fedakârlık isteyen, zahmetTıp Fakültesi Genel Cerrahi’de çave uluslararası dergilerde yayım¨ mdu ¨ r. Bu alanda uğli bir bölu lışıyor. Ulusal ve uluslararası lanmış 200'den fazla çalışması, 30 kidergilerde yayımlanmış 100’e yaraşanların mutluluğu, hastalarıtabı ve çok sayıda kitap bölümü kın çalışması ve pek çok kitap bönın sağlığı, eğlencesi, mutlu soyazarlığı var. lümü yazarlığı bulunuyor. nuçlarıdır. Böylesine kutsal, yaygın ve yu ¨ klu ¨ bir görevi yapan bir Ancak 1976 yılında, Ankara’da bir meslek grubunun oluşturduğu Ulusal Cerrahi Deraraya gelen Prof. Dr. Ahmet Yaycıoğlu ve arkadaş neği’nin elbette u ¨ lkenin tu ¨ rlu ¨ sağlık sorunlarında seları Ankara Cerrahi Derneği’nin kurulması girişimini sini duyurması gerekir. Hele hekimlerin çok ağır eleşbaşlattı, aynı yıl “Özellikle genel cerrahi ve diğer cer tirilere uğradığı, olayların sergilendiği, hekimin rahi dallardaki ilerlemeleri takip etmek ve meslek gu ¨ cu ¨ ve imkânı dışındaki aksayan sağlık hizmetletaşlar arasındaki bilgi alıverişini geliştirmek, ülke ça rinden hekimin sorumlu tutulmak istendiğinin pında yüksek cerrahi standartlar meydana getirmek moda olduğu bir dönemde bu sesin daha da gu ¨ r çıkamacı” ile dernek kuruldu. Prof. Dr. Ahmet Yaycı ması lazımdır. Şu gerçeğin herkes tarafından bilinoğlu ilk başkanlığa seçildi. mesi gerekir. Bir u ¨ lkede hekime rağmen sağlık hizYaycıoğlu ve arkadaşları 1982’de de Ulusal Cer metleri çözu ¨ lemez. Hekimle birlikte hekimler berarahi Derneği’ni Prof. Dr. Sermet Akgün Op. Dr. Ke ber çözu ¨ m bulabilir... " mal Altay, Prof. Dr. Kaya Çilingiroğlu, Prof. Dr. Erol Kaynaklar Düren, Prof. Dr. Şadan Eraslan, Op. Dr. Kemal Al1. Başkan S, Akata O, Ceylan İ, Kadıoğlu Y, Ataç tay, Prof. Dr. Yılmaz Sanaç, Prof. Dr. Cemalettin To A. Türk Cerrahi Derneği tarihçesi. TCD yayınları, puzlu ve Prof. Dr. Ahmet Yaycıoğlu ile kurdular. Aralık 2010, Ankara. lk Yönetim Kurulu toplantısı ile Prof. Dr. Yeşim Erbil başkanlığa, Prof. Dr. Seher Demirer de ikinci başkanlığa seçildi. Böylece 83 yıllık tarihinde ilk kez bir kadın cerrah Türk Cerrahi Derneği’nin başkanı oldu. Türk Cerrahi Cemiyeti 18.09.1929 tarihinde kuruldu. Derneğin ilk yönetimi Cerrahpaşa Hastanesi operatörü Dr. Burhanettin, Haseki Nisa Hastanesi Operatörü ve Tıp Fakültesi Hariciye muallimi Dr. Kemal, Guraba Hastanesi operatörü Dr. Ali Rıza Faik, Gülhane Hastanesi Hariciye muallimi Dr .Murat ve Etfal Hastanesi Baştabip ve operatörü Dr. Rifat Hamdi‘den oluşmuştu. Bu dernek 41 yıl boyunca 16 kez Milli Türk Cerrahi Kongresi düzenledi. 1970 yılından itibaren kendisini feshetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle