Katalog

TEKNOLOJİ=YAŞAM Edip Emil Öymen [email protected] Soru: Bir şey kaç yıllıksa eski sayılır? Yanıt: Eh, artık 10 yıl yetiyor... Bilgisayar oyunu müzelik oldu "Yeni Fikirler Yeni İşler" teknoloji tabanlı iş fikri yarışması sonuçlandı! 11 Kasım 2006’da ODTÜ Kültür Kongre Merkezi’nde gerçekleşen "Yeni Fikirler Yeni İşler" En İyi Teknolojik İş Fikri Yarışması final töreni sonuçlandı. üri, 4 finalist ekip arasından zor bir karar vererek PalMAX grubunu birinciliğe layık ekip olarak belirledi. Böylece PalMAXe grubu 50.000 YTL ödüle ve 3 yıl boyunca ODTÜ Teknokent’te ofis sahibi olma hakkını kazanmış oldu. Final töreninde jüri tarafından beklenmeyen bir karar daha açıklandı. Beğenilen ve başarılı bir projeyle yarışmaya katılan KÖPRÜ grubuna da 10,000YTL’lik "Özel Jüri Ödülü" verildi. Aslında böyle bir yarışmada finale kalmanın bile ‘kazanmak’ anlamına geldiği, ODTÜ Teknokent yöneticileri tarafından bir kere daha vurgulandı. Geçen yıl gerçekleştirilen finalde yarışan 4 gruptan 3’ünün bugün ODTÜ Teknokent’te şirket olarak faaliyet gösteriyor olması ise bu yarışmanın amacına ulaştığını gösteriyor. Proje Adı: PalMAX Proje ekibi: Münir Ercen, Gürkan Caner Birer, Mustafa Ayan, Furkan Kuru Proje: Oyna ve Öğren Oyna ve Öğren projesi bir Artırılmış Gerçeklik (Augmented Reality) uygulamasıdır. Bilgisayara bağlı bir kamera aracılığıyla alınan görüntü, resim işleme birimi tarafından işlenip gerçek nesnelerin 3 boyutlu koordinatları belirlenir, ardından grafik birimi tarafından oluşturulan sanal nesneler gerçek nesnelere göre istenilen yerlere oturtulup görüntü ekrana çizilir. Böylece gerçek dünya ile sanal dünyanın birleştirildiği yeni bir dünya ortaya çıkarılır. PalMAX, artırılmış gerçeklik teknolojisiyle fizik deneylerinde kullanılacak yenilikçi bir ürün geliştirmektedir. Bu ürün aynı zamanda savunma sanayii ve reklam sektörü gibi çok farklı sektörlerde de kullanılabilmektedir. Proje adı: KÖPRÜ (Jüri Özel Ödülü ) Proje ekibi: Ahmet Kuruköse, Çağrı Dindar, Emre Candan, Berat Reha Sönmez Proje:İrishayatı yeniden okumak Ürün, görme engellilerin, yazılı eserleri dokunarak okumalarına ve dinlemelerine imkân tanıyacaktır. Söz konusu ürün (iris) az görenlerin veya görme engellilerin günlük hayatta gereksinim duydukları yazılı dokümanları (kitap, gazete, fatura, bilgisayar çıktısı, vb.) başka bir alete ya da kişiye gerek duymadan dijitalize edip saklayabilmelerini, dinleyebilmelerini ve Braille olarak okuyabilmelerini olanaklı kılmaktadır. Sesli kayıt yapabilme ve yapılan kaydı dinleyebilme özelliğine de sahip olan iris, istenildiği takdirde dijital olarak kayıtlı tüm bilgilerini harici bir depolama birimine aktarabilmektedir. J Londra Bilim Müzesi’nde müze kavramı tepetaklak. O binada evet, bir müze var ama, bizim diyarımızda müze diye bildiğimiz "şey"den çok farklı. Ve binanın bir bölümü "haber merkezi" gibi çalışıyor. Binası 19. yüzyıldan kalma, içi ise 21. yüzyıla yaslanmış bu popüler müzenin en önemli özelliği: Sürekli yenilikçilik. Herhalde, yenilikçiliğin en ironik olanı, bilgisayar oyunları hakkındaki "tarihi" sergi! Bilişimin içine doğanlara, Anglosakson dilinde "native" (yerli) deniliyor. Yakında, güzel Türkçemize de bu sözcük "olduğu gibi" girer. İşte, bu "yerliler" için 1960’lardaki ilk bilgisayar oyunu PDP1 yontma taş kadar eski. Hatta belki 1990’lardaki "Tomb Raider" bile. "Space Invaders" ve "Super Mario", bilişim yerlisi olmayan bizler için bile nostaljik! Sergide 120 böyle oyun sıralanmış. Hepsi de oynanabilir bir sistemle sunulmuş. Ama, ortalığı oyun alanı sanmayın... İşin sosyolojik boyutunu bilim adamları tamamlıyor: *Lara Croft’un 10. yıldönümünde o günden bugüne değişen teknoloji, oyunların sınıfsal niteliğini nasıl etkiledi? *Video teknolojisinin sürekli yenilenmesi, meçhul ülkeleri keşfedenlerin düşünce ve karar verme süreçlerini ne kadar andırıyor? *Oyunlar, daha önceki kuşakların bilmediği ne tür yeni öğrenme biçimleri sunuyor? *Oyunların, insanı daha saldırgan yaptığı, yalnızlığa ittiği iddiası ne kadar doğru? HABERE ANTEN Müzenin 21. yüzyıla uygun daha âlem halleri de var: Medyada yayımlanan önemli bilim haberlerinin arka planını kullanarak hızla sergi hazırlamak. Bu yenilikçi atılımın adı "anten" anlamına "Antenna". Hızla kurulan, hızla yenilenen, hızla güncellenen, hızla bitirilip yenisi yapılan sergiler bunlar. Hedef kitle özellikle gençler ve öğretmenler. Türkiye’de gerçekleşme şansı hiç olmayan bu etkinlikle, medyada öne çıkan ve dikkat çeken bilim haberlerinin 5N+1K’si kamuoyu bilgisine hızla açılıyor. Güncelliği geçmeden... Ne de olsa bilgi toplumunda, bilim haberinin "bile" güncelliği var! Örneğin, global ısınmanın Sibirya’daki tundra bölgesini nasıl etkilediği ve bunun sonucunda atmosfere metan gazının nasıl karışıp sera etkisini artırdığına dair yeni sergi adeta bir ders gibi. Etkileşimli ekranın başına üşüşen gençler, tam da kendi anladıkları ve kullandıkları bir teknolojiyle, bu bilimsel gelişmeyi bizzat öğreniyor. İnovasyon eğitimi okula girdi ‘İnovasyon’ kavramının tüm dünyada artan önemini dikkate alan İzmir Ekin Koleji, 5. sınıf öğrencilerine yönelik ‘İnovasyon Öğretme ve Öğrenme Programı’ uygulaması başlattı. 17 hafta süren program, 40’ar dakikalık 36 ders saatini kapsıyor. Uzman eğitimcilerin hazırladığı eğitim programında, öğrencilere örneklerle inovasyonun anlamı, önemi ve uygulanması hakkında bilgiler veriliyor. Uygulamalı olarak gerçekleştirilen derslerde öğrenciler, değişik ürün ve konularda yeni ve farklı fikirler geliştirmeye teşvik ediliyor. Ekin Koleji Kurucu Temsilcisi Yasemin Reşitoğlu, şu bilgileri veriyor: "İnovasyon, farklı, değişik, yeni fikirler geliştirmek ve uygulamak anlamına gelmektedir. Bu fikirler daha önce çözülmemiş sorunları çözmek veya daha önce karşılanmayan gereksinimlere yanıt vermek, ya da zaten var olan pek çok şeyi güzel, daha kullanışlı, daha çok insanın işine yarayacak hale getirmek amacıyla geliştirilebilmektedir. Hasta tahlil sonuçlarını İnternet’ten duyuran hastane, buruşmayan kumaşı, verimli domates tohumlarını üretip satan firmalar diğer hastane ve firmalara göre rekabet avantajı elde etmekteler. Bir ülkede ne kadar çok inovasyon yapan işletme varsa, o ülkenin insanlarının yaşam kalitesi ve refahı o kadar artmakta; insanlar daha iyi şartlarda yaşamakta, daha iyi hizmetlerden yararlanmakta ve daha yüksek gelirler elde etmektedirler." BEYİNDE DURUM NE? Müzenin bir diğer "Antenna" etkinliği, dünyanın dört bir yanında yapılan beyin araştırmalarını da hızla sergilemesi. Almanya’dan Amerika’ya, İngiltere’den Fransa’ya çeşitli ülkelerdeki bilim adamlarının birbirine paralel yürüttüğü çalışmalar, somut birer bilgi parçası halinde sergide yer alıyor. Beyin faaliyetinin elektriksel çözümü ve bunun ne anlama geldiğini öğrenciler yine dokunmatik ekranların üzerinde gezinerek bizzat öğreniyor. Araştırmalarda kullanılan hassas elektrotları, camın arkasından olsa da göz hizasında görebiliyor. Bilim, akademik dergi sayfalarından, ciddi kitaplardan çıkıp somutlaşmış. Birilerinin bir yerlerde yaptığı anlaşılmaz işler olmaktan çıkıp, gündelik yaşamın içine sokulmuş. Bilinçle... İşin en hoş tarafı, bu etkinliği okulların ciddiye alması ve öğrencileri, adeta sinemaya, tiyatroya götürür gibi bu sergilere getirmesi. CBT1027/7 24 Kasım 2006