24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÖNÜLDEN BİLİME İnternet konferansında demokrasi tartışılacak Ahmet İnam ainam@metu.edu.tr T ürkiye'de İnternet ile ilgili grupları bir araya getirerek İnternet'i tüm boyutlarıyla tanıtmak, geliştirmek, tartışmak, İnternet teknolojileri aracılığı ile toplumsal verimliliği artırmak ve toplumun dikkatini olabildiğince bu yöne çekmek amaçlarıyla, 1995'den beri her yıl ulusal boyutta düzenlenen INETTR konferansı 212223 Aralık tarihlerinde ODTÜ’de yapılıyor. Türkiye İnternetinin bir resminin çekildiği, ana sorunlarının tartışıldığı, çözümler için ortak akıl arandığı, internetle ilgilenen herkese, uzmanına, öğrencisine, ev hanımına, emeklisine açık olduğu, işin teknik boyutunun yanında sosyal boyutlarının da tartışıldığı bir konferans herkese açık ve ücretsiz. www.inettr.org.tr adresinde kayıt olunması istenmektedir. Bu yıl ‘İnternet ve Demokrasi’, ‘İnternet yasakları', “eÇevre: Çevre için İnternet” konuları öne çıkacak. İnternet teknolojileri yoluyla Demokrasimizi nasıl geliştiririz, katılımı nasıl artırırız ve yolsuzlukları nasıl önleriz konusunda siyasal partilerin ve uzmanların katılacağı panel ve katılımcıların görüşlerini açıklayacağı bir forum yapılacak. Bu amaçla, partilere interneti bu amaçla nasıl kullanmayı düşündükleri soruları iletildi, partilerden gelecek cevaplar konferans webinde yayınlanacak. Türkiye İnternetinin kanayan yarası olan İnternet yasakları konusu, 23 Aralık tüm öğleden sonra, sorunun paydaşları ve uzmanlarca tartışılacak. Yasakların ne kadar hukuki olduğu, Anayasa ve AİHM kararları ışığında tartışılacak, neden yasaklanmak istenen tek bir nesne yerine milyonlara nesne ve bağımsız kişiye ait weblerin yasaklandığı sorgulanacak, bunu önlemenin hukuki, teknik ve örgütsel boyutları konuşulacak. İnternet Yasakları mağdurları da oturumlarda yer alacak. Çevreye duyarlı sivil toplum kuruluşları ve ilgili kurumlar, daha iyi örgütlenmek, kamuoyunu aydınlanmak, çevre politikalarına katkı vermek için İnterneti nasıl kullanacaklarını konuşacaklar. Edevlet kapısı forumunda çeşitli mesleklerden yurttaşlar edevleti değerlendirecekler. Çok hesabî bir tutumla felsefe yapılamaz. Felsefede içtenlik vardır, bizim Sokrates üstadımızdan öğrendiğimiz odur: Kendiliğindenlik, özdenlik. Kültürümüzde “kalp” çok önemlidir. Felsefenin Hikmeti Üstüne O kalp temizliği olmayan bir insan; felsefeyi çok kuru, sıkıcı bir akademik etkinlik olarak anlayarak hiçbir işe yaramayan ıvır zıvır şeyleri A tipi dergilerde bile yayınlasa, bunun çok fazla anlam taşıyacağını sanmıyorum. Bir sürü A tipi dergi var ve oralarda yazılmış bir sürü makale var ama kim okuyor, ne etkisi olmuş onların uzun süre? Felsefenin, meselâ Wittgenstein’le AngloAmerikan kültürüne attığı bir çığlık vardır, ama o kültür bunu ne kadar anlayabilmiştir, eğer hayatına etkisi yoksa ve beni daha iyi insan yapmayacaksa ne anlamı vardır, felsefenin? Felsefe, sırf akademik gevezelikler yapılsın ya da insanlar akademik hayata girsinler, geçimlerini oradan sağlasınlar diye yapılan bir iş değildir. Felsefenin o kurumları aşan çok önemli bir yanı vardır. Felsefe eğer evrensel olacaksa onu kesinlikle hikmet tabanlı düşünmek gerekir. Belki de hikmet, her kültürde ayrı ayrı tezahür etmesine rağmen bir bütündür. Çünkü hikmetler arası bir büyük hikmetten, bütün hikmetlerin birleştiği bir hikmetten söz edebiliriz. Dolayısıyla hikmete dayanmayan bir felsefe, akademik gevezelikten ya da züppelikten başka bir şey olamaz diye düşünüyorum. Felsefe eğitiminin yaşadığımız hayatla bağlantısını ve felsefeyle uğraşan insanın kendi kişiliğini düşündüğümüzde, felsefeyle uğraşan insanın, kendi iç dünyası, karakteri, eğilimleri, bilgisi, içinde yaşadığı yaşama dünyası, kültürü ve hikmeti içinden bakılarak felsefeyle temas etmesi sağlanmalıdır. 30 yıla yaklaşan felsefe hocalığım içerisinde gözlemlediğim ilginç durumlar vardır. Meselâ felsefeye başlayan arkadaşların bir kısmı kendine yakışan felsefi ilgileri bilmiyorlar veya uygun ortamlara düşmedikleri için, birlikte çalıştığı hocalar uygun düşmediği için, kendilerine yakışmayan, içinde bulunmaktan rahat etmedikleri veya giysiye benzetirsek, üzerlerine tam oturmayan felsefeyle meşgul oluyorlar. Örneğin hiç mantık yeteneği olmadığı halde kendini mantıkçı sanan, mantık felsefesi yapmaya kalkan ve orada vasati bir insan olarak kalan, vasati bir akademisyen olmaktan ileri gidemeyen veya aklı veya yetenekleri, çözümleyici felsefeye ermediği için Heidegger’i anlayabileceğini sanan, o doğrultuda felsefe yapmaya çalışıp Heidegger papağanlığı yapanlar var. Yine Türkiye ve dünyada yapılan ve yaygın olan felsefe etkinliklerine katkıda bulunamayacağını düşünüp, belki onları yeterince anlayamadığı için, tamamen yol değiştirip Hegelci olmaya kalkan ama Hegel’i besleyen kültürün hiçbir zaman farkında olmadığından bir Hegel papağanı olmaya eğilimli arkadaşlarımız var. Bütün Hegel’le uğraşan arkadaşlarımı burada tenzih ederim, bizim Eyüp Ali Kılıçaslan gibi Hegel yaşayıp, Hegel yatıp Hegel kalkan çok sevdiğimiz çok değerli arkadaşlarımız var. Ama genç arkadaşlarda bu çeşit eğilimler görüyorum, bir çeşit kaçıp, sığınacakları filozoflar arıyorlar. (Kimden neden kaçıyorlarsa!) Dolayısıyla felsefeyle uğraşmak, kişiliğimizi ve kendi olanaklarımızı keşfetmekle ilgili bir şeydir. Felsefe yapacağım diyen bir arkadaş kendini tanıyıp benim yolum bu değilmiş, şuymuş diyebilmeli. Belki gençken çok değişik felsefe yollarına, anlayışlarına açık olup, ihatalı bir felsefe bilgisiyle kendini donattıktan sonra hangi yola gidecekse gitmeli diye düşünüyorum. Çok erkenden kendini daraltan arkadaşlar vardır. Amerikan felsefe eğitiminde de bu var. Hocalar git gide daraldığı için. Çünkü daralmazsa makale yazamıyor, inceldikçe incelen makalelerin yayınlandığı dergilerin yaygınlaştığını görüyoruz ve bu da zaten felsefi çalışmaların akademik derecenin yüksek görüldüğü bir özellik sayılıyor. Elbette onlara saygımız vardır, bu tip incelmiş çalışmaların felsefeye elbette katkısı olabileceğini düşünüyorum, ama bizim gibi ülkelerde o tür incelmiş çalışmalara körü körüne katıldığınız zaman hikmet desteğini unutmuş oluyorsunuz. Hikmet desteğini almak elbette şart değildir. Size yakışmıyorsa, siz o tip bir felsefe yapmayabilirsiniz. Ama buralı olmak, Anadolulu olmak, Türk dilini konuşuyor olmak, Türk kökenli olmak da gerekmiyor. Bu ülkeye borcu olduğunu düşünen insanlar hikmet kaynaklı bir felsefe yolunda yürümeyi seçebilirler.. Bugün Bilim Çalıştayı sürüyor Türkiye Bilimler Akademisi ile Feyziye Mektepleri Vakfı (FMV) ortaklaşa Bilim Eğitimi İstanbul Çalıştayı düzenledi. Dün başlayan çalıştayda, TÜBA Başkanı Prof. Yücel Kanpolat “Bilim eğitimi ve bir bilge: Louis Pasteur” başlıklı konuşma yaptı. Prof. Bozkurt Güvenç Nasıl bir eğitim reformu; Prof. lhan Tekeli Eğitim: Dünü bugünü ve yarını; Prof. Tekin Dereli ise Kavram Geliştirme üzerine konuşmalar yaptılar. Çalıştayın bugünkü programı 915.00 arası sürecek. Betti Delevi: FMV okullarında bilim eğitimine bakış; Tuba Yi it: Yaratıcı Düşünme çalışmaları; Zeynep Engin: GEMB Programı; Ahmet Kaya: Fen kulüpleri ve projlerinin bilim eğitimindeki yeri; P nar im ek: Balon şişirelim; Ganime Parim: Araştırmaya dayalı öğrenme uygulamaları.. Ayrıca, Prof. Ali Alpar: 2009 Dünya Astronomi Yılı, Galileo ve Darwin: İnsanlar bilimsel sonuçları neden zor kabul ederler?; Prof. Sami Gülgöz: Düşündüren Eğitim; Prof. Ahmet Oral: Deney ve gözlem, konulu konuşmalar yapacaklar. Bilgi: www.fmv.edu.tr ; TELİF ESERLERİ ÖZENDİRME Öte yandan TÜBA Üniversite Ders Kitapları Telif ve Çeviri Eser Ödülleri törenle sahiplerine verildi. Türkiye Bilimler Akademisi, kaliteli telif ve çeviri eserleri özendirmek amacıyla uygulamaya koyduğu Üniversite Ders Kitapları Telif ve Çeviri Eser Ödülleri Programı çerçevesinde ödül kazananlara plaket, berat ve sertifikalarını verdi. TÜSİAD TBV 6. “eTR Ödülleri” Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) tarafından, Turkcell’in ana sponsorluğunda düzenlenen “6. eTR Ödülleri”nde kazanan projeler belli oldu. 2 Aralık 2008 Salı günü düzenlenen törende, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Do an Yalç nda , TBV Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczac ba ile Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Naz m Ekren kazananlara ödüllerini takdim etti. 6. eTR Ödülleri finalinde yarışan 14 projeden 4’ü “Kamudan Vatandaşa eHizmetler”, “Kamudan İş Dünyasına eHizmetler” ve “Kamudan Kamuya eHizmetler” kategorilerinde ödül kazandı. “Kamudan Kamuya eHizmetler” Kategorisi’nde Orman Genel Müdürlüğü “Orman Yangın Yönetim Sistemi” ile, “Kamudan İşdünyasına eHizmetler” Kategorisi’nde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı “Garanti Belgesi ve Satış Sonrası Hizmetleri Yeterlilik Belgesinde eİmza ve eBelge Uygulaması” ile, “Kamudan Vatandaşa eHizmetler” Kategorisi’nde ise; Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı “SMS Bilgi Sistemi” ile ve Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü “Maddi Hasarlı Kaza Tespit Tutanağı Uygulaması” ile ödüle layık görüldü. Ödül kazanan kurumlar ödül töreni sırasında, katılımcıların huzurunda jürinin yaptığı elektronik oylama ile belirlendi. Ayrıca, “eBelediyecilik Özel Başarı Ödülleri”; Fatih Belediyesi “Kent Bilgi Sistemi”, “Hizmet Cep’te”, “Mobil İmza ve Süper Hizmet Masaları” uygulamaları ile; İstanbul Büyükşehir Belediyesi “Mobil Cep Trafik”, “Online Eğitim Yardım Başvuruları”, “Şehir Rehberi”, “Beyaz Masa” uygulamalarıyla; ve Bakırköy Belediyesi “BAKOP Acil Durum Hazırlık Sistemi” ile verildi. Ayrıca Fatih Belediyesi “eBelediyecilik Jüri Özel Ödülü”nü ve Bayrampaşa Belediyesi “Bilge Hatun Eğitim Projesi” ile “eBelediyecilik Özel Teşvik Ödülü”nü kazandılar. CBT 1133/ 7 5 Aralık 2008
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle