22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İzmir'de kültür envanteri çalışmaları izmir Valiliği Türkiye'ye örnek olacak, ciddi bir proje başlattı. Önce tüm ilçelerin arkeolojik kültür envanterlerini, daha sonrada etnografık envanterlerini yaptırmayı planladı. Selçuk, Ödemiş, Tire, Çeşme, Karaburun, Bayındır İlçelerinin Arkeolojik Envanteri hazırlanarak kitap haline getirildi. K oruma kültürüne en çok kafa yoranlardan Oktay Ekincı'nin tanımıyla "Kültürel mıras insanoğlunun bınlerce yıllık el emeği, göz nuru ve akıl gucuyle uygarhk zincirme armağan ettigi bır değerler bütünüdür."(l). Bu değerler bütününü koruma kaygısı batıda en erken l.S 455526 yılları arasında yaşayan Ostrogot Kralı Teodorik'in davranışmda rastlanz. Bır dönem Istanbul'da kalan ve bu kentle eğıtım goren Teodorik ohız üç yülık hükumdarlığı dönernınde kültür varlıklarırıın reslorasyonuna gerekli önemi veren belki de tarihtekâ ılk korumacıdır. Bu savımızı O'nun Roma tmparatoruna yazdığı şu mektup da doğrulamaktadır; "Korumak, yaratmak kadar önemlidir. Biz ciddi olarak Roma surlannın iyi bir durumda olmalarım arzuluyoruz. Toplarm duşme siyle yıküan yerlerin üzerlerını kapatarak ve kiremitlerle orterek korunabılir ve boylece eserlerine ölümsuz gençlik verdığimiz eski hükümdarların teşekkürlerini hak ederız." Ayru Teodorik mektubunu şöyle sürdürür; "Biz şehirlerimizin güzelüğini artırmak ıçın dıdinııken. bize eskı devırlerden miras kalmış eserlerin yıkılması içırı yapılan girişimler son derece uzucüdür." (2). Günümüzden bin beş yüz yıl önce yaşayan Teodorik'in bu bılrnci zaman içınde gelışerek Fransız Devrimı ile başlayan aydmlanma duşuncesınin içınde yenı bır bakışla yerini bulnıusrur. "Bu bakış, tarıhi irdelerken insanın yaratıcı gucüne ve duşunsel gelişmesine öncelik verir. Kültürel miras da ışte bu eşsiz yaratıcüığm vo kültürde, sanatta, edebiyatta ve bilimdeki düşünsel üerlernenın hem kanıtı, hem birikirni, hem de bugunku ve gelecek kuşaklar açısından esin kaynağıdır." "Nıtekını bu nedenlerdir kı tarihte bugunkü anlamda ılk koruma kurulu orgutlenmesi ozel bir hukuk ve kurumlaşma ile eskı eserlerin devlet elıyle koruma altına alınması, Aydmlanma Devrimı'nin getirdiği insan haklarına dayalı yeni felsefı gorüşlerin ülke yönetiminde de siyası örgütlenmeye yansımaya baaladığı bır donemde, 1830 yıünda Fransa'da gerçekleştırilmiştır." (3). Özetle, eski eserlerin korunması, koruma kurullarmrn oluşturulması doğumunun 200,yüını kutladığımız dü şun ve sanat adamı Viktor Hugo'nun katkısı ve yönlendırme siyle başladı. Bızde ise koruma eylemi, Anadolu'da bir çok kenti planlayan, Aspendos Tiyatrosu'nu onaran I.Alaaddin Keykubat'ı ve" Bizans'ın mozaıklerı benim incilerimdir" diyen Fatih Sultan Mehmet'i saymazsak, Atatürk'le başladı. Ulusal Kuı tuluş Savaşı'nın en yoğun olduğu ve düşmanın Polaüı önlerıne geldıği, Ankara Hükümetı'nın Kayseri'ye taşınması tartışıldığı bır sırada Buyuk Atatürk bugunkü Eskı Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğu'nu Milli Eğitim Bakanlığı'nrn bir şube(si olarak ve Cunıhuriyetin ilanından hemen sonra FVansa modeüne uygun olarak 1924'de Istanbul Koruma Konseyi'ni kurdurtuyor, Ulusal kimlikli ve bagımsız bır ulke kurmak isteyen Atatürk, 19231924 yıllarmda Charles Texier'in Kuçuk Asya adlı unlu yapıtını Fransızca'dan Turkçe'ye çevirterek Milli Eğıtım Bakanlığı yayım olarak bastırttı. Ardından, ilk ulusal kazıları başlatmış, Dil Kurumu'nu, Tarih Kurumu'nu ve Halk Evleri'ni kuraıak, tarih, arkeolojı ve kültür çalışmalarına büyük onem verdi. Bu savımızı Ataturk'ün dönemın Başkanı lsmet Inönü'ye 23 Mart 1933 yılında yazdığı şu mektup dogrulamaktadır: "Memleketimizin hemen her tarafında emsalsız defineler halrnde yatmakta olan kadim medenıyet eserlerinin ileride tarafımızdan meydana çıkarılacak ilmi bir surette muhafazaları için Muze Müdürlüklerine ve hafriyat işlerinde kullanılmak üzere arkeoloji mütehassıslanna kati lüzum vardır. Bunun için maarifçe harice gönderılecek talebeden bir kısmının bu şu beye tahsısi muvafık olacağı fikrindeyim." (4) Atatürk'ün bu emri üzerine arkeoloji egıtimi yapmak uzere Milli Eğitim Bakanlığı batıya oğrencüer gönderır. Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal ve Prof. Dr. Jale Inan gibi ünlü arkeolog bilim iasanlarımız belirtilen proje çevresmde batıya gön derılen ılk oğrencilerdendır Ataturk'ün yukandaki mektubu803/12 'na benzer biı genelgeyi Tsmet Inonu başvekil sorumluluğu çerçevesinde Valılere gonderir ve katıyen eskı eserlerin yıktırılmamasıru "aksi takdirde yıktıranlar ve müsamaha edenler hakkında şıddetle takibat yapılacağını" büdirir Bu arada Koy Enstitülerinin kurucusu unlu Milli Eğitim Bakanımız Hasan Ali Yücel'in de emeği unutulmamalı. Ilk arkeoloji dergisi onun dönemmde çıkanlıyor Köy öğretmenlerine yönelik yayınladıgı genelgeyle okullarda Muzecilik köşelerinı oluşturtuyor Örneğın, benım okuduğıım Fethiye'nin Gökben köyunde eski eserlerin toplandığı bır muzecilik köşesı vardı 'Aksu Köy Enstitusü mezunu öğretmenımiz Nazmi KIŞLAK çevre örenyerlerinde açıkta olan eski eserleri sonradan adlannın rnezar stoli olduğunu oğrendığim yapıtları okuluna sutında getirirdi. proje başlattı, Önce tüm ilçelerin arkeolojik kültür envanterlerini, daha sonrada etnografık envanterlerini yaptırmayı planla dı, Selçuk, Ödemiş, Tire, Çeşme, Karaburun, Bayındır tlçelennin Arkeolojik Envanteri hazırlanarak kıtap haline getirildi Projeyi başlatan, II Özel ldaresi'nden ödenek ayırtan, 11 Kultur Mudurluğu'ne sürekli destek veren, kmir Valisi Alâaddin Yüksel konunun amacını Kültür Envanterlen'nin onsözünde şöyle vurguluyor: Tarıh, insanlığın ortak mirası ve belleğidir. Bu anlayıştanhareketle Izmir'm taııhini, arkeolojisini, sivil mımari orneklerini, doğal ve kültürel dokusunu belirleyen kültür envanteri olusturma çalışmaları başlatılmıştır, Ulkemizde, 11 olçeğinde gerçekleştirilen bu örıemli çalışma ile Izmır'ın arkeolojik ve kültür varlıklan haritasırun çıkartılarak ilçelerimizin ayrı ayn kültür varlıklannın bir kitapta toplanması amaçlanmaktadır Bu kultur envanteri, büımsel çalışmalara kaynaklık yaparken, planlama ve koruma çalışmalarına da mutlaka kolaylık sağlayacaktır. Kaldı ki tespit edilmeyen hıçbır şeyın korunmasının da yapılamayacağı gerçeğinden hareketle, çahşmaların muteakip bolümlerinde özel koleksıyonlarda ve evlerde yer alan dokumalar ağaç, metal, cam, kumaş, toprak, taş ışleri gibi el sanatlarrnın da envanterlerinin çıkartılması sağlanacaktır. Nıhayet alan çalışmalanyla oluşturulan envanterler, ilgüi kişılerin kullammını sağlayacak biçimde yayına dönüşturulecektır". 2003 yılının sonuna dek Izmir'in II ve Ilçe merkezlerının arkeolojik, kentsel, tarihsel ve doğal sit alanlaruu kapsayan envanter çalışmaları biürilerek, etnografik envanterlere başlanacaktır, Yayınlanan envanter çalışrnalaruım içerigi incelendiğinde ilçelerin, arkeolojısinin, anıt yapılarının, sivil mimarlık orneklerinin, korunması gerekli anıt ağaçlannın ve doğal dokusunun bu kitaplarda yer aldığını goıuyoruz, Elbette bu çalışmanın eksiklerı var, Ancak bir öncü çalışma, bu nedenle kutlanmaya değer. Musa Seylrd İzmir !l Kultuı Muduru ILGILENENlf.RE NOT, Kıtaplar Izmır ıl Kultuı Mu< luı lııgumfcn sağlana bilir. Adres: Halıl Rılat Paş* Caddesı N:3 K:3 KonakllZMIR (1\)l 0?M 441 13 9697) D1P NOT: 1EHNC1, Oktay, "Kulturel Mirasının Banşa Katlası". 2 Kul lıır Konfaransı (Banş Kultunı) Bildirüeri, İzmir 2001, S 107 2GENIM, M.Sinan, "Koruma Kultuıu Uzerine". TAÇ VAKFl'ıım 25 Yıh Am Kılabı, Turldye'de Risk Altındaki Dogal ve Kultur Mirası, Istanbul 2001, S 195 3,4,fcMNCl, Oktay "Kultur ve Dogal Varlıklarıruıı Yağmalanmasında Politikalar ve llyqulama laı" Turkıyede Kultur Politikalan, (Kultuı Gmşımı Yayuu) . Istanbul 2001. S 2BI S 263 İzmir Valiliği'nin atılımı Yakın yıllaıda Kültür Bakanlığı, Tarihi Kentler Birliği, üniversiteler, belediyeler gibi resmi kurumlar, Mrmarlar Odası gıbı sivü toplum örgutleri eski eserlerin saptanması, belgelenmesi, restorasyonıın yapüması için uğraşmaktadırlar. Bu çerçevede izmir Valiliği Türkiye'ye örnek olacak, ciddi bir Sağlıkta sömürü Prof. Dr. Coşkun özdemlr Türkiye Kas Hastalıklan Demeğı'nde tedavisi olmayan şu ya da bu kas hastalığına yakalanmış engelli hastalara yararlı olmaya çalışıyoruz. Onlan bilgilendirmeye yönlendirmeye gayret ediyoruz. Fizık tedavi görmelerıni sağlıyoruz. lyileşmeyecek bir hastalıkla birlikte duzeyli, verimli, onurlu bır şekilde yaşamanın nasıl mümkün olabüeceğini anlatyoruz, Onları sağlık sömürüsünden şarlatanlıklardan korumaya çalışıyoruz. Bunları ve ozellikle sonuncusunu başarmak çok zor. Bızım insanımızı bilimsel düşünceye, büımsel mantığa başvurarak ikna etmek hiç de kolay değil. Büyük çoğunluk, hastaüğının tedavısı olmadığına inanamıyor. Ilk soru "acaba başka bir ülkede çare yok mudur" oluyor, Yani örneğın, musküler distrofıyi "Hollanda'da tedavi edıyorlar ama bunu bize söylemiyorlar, bizden saklıyorlar. Yalmz kendileri uyguluyorlar" Böyle bir olasılığa yer veriyor insanımız. Evet, büyük çoğunluk tedavi arayışını sürdüruyor. Doktorlann, biyoenerji ve akupunkrur uzmanlarırun arasından, ender olmayarak onlara tedavi vaadinde bulunan ve uygulanlar çıkıyor. Tabii çok sayıda üfurükçuyü şifa dağıtan hocaları da unutamayız. Bir gün dernek genel sekreteri ile birlikte üç aileyi dinlemiştik. Onlar aldıkları tavsiyeler üe sırası Ue şu uygulamalan yaptıklarını bize anlattılar, Hık zeytinyağı ile kanştırümış sarmısaktan oluşan sıvıyı çocuğun tüm vücuduna gunlerce sürüyorlar, Bir başka aile, hasta çocuğu çıplak hale getirip kol ve bacaklarına ve de gövdesine alabalık bağlıyor. Bu işlem 15 gün sürüyor. Iddiaya göre alabalık kasları güçlendiriyormuş Üçüncü aileye tavsiye edilen en ilgmç olanı. Çocuğun vücuduna boydan boya kuzu pisliği sürülecek. Ama dikkat etmek la zım. Bahar kuzusu olacak yoksa o kadar etkili olamıyor, Bunlan özenle uygulamıştı bu üç aile, Üstelik bize derneğe yakm, bizden yararlandığını duşündüğümüz aüelerdı bunlar. Boyle sayısız şarlatanhk var ve hastalar bunlara umutlarını, paralarını kaptırıyorlar, Medyamız bu konuda dikkatli ve özenli olmaktan uzak. Televizyonlarda çok kötü programlar ve sunuşlai" oluyor. Gazeteler ve sağlık muhabirleri iyi anlamadan iyi kavramadan bu gayreti göstermeden yalan yanlış ve zavallı insanlarımızda boşuna umutlar uyandıran yayınlar yapıyorlar. Yakmda bir kas hastasından "hocam kok hücreleri ile tedavi yapıyorlarmış biz fılanca yere gidip bu tedaviyi alacağız ne dersiniz?" diye bir başvuru aldım. Bir kordon kanı birikimini tedavi olanağı sanıyorlardı. Onlara böyle sunuluyordu. Ikinci bir başvuru 2300 Euro değerinde bir yatakla ilgüi idi. Hasta çocuk bu yatağa yatarsa iyüeşiyormuş. Bir TV kanalımızda bu yatakla ilgüi yayın yapümış ve adı sanı belli bir özel sağlık merkezınde bu yatak satüıyor ve uygulama yapüıyormuş. Bu aldatmacalarla, bu şarlatanhklarla yaman bir mücadele yapmak gerekiyor. Biz dernek olarak bügüendirüirsek hemen girişimde bulunuyoruz. Ama iyi bir sonuç almak kolay değil. Yaptırımlar yeterli değü. Tabip odalannın sağlam ve etkili bir yetkiye sahip olması gerekiyor. Bu şarlatarüıklan yapanların cüretkârlığı dikkatimi çekiyor. Çekinmeden yapıyorlar bu vicdansızca işi, onları caydırıcı ciddi önlemler alınması lazım ve söylemeye gerek var mı? Şu aldanmaya, aldatümaya teşne zavallı insanımızı bügilendirmeye, büinçlendirmeye ne kadar çok ihtiyacımız var. Ne kadar çok. 2002 yılında eğitim ortalamasını 4 yılın altmda bırakan, Cumhuriyetin amaçladığı kendi dünyasını kurabilen, kendi tercihlerini yapabüen bilinçli yurttaş yetiştirme hedefıni ve ilkesini yok eden insanları, ben nasü anayım bilmem ki...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle