24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kültür Michelle Obama neyi temsil ediyor? Amerikan toplum kültüründe zenci, kara Afrikalıya ilişkin ilkel ve aşağılayıcı imgenin toplumun çoğunluğu tarafından aşıldığı, Barack Obama’nın başkan seçilmesiyle kanıtlandı. Obama başkan seçildikten sonra karısı ve iki çocuğu ile televizyonların önüne çıktı. Çok iyi biliyorum ki bu beyaz Amerikalıların kolay kabul edeceği bir görüntü değildir. Nitekim şimdiden yeni başkana ölüm tehditleri geliyor. Doğan Kuban M ichelle Obama Türkler için olağan bir simge. Türkiye’de de yüz binlerce kadın, cahil bir İslam toplumunun bağrından çıkıp bu özgür konuma ulaşıyor. Bu, Cumhuriyetin sadece Türklere de il, slama getirdi i bir onurdur. Türkiye’de kadına bu statüyü kazandıran Kurtuluş Savaşı ve çağdaşlık bilincidir. Çağdaşlığı erkeklerden çok kadınlar temsil ediyor. Çünkü bundan yüzyıl önce dünyanın hiçbir yerinde kadının statüsü böyle değildi. ??? Fakat bunun gerçekleşmesi Amerikan tarihinde ulaşılan devrimsel bir eşiktir. Bundan elli yıl önce yakılan evlerinin harabelerinde ağlayan kara Afrikalı Amerikan kadınlarını anımsayınca, Amerikan toplumunun yapısında var olan bütün engelleri aşarak Harvard’da okuyup dünyanın en ünlü hukuk diplomalarından birini alan Michelle Obama özel bir anlam kazanıyor. Bu Amerika’da büyük değişiklikler anlamına gelmiyor. Fakat ağır da olsa demokrasinin bir iç gelişmesine işaret ediyor. Ben daha çok Michelle Obama’nın sergilediği kadın imgesinden etkilendim. Neden böyle düşünüyorum? Daha önce Roosvelt’ten Bush’a kadar pek çok cumhurbaşkanının eşini görmüştüm. Amerikan kadınını üniversiteden, sinemadan, spordan, polisten askere, ev kadınından satıcısına kadar her şekilde tanıdım. Kadının Amerikan toplumunda seks simgesi olduğu kadar, çalışan, yaratan ve lider olanlarını tanıdım. Toplum yaşamındaki yerlerini deneylerimle biliyorum. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde de Amerikan kadınını televizyon habercisi, yorumcu, seçim organizatörü ve çalışanı, seçimi örgütleyenler olarak yeniden izledim. Kadının güncel yaşama katıldığı bütün etkinliklerde Müslüman toplumun geçmişin zincirlerini kırdığını ve gerçek İslam dünyasının bundan sonra bütün toplumlarla eş düzeyde karşılaşacağını düşünerek mutlu olurum. Aklıma sevgili dostum Profesör Mübeccel K ray geliyor. Bir Türk sosyoloğu olarak uluslararası bir toplantıda doğaçlama, herkesi hayran bırakan ne güzel bir konuşma yapmıştı. Onu ve onun gibi yüzlerce Türk kadınını uluslararası toplantılarda hiç türbanlı görmedim. Hayal bile etmedim. Kuran Müslümanlara bütün insanlık içinde ön sırada olduklarını söylüyor. Bunu reddeden bir görüntünün Kuran’dan değil onun yanlış yorumundan kaynaklandığını kabul etmek zorundayız. İslam ülkelerinin dünyadaki konumu çok acı. Kuran’ın slam toplumlar n bu duruma sokacak bir yorumunun do ru olduunu kim savlayabilir? Bu durum yeni de değil. En az üç yüz yıllık bir geride kalma. Ve bu bağlamda büyük bir tarihi olgu Türkiye Cumhuriyeti’nin bu duruma düşmemiş olmasıdır. Kadınerkek eşitliği sorununun yanıtını Kuran’da bulmama dayım yardım etmişti. Danıştay’da bir daire başkanı olan dayım, amcası eyhülislam Hüseyin Hüsnü Efendi’nin aynı zamanda damadıydı. Önemli bir ulema olan büyük amcadan dayım kanalı ile öğrendiğim şuydu: Kuran’ın 33. Suresi olan ‘AlAhzab’Sure’sinin ‘İnnelmüslimiyne velmüslimati …’ diye başlayan 35. inci ayeti, Müslüman erkek ve kadınlar arasında hiçbir fark gözetmeden, ‘bütün inanan erkek ve kadınlar, samimi olarak dindar olan erkek ve kadınlar, buyrukları kabul eden erkek ve kadınlar, sabırlı ve alçakgönüllü olan erkek ve kadınlar, sadaka veren ve oruç tutan erkek ve kadınlar, iffetli erkek ve kadınlar, Allah’ı çok anan erkek ve kadınlar için Allah bağışlayıcıdır ve onlara büyük ödüller hazırlamıştır.’ diyor. KURAN NE SÖYLÜYOR? ÇA DA AMER KA’NIN TEMS LC S Amerikan kadını bir çağdaş dünya temsilcisidir. Condoleezza Rice, kendini sevemesem de, bir çağdaş Amerika temsilcisinden çok bir çağdaş kadın temsilcisidir. Türkiye’de de böyle kadınların pek çok olduğunu düşünerek kıvanç duyarım. Bunu düşündüğüm zaman Türkiye’de Amerikan hayranlarının, dostlarının, işbirlikçilerinin, sözcülerinin, AB taraflısı yaygaracıların Michelle Obama karşısında türban n temsil etti i kad n nereye koyduklarını hep merak ediyorum. Gerçi dünya, kadınerkek eşitsizliğinin her boyutunu sergilemekte devam ediyor. Uzun zaman da böyle devam edecek. Fakat çağdaş dünya hiçbir alanda bu eşitsizliği tasvip etmiyor. Özellikle spor şaşılacak bir açılımla bildiğimiz sınırları ortadan kaldırıyor. Bizdeki sözde demokrasi havarilerinin bilinci, kadın özgürlüğü bağlamında, türbanla açık baş arasında bocalıyor olmalı. Bütün bunları anımsayarak, Harvard diplomalı avukat Michelle Obama’nın yüzüne Amerika’daki beyaz süprematistler karşısında bir tür azize olarak baktım. Süreyya Avrupa şampiyonu olduğu zaman, Çiller başbakan olduğu zaman, Ordu’lu köylü kızı fen fakültesini bitirdiği zaman, Rizeli balıkçının kızı Amerikan Koleji’ne girip akademik topluma üye olduğu zaman mutlu oluyorum. simgesi olarak bakabiliriz. İngiliz Kraliçesi geçmişten kalmış bir ‘relic’, ama Michelle Obama bir 21.yüzyıl simgesi. Senegal’de, başlarında sepetlerini ve sırtlarında çocuklarını taşıyan, Sudan’da incecik, renkli örtüleriyle pazarlarda dolaşan, Moritanya’da çölün ortasındaki çadırlarında yemek pişiren fakir kara Afrikalı kadınlar gör müştüm. O zaman bu heykel gibi, yüzüme büyük bir vekar’la bakan kadınlara çok acımıştım. Michelle Obama o kad nlar da temsil ediyor. Biz de bunu Atatürk’le birlikte tattık. Öğretmen annemin başı sıkıca sarılı 1918 tarihli Darülmuallimat öğrencisi fotosu yanında Eğridir’deki ilkokulda adını hatırlamadığım çağdaş Türkiye öğretmeni, güler yüzlü sınıf hocamı, Denizli Lisesi’nde ak yüzlü sevecen ama disiplinli kadın matematik hocamı karşılaştırıyorum. 1930’larda bunlar bizim için ne kadar doğal görüntülerdi. Me er hepsi o zaman n Michelle Obama’lar imi . Oysa Amerikalıya ne kadar benzemek isteyen var bu ülkede. Menderes’ten bu yana herkes Amerikan filmlerinde oynamak ister gibi. Bu istek hangi çarşafa sığacak? Bazı köşe yazarlarının ya da politikacıların eşleri için ‘uygarlık’ imgesi ya da ona karşı bir siyasi imge Dior’un ‘fashion show’u’ gibi bir şey olabilir. Oysa bu, toplumsal bir iç aydınlanmadır. Dinin cahil ve geri kalmak, sömürülmek için bir araç olması gerekmez. Örnek Avrupa. Eğer araç olarak kullanılıyorsa arkasında bir sömürü mekanizması saklıyordur. E TL K Ç N BU YETERL Hüseyin Hüsnü Efendi bu ayetin slamda kad n ve erkek e itli ini kanıtlamak için yeterli olduğunu söylermiş. Bu konunun uzmanı olmadığım için bunu bir yargı olarak değil, önemli bir ulemaya referans olarak anlatıyorum. Kuşkusuz ben içinde yaşadığım toplumun aklını kullanmaktan vazgeçtiğini kabul edemiyorum. İslam toplumları bu dünyada yaşayabilmek için ne kadar büyük tavizler verdiklerini anlamakta güçlük çekiyorlar. Ve gelişmiş toplumların kölesi olma dışında bir kaderleri olduğunu unutmuş olmalılar. Amerika bana çöküntü dönemi başlangıcında modern Roma mparatorlu u gibi görünür. Ne var ki pek çok çağdaş evrensel imgeyi de barındırdığı için dünya kamuoyunu aldatabiliyor. Obama’nın seçimi, Amerika’nın geleceğe daha yakın durduğunu ve yeninin egemen olma şansının daha çok olduğunu gösterdi. Onun için bu yeni ‘First Lady’ye bir uygarlık ve çağdaşlık aşaması ve Tayfun Akgül CBT 1133/15 5 Aralık 2008
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle