01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İnönü Üniversitesi: Bilimsel yayınlarda hızlı yükseliş Üniversite, makale sayısını bir yılda 251’den 344’e yükseltti; öğretim üyesi başına düşen yayın sayısında ise, devlet üniversiteleri arasında 16.’lıktan 7. ciliğe yükseldi! İ nönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, Akademik Yılı Açılış Konuşmasında, bilimsel araştırma ve yayınlarda hızlı artışa dikkati çekti. Uluslararası dergilerde 2004 yılında 251 olan makale sayısı, 2005 yılında 344’e yükseldi. (1996’dan itibaren sayısal artış şöyle: 45; 64, 72, 92; 103; 134; 217; 251; 344!). Öğretim Üyesi Başına Düşen Yayın Sayısı açısından, İnönü Üniversitesi’nin büyük başarısı görülüyor. 77 Devlet ve Vakıf Üniversitesi arasında öğretim üyesi başına düşen yalyın sayısı bakımından 2004 Yılında 21. sıradan geçen yıl 12. sıraya yükseldi. Sadece 53 devlet üniversitesi dikkate alındığında ise, üniversite 2004’te 16. ve geçen yıl ise 7. sırada! Hilmioğlu şu bilgileri veriyor: * Bilimsel araştırmalara yönelik olarak 6 yılda 7 Milyon YTL harcama yapıldı. * Öğrenci Laboratuarlarına yönelik olarak 3.5 Milyon YTL harcama yapıldı. Tüm öğretim üyesi ve öğrencilerimizin çalışma odalarına internet bağlantısı yapıldı. *Kütüphane Kitap Sayısı 40 binden 86 bine çıkmıştır. * Elektronik ortamda tam metin ulaşılabilir dergi sayısı 0’dan 27 000’e ulaşmıştır. * Bilimsel araştırma ve yurtdışı yayınlar ile bilimsel kongrelere katılımlara destek verilmeye başlanmıştır. EĞİTİM ÜZERİNE Prof. Hilmioğlu, açılış konuşmasında şu noktalara değindi: "Ülkemizin eğitim durumu sayısal olarak yüksek gelirli ülkelerle kıyaslandığında; okul öncesi eğitimde okullaşma oranı ülkemizde % 13 iken, gelişmiş ülkelerde bu oran % 82’dir. Zorunlu eğitimin 8 yıla çıkarılmasıyla bu çağdaki okullaşma oranı gelişmiş ülkeleri yakalamıştır. Ortaöğretimde okullaşma oranı ise ülkemizde % 60, gelişmiş ülkelerde ise % 100 civarındadır. Buradaki fark ihmal edilemeyecek düzeydedir. "Yükseköğretimde okullaşma oranına bakıldığında, bu oran gelişmiş ülkelerde % 66, ülkemizde ise açık öğretim hariç % 26’dır. Yüksek öğretim sistemimizdeki okullaşma oranını en kısa zamanda % 50’nin üzerine çıkarmak hedefimiz olmalıdır. Bu hedefe varmak için, mevcut üniversitelere yeni birimlerin eklenmesi ve yeni üniversitelerin açılması gerekir. Bu bağlamda, 15 yeni üniversitenin açılması kararı doğrudur. "Ancak yeterli bir altyapı, donanım ve akademik kadro olmaksızın sadece siyasi düşüncelerle açılacak yeni üniversitelerin nitelikli insan gücü yetiştirmeleri de beklenemez. "Ancak, ülkemizde eğitimle ilgili asıl sorunun bir nitelik sorunu olduğunu vurgulamak isterim. Gerek lise giriş sınavlarında gerekse üniversite giriş sınavlarında sıfır alan öğrencilerin elli binlere ulaşması ve bu yaş gurubundaki öğ rencilerin uluslararası yarışmalarda çok alt sıralarda yer alması bu eğitim kademelerinde ciddi bir nitelik sorunu olduğunun açık bir göstergesidir. "Yükseköğretim kurumları nitelik açısından değerlendirildiğinde ise; Türk üniversiteleri bilimsel yayın sıralamasında 200’ü aşkın ülke arasında 19. sıraya yükselmiştir. Üniversitelerimizin yaşamakta olduğu tüm kadro ve kaynak sıkıntılarına ve bu yolda önümüze konan her türlü engellemelere rağmen üniversitelerimizin ulaştığı bu başarının aklı ve vicdanı olan herkes tarafından takdir edilmesi gerekir... AYRILIKÇILIK VE DİNCİLİK "Toplumda yer alan ve bir zenginlik olarak görülmesi gereken kültürel farklılıklar hiçbir zaman ulusal birliği zedeleyici bir yapıya dönüşemezler. Demokrasi ve kültürel kimlik adı altında hiçbir ayrılıkçı hareket masum görülemez. Her ülkede doğal olarak var olan etnik farklılıkların öne çıkarılması nihai olarak ulus kimliğini yok eder ve bu coğrafyada başka ülkelerin sömürgesi olan onlarca etnik devletçikler ortaya çıkar. "Laiklik ilkesi ise Cumhuriyetimizin temel niteliklerinin omurgası ve ulusumuzun da varlık nedenidir. Laiklik İlkesi; bireyi aydın, toplumu çağdaş, devleti ise uygar yapan en temel kuraldır. Bütün insanlık tarihi göstermiştir ki; dinsel temele dayalı ülkelerde, bir taraftan devlet otoritesi ile dini otoriteler arasında bitmek tükenmek bilmeyen güçler çatışması, diğer taraftan ise farklı dini anlayışlar arasındaki çatışmalar, toplumsal gelişmeyi engellediği gibi uluslaşma sürecini de yok etmektedir...(CBT) Mimarlık ve şehircilik eğitimi tartışmasına öğrenci bakışı Şehircilikmimarlık eğitimi arasındaki ilişkilere ait tartışmalarda, bizim adımıza bizim isteklerimiz için ve daha iyi nasıl yetiştirileceğimiz konusunda getirilen öneriler üzerine biz de öğrenciler olarak birkaç söz söylemek istedik... Eda Yiğit, MSGSÜ Mim. Fak. ŞBPB; Aycan Yayla, İTÜ Mim. Fak. İç Mimarlık Bl.; Nihan Tohum, MSGSÜ Mim. Fak. ŞBPB gözlenmektedir. Sanki kentte aynı sorun alanları üzerinde çözüm üretmiyormuş ve mimari kentin, kent de mimarinin ürünü değilmiş gibi, mimarlık öğrencileri şehircilik, şehircilik öğrencileri ise mimarlık eğitiminden yoksun ve birbirlerinden kopuk yetiştirilmektedir. Bu kopukluk, iki meslek grubu arasındaki, iki mesleğe de faydası olmayan bir kutuplaşmanın sebeplerinden biridir. Şimdi ise birbirinden ayrıştırılmış lisans eğitimlerinin, alternatif olarak sunulan bütüncül bir yaklaşımla tekrar düzenlenmesini isteyenler bulunmaktadır. Bu öneri günümüz kentlerinin algılanmasında ve kentlilik bilincinin yaratılmasında olumlu ve önemli bir rol oynamaktadır. Umarız mimarlık ve şehirciliği rekâbet içine sokmaya çalışanların, araştırma yapmadan, kulaktan dolma bilgi ve fikir edinmeye alıştırılmış günümüz gençliğini kendi kişisel çıkarları doğrultusunda yönlendirmeleri engellenebilir; tümü özünde mimarlık fakültesi öğrencileri olan mimarlık ve planlama öğrencilerinin mesleki açıdan toplumsal rollerindeki beraberlik unutulmaz ve yeni yetişecek gençlerin bu rolleri meslek ayrımı yapmadan üstlenmesine fırsat tanınır… Sonuç olarak bizler, mimarlık ve şehircilik öğrencileri olarak aramızdaki dostluğun ve birlikteliğin, meslek alanlarımızda da güçlendirilmesini istiyoruz; bozulmasını değil… CBT1027/21 24 Kasım 2006 Ü niversitede lisans eğitim dönemimiz boyunca ilgi ve destek beklediğimiz ve birçok talepte bulunduğumuz Şehir Plancılar Odası’nın; Türkiye’deki yağma politikasına gereken en büyük tepkiyi gösteren; plansız kentleşmeyi sürekli eleştiren ve yağma projelerine tepkileri her zaman yansıtan Cumhuriyet Gazetesine karşı; mimarlıkşehircilik eğitimindeki aksaklıkları tartışan yazılar nedeniyle "Cumhuriyet gazetesi okumuyorum" imza kampanyası başlatması, biz gençleri ülkenin geleceği hakkında kaygılandırıyor. Ayrıca, gündemdeki konulara tepkisiz ve pek çok etkinliğe ilgisiz olan planlama öğrencileri arasında bu kampanyayı destekleyenlerin bulunması da kafalarımızda çelişki yaratmaktadır. Son yıllarda mimar ve şehircilerin bir türlü birlikte hareket edemeyişi, yeni eğitim sistemi üzerinde yapılan tartışmalarda da TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle