Katalog

HUKUK POLİTİKASI Hayrettin Ökçesiz Bir doğum gününün ardından 24 Ocak 2009 gecesi bana 95. yaş günü yaptılar, 5 yıl daha bekleyin, dedim ama dinletemedim. Bir taraftan da iyi oldu. 5 yıl sonra pek niyetim yok ya, belki bir yolculukta olabilirdim. hayret@akdeniz.edu.tr Siyasal hareketlerin toplum içerisinde devinirken yarattığı değişimler, kendilerine bağlı veya uyruk olmayan kişi, kesim ve kurumlarda ciddi, acı veren sonuçlar ortaya çıkarabiliyor... B u gece hayatımın en mutlu gecesini yaşadım, diyebilirim. 95 yaşımda oldukça sağlıklı ortaya çıkabildim. Ne kadar çok dostum, ne kadar çok sevenim olduğunu gördüm. Kaç kişiye nasip olur böyle bir şölen!! İlk olarak, bunu hazırlayan Troya Folklor Araştırmaları Derneği’ne, Türkiye Yazarlar Sendikası’na, salonunu vermekle birlikte başka yardımlarını da esirgemeyen Bahçeşehir Üniversitesi ve Koleji’ne ve bütün programı düzenleyen on parmağında yüz hüner olan Troya Derneği’nin Başkanı, TYS’nin Yönetim Kurulu üyesi lhan Gülek’e teşekkürlerimi sunuyorum. O kadar çok teşekkür edeceğim kimse var ki, beni anlatımlarıyla göklere çıkaran. Sayın Prof. Erdal Atabek, Sayın Orhan Bursal gazeteci gözüyle; Sayın Alpay Pasinli müzeci, Sayın Prof. Taner Tarhan üniversiteli, Sayın Nazan Moro lu Hukukçu gözüyle; Sayın Cengiz Bekta ve Ahmet Ümit sanatçı gözüyle; Sevgili Hayrettin Karaca hakiki bir dost gözüyle; Firdevs Gümü o lu ve Bülent Gülmedim en yakınlarım olarak beni öyle bir anlattılar, öyle onurlandırdılar ki, sonunda “ah ben ne imişim be canım! ” demek zorunda kaldım. Kendilerine ne kadar teşekkür etsem azdır. Sumerce’den çevirdiğim şiirleri o büyüleyici yorumu ile okuyan sevgili Gülsen Tuncer, sevgili Süleyman Aln temiz’in piyano ile eşlik ettiği Sayın Esin Af ar ve Zafer Erda ’ın sunumları ve Ruhi Su Dostlar Korosu’nun ilk koristlerinin güzel şarkıları. Troya Folklor ekibinin gösterileri beni öyle mutlu, öyle mutlu etti ki, sözlerle anlatılması galiba imkansız.. Hele Sayın İsa Çelik’in objektifinden yüzümün çok çeşitli ifadelerini ve Sayın Engin Ayça’nın kamerasının yakaladığı ev halimi perdede görmek büyük bir sürpriz oldu. Kaynak Yayınları’nın hazırladığı son iki kitabımın Sayın ule Perinçek eliyle konuşmacılara takdim edilmesi beni çok onurlandırdı. En büyük mutluluğu da salonu dolduran dostlardan aldım. Bütün bunları görünce ağzımdan ilk çıkan söz “bu kadar sevenimi, sevgiyi bırakıp gidemem artık”, demek oldu. Yalnız üzüldüğüm, bana kazak, hırka, iğne, küpe, çiçek gibi hediyeler getiren dostlarımın kimler olduğunu bilemediğim için şahsen teşekkür edemedim. Son olarak Cumhuriyet Gazetesine, Kaynak Yayınları’na ve BTV kanalına yakın ilgileri için en candan teşekkürlerimi sunarım Muazzez İlmiye Çığ dır. Bu yazının amacı Devrim Arabalarının Türkiye’nin ilk tasarımı olup olmadığını sorgulamaktır. Bu konuda oluşan literatür ve görsel materyal yorumlanarak, Devrim Arabalarının Türkiye’nin ilk araç tasarım çalışması olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Çünkü; 1 Tasarım Stratejik olarak ele alınmıştır, 2 Tasarım hedefleri belirlenmiştir, 3 Benchmarking yapılmıştır, 4Konusunun uzmanları görevlendirilmiştir, 5Prototip ve kalıp çalışmaları eldeki teknik imkanlar dahilinde bilinçli olarak yapılmıştır, 6 Tasarım üretilmiştir. Bir Dakika Lütfen! “Bir siyasal hareketin içerisinde bazı insanlar inandıkları, bazıları da bir çıkarı olduğu için işbirliği yapar. Bir insan dahi kimi zaman inandığı ve kimi zaman çıkarı olduğu ya da hem çıkarı, hem inandığı için bu hareketin içerisinde bulunur. Bir siyasal hareket tüm bunlardan beslenerek, fakat kendisine güç veren insanlardan bağımsız olarak, hatta onların ayrıca bir de kendisine inandıkları toplumsal bir etkene dönüşür. Bir siyasal hareket sağladığı çıkarların sürekliliği ölçüsünde katı ve değiştirilemez, inanç içeriğinin tartışılabilirliği ve yanlışlanabilirliği ölçüsünde esnek ve değişime açık özellik taşır. Bu iki nedenle bir siyasal hareketin içerisinde bu iki özellik arasında gerilim yaşanır. Çıkarlar kesildiği ve inançlar sarsıldığı zaman siyasal hareket gücünü yitirir.” (H.Ökçesiz, Düşündüşlem Deyişler, Yeni İnsan Yayınevi, İstanbul 2008, s.41) Siyasal hareketler, bir yandan siyasal partiler olarak “demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları”ysa da (T. C. Anayasası md. 68/2), yukarıdaki alıntıda ifade ettiğim yapısı ve dinamiğiyle, bir hukuk devletini ve demokratik toplumu ağır bir yıkıma götürecek gizil bir güce de sahiptirler. Bu yüzden Anayasa’nın hemen bu maddesinin dördüncü fıkrasında bunların “tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.” Siyasal hareketlerin toplum içerisinde devinirken yarattığı değişimler, kendilerine bağlı veya uyruk olmayan kişilerde, kesimlerde ve kurumlarda ciddi, acı veren izler, sonuçlar ortaya çıkarabilmektedir. Karşıtların bunlara tahammülünün sınırları yukarıdaki ölçütlerle Anayasa’da belirlenmiştir. Bu çizgiler aşıldığında sabır taşı çatlamaktadır. Bir siyasal hareket kendi ideallerinin verdiği coşkuyla değil, aslında o idealleri paylaşmayan yurttaşların tahammülüyle iktidara gelebileceğini, orada bu sabrı taşırmadığı sürece kalabileceğini bilmelidir. Hukukta korumasını bulan her temel hak bir yaptırım olarak onun ihtirasına set çekecektir. İlk paragraftaki söylediklerim doğruysa, hiçbir siyasal hareket tam demokratik bir yapıda değildir. Olması gerekmemektedir. Çünkü demokrasi bir yönüyle hakikat arayışının sürecidir. Siyasal hareketteyse, bulunmuş bir hakikate bağlılık veya bağımlılık hal ve tavrı geçerlidir. Bir siyasal hareketi demokrasiden daha fazla korumaya kalkmak, toplumu onun bu olası antidemokratik yapısının etkilerine daha açık hale getirmek demek olacaktır. Siyasal hayatın bu vazgeçilmez unsurları, bu vazgeçilmezlik nitelemesiyle, yegane unsur olduklarını sandıkları yerde, demokrasinin bir araç olduğunu mantıksal bir çıkarım olarak herkese dayatacaklardır. Siyasal hareket bencilliğinin demokrasi özgeciliğini ezmeye başladığı nokta burasıdır. Yurttaşların siyasal temel hak ve özgürlükleri bu tür siyasal hareket örgütlenmesinin yaratacağı tehlikeler karşısında özenle korunmalıdır. Demokraside yurttaşlar birbirlerine geçerlilik tanırken, bir siyasal hareket bu geçerliliği kendisi için ister. Demokrasi yurttaşların yaşam tarzıyken, siyasal hareketler için, işe yaramadığında bir kenara itilebilecek bir taşıyıcı olmaktan başka bir anlam ifade edemeyecektir. Kimi siyasilerin bu anlamda söyledikleri sözlerde bir yanlışlık yoktur. Ama bu sözler çok tehlikelidir. Bundan korunmanın yolu, siyasal hareketlerin içerisinde yer alanların kendilerini birer militan gibi değil, demokratik toplumun bir yurttaşı olarak görmeleri, bu ikinci sıfatlarına daha çok değer verip güvenmeleridir. Bunu başaracak kimseler, siyasi hareketin çıkar örgüsünde yer almaktan çok, doğruluğuna inandıkları için orada çalışanlar olacaktır. Ancak bu duygusal bağlılığın aşılması her zaman çok kolay değildir. Çıkar bağımlılarınınsa demokrasi zaten umurlarında hiç değildir. Bu sözleri son zamanlarda belki başından beri militan kitleler yaratma hevesine kapıldığını düşündüğüm bir siyasi parti için söylüyorum. Bu sözleri tüm yurttaşlar için söylüyorum. DEVRİM ARABALARININ TASARIM BOYUTU Ba taraf 7. sayfadan çim veriyoruz. Bir bakıyoruz, Ford’un bilmem ne modeline benzemiş. Bir tane daha üretiyoruz. Olmadı, bu da Opel’i andırdı. Haydi o da çöpe. Sonunda tümüyle bizim olan bir biçim üretmeyi başardık”, (Sağın, 2004). Eldeki teknik olanaksızlıklar projenin bir çok aşamasında değişik sorunlar çıkartmıştır. Buda araçların tasarımını etkileyen önemli bir faktör olmuştur. Aracın gövdesinde kullanılacak sacların basılması için presler olmadığı için bu işlem için REFERANSLAR: büyük krikolar kullanılmıştır. Metal ka1) Akgün, Müge. “Cemal Paşa Bile Devrime Sırtını Döndü”, Hürriyet, 25 Ekim, lıp alma olanağı olmadığı için gövde 2008; 2) Güven, Ayşegül. “’Devrim’ namus daparçalarının kalıpları alçı modelden bevamızdı 75’ime geldim öfkem geçmedi”, ton kalıp almak sureti ile yapılmıştır. Hurriyet, 22 Kasım, 2008; 3) Kiper, Mahmut. Bu olanaksızlıklar araç gövdesinin “Umutlar benzinle tükendi”,Cumhuriyet, 2008, bombeli ve kavisli olmasına olanak Ağustos 12; 4) Örnek, Tolga. “Devrim Arabaları”, Ekip Film, 2008; 5) Sağın, Salih vermemiştir. Krikolarda çekilen gövde Kaya. “Bizden Adam Olmaz” Diyenlere Devrim sacları platform üzerine kaynatılarak ve Otomobilinin Hikayesi”, Mühendis ve Makina, çekiçlemek sureti ile şekillendirilir: Alt Amerikan başkanı Mart 2004, Sayı.75; 6) Şimşek, Muhittin parça tedarikinde ortaya çıkan sorunlar Truman’ın büstü Şimşek. “Yarım Kalan Devrim Rüyası”, Alfa da tasarımın ana hatlarını değiştirmişYayınları, 2006; 7) (TTAG) Toplu Taşıma tir. “Eylül sonuna doğru, ön ve arka camları, piya Araçları Grubu, “TOPLANTI TUTANAĞI”, ODTU, 9 HAsada bulunabilenlere uydurmak zorunluluğuyla ZİRAN 2003 http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=10208272 modele göre biraz değiştirilmiş iki gövde çatılmış http://bilimteknik.cumhuriyet.com.tr/?im=yhs&hn=416 ; ve biri A diğeri B tipinden iki ayrı motor hazır http://en.wikipedia.org/wiki/Opel; http://en.wikipedia.org/wilanmış bulunuyordu”, (Sağın, 2004). ki/File:1960ChevroletCorvair.JPG; http://oica.net/cateGövdenin tasarım süreci, alçıdan prototip ya gory/productionstatistics/ ; www.asp.org/publications.htm; pılması ile başlamış, daha sonra teknik kısıtlama www.ataturkotosanayisitesi.com/Devrim.html; www.capital.com.tr/haber.aspx?HBRKOD=426;www.hurrilar yüzünden Şekil 9.’da görüldüğü gibi neticelen yet.com.tr/ekonomi/10417819.asp?gid=254 ; www.mmoistanmiştir. bul.org/yayin/bulten75/ 3. SONUÇ: Devrim Arabaları Türkiye’nin www.oaib.gov.tr/moment/moment03.pdf tamamen kendi olanakları ile gerçekleştirdiği ilk www.turkeynow.org/default.aspx?pgID=492 www.trumanlibdeneyimdir. Konu çok farklı politik ve sosyoeko rary.org/photographs/view.php?id=20749&rr= www.tulomsas.com.tr/en/main.php?kid=67 nomik zeminlerde tartışılmıştır ve tartışılmakta CBT 1143/15 13 Şubat 2009