02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÜNDEM Bilim ve Politika ‘Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır!’ “Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.” Mustafa Kemal Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı. Kaynak: İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeoloji, İ.Ü. Yayınları Erol Barutçugil (TAEK Emekli Başkan Yardımcısı, [email protected]) önceki Gündem’deki “Yeni Yıl ve Bilim” başlıklı yazıya bir yanıt gönderdi. Bugün yerimi bu yazıya bırakıyorum. B Cumhuriyet BİLİM VE TEKNOLOJİ Sayı: 1191 15 Ocak 2010 İMTİYAZ SAHİBİ Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk GENEL YAYIN YÖNETMENİ İbrahim Yıldız YAYIN YÖNETMENİ Orhan Bursalı SORUMLU MÜDÜR Miyase İlknur GÖRSEL YÖNETMEN Tüles Hasdemir ursalı bir kilit noktayı satır başına yerleştirmekle isabet etmiş: “Yani aslında Türkiye bu açıdan yıllarca yerinde sayıyor!” Bu, 2008 yılında Türkiye’de Gayrisafi Yurtiçi ARGE harcamasının Gayrisafi Yurtiçi Hâsıla (GSYİH) içindeki payının % 0,73 olmasına atfen durumu pek veciz vurgulamaktadır. Türkiye’nin ilk Bilim Politikası belgesi, Devlet Bakanı Prof.Dr. M.Nimet Özdaş’ın yönetiminde, iki yıl süren bir çalışma sonucunda 1983 yılında hazırlanmıştı. Türkiye’nin ARGE kapasitesi, insan gücü, harcamalar, uzun vadeli bilimsel hedefler, ekonomik ve sosyal kalkınma hedeflerine bağlı olarak bilim ve araştırma alanlarındaki öncelikler belirlenmiş; öngörülen hedeflere ulaşmaya yönelik mekanizmalar doğrultusunda, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu oluşturulmuştu. “Türk Bilim Politikası (1983–2003)” isimli belgede yer alan şu ifade dikkat çekicidir: “Yapılan bütün incelemeler, A+G harcamaları Gayrisafi Milli Hâsılanın %1’ine erişmeden araştırma sisteminde gerekli büyüklük ve kritik kütle teşkil etmenin mümkün olmadığını göstermekte ve bunun sonucunda da araştırma faaliyetleri ekonomik ve sosyal kalkınmayı gerektiği şekilde destekleyememektedir.” Söz konusu belgede ortaya konulan bazı hedefler, özetle şöyle: 1. A+G harcamaları mevcut % 0,24 seviyesinden, gelecek 10 yıl içinde % 1’e, 21. Yüzyılın başlarında ise % 2’ye yükseltilmeli. 2. Bu amaçla A+G harcamalarının her yıl en az % 15 arttırılarak gelecek 5 yıl içinde 2 katına çıkarılması gerekmekte. 3. Halen 10 000 çalışan nüfus başına 4.2 kişi olan tam zaman eşdeğeri araştırıcı sayısı 10 yıl içinde 15 kişiye, 2000’li yılların başında ise 30 kişiye çıkarılmalı. 4. Dünya bilim literatürüne katkı açısından halen 41. sırada olan Türkiye’nin 10 yıl içinde ilk 30 ülke, 20 yıl içinde de 20 ülke arasına girmesi hedeflenmeli. Şimdi, bazı mukayeseleri yapmakta yarar vardır: TÜİK verilerine (TÜBİTAK, Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik İstatistikleri) göre, ARGE harcamalarının GSYİH’ye oranı 1998 yılında % 0,37; 2008 yılında ise % 0,73 oldu. Yukarıda ilk maddede yer alan hedeflerin fazlasıyla uzağında kalındı. Böyle bir hedefin gerçekleşmesi kalkınma ve gelişme yolunda bir temel unsur olursa, bunu izleyecek diğer adımlar konusunda iyimser düşünülebilir mi? 2003, 2004, 2005 veya 2006 yıllarından birisine ait olacak şekilde ARGE/GSYİH harcama oranları derlenmiş. Fransa, Singapur, Tayvan, Danimarka, Avusturya, Almanya ve İsviçre bu oranın 2,002,99 değerleri arasında değiştiği ülkelerdir. Japonya, Finlandiya ve İsveç’te oran 3,003,99 aralığındadır. En yüksek değer İsrail’e ait: 2005 yılında % 4,71. Türkiye bu tabloda 2004 yılı için % 0,67 oranıyla yer alıyor (Bu değer, TÜİK’in eski GSYİH hesabına göredir, yeni hesaplamalarda % 0,52) ARGE harcamaları % 1’in altında olan bir kısım ülkeler de Türkiye’den daha az pay ayırmış. Ülkemizin gelişmişlik düzeyinin arttırılması için, ARGE harcamalarında doğrusal bir artış öngören uygulamanın fazla bir yararı yok. Belirli bir düzeyin çok üzerindeki gelişmiş ülkelere erişebilmek bir yana yaklaşabilmek bile, ancak, harcama artışının üstel özellik taşıdığı bir destekleme politikası ile mümkün olabilir. ARAŞTIRMACI SAYISI “Türk Bilim Politikası” isimli belgede yer alan bir diğer hedef, 10 000 çalışan kişi başına 1983 yılında 4 civarında olan Tam Zaman Eşdeğeri (TZE) araştırmacı sayısının 10 yıl içinde 15 olması, 2000’li yılların başında ise 30’a çıkarılması idi. TÜİK verilerine göre ise bu değer 1998 yılı için 9’a, 2008 yılında ise 25’e ulaştı. Kuşkusuz, gelişme oldu; yeterli katkının sağlanıp sağlanamadığı ise, ayrıntılı incelemeleri gerekli kılıyor. İnsan kaynağı bakımından, 1983 yılında 7747 olan TZE araştırmacı sayısının 1998 yılında 19 000 ve 2008 yılında 53 000 değerine ulaşması olumlu bir gelişme olabilir. İnsan gücüne dair tüm bu gelişmelerin gerçek katkısı ise, nitelikli, yaratıcı, üretici eleman sayısındaki artışla doğru orantılı olacaktır. Gerçekleştiren sektörler bazında ARGE harcamaları oranının yıllara göre değişimi incelendiğinde, aşağıdaki tablo ortaya çıkıyor. Bu değerler hem sektörler arasında hem de her sektör için ayrı ayrı irdelendiğinde olum1983 1988 2008 ludan Yükseköğretim 57 61,1 44,2 olumsuza Özel Sektör 15 31,6 43,8 doğru Kamu Sektörü 28 7,3 12 farklı değişimleri açığa çıkarmaya yeterlidir. Kuşkusuz, 1983 yılında belirlenen hedeflerden birisine ulaşma konusunda sevindirici bir gelişme var. Bilimsel yayın bakımından Türkiye’nin dünya sıralamasındaki yeri, yıllara göre şöyle (TÜBİTAK, Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik İstatistikleri): 1983 1993 2003 2005 2007 41 34 22 19 17 Bu konuda, bilimsel yayınların değerlendirilmesine dair çeşitli kıstaslar göz önüne alınarak değişik yorumlar yapılıyor. Yayınların niteliğinin arttırılmasına yönelik gerekli destekler sağlanabilir. Böylece, etki ve katkı olarak da dünya sıralamasında üst sıralara gelmek için yeni hedefler konulabilir. Şimdi: 1983 yılında belirlenen hedefler, yetkili, sorumlu ve ilgili makam ve kuruluşlar tarafından ne derece benimsendi? Bunlara ilişkin gözden geçirmeler, değişiklikler neler oldu? Sil baştan anlayışıyla yeni hedefler konuldu mu? Bilimde çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak için hedefler belirlense de politik desteğin öncelik ve önemi ile sürekliliği, zorunlu bir gösterge niteliğindedir. Bilimsel öngörüler ve modeller, siyasi iktidarlar için, zaman zaman gözden geçirilip düzenlenebilen fakat asla yazboz tahtasına çevrilmemesi gereken “olmazsa olmaz” bir koşuldur. Sağlık sayfası VKV Amerikan Hastanesi’nin katkıları ile hazırlanmıştır YAYIMLAYAN Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İDARE MERKEZİ VE YAZIŞMA ADRESİ Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak No: 2 34382 Şişli İstanbul Tel: 0212.3437274 Faks: 0212.3437264 CUMHURİYET REKLAM Tel: 0212.2519874/3437274 Yerel Süreli Yayın BASKI DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul KIYASLAMALAR 19812006 yılları arasında, G8 ülkelerindeki ARGE harcamalarının GSYİH’ye oranları incelendiğinde (NSF National Sci. Board, Sci. and Eng. Indicators 2008, Vol.1, Ch.4, Fig.4.18) bu değerlerin, belirli zamanlarda azalmalar gösterdiği; genelde ise kararlı bir artış seyri izlendiği görülür. İlginç bir istisna Rusya ile ilgilidir; 1990 yılında % 2 olan harcama oranı, 1992’de % 1,4 oldu, 1992’de % 0,7’ye kadar düştü. 1998’den itibaren güçlü bir gelişme sonucu % 1,3’e çıktı. OECD üyesi olan ve üye olmayan ülkelere dair değerleri içeren bir Tabloda (Table.4.12) ise, her ülke için CBT 1191 / 3 15 Ocak 2010
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle