01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİME HİZMET EDENLER Türk biliminin devlerinden Sedat Alp’in ardından... Türk bilim dünyasını oluşturan devlerin sonuncusu da aramızdan sessizce çekilip gitti. Ona devliğini veren taşıdığı ordinaryüs profesör unvanı değildi. Rahmetli Sedat Alp bu unvana onur veren birkaç kişiden biriydi. Ölüm haberini boş yere manşetlerde aradım. Magazin basınımıza göre bir adam değildi Sedat Hoca. Onu tanımak, onu anlamakla kabil olduğundan, onu anlayacak kadar adam olmak şartı gereklilikti çevresine girebilmek için. Prof. Dr. Celal Şengör CBT 1027/8 24 Kasım 2006 nsanı insan yapan en yüce özellik olan merak onda en mükemmel şekillerinden birini bulmuştu. İçinde yaşadığı evreni yalnız öğrenmek için değil, anlamak için doğmuştu Sedat Alp. Tanrı’ya tapınarak değil, tanrılaşarak evreni kucakladı. Tanrılaşan Sedat Hoca, o müthiş beyninin içinde gök mavisi gözlerinden süzülüp gelen Anadolu'nun Hitit dönemini baştan yarattı; bozkırın cansız toprağına gömülmüş yıkıntılarından çıkan Hititleri onun kılavuzluğunda tanıdık. Hititlerle birlikte insanın insan olma macerasını Sedat Hoca'nın yazdığı bilimsel ve popüler eserlerde izledik. Üç küsur binyıl öncesinin Anadolusunu Benim tanıdığım Sedat Alp. onunla gezdik, oradan onunla Mısır'a, Alp, iğneyle kuyu yeni oluşmakta olan kazma misali ortaya Hellen dünyasına, İran ve Mezopotamya'ya çıkardığı Maşat Höuzandık. Gördük ki uyyük gibi kazı hazinegarlık dediğimiz o muhleri ve Anadolu’nun teşem abidenin temeli Hitit kültür ve coğburalardadır. Onu, okusun da bize bunları bulup rafyasını sağlam fiöğretsin diye tâ Almanlolojik temellere yalara gönderen Ataoturtmuş olmasıyla türk, Sedat Hoca henüz dünya çapında şöhküçücük bir çocukken ret oldu. kurtardığı yurdunun zenginliklerini biliyordu. Onları bulup çıkarsınlar diye bu gençleri yetiştirmiş, görevlendirmişti. Vatan, tanındıkça daha çok vatanlaşacak; geçmiş, bilindikçe daha çok bilinçlendirecekti. Sedat Bey, bu görevi kusursuz yerine getirdi; sırf vatandaşlarını değil, tüm dünyayı aydınlattı. Onun eserleriyle Hititler Anadolu'dan çıktılar, Berlin'e, Londra'ya Paris'e, Mos İ kova'ya, Washington'a ve daha nerelere gittiler. Sedat Hoca Atatürk Türkiyesi'nin ürünlerindendi. Onun için muasır medeniyet seviyesiyle yetinmedi, onun üstüne çıktı, çıkarken de medeniyetin Hititoloji denen dalını beraber taşıdı. Örnek bir insandı, çünkü uygardı. Gençlik ateşiyle bir gün kendisine bağırıp çağıran sevgili eşine "Dediklerini hiç duymadım ki" demişti. "Duysam belki ben de aynen karşılık vermek isterdim. Halbuki âkil bir şekilde oturup konuşsak, iki akıllı ve uygar insan olarak halledemeyeceğimiz sorun olur mu?" Kendisiyle daha sonra 55 yıl geçirecek olan Ferzan Hanım bu basit sözlerin hayatında aldığı en büyük derslerden biri olduğunu söylemişti. "Akıllı adamdı" dediydi. "Kolay bir eşti, çünkü zeki, akıllı ve uygardı." Sedat Bey çapında bir bilim devinin kolay eş olduğu nerede görülmüş? Ama o insanı kâmil takımındandı. Bilimde zirvelere çıkan, aile yaşamında eşsiz bir mutluluğu tadan Sedat Hoca, tüm yaşıtları gibi bir bakıma da talihsizdi. Pırıl pırıl bir ülkede büyümüştü. Gelecekten çok şey ümit ediyorlardı. Akademik yaşamının başıyla Atatürk'ün ölümü üst üste düşünce tüm bilim hayatında kendisi giderek büyürken, ülkesinin giderek cahil ve akılsız yöneticiler elinde küçüldüğünü gördü. Sonunda tam anlamıyla zır cahil ve gerici bir yönetimin iktidara geçtiğini görmek bahtsızlığına uğradı ve bunun değiştiğini göremeden "artık yeter" diyerek, kendinden önce bıkıp giden arkadaşlarının, Ekrem'le İhsan'ın yanına gitti. Ben onu hep o arkadaşlarıyla hatırlayacağım. Onların hatırası bana cesaret, neş'e ve ümit veriyor. Hiçbir şey olmasa onları hatırlamak benim içimi açıyor. İnsan olmakla mutlu oluyorum. Akşam haberlerini seyretmek veya gazete okumak yerine bazan Sedat Bey ve arkadaşlarını düşünüyorum... ve o gün daha yaratıcı, daha verimli, daha mutlu oluyorum. BİLİMİN EN BÜYÜKLERİNDEN Ben Sedat Alp’ı epey geç, 1993’te tanıdım. Ancak adını çok önceden hocam ve Sedat Bey’in arkadaşı Prof. Dr. Dr. h. c. İhsan Ketin’den defaatle duymuştum. Sedat Alp, Ekrem Akurgal ve İhsan Ketin, ilk kez 1932’de Almanya’nın Naumburg an der Saale kentinde bir araya gelmişler. Buraya Almanca öğrenmeleri için gönderilmişler. Daha sonra Berlin Üniversitesi’ne kaydolmuşlar: Sedat Alp hititoloji, Akurgal klâsik arkeoloji, İh san Ketin de jeoloji okumak üzere. Bir yıl sonra İhsan Ketin Berlin Üniversitesi’ndeki tedrisattan hoşnut olmayarak kaydını Bonn’a Sedat ve Ferzan Alp çifti iç güzelliknakletmiş, diğer leri, dış güzelliklerinde de yansırdı. ikisi Berlin’de kalarak tahsillerini bitirmişler. Bu üç insan, Cumhuriyet döneminin en büyük bilim insanları arasında yer almışlardır ve ömürleri boyunca da çok yakın dost olarak kalmışlardır. Ben Akurgal’ı ve Alp’i İhsan Ketin vasıtasıyla tanıdım. Önce bu üç insanı niçin Cumhuriyet döneminin yetiştirdiği en büyük üç bilim insanı saydığımı söyleyeyim: Her üçü de konularının dünyadaki akışını derinden etkileyecek yenilikler yaptı. Her üçü de yaptıklarını Türkiye’de, yanında yetiştikleri doktora hocalarından tamamen bağımsız gerçekleştirdi. Her üçü de ömürleri boyu ciddi bir çalışma temposuyla sürekli yeni katkılar yaptı. Tüm Türkiye tarihinde kendileriyle kanımca bir tek Fuat Köprülü ve Sırrı Erinç karşılaştırılabilir. Cahit Arf’ın benzer boyutları olduğu söylenir, ama konusu bana yabancı olduğu için onu tartamıyorum. Sedat Bey’i Türkiye Bilimler Akademisi’ne onur üyesi seçildiği zaman tanıdım. İhsan Ketin ve Ekrem Akurgal ilk seçilen beş onur üyesi arasındaydı. Sedat Bey’in ilk beşte olmadığını duyunca ikisi de epey kızdılardı. Bunu seçimi yapan (aralarında bendenizin de bulunduğu) ilk yirmi akademi üyesinin cehaletine verdiklerini de kesin fakat büyük bir nezaket kılıfı içinde söylediler. Bir sonraki toplantıda bu yanlış derhal giderildi ve ben, Ketin ve Akurgal ile birlikte Sedat Bey’in evine yemeğe gittim. İSTANBULLU AKURGAL Sedat Bey’in sadık hayat arkadaşı Ferzan Hanım çok güzel yemek yapar. Sedat Bey ne kadar sakin ve sessiz ise, Ferzan Hanım o kadar konuşkan ve şenşakraktır. Akurgal da öyle olduğu için, ikisi arasında derhal karşılıklı sataşma ve şakalar başladı. Bunlar sayesinde ben bu üç büyük bilim insanı arasındaki samimiyetin derinliğine şahit
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle