Katalog

Yeni ürünler Geleceğin cep telefonları Aşağıda, Desıgnafaırs adında bır tdSdrım merkezırun durıydCd unlu tasaıımcüdiından Uli Skrypalle'nin Sıemens'm yenı nesü cep telefonları ıçın gelıştırdığı biıkaç tasaıım yeı alıyor Skrypalle bu çalışmalannda, tasanmın kışısel yaşam tarzına ve ıhtıyaçlarına cevap vermesıru hedef alıyor gıne inanıyor Bunun ıçın de kullanıldn malzemenın titan yıım, gumuş, krıstal ve derı gıbı kahtelı ve dayanıklı olmasına ozen qostenyor (a) Tıtanyum, gumuş ve krıstalın buyuk bır uyum ıçınde bırbıı ının ıçıne gcçtigı bu cep telefonu sanat PSPH gıbı zamajıld değeı kdZdiııyor (b) Bu telefon ıse derının sıcakhğını ve dogallıgını yansıtıyor Tahir M. Ceylan Travmadan öykü çıkarmak Dr. Cem Kaptanoğlu'nu pek severim. Ceçenlerde Barselona'da, ceketler omuzda, Rambla Meydanı'nda umarsız ayaklarımızın, serseri ruhlanmızı dolastırmasına izin verdik beraberce. Ayaklar gitmek içindir, bazı konuşmalar da ruha girmek içın. Canlı heykellerle, mimar Gaudl'nin binaları arasmda köse bucak kaybolarak ruhlanmıza indik. Bir ara o, "travmandan öykünü çkarttın mı" dedi. Öyle ya, insanlar acılannı, onlardan oyku çıkartarak sindirir, yaşadıklarını birbirlerine öyküleştirip anlatırlardı. Öyküleştirme basladığında bilirdin ki, aa seni bitiren delici bir burgu olmaktan çkmış, içinde ürpertili burukluklar bırakan, kahramanı sen olduğun esrik bir masal olup kalmış. Metro çıkışlannda rüzgârlar vardır, travma çıkışlarında ise illa ki öyküler... Mesela bir kadını seversin, dunyayı ortadan bölmuş de yarısını almışsın gibi olur, öylesine kuvvetli seylerdir bunlar. O, senı o kadar kaplamıştır ki, yoğurt olmadan tarhanadan, yufka olmadan şehriyeden çorba çıkartmak kadar imkânsız bir şey, imkânlı olabilmis ve kendinden iki tane ben yapabilmişsindir. Herkes tek bir yaşamı zar zor bulabilmisken, sen iki katlık bir yaşamın doya doya sefasını sürüyorsundur o sıra. Bir gün gider o, bir metro kapısında kalakalımn. Içki içer, uyursun daima uyursun. Dunya hiçbir şey olmamış gibi döner, yaşam, umarsız devam eder; ne kadar aadır. Sonra sen de dünyaya bir ye Insanlar acılarırinden kendi travmanla katılırsın. Travnı, onlardan man olmadan artık sen eksiksindir, gittiöykü çıkartarak ğin yere onu da goturürsün ve ilk laf açıldığında fırsat çıksa da anlatsam diye ba sindirir, yaşadıkkarsın. lannı birbirlerine Sonra bu bir masal olur, mercan öyküleştirip balıklan gibi, gözlerini sabit tutup gövdeni oynatarak bahsedersin masalından. anlatırlardı. Bir ara tekrar rastlarsın ona ve şaşırırsın bir nebze bile aa duymamana. Anlarsın ki sen ona değil, onun olduğu şeye aşıkmışsın. Masalın uysal ve kendinin yapar seni. Bir masalı ve bir hastalığt olan herkes iyidir, hem de çok iyidir. Çünkü masallar hoşgörulü, hastalıklar vazgeçici yapar hepimizi. 0 günden sonra başkalarının öyküsu can sıkıcı gelmez bıze. Kendimizi vererek dinleriz ve başka oykülerin de aslında ne kadar içli ve ne kadar dinlenmeye değer olduklarını fark ederız . Meğer bız bir kadını severken, metro kapılarında tıkanıp kalırken, yeryuzunde ne çok eşzamanlı şey oluyormuş; fark eder, değişirız. Eşzamanlı olaylar eşdost yaratır, evet dostlar edinir, dunyayı, ınsanları severiz. Oyku yazmak, yalan da olsa yazdıfyn oykuye inanmak lazımdır. Öyküleri yalan olanlar, travmalarından kaçmış olanlardır. Travmayı kaldıramayacağına inanırsan ondan kaçarsın. O yuzden onlar kendi oykuleri olsun istediklerinde, bir yalanı oykulendirirler ve bır yalan başkasına değil, kendine söylendiğinde asla ahlakı bir zafiyet taşımaz. Buradakı zafiyet ahlakla değil, benlik gucüyle ilgilidir. Yalan, o hayatın daha az olduğunun değil, olsa olsa o hayata, sahibindekı inancın daha az olduğunun kanıtı olabilir. Yalnız insanlar değil, toplumlar da travmadan oyku, destan hatta turku çıkartır. "Onbeşliler gidiyor kızlann gözü yaşlı" ya da "Burası Muş'tur, yolu yokuştur, giden gelmiyor acep ne iştir" derken, içimizde, savaşın hangi katlanılmaz kayıplannın üstesinden gelmeye çalışmak vardır kim bılir? Oyku yazmak, masal anlatmak ve turku çığırmak bir kabul etme ve bazen de yenılgıyı, ağlayarak yenme je/tlidir. Insan yenilgileriyle yuzleşmelı, yenilgilerine ağlamalıdır. Ancak kendi ağlamasını gören, kendini sevebilir çünkü. Ağlayanı, kimse, kendisi bile ağlamayla baş başa bırakamaz. Öyküsü çıkartılmamış, ham travmalar tnsanı sinirli yapar, ağlamaları hıçkırıklı ve içe çakılıp kalıadır. Öyküsü yazılmış travmaların ağlatması ise yumuşak, sessız ve içe gomücu olur. Öyküleriyle akilleşmiş bir adam için, yalnızca şelaleden düşmek yetmez, aynı zamanda suda boğar gibi kendini, derinine gömebilmek te gerekir. Boğulup derine gömülunce, o zaman anlanın suyun ustünde yaşadıkların, dertlendiklerin ve sevdiklerin, aynı havanın hep aynı huyuymuş; aynı havanın içinde olanlar ne kadar ayrı olabilir ki? Aynı hamam, girenlerin derisi akta, karada olsa, aynı derecede temizlemez miydi? Ama travmadan geçınce, başka bir dünyaya giriyor, mesela suya iniyordun. Orada netes almak imkânsız, adım atmak anlamsızdı. Çoğu zaman havadaki ofkeler, nefretler, sudaki elbiseler gibi sebepsiz kalırdı. Suda çıplak olurdun, havanın tenine yapıştırdığı fazlalardan soyunurdun ve işte ancak o zaman anlardın ki, havanın gerçekleri, oyle hafiftirler ki, ancak oykuleri olabilirler suyun! tmceylan@superonline. com Öncelik tasarımda Minimalist telefon Butun telefonkrm bıreı teknolojı harıkası olnıası gerekmıyoı, çunku bazı ınsanlar ıçın telefon yalnızca konuşCep telefonlaı ının ınsanları once estetık açıdan tatmın etmesı gerektıgıne ınanan Sıemens, bu aıadd ujlevin de ihmal edilmemesıne ozen gosterıyor (a) Yumurta şeklındekı telefon, mesaj ıçırı Idin dondiumlı bu klavye ola nağı sunuyoı Bu arada uçgen şekülı telefonların bır ucuna kdmera yerleştuılmış. (b) Bu cep telefonunda yanlardan çıkan klavye verı gırışıne odaklı Gençlere yonelık (c) tıpınde ıse ped şekluıdekı klavye oyun oynamaya daha uygun Eskidikçe güzelleşen malzemeler Skrypalle stüıze bır teletonun kullanıldıkça değerlendı rridk ıçın geıeklı bıı cıhaz Bu tek ışlevh cep telefonları daha kuçuk pıller ve ınceltılmış hoparlorleı yaıdımıyla ıyıce mmyatuıleştırüebüır Prototıp olarak uretılen bu telefon ucuz mdlzemeden ydpıldıâı takdııde pılı bit tıgınde atılabilu Hazırlayan: Reyhan Oksay Cep telefonlanna kolay okunabilir ekran Yeni Zelanda'dan Deep Video Imaging (DVI) adında bir elektronik şirketi cep telefonlannda "popup" menülerin daha kolay okunmasını sağlayacak bir sistem geliştirdi. DVI'nin ekranları birbirinin üzerine binmiş iki adet saydam LCD'den oluşuyor. Bir küçuk ışık ikisini de arkadan aydınlatıyor. "Wallpaper" olarak kullanılan geri plan göruntüleri alttaki ekrana yansıtılırken, yazı veya grafik içeren mesaj üst ekranda yer alıyor. Bu yontemle menuler ve animasyonlar daha belirgin hale geliyor. içermemesi sorun yaratabilir. Fransız Thomson şirketi yeni urettiğı uzaktan kontrol ahazlan, vericinin yanına kızılötesi sensor yerleştirirek bu sorunu gideriyor. Setustu kutunun yazılımı güncelleştirildikten sonra ekranda ev sahibine yönelik komutlar beliriyor. Bu komutlar gereğince kumandayı kutuya doğru tutmak gerekiyor. Kutu kızılötesi ışınlar üzerinden uzaktan kumandanın belleğini güncelleştiriyor. Bilgisayar dil'ı Bilgısayarların konuşmayı doğru dürüst algılayamadığını ileri süren HewlettPackard, bilgisayar kullanıcılarının bilgisayarlann anlıyacağı şekilde konuşmayı öğrenmelerinı onerıyor. "Computer Pidgin Language" adı verilen HP'nin bu yeni lisanı Ingilizce, japonca ve Esperanto dillerinin bır karışımı. CPL, seslı ve sessizlerin daha anlaşılır bir ses düzeni içinde kullanılmasını ongoruyor. Boylece CPL'de "prınter" yerine "crinter", telefon yerine "teleter" gibi sözcükler kullanılıyor. HP, akılda lutulması kolay "balka", "coupo", "obobify" ve "okilimox" gibi sozcuklere ıstedığiniz anlamları yukleyebileceğinızi soyluyor. Uzaktan kumandayı güncelleştirmek Bugünlerde dijital TV'lerin setustu kutulan havadan yayınlanan veya telefon hatları üzerinden gönderilen yeni yazılımlar yardımıyla sahibinin haberi olmadan güncelleştiriliyor. Birsabah televizyonunuzu açtığınızda sanki sihirli bir el değmiş gibi TV'nizin yenilendiğini fark edebilirsiniz. Ancak uzaktan kumanda cihazlarının bu yeni özellikleri 828/6